HABER

Çocuk istememek 'sorumsuzluk' mu?

Dokuz yıldan fazla evli olan Anjana Kumar çocuk sahibi değil. Ama ailesi "gebe kalmasına yardımcı olacak" bitkiler vermekten vazgeçmiyor – zira çocuk yapmama kararına inanamıyorlar.

Çocuk istememek 'sorumsuzluk' mu?

Divya Arya

BBC Hintçe Servisi

37 yaşındaki Kumar bir çocuğu olmamasının kendisini "eksik bir kadın" olarak hissettirmediğini söylüyor.

Kumar "Anneliğin fazla abartıldığını düşünüyorum. Keyifli olabilir ama bu aynı zamanda kendimi hazırlayamayacağım uzun dönemli bir mesuliyet." diyor.

Kumar, anneliğin toplumda, edebiyatta ve filmlerde oldukça övüldüğü, dünyanın ikinci en kalabalık ülkesinde gittikçe daha da fazla çocuk sahibi olmamayı tercih eden kadınlardan biri.

2011 yılında toplam doğurganlık oranının 2,5 olduğu bir ülkede çocuk yapmamayı seçmek kolay bir şey değil. Hindistan ayrıca her 100 bin doğumda 200 annenin öldüğü; her altı ölümden birinin de bir bebek olduğu bir ülke.

'Kısır kadınlar?'

Bekar olan feminist yazar Urvashi Butalia, bu sene içinde yazdığı bir yazıda Hintli kadınların kendilerini içinde buldukları ikilemi ağır bir yazıda inceledi:

"Çocuğu olmayan bir çiftin, çocuk doğurmayan bir kadının ne sıklıkla kısır olarak tabir edildiğini duyuyoruz? Bu neden böyle olsun? Ben çocuk yapmama kararı vermedim ama hayatım böyle gelişti."

"Hayatımda bir eksik hissetmiyorum. Zira hayatımda beni tatmin eden başka şeyler oldu. Neden hayatımı bir eksiklik üzerinden tabir edeyim? Ben kısır bir kadın mıyım? Kendimden öğrendiklerimle bunu bağdaştıramıyorum."

Ama Hindistan'ın kuzeyinde bir doğum kliniği işleten Anurag Bishnoi, Hintli kadınların ancak çocuk yaparak ve ailelerini besleyerek saygı kazandığını söylüyor.

Peki o zaman anneliğe bu kadar önem veren bir toplumda Anjana Kumar gibi kadınlar nasıl kendilerine yer buluyor?

Ülkenin doğusunda ufak bir şehirde boğup büyümesine rağmen Hindistan'ın başkenti Delhi'de eğitim görmesi ve çalışması hayatını değiştirmiş.

Kendisi "Hayatımdan kendim sorumluyum. Kendi istediğim gibi yaşıyorum ve buna annelik dahil değil. Anne olma kararının birçok şeyi değiştireceğini de biliyorum: İşimden ayrılmam, yolculuklarımı azaltmam gerekecek. Büyük ihtimalle kendime ayıracak çok az vaktim olacak." diyor.

Ama bu tür sözlerle dalga geçildiği ve "sorumsuz" olarak yorumlandığı olabiliyor.

'Yargılama'

"İnsanlar sizi yargılıyor. Ebeveynlerim, kariyerim ve evimle ilgileniyorum. Herhangi bir kriz durumunda erkek kardeşimden yardım istemektense bir eşit olarak davranıp sorunumu kendim çözüyorum. O zaman bir çocuk sorumluluğunu üstlenmek istememem beni neden sorumsuz yapsın?"

Delhi'de bulunan İnsani Gelişim Enstitüsü'nden Preet Rustagi, anne olmayı tercih etmeyerek "büyük sorumluluk" sergilediğini söylüyor.

Rustagi "İnsanlar çocuk yapmadan önce ona nasıl bir çocukluk sağlayabileceklerini, onunla ne kadar vakit geçirebileceklerini düşünmüyorlar. Bunun yerine çocuğu yetiştirmek için bakıcılara güveniyorlar."

46 yaşındaki Rustagi, kendisinin ve ekonomist olan kocasının çocuklarına hiçbir zaman tatmin edici bir çocukluk yaşatamayacaklarını fark ettiklerini, ve bu yüzden de çocuk yapmamayı tercih ettiklerini söylüyor.

Annelik ve seçim yapma hakkını araştıran Amrita Nandy, Hindistan'da kızların, anneliğin ve evliliğin kaçınılmaz bir hedef olduğunun öğretilerek büyütüldüğünü söylüyor.

Nandy, çocuk yapmayı tercih etmeyen birçok kadının yüksek eğitimli, şehirlerde yaşayan, İngilizce bilen ve kariyer sahibi kişiler olduğuna dikkat çekiyor.

Nandy "Geleneksel olarak anneliğin bir kadının hayatının en tatmin edici evresi olduğu düşünülür. Fakat eğitim ve sınıf, hayatlarında başka anlam verici şeyler bulabilecekleri yönünde kadınların gözlerini açıyor." diyor.

Nandy ayrıca konuştuğu çocuksuz kadınların tümünün tercihlerinden memnun olduğunu söylediklerini aktarıyor.

En Çok Aranan Haberler