Tarhan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti Genel Merkezi'nde bazı Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinin katılımıyla yaptığı değerlendirmelerin ardından basın toplantısı düzenledi.
CHP'nin, halkın oylarıyla seçilen parlamentonun ve hükümetin yetkilerinin, hukukun öngördüğü demokratik kural ve kurumlar dışında hiçbir güç tarafından fiilen sınırlandırılmasını kabul etmediğini ve etmeyeceğini vurgulayan Tarhan, CHP'nin bu anlayışla silahlı kuvvetlerin siyasete karışmasına da karşı çıktığını bildirdi.
CHP'nin, Türkiye için kapsamlı ve tutarlı bir sivilleşme programı öngören tek büyük parti olduğunu söyleyen Tarhan, şöyle konuştu:
''Silahlı kuvvetler üzerinde demokratik kontrolü kurmanın en önemli parçası, hiçbir karar alanının sivil yönetimin iradesinin dışında kalmamasıdır. CHP, tüm anayasal siyasi hareketlere ilişkin olarak, bu tarz nitelendirmelerden uzak barışçıl bir dil kurmuştur. Mevcut iktidarın ise kendisine muhalif her harekete 'terör', 'illegal' gibi kavramlarla ilişkilendirerek, siyasi alanı militerleştirdiği, güvenlik dilini hakim kıldığı görünmektedir. İktidara hakim olan bu zihniyet, tüm muhalif hareketleri güvenlik bürokrasisi için meşru hedefler haline getiren bir durum doğurmuştur. Sivilleşmeyi savunduğunu iddia edenler için bu durum, en hafif ifadeyle bir tutarsızlıktır.''
İçinde bulunulan dönemde CHP'nin sivilleşmeyi, iktidar partisinin ise sivilleşme konusunda direnen parti konumunda olduğunu ileri süren Tarhan, ''AKP'nin bu direnişi, bu partinin geçmişte sivilleşme söylemi kullanmasının asıl nedeninin, sivillerin her halükarda güvenlik bürokrasisine hakim olması inancı değil, sadece güvenlik bürokrasisinin kendisinden yana olmamasından kaynaklanan bir kaygı olduğu görüşünü güçlendirmektedir. Özgürlükçü demokrasi, iktidarın bağımsız ve tarafsız yargı tarafından denetimi, bir başka deyişle kuvvetler ayrılığı olmazsa olmazdır ancak bu yolla çoğunluğu elinde bulunduran iktidarların insan haklarını kısıtlayıcı veya yok edici eğilimlerinin önüne geçilebilir'' ifadesini kullandı.
-''ASKERİN SICAK SİYASETİN İÇİNE ÇEKİLMESİ DOĞRU DEĞİL''-
Tarhan, konuşmasında 5 madde ile belirlenen önerilerini de sıraladı.
Hukukun üstünlüğü, insan hakları, demokrasi gibi kavramların sivil yönetimlerde gerçek anlamını bulacağını vurgulayan Tarhan, ''Bunun içindir ki sağlıklı işleyen bir sivil yönetim, yönetmesi gereken kurumlarla kriz çıkaran bir yönetim değildir, olmamalıdır da... Demokrasinin olmazsa olmazlarından biri de devlet kurumları arasındaki uyumdur. İktidarın görevi devlet kurumlarını itibarsızlaştırarak ele geçirmek olmamalıdır'' dedi.
Askerin kışlasında kalması ve yasalarla kendine verilen görevleri yapmasının esas olduğunu belirten Tarhan, askerin sıcak siyasetin içine çekilmesinin doğru olmadığını, bunun savunulamayacağını söyledi.
-''İKTİDAR YARGIDAN ELİNİ ÇEKMELİDİR''-
Son olaylarda yargı bağımsızlığının öneminin bir kez daha ortaya çıktığının altını çizen Tarhan, şöyle devam etti:
''Bitmeyen mahkemeler, infaza dönüşen tutuklamalar, ihlal edilen insan hakları, yargıya duyulan güveni derinden sarsar noktaya getirmiştir. Yargı artık milli irade adına değil, siyasal iktidarın iradesine göre karar veren bir kuruma dönüşmüştür. Unutulmamalıdır ki, her iktidarın temelinde meşruiyet bulunmalıdır. Meşruiyetin temel koşulu da vicdanlardaki adalet duygusudur. AKP iktidarında bu duygu aşınmıştır. İktidar yargıdan elini çekmelidir.''
AA