CHP, yıllardır oy oranının çok düşük olduğu Doğu ve Güneydoğu bölgeleri ile milletvekili çıkaramadığı diğer 7 ilde (Aksaray, Bayburt, Çankırı, Düzce, Gümüşhane, Isparta ve Rize) oy oranını artırmak için bir süredir çalışma yürütüyor.
CHP'nin parti örgütlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı'nın başkanlığında yapılan çalışmanın temel eksenini partinin oy oranını artırmaya dönük örgütsel yapılanma oluşturuyor.
Salıcı, 31 Mart yerel seçimleriyle göreve gelen CHP'li belediyelerin insanları ayrıştırmadan hizmet götürdüğünü ve bu durumun partiye ilgi ve sempatiyi artırdığını belirterek, " Biz bu çalışmayla, sempatinin oya dönüşmesini sağlamaya çalışıyoruz" diyor.
CHP yönetimi geçtiğimiz günlerde önce Gaziantep, ardından da Elazığ il yönetimini görevden aldı.
CHP'nin parti örgütü, örgüt yönetimleri ve yurtdışı örgütlenmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı'ya göre, bu görevden almalar, Doğu ve Güneydoğu'yu da kapsayan CHP'nin oy oranının düşük olduğu ya da milletvekili çıkaramadığı illere oy oranını artımaya dönük çalışmanın bir parçası, ancak asıl amaç CHP'yi iktidara taşıyacak adımları atmak.
Gaziantep ve Elazığ'da CHP'nin istenilen potansiyelde olmadığını kaydeden Salıcı, oy potansiyeli artıracak bir yapılanmaya gidilmesi kararı alındığını ifade ediyor:
"Aslında birbirini bütünleyen işler. Biz kimseyi görevden alalım diye başlamadık. Erken ya da değil, ilk seçim genel seçim. Genel seçimde başarılı olmamız için bir çaba içinde olmamız lazım. 31 Mart'ın getirdiği bir yeni durum var. 31 Mart'ta bir çok yerde yerelde iktidar olduktan sonra, CHP'nin iktidar iddiası, yakın zamanda gerçekleşebilecek, ete kemiğe bürünen bir iddiaya dönüştü.
"CHP, AKP nin kendi yarattığı statükonun karşısında mücadele eden ve demokrasi talebiyle mücadele eden bir parti konumunda. Bunun yanısıra bir de millet ittifakı var. Biz bunun üzerinden bir iktidar kurgusu yapmamız lazım. CHP' yi iktidara getirecek koşulları oluşturmamız lazım."
Özellikle İstanbul'da belediye başkanlığı seçiminde CHP'nin belediyeyi büyük farkla kazanmasından sonra iktidar partisi AKP'nin, CHP'li belediyelerin hizmetlerini engelleme politikası izlediğini savunan Salıcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Kanal İstanbul'a karşı afişler nedeniyle soruşturma başlatılmasını ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin depremzedelere yardımlarının engellenmesini buna örnek gösteriyor.
"AKP, bizi çalıştırmamak için elinden geleni yapıyor" diyen Salıcı, CHP'nin ise "bahane üretme lüksü olmadığına" işaret ediyor:
"Diyoruz ki sana rağmen bu hizmetleri yapacağız. AKP'nin yıllardan beri ürettiği yalanlar bir bir dökülüyor. İşte CHP sosyal yardım yapmaz yalanı döküldü gitti. Sosyal yardım yapılmasını engellemek zorunda kalan bir noktaya düştü . AKP, CHP'liler halkın arasına inmez iddiası, döküldü gitti. Bizim arkadaşlamızı sokkalarda, milletvekilleri il il geziyor. 15 gün içinde 81 ilde esnafla ilgili çalışma yaptık. Sonra KOBİ'ler ziyaret edildi.
"Genel Başkan, sunulan raporlar üzerinden CHP'nin bugün itibarıyla esnafla ilgili çözüm önerilerini açıkladı. Şimdi ekonomi masası otobüslerle dolaşıyor. Bunları yaparken, bir yandan da 2018 genel seçimlerine göre ya da önceki seçimlere göre bir süredir zayıf olduğumuz iller var. Bu illerin bir kısmında önümüzdeki seçimde milletvekili çıkarmamız mümkün, oyumuzu artırmamız da mümkün. Şimdi bunun çalışmasını organize etmemiz lazım ve onun çalışmasını yapıyoruz"
Salıcı, başlattıkları çalışmanın oylarının düşük olduğu ancak artma kapasitesi olan Doğu ve Güneydoğu'daki 23 il ile CHP'nin hiç milletvekili çıkaramadığı diğer illeri (Aksaray, Bayburt, Çankırı, Düzce, Gümüşhane, Isparta ve Rize) kapsadığına işaret ediyor:
"İşte Erzurum, Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı ortak havza. Bu 5 ilde bir çalışma yapmak lazım. Geri kalan 18 ilin ortak sorunları var, bu ortak sorunlara ortak beraber düşünebileceğimiz bir çalışmaya ihtiyaç var. Yani bütün il başkanlarının beraber düşünebileceği bir çalışmaya ihtiyaç var. Türkiye'nin ana sorunlarından biri olan Kürt sorununuyla ilgili yeni bir çıkış, arayış toplantıları değil bunlar. Bunlar bizim örgütsel kapasitemizi artıracak çalışmalar.
