HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Cezayir'de görüntü net değil sisli"

ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal: - "(Buteflika'nın istifası) Göreceli de olsa toplumda bir sakinleşme bekliyorum. Ama şu anda görüntü yine de net değil sisli. İstifa sürecinden sonra göstericiler de kendi aralarında ikiye ayrıldı. Ordunun rolünü memnuniyetle karşılayanlar ve ordunun yeniden siyasete müdahale etmesinden memnun olmayanlar. Bu belirsizlik durumu insanları şu anda tedirgin ediyor" - Cezayirli Fransız gazeteci Abdennour Toumi: - "Bu noktada ciddi bir şekilde Buteflika halkın isteği doğrultusunda mı istifa ettirildi yoksa arkasında daha derin sebepler mi var sorusunun netleştirilmesi lazım"

İSTANBUL (AA) - "Buteflika sonrası Cezayir" paneli, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.

Panelde konuşan Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, Libya'nın doğusundaki askeri güçlerin lideri General Halife Hafter'e Fransa'nın destek vermesinin düşündürücü olduğunu belirterek, buradaki hareketliğin Cezayir ile bağlantısı olduğunu savundu.

Fransa'nın Cezayir'de kaybettiği nüfuzunu Libya'da telafi etmeye çalıştığını savunan Uysal, "Cezayir'de hala Fransa'nın eski klasik sömürge emelleri var. ABD de aynı şekilde sömürge emelleri peşinde." dedi.

Cezayir'de 20 yıldır cumhurbaşkanlığı görevini sürdüren Abdulaziz Buteflika'nın istifasının ardından Cezayir'de göstericilerin ikiye bölündüğünü belirten Uysal, şöyle konuştu:

"Göreceli de olsa toplumda bir sakinleşme bekliyorum. Ama şu anda görüntü yine de net değil sisli. İstifa sürecinden sonra göstericiler de kendi aralarında ikiye ayrıldı. Ordunun rolünü memnuniyetle karşılayanlar ve ordunun yeniden siyasete müdahale etmesinden memnun olmayanlar. Bu belirsizlik durumu insanları şu anda tedirgin ediyor."

- "Derin sebepler olabilir"

Cezayirli Fransız gazeteci Abdennour Toumi, ordunun, Cezayir siyaseti üzerinde tarih boyunca etkileri olduğunu anlattı.

Ordu ile siviller arasındaki anlaşmazlık ya da çatışma halinin sona erdirilmesi amacıyla askere yakın birinin yönetime getirildiğini ama bunun da darbeyle sonuçlandığını, bu askeri cuntanın 1966 yılına kadar devam ettiğini aktaran Toumi, Buteflika'nın yönetime gelmesiyle anayasal ve çok partili sisteme geçildiğini söyledi. Abdennour Toumi, şöyle devam etti:

"Buteflika, hem orduya hem o dönem cumhurbaşkanına yakın bir isimdi. Karizmatik bir adam olmamasına rağmen adaylar arasında en iyi isimdi. Buteflika, o dönemde çıkardığı birtakım reformlarla ülkede darbe sonrası sorunları bir şekilde bastırmıştı. Ayrıca anayasal ve çok partili sisteme geçişi de sağlamıştı. Çok partili sisteme geçildikten sonra yapılan seçimlerde İslamcı parti FIS'ın birinci seçilmesine izin verilmişti ama ordu sandıktan FIS'ın çıkmasından dolayı memnun olmamıştı. Dolayısıyla ordu, bu süreçte yaptığı yumuşak bir darbe ile Buteflika'yı tekrar başa getirmişti. Bu halk tarafından da kabul gördü. Aynı ordu şimdi Buteflika'yı istifaya zorladı ve yerine başka birini getirdi. Bu noktada ciddi bir şekilde Buteflika halkın isteği doğrultusunda mı istifa ettirildi yoksa arkasında daha derin sebepler mi var sorusunun netleştirilmesi lazım."

- "Cezayir'de 'Amerikan kanadı' etkili"

Cezayirli Araştırmacı ve siyaset bilimci Jelal Khachib, Cezayir'de yaşanan olayların ülkenin jeopolitik ve küresel konumu ile ilgili olduğunu belirterek, ülkede yaşananların sadece bir iç sorun olarak okunmaması, dış dinamiklerin de mutlaka sorgulanması gerektiğini söyledi.

Cezayir meselesinin Fransa olmadan okunmasının mümkün olmadığını dile getiren Khachib, "Cezayir, Fransa'nın eski sömürgesi ve maalesef hala sömürgesi olarak görmeye devam ediyor. Dolayısıyla şu anda yaşananlarda elbette hala etkisi var. Bunu Cezayir siyasal sistemine baktığımızda çok net görebiliyoruz. Bağımsızlık savaşında Fransa'ya karşı savaşan ve istiklal savaşını kazanan Cezayir ordusunda bile hala Fransa etkisini görmek mümkün. Buteflika döneminde de yine en önemli kurumlardan bir orduydu." diye konuştu.

Buteflika ile birlikte Cezayir'de iş adamlarından ve önemli isimlerden oluşan adına "Amerikan kanadı" denilen siyasi elitlerin etkili olmasıyla Fransa'nın eski sömürgesini kaybetme telaşına girdiğini aktaran Khachib, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Fransa, Cezayir'de ordu üzerindeki nüfuzunu kaybedince ABD ile birlikte halk üzerinde etki kurmaya başladı. Bu arada Rusya ise silah satışları nedeniyle Cezayir ordusu üzerinde nüfuz kurmaya çalıştı. ABD ile Fransa ise bu arada Buteflika'nın yetkilerini genişletmeye çalışıyordu. Cumhurbaşkanı iş yapamaz hale gelince de kardeşini öne sürdüler, bu kez o devleti yönetmeye başladı."

Jelal Khachib, Çin ve Rusya'nın Cezayir'de yaşanan kaosla yakından ilgilendiğini, Rusya'nın silah satışı, Çin'in ise ekonomik yatırımlarından dolayı Cezayir'deki olaylara bir şekilde müdahil olabileceğini öne sürdü.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler