'Burka, Bettencourt vakası yanında devede kulak'

Sabetay Varol

Paris, Fransa

Geçen hafta başında Fransız Ulusal Meclisi 1'e karşı 335 oyla peçe, burka ve çarşaf gibi yüzü tamamen örten kıyafetlerin sokakta da olsa giyilmesini yasaklayan bir yasa tasarısına onay verdi.

Fransa gibi dünya çapında etki sahibi olma iddiası taşıyan bir ülkenin insan hakları yönünden tartışmalı bu tür bir yasayı meclisinde geçirmesi dünyada geniş ilgi uyandırdı.

ABD dışişleri sözcüsü Philippe Crowley "insanların neyi giyip giyemeyecekleri hususunda yasa çıkarmanın gerekli olmadığını düşünüyoruz" gibisinden resmi bir açıklama yaptı.

Paris, Washington'un bu çıkışına "Birleşik Devletlerle kimi konularda görüş farkımız olabilir. Örneğin idam cezası konusu bunlardan biri" diye karşılık verdi. Bu polemiklerle eș zamanlı, Fransız dışişleri bakanlığı kimi ülkelerde Fransa karşıtı sert tepkilerin gündeme gelebileceği değerlendirmesine yer verdi, kendi yurttaşlarını dikkatli olmaya çağırdı.

Cezaları ödeme fonu Aslında yasa sonbaharda Senato'da ele alınacak.

Yüksek meclis irili ufaklı değişikliklere başvurursa metin, iki parlamento arasında bir süre mekik dokuyacak.

Hatta tasarı, Fransa tarihinde az rastlanan bir ișleme tabi tutulacak ve bizzat Ulursal Meclis tarafından Anayasa Mahkemesine götürülecek.

Bu istisnai prosedürden amaçlanan husus, insan hakları ihlali tartışmasına son vermek. Yüzü tamamen örten kıyafetlerle sokağa çıkacak kadınlar için yasa tasarısında öngörülen müeyyide 150 Euro para cezası.

Emlakçılıkla uğraşan Mağrip kökenli bir işadamı Rașid Nekkaz bu cezaları ceza alacak kimselerin yerine ödemek üzere 1 milyon Euro'luk bir fon kurmakta olduğunu duyurdu geçen hafta.

Bu proje gerçekleşirse burkayı tamamen yasaklamakta yana olanların nasıl bir karsı yöntem geliştireceğini henüz bilemiyoruz. Ama bu pilavın Fransa'da daha çok su kaldıracağı bütün bu gelişmelerden belli oluyor.

Burka yüzünden kıyamet koptuğu yok Sanırsınız ki, hem kendi ülkelerini hem de dünya kamuoyunu bu kadar yakından ilgilendiren bir tartışma Fransa'da kıyamet kopartıyor.

Aslında durum hiç de öyle değil.

Mecliste 335'e 1 biten oylama günü medyalarda zorunlu olarak haberleri çıkmasa Fransızların bu ișlerden haberi bile olmayacaktı.

Ertesi günü Fransa'da 14 Temmuz milli bayramıydı. Basille hapishanesinin ihtilalciler tarafından 1789'da ele geçirilişinin yıldönümü.

Fransa her yılki gibi Champs Elysées Caddesinde askeri resmi geçit düzenledi.

Resmi geçite kıyasla Fransız kamuoyunun ilgisini çeken; ekonomik nedenlerle her yıl Elysée sarayında düzenlenen 'garden party'nin iptali oldu.

Böylece çok eski bir geleneğe son verildi, gelecek yıl yeniden başlanır mı? Orası belli değil.

Bettencourt vakası yanında devede kulak Burka yasağı, 14 Temmuz geçit töreni, Başkanlık sarayı bahçesinde resepsiyonun iptali.

Bütün bunlar Fransızlar için L'Oréal kozmetik sanayi firmasının büyük varisi, dünyanın 17'inci en zengin kişisi, 88 yasındaki Liliane Bettencourt'un kendi öz kızıyla arasındaki ihtilaf ve bunun yan ürünleri olarak ortaya çıkan skandallar dizisi yanında tabir yerindeyse devede kulak kalıyor.

Fransa'nın en zengin kadını etrafında aile içi anlaşmazlık olarak baș gösteren kriz Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin şimdiye kadar hükümet içinde en fazla güvendiği bakanlardan birine; eski Bütçe Bakanı ve şimdinin Çalışma Bakanı Eric Woerth'e ve Bettencourt'un milyarları bulan varlıklarını çekip çevirmeden sorumlu bir şirket olan Clymene'de görevli bakan eşi Florance Woerth'i de içine çekmiş durumda.

Skandallar yumağı Vergi kaçakçılığı, bunama durumundan yararlanarak bir kimsenin servetinin bir bölümünü ele geçirme, rüşvet ve yolsuzluk, dinleme ve kayıt aletiyle özel hayata müdahale, vergi cennetlerine para aktarılması, nüfuzu kötüye kullanma.

Bunlar ortaya atılan suç iddialarının sadece bir bölümü.

Ama bu skandallar yumağının "burka"dır, "ekonomik kriz"dir, "Fransa'nın dünyadaki statüsünün gerilemesi"dir tarzındaki tartışmaları geri plana atacağı şimdiden belli oluyor diyebiliriz.