HABER

Cenevre 2: Muallim ve Davutoğlu'nun söz düellosu

Suriye'de savaşan tarafları bir araya getiren Cenevre 2 konferansının açılışında Suriyeli Bakan Muallim, Türkiye'yi ve Batılı ülkeleri sert ifadelerle eleştirdi. Türk ve ABD'li bakanlar ise Suriye Cumhurbaşkanı Esad'ın koltuğunda oturmayacağını vurguladı.

Cenevre 2: Muallim ve Davutoğlu'nun söz düellosu

Üç yıldır devam eden ve 100 binden fazla kişinin ölümüne yol açan Suriye krizine çözüm arayışı için toplanan barış konferansı, Suriyeli ve Türk dışişleri bakanlarının karşılıklı suçlamalarına sahne oldu.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Recep Tayyip Erdoğan hükümetini "teröristleri" barındırıp silahlandırmakla suçladı.

Bu suçlamaya dolaylı bir karşılık veren Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise "eli kanlı" diye nitelendirdiği Suriye rejiminin iktidarda kalma meşruiyetini yitirdiğini tekrarladı.

Konferansın iki mimarından ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın geçiş hükümetinde yer alamayacağını vurgularken, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, İran'ın ve Suriyeli "yurtsever" muhalif grupların sürece dahil edilmesi gerektiğini söyledi.

Muallim: Türkiye terörist barındırıyorCenevre 2 konferansının İsviçre'nin Montrö kentindeki açılışında söz alan Suriye Dışişleri Bakanı Muallim yaklaşık yarım saat süren konuşmasında, ülkesindeki iç savaşın yabancı ülkeler tarafından körüklendiğini vurguladı.

Muallim, komşularını "ülkeyi ateşe atmakla" suçlarken, Türkiye hükümetini şöyle işaret etti: "Eğer komşumuz, ihtiyacımız olduğunda yanımızda olsaydı, size anlattıklarım, Suriye'de olanlar aslında hiç yaşanmazdı. Ama Suriye'nin komşuları ya bizi sırtımızdan bıçakladı, ya da zayıf ve sessiz kaldılar. Suriye'yi yok etmek için uzun yıllardır yapılan planları uygulama emri aldılar. Erdoğan hükümeti olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı. Bu hükümet, kendi topraklarında teröristleri barındırıyor. Onlara, Suriye'ye karşı kullanacakları silah, eğitim veriyor. Ama besledikleri bu teröristlerin bugün kendilerini hedef aldıklarını görüyorlar."

Suriyeli bakan, Suriyeli muhalifleri ise "hain" ve "İsrail ajanı" olmakla suçladı.

Davutoğlu yanıt verdiKonferansa 13. sırada söz alan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de ve bölge ülkelerindeki 2 milyon sığınmacının durumuna dikkat çekerek, "Evet, topraklarımızda 8 bin Suriyeli terörist (!) çocuk doğdu" dedi.

Suriye hükümetinin kendisini savunma tarzını "utanmazlık" diye nitelendiren Davutoğlu, "Tarih onları çok kötü yargılayacak" diye konuştu. Davutoğlu ayrıca, 11 bin kişinin işkenceyle öldürüldüğü öne sürülerek ortaya çıkarılan fotoğraflara gönderme yaparak, Suriye rejimini insanlığa karşı suç işlemekle itham etti.

Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin her zaman Suriye halkının yanında olacağını söylerken, "eli kanlı" diye suçladığı Esad rejiminin iktidarını sürdüremeyeceğini söyledi.

Davutoğlu'nun konuşmasının ardından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, yüz binlerce Suriyeli sığınmacıya kapılarını açtığı için Türkiye'nin "cömertliğine" teşekkür etti.

Ban, konferansın açılışındaki konuşmasında ise, ilk kez yüz yüze gelen Suriye yönetimine ve muhaliflere, sorunların üstesinden iyi niyetle müzakere ederek üstesinden gelmeye çalışmaya çağırdı.

