İSTANBUL (İHA) - Tatile çıkmak isteyen bebekli aileler, uçak yolculuğu yapmaya çekiniyor.
Seyahatlerinde uçağı seçen pek çok anne - baba, bu yolculuğun çocukları açısından güvenli olup olmadığı yönünde kuşkulara kapılıyor. Ancak bazı pratik uygulamalarla, çocuklarla yapılan uçak yolculuğunun hem daha konforlu hem de daha güvenli geçmesini sağlamak mümkün.
Yenidoğan Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Palabıyık, "Bazen doğumdan hemen sonra bile bebeğin yoğun bakım ünitesi olan bir hastaneye hava yolu ile nakledilmesi gerekebilir. Yani zorunlu durumlarda bebekler doğar doğmaz bile uçabilirler. Ancak uçuş konforu ve risklerin en aza indirilebilmesi için sağlıklı bir bebeğin ilk ayını doldurduktan sonra uçması önerilir" diyerek, bir aydan itibaren çocukların uçabileceğini dile getiriyor.
Uçakla yolculukta bazı ufak sağlık sorunları görülebiliyor. Ancak basit önlemlerle bu problemleri atlatılabiliyor. Bu yolculuklarda en önemli sorun kulaklarda görülüyor. Özellikle kalkış ve iniş sırasında kabin içi basıncında olan değişikliklerden dolayı bebekler kulaklarında hissettikleri dolgunluk hissi ve ağrı nedeniyle şiddetli bir şekilde ağlayabiliyorlar. Dr. Palabıyık, "Bunu engellemek için yolculuk öncesinde bebeğin doktoruna da danışılarak genellikle soğuk algınlığı için kullanılan bir ağrı kesici şurubun verilmesi uygun olur" diyerek şöyle devam ediyor:
"Bu sayede orta kulağın havalanmasını sağlayan östaki borusunun daha kolay açılması sağlanarak dolgunluk hissinin gelişmesi önlenebilir. Kulağı rahatlatacak başka bir önlem de yutkunmayı sağlamaktır. Bebekler de emerek yutkundukları için kalkış sırasında emzirilmeleri kulak ağrısı duymalarını engelleyebilir. Daha büyük çocuklara da sevdikleri içecekler içirilmesi ya da çiklet çiğnetilmesi de aynı etkiyi yapar".
Uçak yolculuklarında vücudun susuz kalma sorunuyla da karşılaşılıyor. Bunun en önemli sebebi, uzun uçak yolculuklarında sürekli olarak huzursuz olan çocukların uçakta verilen yiyecek ve içecekleri reddetmesi. Bebeklerin sık sık emzirilmeleri, büyük çocukların da her zaman severek içtikleri içeceklerin yanlarında bulundurulması bu durumu önlemeye yardımcı oluyor.
NEREDE OTURMALI? Çocuklar, genellikle kapalı ve hareket alanının kısıtlı olduğu ortamlarda kısa sürede huzursuz olabiliyor. Bu nedenle uçağın en önünde oturmak ve kabine en son girerek en erken çıkmak, kabinde kalış süresini en aza indiriyor. Dr. Palabıyık bu noktada bir uyarıda bulunarak şöyle diyor:
"Özellikle havaalanında yolcuların uçağa kabulü başlar başlamaz büyük çoğunluğun çıkış kapısına hücum ederek ayakta bekledikleri görülür. Çocuklar bu durumdan hiç hoşlanmazlar. Bu nedenle sakince beklemek ve çocuğun oyun oynamasına izin vermek, kapıdan geçen en son yolculardan olmak gerekir. Kabine sadece uçuş sırasında gerekecek çantaların alınması ve diğer tüm çantaların bagaja verilmesi havaalanı ve kabindeki hareket yeteneğimizi arttırır".