"Şu bakış açısında sorun var; 'CHP, Kürt Sorunu ile ilgili yeni şeyler söylerse bu bölgelerde siyaseten güçlenir.' Bu bölgelerde siyaseten güçlenme, tek başına Kürt Sorunu ile ilgili bir şey söylemenize bağlı değil. İkincisi siyaseten güçlenmeye başladığınızda, bu siyasi güçlenmeyi örgütleyebilecek bir örgüt dinamizmine ihtiyaç var. Bu örgüt dinamizmi nerede, ne durumda, buna bakıyoruz. Örgütsel çalışmayı ölçülebilir hale getiriyoruz."
Bir çok yerde CHP'nin aldığı oyun potansiyelinin aldında olduğunu belirten Salıcı, bunu artırmak için köylerdeki üye örgütlenmesinden, bir sonraki genel seçimde sandık başında duracak görevliler ile ilgili eksiklerin tamamlanması, sandık bazlı örgütlenme olan "öbek örgütlenmesi"nin sağlanmasına kadar kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünü belirtiyor.
Sandık çevresindeki üyeler veya mahalle temsilcileri aracılığıyla, geniş kesimlere ulaşılması ve partinin gönderdiği yazılı, görsel materyallerin ulaştırılmasının sağlanacağını belirten Salıcı, ayrıca CHP'li belediyelerin olduğu yerlerde, yurttaşların sorunlarının mahalle temsilcileri aracılığıyla belediyelere iletilmesini sağlamaya çalıştıklarını vurguluyor.
Doğu ve Güneydoğu'da, CHP'ye olan ilginin arttığına işaret eden Salıcı, nihai hedeflerini şöyle anlatıyor:
"İki sene önce Doğu ve Güneydoğu illerinde CHP'ye karşı olan ilgi ve sempati bugünden daha azdı. Sempatiyi artıran şu, CHP genel merkezinin, genel başkanın, sözcülerinin kutuplaşmayı azaltıcı söylemleri ve farklı siyasi görüşleri kucaklayıcı söylemi etkili oldu. İktidar tarafından, bizi kompartımanlara ayırıp, birbiriyle sorun yaşayan siyasi yapı gibi göstermeye çalıştılar. Tutmadı, 31 Mart'ta bu bozuldu.
"Bu planlama bozulurken hayatında hiç zaman CHP'ye oy vermemiş seçmen gitti oy verdi. Şimdi CHP'li beledeye başkanlarının kendilerini ayrıştırmadığını, kendilerine hizmet verdiğini görüyor insanlar. Dolayısıyla bunun üzerinden bir sempati oluşuyor. Bu sempati Doğu'da belediyemiz yok diye orada oluşmuyor değil. Çünkü İstanbul'da, Ankara'da, Adana'da Mersin'de Hatay'da olan sempati oraları da etkiliyor. Bu durum, Doğu'da, Güneydoğu'da ya da milletvekili çıkaramadığımız diğer illerde CHP'ye dönük sempatiye dönüşüyor. Biz bu çalışmayla, sempatinin oya dönüşmesini sağlamaya çalışıyoruz."
'Kürt S**orunu'nun çözümü konusunda CHP iddialı'**
CHP'nin Kürt Sorunu konusundaki söylediklerinin yetersiz olmadığını, ancak daha görünür kılınmaya gereksinimi olduğunu belirten Salıcı, bölgedeki yurttaşların önceliklerinin başında, "iyi bir hayat sürdürmenin" geldiği görüşünde:
"Onlara şu andakinden daha iyi hayat yaşayabileceğine dair bir mesaj vermemiz lazım. Yani İstanbul'daki Kürt seçmeni, Bitlis'tekinden ayırmıyoruz. İstanbul'dakine hizmet veriyoruz. Çünkü belediye bizde. Ama iktidar olduğumuzda Bitlis'tekine de hizmet vereceğiz. Onun için desteğini istiyoruz. Bu tek başına Kürt sorunu ile ilgili siyasi mesaj verme noktasına sıkıştırılmaması gereken bir şey. O mesaj verilmesin anlamında söylemiyorum, o mesajlar tabii ki verilecek.
"Kürt Sorunu, Türkiye'nin temel sorunlarından birisi ve çözülmek zorunda. Ve bunu çözmek konusunda da CHP iddialı. Artık toplum AKP'nin yürütmüş olduğu süreçlerin bir yere varamadığını veya iyi niyetle yürütülmüş süreçler olmadığını, aslında kendisine siyasi güç devşirmek için yapılmış hamleler olduğunu daha net görüyor. CHP'nin bu samimiyetini de topluma aktarabilmek gerekiyor."
Salıcı, önümüzdeki günlerde Doğu ve Güneydoğu'da partisine, farklı toplum kesimlerinden çok sayıda üyelik düzeyinde katılım olacağını da açıkladı.