Bilim insanları dünyanın en çok ayağı olan canlısının anatomik özelliklerini inceledi.
'Illacme plenipes' adlı canlı ilk olarak 80 yıl önce görülmüştü.
Bu canlı son olarak kısa bir süre önce California'da yeniden keşfedilmişti.
Şimdi araştırmacılar, bu türün çok sayıda ayağa sahip olmanın yanında, bugünkü hemcinslerinden ziyade milyonlarca yıl önce yaşayan akrabalarına daha çok benzediğini söylüyor.
Araştırmanın sonuçları ZooKeys adlı dergide duyuruldu.
Araştırmayı kaleme alan ekibin başkanı Doktor Paul Marek, 'I. plenipes'in "Çok ayaklılar dünyasının sırlarla dolu bir canlısı olduğunu" söylüyor.
Doktor Marek bu canlıları, 2005 yılında kardeşiyle birlikte California'daki dağlık alanda buldu.
O günkü keşfe kadar bu canlılara uzun zamandır rastlanmamıştı.
Nature dergisinde çıkan bir yazıda, bu yeniden-keşif hakkında ayrıntılar verilmiş ve canlının temel biyolojik özellikleri anlatılmıştı.
Son araştırma ise canlının anatomisine daha yakından bakıyor.
Bu tür canlıların ortak adı kırkayak olmakla birlikte aslında çoğunun çok daha fazla sayıda ayağı bulunuyor.
Bu familyaya ait canlıların büyük bölümünün ayak sayısı 62 olarak biliniyor.
Ancak Doktor Marek, 'I. plenipes'in alanında rekortmen olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebileceklerini belirtiyor.
Dişilerin 750'ye, erillerin 562'ye varan sayıda ayağı bulunuyor.
Doktor Marek, bu kadar çok sayıda ayağın toprak altındaki yaşama uyum sağlamak için evrildiğini düşündüğünü söylüyor: "Yerin altında yaşıyorlar. Yaptığımız çalışmalar sırasında yerin 10-15 santimetre kadar altında yaşadıklarını belirledik."
Yakından bakıldığında bu canlıların zoolojik geçmişin izlerini taşıdıkları belirlendi.
Çok ayaklıların, genel olarak yaprakla besleniyor; çürümüş bitkileri ağzının dişli kısmında öğütüyor.
Ancak bilim insanları bu yeni keşfedilen kırkayağın, çene yapılarının başlarına monte olduğunu; koparttıkları bitki ve mantar parçalarını doğrudan yuttuklarını söylüyor.
Bedeni de eski türlere daha çok benziyor.
Doktor Marek, bu yeni keşfedilen çok-ayaklıların beden bölmelerinin de eski akrabalarınınkine daha çok benzediğini dile getiriyor.
Doktor Marek, milyonlarca yıl önce bu canlılara ve benzerlerine daha çok rastlandığını ama sayılarının artık çok azaldığını söylüyor.