Bazı uçak modellerinde iki erişkin koltuğu arasında küçük çocuklar için özel koltuklar bulunuyor. 2 yaşını geçmiş olan çocukların bu koltuklarda oturması öneriliyor. 2 yaşın altındaki bebekleri kısa mesafeli uçuşlarda kucakta taşımak mümkün ancak mutlaka kabin ekibinden bebekler için özel kemerler istenmesi gerekiyor. Dr. Palabıyık koltuk seçimi konusunda bir noktanın daha altını çizerek, şunları söylüyor:
"Uzun süreli uçuşlarda ise önünde duvar olan koltukları seçmekte yarar var. Bir çok uçak modelinde bu duvarlara monte edilen bebek beşikleri bulunur. Bu koltuklar bilet alırken ve check-in sırasında görevlilerden talep edilebilir. Artık sıklıkla kullanılmaya başlanan on-line check-in ile uçuştan 24 saat önce internet ortamında koltuk seçimi yapılabilir. Eğer sağ ve solda 3 sıra koltukları olan bir uçak modelinde önlerde bir sırada sadece her iki tarafta ikişer koltuk gözüküyorsa aralarında bir bebek koltuğu var demektir. 2 yaş üstü çocuklarla seyahat ederken bu koltukların seçilmesi büyük rahatlık sağlar. Bir çok uçakta da acil çıkış kapılarının hizasındaki koltuk aralıkları çok geniştir. 5 yaşından büyük çocuğunuzla seyahat ederken bu koltukları seçmek size rahatlık sağlar. Ancak acil durumlarda tüm yolcular bu kapılardan uçağı terk edecekleri için çıkışın kapanmaması için bebekli, hamile ve hareket yeteneği kısıtlı hasta yolcuların bu koltuklarda oturmaları önerilmez. Check-in sırasında bu koltuklar da talep edilebilir".
UÇUŞ SAATİ ÇOCUĞUN UYKU DÖNEMİNE DENK GETİRİLMELİ Uçuş saatinin çocuğun günlük uyku saatlerine denk gelmesi yolculuğun daha kolay geçmesini sağlıyor. Ayrıca uyku öncesi huzursuz olmalarını en aza indirmek ve uyku sırasında kulaklarda basınç hissetmemeleri için yaşlarına uygun dozlarda soğuk algınlığı için kullanılan şuruplardan vermek de yolculuğun rahat geçmesi açısından çok işe yarıyor. Acıbadem Hastanesi Bakırköy Yenidoğan Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Palabıyık çocukla yolculukta mutlaka alınması gerekenleri şöyle sıralıyor:
"- Rahat giysiler ve yedekleri yanınızda olmalı. Ev ortamında giyilen kıyafetlerin giyilmesi çocukların huzursuz olmalarını önlüyor. Eğer yaramaz bir çocuğunuz varsa havaalanındaki kalabalıkta kaybolmasını önlemek için kolay fark edilen canlı renklerde giysiler giydirilmesinde yarar var.
- Uzun yolculuklarda en sevdikleri birkaç oyuncak, boyama kitapları ve kalemleri, masal kitapları.
- Uçakta verilen yiyecek ve içecekleri yok sayarak çocukların en sevdikleri içecek ve yiyeceklerden ihtiyacı kadar almak gerekiyor.
- Biberonla beslenen bebekler için kısa süreli uçuşlarda en az 2, uzun süreli uçuşlarda da 3 temiz biberon bulundurmalı.
Yeterince alt bezi ve ıslak mendil. Eğer kabin memurlarından yardım istenirse uçağın tuvaletleri bez değişimi için uygun hale getirilebiliyor.
- Uzun süreli uçuşlarda y çoğunluğun çıkıolculuk öncesinde ve her 4-6 saatte bir vermek üzere bir soğuk algınlığı şurubunun kullanılması çocukların rahatlamalarını ve sakinleşmelerini sağlıyor.
- Uçuş sonrasında da her zaman olduğu gibi bol sıvı tüketilmesi çocukların daha kolay adapte olmalarına imkan tanıyor. Özellikle varılan yerde aşırı sıcak hava varsa sıvı tüketimi çok önem kazanıyor.
- Aktif enfeksiyonu olan çocukların hem kendileri için hem de diğer yolculara da enfeksiyonu bulaştırabilecekleri için çok zorunlu olmadıkça iyileşene kadar uçmaması gerekiyor. Özellikle bir kulak enfeksiyonu varsa kabin içi basınç değişiklikleri çok şiddetli kulak ağrılarına yol açabiliyor. Sinüzitli çocuklarda da aynı şekilde şiddetli baş ağrıları oluşabiliyor. İshali olan çocukların uzun süren uçak yolculuklarında aşırı sıvı kaybedebileceği için ishal düzelene kadar uçmaları önerilmiyor. Kronik kalp ve akciğer hastalığı olan çocukların da uçuş öncesi doktor kontrolünden geçmelerinde yarar var".