HABER

Corinna zu Sayn-Wittgenstein, eski İspanya Kralı Juan Carlos'la yaşadıklarını BBC'ye anlattı: 'Ona karşı samimi duygular besledim'

Eski İspanya Kralı Juan Carlos, hakkındaki yolsuzluk iddiaları sonrası 3 Ağustos'ta ülkesini terk etti. Fakat Carlos hakkındaki rahatsızlıklar henüz kral olduğu 2012 yılında eski sevgilisi Corinna zu Sayn-Wittgenstein ile birlikte tatile gittiği Botswana'da yaşanan talihsiz bir fil avı olayından bu yana dile getiriliyordu. Corinna zu Sayn-Wittgenstein BBC'ye verdiği özel mülakatta yaşananları anlattı.

Corinna zu Sayn-Wittgenstein, eski İspanya Kralı Juan Carlos'la yaşadıklarını BBC'ye anlattı: 'Ona karşı samimi duygular besledim'

Eski İspanya Kralı Juan Carlos, hakkındaki yolsuzluk iddiaları sonrası 3 Ağustos'ta ülkesini terk etti. Fakat Carlos hakkındaki rahatsızlıklar henüz kral olduğu 2012 yılında eski sevgilisi Corinna zu Sayn-Wittgenstein ile birlikte tatile gittiği Botswana'da yaşanan talihsiz bir fil avı olayından bu yana dile getiriliyordu. Corinna zu Sayn-Wittgenstein BBC'ye verdiği özel mülakatta yaşananları anlattı.

Aslında Corinna zu Sayn-Wittgenstein Juan Carlos'un 11 Nisan 2012 günü öldürdüğü 50 yaşındaki 5 tonluk, dişleri bir metreden uzun fili konuşmak istemiyordu.

Danimarka doğumlu olup Almanya'da büyümüş olan, işletme danışmanı Sayn-Wittgenstein avla ilgili soruları "Hiçbir fikrim yok" diye yanıtladı. Evet kralla birlikte safariye çıkmıştı ama filin vurulduğunu epey uzaktan izlemişti.

Botswana'daki safari seyahati kralın, Corinna zu Sayn-Wittgenstein'ın o sırada 10 yaşına giren oğluna doğum günü hediyesiydi. Juan Carlos'un 2004 ile 2009 arasında devam eden bu ilişkisinden o sırada İspanya kamuoyu haberdar değildi. Kral 1962'den beri Kraliçe Sofia ile evliydi.

Botswana seyahatine kralla ilişkileri sona erdikten 3 yıl sonra çıkıldığını vurgulayan Zu Sayn-Wittgenstein "Bu seyahate hiç istekli değildim. Juan Carlos'un ona geri dönmemi sağlamaya çalıştığını hissediyor ve yanlış bir izlenim vermemeye çalışıyordum. Bu seyahatin bir uğursuzluk getireceğini hissediyordum" diyor.

Hakikaten de bu duygusu yersiz çıkmıyor ve 13 Nisan 2012 günü sabaha karşı kral lüks safari çadırında düşerek kalçasını kırıyor.

Kralın imajının sarsılmasında dönüm noktası

Madrid'e dönüşünde medya, safari hikayesine büyük bir iştahla sarılıyor. Fil avıyla ilgili hikaye tam da kralın damadı İnaki Urdangarin hakkındaki yolsuzluk iddiaları hakkında soruşturma başlatılmasının üzerine geliyor. (Urdangarin hala cezaevinde)

O sırada İspanya büyük sıkıntı içerisinde. İşsizlik oranı yüzde 23'lere fırlamış. Kamuoyunda tepki büyük.

Kral kırılan kalçasından ameliyat olduktan sonra hastanede bastonuyla medya karşısına çıkıyor ve "Özür dilerim. Bir hata yaptım, bir daha tekrarlanmayacak" diyor.

Diğer yandan aslında Kral Juan Carlos, İspanya Anayasası'na göre kapsamlı bir dokunulmazlık zırhına sahip. 1975 yılında Fransisco Franco'nun ölümünden sonra devletin başı olarak İspanya'nın diktatörlükten parlamenter demokrasiye geçişinin yolunu açmış ve 1981'de başarısız bir darbe girişimi atlatmıştı. Ama şimdi büyük bir güvensizlik kriziyle karşı karşıyaydı.

İspanya'nın sağcı ve monarşist gazeteci ABC'nin eski genel yayın yönetmeni Jose Antonio Zarzalejos "Krizin sebebi Botswana seyahatinin birkaç şeyi ortaya dökmesiydi" diyor ve anlatıyor.

