ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, ifade özgürlüğünün hiçbir zaman hakaret özgürlüğü olarak anlaşılamayacağını söyledi. İnsanların böylesine aşağılayıcı bir tutum karşısında tepki ortaya koyabileceklerini ancak bunun hukuk çerçevesi içinde, şiddete dönüşmeden, yakmadan, yıkmadan, öldürmeden ortaya konması gerektiğini belirten Bakan Çiçek, Türkiye olarak gerginliğin azaltılması için yeni girişimler başlatacaklarını ifade etti.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 8 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından kurulun gündemindeki konulara ilişkin açıklama yaptı. Bağ-Kur ve SSK'dan aylık alanların 2006 yılı ile ilgili farklarını verebilmek için bir yasa çıkarılması gerektiğine işaret eden Bakan Çiçek, bu tasarının yasalaşması halinde Bağ-Kur ve SSK çalışanlarının 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere maaş farklarını alacaklarını ifade etti. Çiçek, yasanın bu hafta çıkması halinde ödemelerin hemen yapılacağını bildirdi. Toplantıda AB müzakere süreci ile ilgili çalışmaların ele alındığını belirten Çiçek, şu ana kadar 10 konuda tanıtıcı taramanın, 7 konuda ise ayrıntılı taramanın gerçekleştiğini bildirdi. Çiçek, müzakere sürecinde en önemli fasıllardan birinin tarım ve kırsal kalkınma ile ilgili olduğuna dikkat çekerek, hem tarım teşkilatlarının yeniden yapılandırılması hem de yeni bir kısım organizasyonların kurulması gerektiğini vurguladı. Kırsal Kalkınma Ajansı'nın da bunlardan birisi olduğunu kaydeden Çiçek, Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın bu konularda kurula bilgi sunduğunu ifade etti. Toplantıda Türkiye'de, Türkiye'nin bölgesinde ve Avrupa'da son dönemde meydana gelen gelişmelerin de ele alındığını kaydeden Çiçek, dün Trabzon'da bir cinayet işlendiğini, bununla ilgili değerlendirmelerin de yapıldığını söyledi. Bir süreden beri Danimarka'da karikatür krizi ile başlayan, daha sonra bütün İslam dünyasında hem uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden, hem nefret ve gerginliği artıran, hem de kutuplaşmaya sebebiyet veren önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Çiçek, halkının önemli bir kesimi Müslüman olan bir ülkenin hükümeti olarak bu konuyu ayrıntılı bir şekilde ele aldıklarını söyledi.
"İfade özgürlüğü bizim açımızdan hiçbir zaman ve hiçbir şekilde hakaret özgürlüğü olarak anlaşılamaz. Hak ve özgürlüğü kullanan herkes aynı zamanda sorumluluk da taşıyor demektir. İfade özgürlüğü ne kadar demokrasinin temel şartı ise en az onun kadar saygı gösterilmesi gereken bir özgürlük de din ve vicdan özgürlüğüdür" diye konuşan Çiçek, ifade özgürlüğünün, başka bir dinin mensubu olan insanları aşağılamaya, onun kitabını, onun peygamberini, sembollerini, kurumlarını aşağılamaya kadar gidecek bir özgürlük olarak anlaşılmaması gerektiğini vurguladı. Karikatür krizi ile beraber başlayan bu gelişmeler karşısında İslam dünyasında ciddi bir rahatsızlık meydana geldiğine dikkat çeken Çiçek, aynı rahatsızlığın Türkiye'de de duyulduğunu bildirdi.
