İbrahim Yetkin, buğdayda 18 milyon ton dolayındaki yıllık talebin karşılanması noktasında sorun yaşanmasının beklenmediğini, ancak TMO'nun alıma geçmemesi yüzünden tüccarın insafına terk edilen buğday üreticisinin ürününü giderek daha düşük fiyattan satmaya başladığını, fiyatların geçen yılki düzeye indiğini, stokçuluğun arttığını bildirdi. Yetkin, TMO'nun alımda geç kalması nedeniyle ürünün tamamen tüccarın eline geçmesi durumunda, stokçuların fiyatları istediği gibi belirleyeceği, Ramazan ayında ekmek ve unlu mamul fiyatlarının "astronomik" düzeylere fırlayacağı uyarısında bulundu.
Mercimek üretiminin yüzde 86'sını gerçekleştiren Güneydoğu'da kuraklık yüzünden üretimin yüzde 60 düştüğünü bildiren Yetkin, yıllık 340 bin ton talep olan bu üründe üretimin 150 bin tonda kalacağını, TMO'nun mercimeği de destek kapsamına alarak alıma geçmesini istedi.
-BUĞDAYDA REKOLTE DEĞİL AMA FİYAT SORUNU VAR-
Yetkin, ANKA'ya yaptığı açıklamada 2008 yılında Türkiye'de buğday üretiminin 18 milyon ton dolayında beklendiğini, üretimin, yıllık talebe denk düşen bu düzeyde gerçekleşmesi durumunda Türkiye'nin buğday ithal etmesini gerektirecek bir durumun olmayacağını söyledi. Buğdayda üretim yönünden bir risk bulunmamakla birlikte, TMO'nun alım yapmaması ve ürünün tamamen tüccarın elinde birikmesi nedeniyle, fiyat yönünden ciddi sorun yaşanma tehlikesi bulunduğunu bildiren Yetkin, bu konuda beliren riski şöyle anlattı:
"2008 hasat dönemindeki buğday alım fiyatlarının aşağı düştüğünü ve bugüne kadarki hasat edilen buğdayın tamamını tüccarın aldığını, hasadın ilk başladığı günden bugüne kadarki süreçte tüccarın buğday alım fiyatlarını giderek düşürdüğünü çok net olarak söyleyebiliriz. Şöyle ki, ilk hasadın yapıldığı yer olan Çukurova bölgesinde çiftçinin ürününü tüccara kilo başına 55-60 YKr aralığında sattığını tespit etmiş durumdayız. Çukurova'da bu şekilde hasat dönemi kapanmıştır. Şu anda buğday hasadı Trakya Bölgesi'nden devam etmektedir. Bu bölgede ise çiftçi tüccara ürününü 45-50 YKr aralığında satabilmektedir. Bu da çiftçi açısından son derece olumsuz bir durumdur. Başka bir ifadeyle çiftçi ürününü geçen yılki fiyattan satma noktasına gelmiştir. Bunu da gerçekten son derece tehlikeli bir süreç olarak değerlendirmek durumundayız."
Buğday fiyatının giderek düştüğü, hem de tüm ürünün tüccar tarafından alındığını belirten Yetkin, "Bu süreç böyle devam ettiği sürece üretici ürünü yok pahasına tüccar almış olacak. Hasat bittikten sonra tüm ürün tüccarın elinde olduğu için tüccar buğdayı istediği fiyattan istediği koşulda, istediği zamanda satacak ve böylece üretici zarar ederken, tüketici de buğday fiyatlarının yüksekliğinden dolayı da hammaddesi buğdaya dayalı ürünleri pahalıya tüketmek zorunda kalacaktır" diye konuştu.
-"TMO DERHAL MÜDAHALE ALIM FİYATINI AÇIKLAMALI"-
TMO'nun derhal müdahale alım fiyatını açıklaması gerektiğini belirten Yetkin, "Müdahale alım fiyatı açıklayarak piyasayı regüle edici rolü oynamalıdır. Hem üretici hem de tüketicinin dengesini TMO zaman yitirmeksizin sağlamalıdır. Aksi takdirde 2008'de üretim sorunu olmayan Türkiye, bu boşluktan dolayı buğday ithalatına gitme zorunluluğuyla karşı karşıya kalabilir" dedi.
-RAMAZAN'DA FİYATLAR UÇAR-
Yetkin, buğdayda "Kırmızı alarm" noktasına gelinmeden çok acil biçimde gerekli önlemlerin alınmasını isterken, bu zorunluluğun başka bir nedenini de 1 Eylül'de başlayacak Ramazan ayı olduğunu söyledi. Ramazan ayından önce TMO'nun, hem buğdayda, hem mercimek ve diğer bakliyatta gerekli önlemleri alarak, alıma gitmesi gerektiğini belirten Yetkin, Ofisin piyasayı regüle etmesi, sokçulara, vurgunculara, fırsatçılara meydan vermemesini istedi.
-TÜCCARLIKLA TARIMLA İLGİSİ OLMAYANLAR DA STOK YAPIYOR-
İbrahim Yetkin, buğdayda yoğun biçimde stokçuluk faaliyetlerinin başladığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Fırsatçılık başlamıştır. Bunu mercimekte ve fasulye, nohut gibi diğer kuru baklagillerde çok açık görüyoruz. Tüccarlıkla, tarımla hiç ilgisi olmayan kişiler, şu anda inanılmaz şekilde ürün depolamakta ve stokçuluk yapmakta. Bu tedbir de alınmadığı takdirde Ramazan ayında fiyatlar belki de hiç kimsenin istemediği astronomik düzeylere, hayal edemeyeceğimiz noktalara gelecektir."
-MERCİMEK ALTIN GİBİ-
Güneydoğu'da kuraklıktan dolayı üretimin buğday ve arpada yüzde 90, mercimekte yüzde 60 düştüğünü bildiren Yetkin, kırmızı mercimeğin yüzde 86'sının bu bölgede üretildiğini belirtti. Yetkin, bu nedenle ülke genelinde mercimek üretiminde yüzde 50 düşüş olacağını, Türkiye'nin yıllık 340 bin ton mercimek tüketimine karşılık, bu yıl 150 bin ton üretim beklendiğini dile getirdi. Mercimek üretiminin talebin çok altında kalması nedeniyle bu ürünü stoklayan ya da bunun ticaretini yapanların fahiş karlar elde edeceğini, tüketicinin ise mağdur olacağını belirten Yetkin, Türkiye'nin "mercimekte ihracatçıyken ithalatçı konumuna geleceğine" işaret etti. Yetkin, "Muhakkak TMO bakliyatı da destekleme kapsamına alarak, alıma geçmelidir" dedi.
ANKA