"Öncelikle kralın Kraliçe Sofia'da sadık kalmadığı açıkça ortaya çıkmıştı. İkinci olarak ekonomik bir krizin orta yerinde Juan Carlos İspanya'nın diplomatik temsilciliği olmayan bir ülkeye seyahat etmişti, dolayısıyla İspanya hükümetinin denetimi olmayan bir yerdeydi. Üçüncü olarak ise bu çok pahalı bir seyahatti ve kimin ödediği de bilinmiyordu."

Juan Carlos'un sevgilisiyle ilişkisi nasıl başladı?

Kral, Corinna zu Sayn-Wittgenstein ile 2004 yılının Şubat ayında bir av partisi sırasında tanıştı.

Zu Sayn-Wittgenstein, kralın tüfeğiyle sorunu olduğunu görüyor ve "Tüfeklerden iyi anlarım, ona izah ettim. Sanırım çok şaşırdı" diyor.

İlişki yavaş gelişiyor. Birkaç ay telefonlaşıyorlar. Sonra yaz başlarında ilk kez buluşuyorlar. Zu Sayn-Wittgenstein sözlerini, "Birlikte çok güldük ve bir çok konuda anlaştık. Politika, tarih, güzel yemekler ve şarap, birçok ortak ilgi alanımız vardı" diye sürdürüyor.

Corinna zu Sayn-Wittgenstein o sırada iki küçük çocuğuyla Londra'da yalnız yaşıyor ve danışmanlık şirketini yeni kurmuş. Madrid'deki bir malikanenin içindeki küçük bir evde buluşuyor ve birlikte seyahat de ediyorlar. Kral birlikte olmadıkları zaman onu neredeyse günde on kez arıyor. "Çok kuvvetli, anlamlı ve derin bir ilişkiydi" diyor. Karşılıklı birbirlerinin çocukları ve arkadaşlarıyla tanışıyorlar.

Bir aşamada zu Sayn-Wittgenstein krala, Kraliçe Sofia'nın bu ilişkiyle ilgili durumunun ne olduğunu soruyor.

"Bana, kraliyeti birlikte temsil etme konusunda aralarında bir anlaşma olduğunu ama tamamen ayrı hayatlar sürdürlerini söyledi. Zaten kralın daha önce yirmi yıllık çok önem verdiği bir başka hanımla ilişkisi de yeni sona ermişti" diyor.

2009 yılında Juan Carlos, zu Sayn-Wittgenstein'a evlenme teklif ediyor.

"Tabi bunlar çok duygu yoğunluklu anlar ve ona çok aşıktım ama ben politik bir stratejistim ve bunun ne kadar zor olabileceğini gördüm. Kraliyeti sarsabileceğini tahmin ettim. Bu yüzden hiç bir zaman bunu teşvik etmedim. Bunu gerçekleşebilecek bir şeyden ziyade ilişkinin ciddiyetine dair bir işaret olarak gördüm" diyor.

Ama ilişki o yıl sona erecekti.

İlişki nasıl sona eriyor?

Corinna zu Sayn-Wittgenstein "Babam pankreas kanseri olmuştu ve birkaç ay ömrü kaldığı söylenmişti. Onunla zaman geçirmeye karar verdim. Babamın cenazesinden hemen sonra kral bana üç yıldır başka bir kadınla ilişkisi olduğunu söyleyince şok oldum" diyor.

"Bu beni tam anlamıyla yıktı. Hiç beklemiyordum. Babamın ölümü sonrası duygusal desteğe ihtiyacım olduğu bir sırada bu haber benim için büyük şok olmuştu" diye sürdürüyor.

Kraliçe Sofia dışında kralın başka bir ilişkisi olduğu fikrini kabullenemeyeceğini söyleyerek ilişkiyi bitiriyor.

İlişki sona ermesine rağmen, kısmen de kralın zu Sayn-Wittgenstein'ın çocuklarına düşkünlüğü nedeniyle ikili arkadaşlıklarını sürdürüyor.

2010 yılında ciğerlerindeki bir tümör nedeniyle ameliyat geçireceği zaman, bunun kanser olmasından çok korkan Juan Carlos, zu Sayn-Wittgenstein'dan hastanede başında olmasını istiyor. Tahlillerde tümor selim çıkıyor, kral rahatlıyor. Geceyi kralın hasta yatağının yanındaki koltukta uyuyarak geçiren zu Sayn-Wittgenstein'a sabah kraliyet görevlilerinden biri odayı terketmesini, kraliçenin gelmekte olduğunu bildiriyor.

2012 yılında Botswana'da çıkılan fil avına ve kralın kalçasını kırışına kadar arkadaşlık ilişkisi bu şekilde devam ediyor.

