İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bazı belediye başkanlarının akrabalarını belediye şirketlerine yerleştirmesine ilişkin, "Burası eş, dost, akraba yeri değil kardeşim. Kimse, hiç fark etmez. Ben de aynı şeyi yapıyorsam, benim partim de hesap soracak. Kendi vicdanına da hesap soracak." dedi.
İmamoğlu, kendisine tebrik ziyaretinde bulunan Redbul Türkiye Genel Müdürü Fatih Gönç, Hollanda-Türkiye Ticaret Odası Başkanı Ethem Emre ve sanatçı Kubat'ı ayrı ayrı makamında kabul etti.
Kubat ile ziyarete ilişkin açıklama yapan İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
İmamoğlu, kamunun çok farklı bir özelliği olduğunu, buralarda bir aileye, bir şirkete değil, direkt topluma hizmet edildiğini söyledi.
Son günlerde yakın akrabalarını belediyelere ait şirketlere atayan belediye başkanlarının bu tavırlarına ilişkin görüşleri sorulan İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Hiç fark etmiyor. Derhal gereğini yapmaları gerekiyor. Bugün değil. Ben bunu seçim meydanlarında söyledim. Derhal gereğini yapmalılar. Burası eş, dost, akraba yeri değil kardeşim. Kimse, hiç fark etmez. Ben de aynı şeyi yapıyorsam, benim partim de hesap soracak. Kendi vicdanına da hesap soracak. 'Ama çok marifetli' deniliyor. Gitsin marifetini başka yerde değerlendirsin, iş yapsın. Çok netiz bu konuda. Bu konuda taviz yok. 'Öbür taraf 105 insan yapıyor, bizdeki 5 insan yapıyor. Bizdeki az' denilmesi hiç fark etmez. Benim 5 arkadaşım o yanlışını düzeltecek. Derhal, düzeltecek. 'Kusura bakmayın hemşehrilerim. Ben bunu düzeltiyorum, işime bakıyorum' diyecek. Bitti, bu kadar basit. Burası, eş dost, akraba yeri değil. Benim akrabalarım dün beni ziyaret geldi. Köyden de gelenler vardı. Ağladılar gururdan, gittiler. Bitti. İlişki bu kadar. Böyle bir düzeni yönetirsek biz, topluma gerekli mesajları veririz. Derhal gereğini yapmalılar."
- "İstanbul'un, Türkiye'nin yetenekli insanları bizimle çalışmak istiyor"
İBB'nin iştiraklerinin başına atanacak isimlerin belirlenmesi konusundaki çalışmaların ne durumda olduğuna ilişkin soru yöneltilmesi üzerine İmamoğlu, şunları kaydetti:
"Çok iyi gidiyor. Çok da gururlanıyorum açıkçası. İstanbul'un, Türkiye'nin çok yetenekli insanları, bizimle çalışmak istediklerini ortaya koyuyorlar. Geçmişteki birikimleri, ortaya koydukları performanslarıyla gerçekten alkışlanacak başarılara imza atmış insanlar, bizimle beraber yol yürümek istiyorlar. Bu benim için çok değerli. Bu sürecin en doğru şekilde yönetilmesi adına da uzman arkadaşlarımız, en objektif şekliyle durumu irdeliyorlar. Muhtemelen bu hafta, büyük bir kısmını sizlerle paylaşacağım. Göreceksiniz, her birisinin geçmişinde başarı var. Çünkü bizim iştiraklerden beklentimiz çok büyük.
İştiraklerimizin şu felsefesi olacak. Kamuya hizmet edecek ama kazancını yine kamu ile paylaşacak. Aynı zamanda gerektiğinde finansman anlamda da kamuya servis edebilecek bir kurumsal şirket düzeni olacak. Bunun anlamı şu, dünyada herhangi bir finans kuruluşuna gittiğinde ya da Türkiye'nin herhangi bir finansal kuruluşuna gittiğinde çok itibarlı, üretken, iş geliştiren bir mekanizmaya sahip iştiraklerimiz haline gelecekler. Bu bakımdan oluşan insan kaynakları portföyümüz, genel müdürlerin özellikle çok üst seviyede. Tümüyle yönetimsel sorunlarını toparladığımızda iştiraklerimizi gerçekten böyle vitrine koyduğumuzda, çalışanlarıyla beraber, herkesin gurur duyacağı bir şekli alacak."
