ANKARA (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, ''Sayın Başbakan, ABD'de görüşmelerde bulunurken, bazı siyasi partilerimizin, özellikle 7 askerin şehit edilmesinden sonra Sayın Başbakan'ın derhal geri gelmesi gerektiği ile ilgili beyanları kesinlikle doğru bir zemine oturmamaktadır. Sayın Başbakan eğer tatile gitmiş olsaydı, tatilini kesip derhal Türkiye'ye geri gelmesi için kimsenin kendisine çağrıda bulunmasına da gerek yoktu. Kendisi zaten bunu yapardı'' dedi.
Çelik, konuşmasına, Tokat'taki terörist saldırı sonucu 7 askerin şehit olması ve İstanbul'da molotofkokteyli atılması sonucu bir kişinin hayatını kaybetmesinden dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisi sırasında Türkiye'de yaşanan olaylara dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
''Bu kadar başarılı, çok iyi organize edilmiş ve özellikle Türkiye'nin ABD kamuoyuna, dünyaya yönelik mesajlarını da içeren bu çok anlamlı, stratejik ve zamanlaması itibarıyla da son derece önemli olan bu çalışma ziyareti, belli kesimler tarafından gölgelenmek isteniyor. Özellikle bazı siyasi parti liderlerinin bu seyahatte alınan başarıları küçümsemesi, hatta bu çalışma ziyaretini başarısız olarak nitelendirmesini teessüfle karşıladığımı ifade etmek istiyorum.
Bizim milli meselelerimiz, ulusal çıkarlarımız, devletimizin diğer devletlerle olan ilişkileri her türlü iç politika mülahazasının üzerindedir. Başbakan kim olursa olsun, iktidarda hangi parti olursa olsun eğer o hükümet bir yabancı ülkeye çalışma ziyareti gerçekleştiriyorsa, bir iş birliği gerçekleştiriyorsa, bir temas söz konusuysa içeride, bütün siyasi partilerin ve bütün Türkiye'nin tek yürek olarak arkasında durması gerektiğinin özellikle altını çizmek istiyorum.
Sayın Başbakan, ABD'de görüşmelerde bulunurken ve 'model ortaklık' dediğimiz ABD'deki müzakereler devam ederken bazı siyasi partilerimizin, özellikle 7 askerin şehit edilmesinden sonra Sayın Başbakan'ın derhal geri gelmesi gerektiği ile ilgili beyanları da kesinlikle doğru bir zemine oturmamaktadır. Sayın Başbakan, eğer tatile gitmiş olsaydı tatilini kesip derhal Türkiye'ye geri gelmesi için kimsenin kendisine çağrıda bulunmasına da gerek yoktu. Kendisi zaten bunu yapardı.''
Hükümetin, güvenlik güçlerinin ve ilgili kurumların görevinin başında olduğunu ifade eden Çelik, ''Sayın Başbakanımız da bir taraftan ABD'deki temaslarını sürdürürken, bir taraftan da dakika dakika, gerek Başbakan Vekilimizden, gerekse İçişleri Bakanımızdan ve diğer sorumlu arkadaşlarımızdan bilgileri almaktadır ve Sayın Başbakanımız buradaymış gibi bu süreç gider. Çalışmalar Sayın Başbakanımızın bilgisi dahilindedir, bunu bütün kamuoyu tarafından bilinmesini özellikle arzu ediyorum'' diye konuştu.
-MUHALEFETE ELEŞTİRİ-
Konuşmasında muhalefeti de eleştiren Çelik, şunları söyledi:
''Bir siyasi parti genel başkanının 'eğer millet ayağa kalkarsa' tabirini kullanması bir hukuk devletinde kabul edilebilir bir şey değildir. Bu ifade maalesef kışkırtıcı bir ifadedir, maalesef sorumlulukla bağdaşmayan bir ifadedir ve kamu otoritesini hiçe sayan bir ifadedir.''
Özellikle CHP'nin Sayın Genel Başkanı, MHP'nin Sayın değerli Genel Başkanı yine grup toplantılarında hükümetimize, partimize, Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza yönelik son derece hakaretamiz ifadeler kullanmaya devam etmektedirler. Bir kez daha ifade ediyorum; 'ihanet', 'hıyanet' lafları ulu orta kullanılabilecek sözler değildir.
Biz bugüne kadar Türkiye'de Anayasa ve yasalara göre kurulmuş olan ve işleyişini buna göre sürdüren ve millete dayalı siyaset yapan hiçbir siyasi partinin değerli mensubunu, genel başkanını ihanetle, hıyanetle suçlamadık. Eğer sayın genel başkanlar bu üslubu kullanırlarsa, bu sözleri söylerlerse sokaklardaki insanların başka türlü davranmasını kimse kınamaz olur. Ben o insanlara da bu tavırlarını gözden geçirme çağrısında bulunuyorum.''
Tokat'taki saldırının faillerinin henüz belirlenmediğini ve olayı üstlenenin de olmadığını bildiren Çelik, Türkiye'de normalleşme çabaları arttığında ve demokrasi standartları yükseldiği zaman bir karanlık gücün devreye girdiğine ve ''düğmeye basıldığına'' işaret etti.
-DTP'NİN KAPATILMA DAVASI-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, bir soru üzerine, DTP'ye ve DTP'nin tabanına seslenerek, ''Şiddet ve terör artık kendisini ifade etme biçimi değildir'' dedi.
Son günlerde birçok il ve ilçede meydana gelen olayların 72 milyon kişiyi rahatsız ettiğini bildiren Çelik, şöyle devam etti:
''Şu anda DTP ile ilgili bir kapatma davası sürmekte. Partimiz oldum olası siyasi partilerin kapatılmasına karşıdır. Özellikle AİHM'in içtihatlarına bakıyorsunuz, bizim kendi iç hukukumuza bakıyorsunuz oradaki ilkeleri elbette mahkemeler değerlendirecektir. Ceza olacaksa da bu suça karşılık şahısların cezalandırılması daha anlamlı ve mantıklıdır ama kurumların kapatılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü kapattığınız zaman bir sonuç elde etmiyorsunuz.
Şimdiki DTP işe HEP olarak başladı, DEP olarak devam etti, HADEP'ti DEHAP oldu, şimdi DTP oldu. Alfabe de harf mi yok? 'P' sabit, diğerleri değişkendir. Neticede bir siyasi parti daha kurulur ve belki aynı şahıslar olmaz ama aynı zihniyet yola devam eder. Dolayısıyla Türkiye'de siyasi partilerin kapatılma meselesi oldum olası bir problemdir ve AK Parti hiçbir siyasi partinin kapatılmasından yana değildir, kapatılmaması gerektiğini düşünür.''
AA