Fil avından dönüş ve istihbarat örgütleri

Kalçası kırılan kralın Botswana'dan dönüşü kısa süre içinde medyanın ilgi odağı haline geliyor.

Corinna zu Sayn-Wittgenstein "Bu seyahat kaza olmasaydı da sızdırılacaktı bence. Kralın damadı ve kızıyla ilgili skandallar 2011 yılının sonunda ortaya çıkmaya başlamıştı ve yerleşik düzenin ve kraliyet ailesinin içindeki klikler tarafından teşvik edilmişti. Saray içinde Juan Carlos'a karşı harekete geçen ve onun tahttan feragat etmesini hızlandırmak isteyen güçler vardı" diyor.

Kralı taşıyan uçak Botswana'dan Madrid'e geç bir saatte vardı ve kral derhal hastaneye götürüldü.

Corinna zu Sayn-Wittgenstein o andan itibaren İspanya istihbarat teşkilatı tarafından adım adım izlenmeye başlandığını ve ilk olarak Monaco'daki dairesinin hedef alındığını söylüyor.

"Ben seyahat ederken Monaco'daki evime girilmişti. Bir gün güvenlik şirketinden mesaj aldım, 'İspanya'daki dostlarınız bizimle temasa geçti' diye. Krala mesaj attım 'Kim bunlar, ne oluyor?' dedim. O da bana bunların beni paparazziden korumak için görevli kişiler olduğunu söyledi" diye anlatıyor.

"Fakat gerçekten benim güvenliğimden kaygı duysaydı, ortak dostumuz Monako Prensi Albert'i arayabilir, yardım isteyebilirdi" diyor.

Corinna zu Sayn-Wittgenstein İspanya istihbaratından olduğunu düşündüğü bu kişilerin haftalarca Monaco'daki evinde kaldıklarını ve evdeki belgeleri incelediklerini söylüyor.

Brezilya'ya yaptığı bir seyahat sırasında da takip edildiğini, Prenses Diana gibi aniden ölebileceğini ima eden tehditler aldığını anlatıyor.

2012 yılında da Londra'da İspanya İstihbarat Servisi (CNI) Şefi Felix Sanz Roldan'ın kendisini ziyaret ettiğini öne sürüyor.

"Kral tarafından gönderildiğini söyledi. Medya ile konuşmamam konusunda uyardı. Eğer bu talimatlara uymazsam benim ve çocuklarımın güvenliğini garanti edemeyeceğini söyledi" diyor.

İspanya istihbaratıyla ilgili iddialar doğru mu?

BBC bu çok ciddi iddiaları doğrulatmak üzere artık istihbarat örgütünün başında olmayan Felix Sanz Roldan'la istihbarat teşkilatı üzerinden temas etmeye çalıştı fakat bir cevap alamadı. Roldan'ın yönetim kurulunda yer aldığı Iberdrola adlı İspanyol şirketi ise onunla temas sağlamak için aracı olmayı reddetti.

Kesin olan Roldan'ın Kral Juan Carlos'a yakın bir kişi olduğu.

Villanueva Üniversitesi'nden İspanya istihbarat teşkilatı uzmanı Fernando Rueda, "Felix Sanz Roldan CNI başkanlığına atandığında kralla aralarında yakın bir dostluk gelişti ve kralı tam bir korumaya aldı" diyor.

"Fakat Felix Sanz Roldan krala Corinna ile ilişkisi hakkında olumsuz görüş bildiren ve ona güvenilemeyeceğini söyleyen ilk istihbarat şefi değildi" diye sürdürüyor.

Peki zu Sayn-Wittgenstein'ın taciz ve tehdit iddiaları doğru olabilir mi?

Fernando Rueda "Bunun gerçek olup olmadığını kimse bilmiyor" diyor ve ekliyor:

"Fakat doğruysa şaşırmam çünkü eğer istihbarat örgütü İspanya devletinin güvenliğinin tehlikede olduğu değerlendirmesini yaptıysa, ilgili belgeleri o kişiden geri almak için bütün mekanizmalara başvurabilir."

'Bavulla taşınan paralar' iddiası ve tahttan feragat

O esnada İspanya'da Juan Carlos fil avı skandalının lanetini bir türlü üzerinden atamaz ve 2014'te oğlu Felipe lehine tahttan feragat etmek zorunda kalır. Emekli kral olarak resmi ve ticari ilişkilerini sürdürür ve başta Ortadoğu'ya olmak üzere dış seyahatlerine devam eder.

İşte savcıların özellikle ilgilendiği de Juan Carlos'un Ortadoğu'daki ilişkileri.