Lavrov'dan 'sosyal mühendislik' uyarısıBan'ın ardından söz alan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, konferansın temel görevinin, 'trajik' olarak değerlendirdiği çatışmaların bitmesini sağlamak ve çatışmaların bölgedeki diğer ülkelere yayılmasını önlemek olduğunu söyledi.

Rus Bakan, "dış aktörlerin" uluslararası hukukun temel ilkelerine uyarak, ülkelerin bağımsızlığına saygı duyup iç işlerine karışmaması gerektiği uyarısı yaparak şöyle konuştu: "Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine reform reçeteleri dayatma girişimleri ve sosyal mühendislik deneyleri politik ve ekonomik modernizasyonu geriye itmektedir."

Lavrov ayrıca, konferansın ilk gününde yer almamalarına rağmen, Suriye'deki "yurtsever muhalif" grupların ve İran'ın barış sürecine dahil edilmesi için çok geç olmadığını söyledi.

Kerry: Esad'la geçiş hükümeti olamazABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, oluşturulması düşünülen geçiş hükümetinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yerinin olmadığını vurguladı.

"Bir savaşı ve bunun gibi bir mücadeleyi sona erdirmek için barış görüşmeleri zorludur" diyen Kerry, taraflardan birinin karşı çıktığı birinin geçiş hükümeti kuracağını düşünmenin "gerçekçi" olmayacağını belirtti.

Kerry şöyle dedi: "Demek oluyor ki Beşar Esad bu geçiş hükümetinin parçası olmayacaktır. Kendi halkına karşı bu gaddarca karşılığa öncülük eden adamın hüküm sürme meşruiyetini yeniden elde etmesinin tahayyülü mümkün değildir. Tek adam ve onu destekleyenler bir ulusu ve bir bölgeyi daha fazla rehin tutamaz. Bir ülkeye liderlik etme hakkı ne işkenceyle, ne varil bombasıyla, ne de füzelerle elde edilebilir; bu hak ancak halkın iradesiyle alınabilir ve bu iradenin şu anda nasıl ortaya çıkacağını hayal etmek güç."

Suriyeli muhalif Carba'dan 'Nazi' benzetmesiMuhalifler adına konferansa katılan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun (SMDK) Başkanı Ahmed Carba, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın El Kaide'yi desteklediğini öne sürdü.

Muhalif lider, Suriye hükümeti delegasyonuna Cenevre-1 sözleşmesini hemen kabul etme ve iktidarı geçici hükümete bırakma çağrısında bulundu.

Carba ayrıca, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın "insanlığa karşı suç" işlediğini iddia etti.

Dün medyaya yansıyan ve Suriye'de yetkililerin muhaliflere işkence ettiklerini gösterdiği iddia edilen görüntüleri de hatırlatan Carba, bu görüntüleri 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi kamplarında gerçekleştirdiği suçlara benzetti.

Arabuluculuk BM'deÜç yıl içerisinde 130 bini aşkın insanın canına mal olan savaşın sona erdirilmesi konusunda arabuluculuğu Birleşmiş Milletler özel elçisi Lakhdar Brahimi üstlenmiş durumda.

Cenevre 2 olarak adlandırılan bu konferansın kilit önemdeki anlaşmazlık konusunu Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın görevden inip inmemesi tartışması oluşturuyor.

BBC muhabiri Lyse Doucet, Suriye hükümeti ile isyancılar arasındaki asıl pazarlıklara -şayet barış süreci Montrö'de ilk gününde çökmezse- Cuma günü Cenevre'de başlanacağını aktarıyor.

İsviçre'deki muhabirlerimizden Bridget Kendall da, uluslararası delegelerin Cenevre 2 görüşmelerinden açık ve net bir çözüm çıkması umuduna mesefeli durduklarını, Montrö ve Cenevre'deki görüşmelerin bir sürecin ilk adımları olarak görülmesini yeğledilerini bildiriyor.

En Çok Aranan Haberler