BURSA (İHA) - Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışman Rehberlik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Asuman Yılmaz, ebeveynlerin çocuklarını kesinlikle kardeşleri veya bir başkası ile kıyaslamamaları gerektiğini, bunun çocuğun kendini değersiz ve mutsuz hissetmesine sebebiyet verdiğini söyledi.
Bursa'nın İnegöl ilçesinde, Atatürk İlköğretim Okulu tarafından Sani Konukoğlu Konferans Salonu'nda düzenlenen "anne baba tutumlarının çocuklar üzerindeki etkisi" konulu seminerde konuşan Dr. Asuman Yılmaz, çocuğun gelişiminde ailenin rolünün çok önemli olduğunu belirterek, "Anne babanın davranışları, çocuğun gelişme dönemlerinde kişiliğini etkiliyor. Baskıcı anne baba tipinde, çocukla ilgilenmek için mutlaka çocuğun problem çıkarması gerekiyor. Bu tür davranışların gerekçesi 'ben de babamdan annemden böyle gördüm'dür. Çocuk sevgisiz bir ortamda büyürse, sonradan bencil, sevgisiz, şımarık olur. Anne babasının ilgisini çekmeye çalışır. Anne babada görmediği ilgiyi başka kaynaklarda arar" dedi.
Aşırı ilginin de doğru bir davranış olmadığını dile getiren Yılmaz, "3. sınıfa giden öğrenci teneffüse çıktığında anne hazır bekliyor, çocuğunu elleriyle besliyor. Bu da yanlış bir davranıştır. Çocuğun kendine güvenmemesine, anne babaya tutkun olmasına sebep oluyor. Belli bir yaşa geldiğinde bile çevresinde yol gösterecek birisini arıyor. Reddedici aile portresinde ise, istenmeyen bir çocuk olması halinde, anne babanın reddetmesi, değer vermemesi, yaşadıkları sıkıntıdan çocuğu sorumlu tutması, çocuğun davranış bozukluğuna sebep oluyor. Tutarsız aile tipinde, annenin evet dediğine babanın hayır demesi, ya da bugün evet dediğimize yarın hayır dememiz çocukta dengesizliğe sebep oluyor. Tutarsızlık zaman zaman maalesef cinsiyet ayrımına göre yapılıyor. Eğer böyle davranıyorsanız, çocuk ya anneyi tercih eder ya da babayı örnek alır. Sağlıklı bir çocuk yetiştirme imkanı ortadan kalkar. Çocuğun her dediğine evet denilmesi de yanlış. Mutlaka kural koyun. 'ben anne babamdan görmedim, bari çocuğum görsün' düşüncesi yanlış. Her istediğini elde eden çocuk ileride doyumsuz, mutsuz oluyor. Çocuğa gerektiğinde hayır demek, kural koymak lazım. Mükemmeliyetçi aile modelinde ise, çocuğumuzun hep en iyisini yapmasını bekleriz. Beklentilerimize karşılık alamayınca ise kardeşleri veya başkaları ile kıyaslarız. Kıyaslama yapmak çocuğun ruhunda kendisini değersiz hissetmesine sebep olur, mutsuz olmasına yol açar. Çocuk belli bir zeka seviyesinde her istediğini yapabilir. Sınava girmeyerek, üniversitede okumayarak anne babadan öç almayı düşünür. Demokratik ve koruyucu aile, sağlıklı bir çocuk yetiştirilmede doğru tutumdur. Çocuktur, anlamaz, bilmez diye düşünmeyin. Her yaşta kendisine verilen değeri anlıyor, biliyor. Demokratik ortamda yetişirse, kararlarını kendi verebilen, sorumluluk üstlenebilen fertler oluyorlar. Çocuklar anne babadan sevgi, saygı görmek, dinlenmek, huzurlu ve güvenli bir aile ister. Ailede örnek alabileceği kişiler ister. Kendini ifade edebilmek ve anlaşılabilmek, ailesiyle vakit geçirmek, oyun oynamak, olduğu gibi kabul edilmek ister. Çocukları kardeşleriyle veya bir başkası ile kıyaslamayın. Bu durumda kendisini yeteriz ve aşağılık hissederler" diye konuştu.