- "Bana tatil de yakışıyor"
İmamoğlu, "İstanbul'un kaybedecek bir tek saniyesi bile yok, diyerek ardından tatile gitmeniz eleştiriliyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Millet eleştiriyor diye ben tatile gitmeyecek değilim. Dinlenmek istediğim zaman dinleneceğim, istemediğim zaman işime... Yılda belli bir süre benim hakkım var. Benim mesaim de yok. Dün gece yanılmıyorsam arkadaşlarım saat 01.00'de eve bıraktı. Uyudum. Saat 06.00'da kalktım işime geldim. Dolayısıyla mesai mefhumum yok. Ama ben bir insanım ve bir vücudum var. Dolayısıyla dinlenmeye de ihtiyacım var. Örneğin 10 günde bir çok güzel bir uyku çekesim geliyor. O gün saat 12.00 - 13.00'e kadar uyuyasım geliyor. Buna kimse engel olamaz. Bu benim hakkım. Tahmin ediyorum ki, takip eden vatandaşlarımız öyle 10 günde, 15 günde uyumamı, 6-7 ayda bir dinlenmemi çok istiyorlar. Tatil, bazen insanlara yakışmıyor, bana tatil de yakışıyor." ifadelerini kullandı.
- "Ama kolay olmuyor"
"Makam araçları Yenikapı'da ne zaman sergilenecek? İsrafın fotoğrafı ne zaman çekilecek? Gecikmenin nedeni nedir?" diye sorulması üzerine ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu şu değerlendirmede bulundu:
"İstemem tabii uzamasını. Çünkü ben de çok istiyorum. Bu bir gerçeklik yani. Ama kolay olmuyor. Farklı listeler farklı çalışmalarda elde ettiğimiz bilgilere göre çok araç sağda solda ilgisi olmayan kurumlarda, kişilerde kullanıldığı konusunda tespitlerimiz var. Zaten bu israfı görüyorduk. Onun için israf tasarruf dedik. En yakın zamanda sergileyeceğiz. Ama sergilemek için o araçları bulabilecek miyiz emin değilim. Yani şöyle ki geri verilmiş olma ihtimali yüksek bir kısım araçların bu dönem içinde. Ama bunların tespiti mümkün. Şu an arkadaşlarım yoğun olarak ona çalışıyorlar. Olmadı yerlerine kartondan maketlerini koyar yine gösteririz vatandaşa. Ama bu gerçekten espri konusu değil, üzücü bir konu.
Biz tümüyle İstanbul'dan, Türkiye'ye şu mesajı vermek istiyoruz, bunun siyasi partisi yok. Bu çok net. Belediyeler kamuya ait bir alan. Her kuruşu ile her değeri ile beraber. Ben her kuruşunu korumak için belediye başkanıyım. Araçta mı tasarruf yapmamız gerekiyor, yapacağız. Yarıya mı indirmemiz gerekiyor, indireceğiz. Bazı araç tespitlerimiz var bir yıllık, 13 aylık kirası kadar bedeli var aracın. 13 ay ödediğiniz kira ile aslında o aracı satın alabiliyorsunuz. Böyle mikro ölçekli tespitlerimiz var. Bu tespitlerin üzerinden sizi de toplumu da gerçekten 'Bu çok acıymış.' dedirtecek seviyede düzenlemelerimizle beraber size bilgisini, belgesini sunacağız. Tarih vermekte zorlanıyorum. Bazı bilgilere erişim noktasında sıkıntılarımız var. Bizim daha önce verilerin tespit edilmesi noktasındaki talebimiz tam da buydu. Bazı veriler tespit edilsin ve bir milat gibi kabul edilsin 31 Mart, 31 Ocak ve bu aşamada ne olup bittiği. Tabii sonrasında 23 Haziran seçimi yaşandı. O da bir milat. O arada da ne olup bittiği... Başka tespitlerimiz de var."