"TEPKİLERİN MEDENİ ÖLÇÜLER İÇİNDE, YAKMADAN, YIKMADAN, ÖLDÜRMEDEN ORTAYA KONMASI GEREKİR"
Bir taraftan medeniyetler arası ittifak için ciddi çabalar sarf edildiğini belirten Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, çatışma kültürünün insanlara nelere mal olduğunu yaşanan tecrübelerden ve geriye dönük tarihi olaylardan bildiklerini söyledi. Bakan Çiçek, açıklamasında, "Bir taraftan uzlaşma arayışları söz konusuyken bu çabaları baltalayan ve barışı, huzuru engelleyen, ters yöndeki gelişmeleri tetikleyen bir özgürlük anlayışının insanlığa çok da fazla fayda getirmeyeceğini ifade etmek istiyoruz. Türkiye olarak bu konudaki endişelerimizi sayın başbakanımızın ağzından Danimarkalı yetkililere ifade etmiştik. Danimarka, bütün AB ülkelerinin terör örgütü olarak kabul ettiği bir örgüte destek veren Roj TV ile ilgili konular açısından da gündeme gelmişti. Teröre destek veren bu tutum da ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmişti. İfade özgürlüğü hiçbir zaman sorumsuzca kullanılamaz. Özgürlük hiçbir zaman sorumsuzluk demek değildir. Bu özgürlüğün sorumsuzca kullanılmasının sonucu olarak da dünyanın birçok ülkesinde dini duyguları rencide olan insanlar bir kısım eylemler ortaya koyuyor. Nasıl ifade özgürlüğünün sorumsuzca kullanılmasını tasvip etmiyorsak, Türkiye olarak bu olaylara karşı gösterilen tepkinin yakma, yıkma, şiddete dönme tarzında ortaya konulmasını da asla tasvip etmiyoruz. Bu, İslam diniyle bağdaşmayacak bir tutumdur. İslam barış demektir, esenlik demektir. İnsanlar böylesine aşağılayıcı bir tutum karşısında tepki ortaya koyabilirler ama bunu medeni ölçüler içinde, hukuk çerçevesi içinde, şiddete dönüşmeden, yakmadan, yıkmadan, öldürmeden ortaya konması gereklidir. Ama maalesef bu noktada bazı ülkelerde çığırından çıkmış, tasvip etmediğimiz bir noktaya gelmiştir" diye konuştu.
Hükümet olarak herkese soğukkanlı davranmalarını, yasadışı hiçbir eyleme tevessül edilmemesini, şiddet ölçülerine varan bir tavır ortaya konulmamasını, ne yapılacaksa bunun hukuk çerçevesinde, medeni ölçüler içinde yapılmasını tavsiye ettiklerini belirten Çiçek, son zamanlarda yaşanan gelişmelerin endişe verici olduğunu ve bunları tasvip etmediklerini söyledi. Bu gerginliğin kısa sürede ortadan kaldırılması için bir kısım çabaların içinde olduklarını belirten Çiçek, bugün bazı yabancı gazetelerde Başbakan Erdoğan ile İspanya Başbakanı Zapatero'nun ortak mektubunun yayınlandığını hatırlattı. Türkiye olarak bu tür inisiyatifleri önümüzdeki günlerde de geliştirmek istediklerini kaydeden Çiçek, bununla ilgili hazırlıkların yapıldığını bildirdi. Türkiye'nin tek başına gayretinin bu gerginliği ortadan kaldırmaya yetmeyeceğine dikkat çeken Çiçek, en başta uluslararası kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının sorumluluk üstlenerek bu gerginliği ortadan kaldırması gerektiğini ifade etti.
Adalet Bakanı Çiçek, bu akşam Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve kendisinin katılacağı bir toplantı yapacaklarını belirterek, "Atacağımız bazı adımlar var. Bunların daha detaylandırılması suretiyle önümüzdeki günlerde sürdürdüğü çabalara biraz daha devam etmek istiyor. İKÖ'nün bu noktada çağrıları var. Ayrıca Türkiye'nin başlatacağı bazı çabalar da buna eklenecektir. Ümit ederiz ki kısa sürede bu gerginlik ortadan kalkar ve bir daha bu sıkıntıları bir daha yaşamayız" şeklinde konuştu.