2018 yılında, Corinna zu Sayn-Wittgenstein da dahil varlıklı ve güçlü kişilerle yaptığı konuşmaları kaydeden bir İspanyol polisinin elindeki ses kayıtlarının basına sızması ardından soruşturmalar başladı.

Kayıtlardan birinde bir kadın sesi İspanyolca olarak eski kraldan bahisle "Parayı nereden buluyor? Uçağa atlıyor, Arap ülkelerine gidiyor. Bavullar dolusu nakitle, bazen beş milyonla dönüyor. Para sayma makinası bile var. Gözlerimle gördüm" diyor.

Corinna zu Sayn-Wittgenstein bu sesin kendisine ait olduğunu hiç bir zaman resmen kabul etmedi ama kayıtlar çok ciddi iddialar içeriyordu ve önce İsviçre, daha yakında ise İspanya'da soruşturmalar başlatılmasını tetikledi.

Suudi Arabistan kralından rüşvet mi aldı?

Soruşturmaların odağında Suudi Arabistan'ın önceki kralının 2008 yılında vergi cenneti Panama'da kurulu bir fonla bağlantılı İsviçre'deki bir banka hesabına yaptığı 100 milyon dolarlık ödeme var.

İsviçreli savcı eski kralla ilişkili üç kişiyi soruşturuyor ve bu paranın, üç yıl sonra Suudi Arabistan'da açılan dev bir hızlı tren ihalesinin, bir İspanyol konsorsiyumuna verilmesiyle ilgili olup olmadığını, kısacası rüşvet olup olmadığını belirlemeye çalışıyor.

İspanya'da da Yüksek Mahkeme emekli kral hakkında soruşturma başlattı ama Anayasa gereğince Juan Carlos ülkesinde sadece 2014'de tahtı bıraktıktan, yani yargı muafiyetini kaybettikten sonraki eylemleri nedeniyle cezai sorumluluğa sahip. Ama kral olduğu döneme dair muafiyeti kuşkusuz İsviçre Savcısını bağlamıyor.

Bu yıl Ağustos ayı başlarında ise bu soruşturmayla bağlantılı olduğu açıklandıktan sadece bir kaç hafta sonra Juan Carlos İspanya'dan ayrıldığını açıkladı ve birkaç hafta soren bir belirsizlikten sonra, saray eski kralın Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşadığını açıkladı.

Juan Carlos sevgilisine Kraliçe Sofia ile farklı hayatlar sürdüklerini söylemiş

Eski sevgilinin 'rüşvet' iddialarıyla ilgisi

Corinna zu Sayn-Wittgenstein'ın adı ise İsviçre savcısının rüşvet iddialarıyla ilgili olarak soruşturduğu üç kişiden biri olması bakımından yine devrede çünkü eski kral 2012 yılındaki fil avı skandalından sonra 4 yıl önce Suudi Arabistan kralının kendisine 'hediye' ettiği 100 milyon doların kalan 65 milyon euro kadarını onun hesaplarına aktarıyor.

Zu Sayn-Wittgenstein "Çok şaşırdım çünkü bu aşırı cömert bir hediyeydi" diyor ve sürdürüyor:

"Ama 2011 yılında vasiyetnamesi hakkında konuşmuştuk. Bana da bir şeyler bırakmak istediğini söylemişti ama hiç miktar konuşulmamıştı. Ailesinin, vasiyetindeki istekleri yerine getirmeyeceğinden kaygılanıyordu."

Sonuçta bu parayı Monaco'daki evinde arama yapılmadan önce aldığını söylüyor.

Transfer gerçekleştikten sonra teşekkür etmek için Madrid'e giden Corinna zu Sayn-Wittgenstein, daha sonra İsviçre savcısına da kralın bu parayı kendisine olan aşkından dolayı verdiğini düşündüğünü söylüyor.

Kralın 2014 yılında bu parayı geri istemesine karşın Corinna zu Sayn-Wittgenstein, bunun bir kara para aklama operasyonu olmadığında ısrarlı.

"2014 yılında benimle temas kurmaya uğraştı. Bir aşamada onu geri aramayacağımı anladığında tamamen delirdi ve herşeyi geri istedi. Bence bi bir öfke kriziydi" diyor. Zaten eski kralın da parayla ilgili bütün yasadışılık ve aklama iddialarını yalanladığını hatırlatıyor.

İspanya'da ise koronavirüs salgınının en kötü günlerinde eski kral Juan Carlos'un Corinna zu Sayn-Wittgenstein'a onlarca milyon dolar hediye etmiş olduğu haberinin ortaya çıkması öfkeli tepkilere yol açtı.

Barcelona'dan genç bir avukat, Ivette Torrent, bu paranın İspanya Sağlık Sistemi'ne aktarılması talebiyle bir dilekçeyi imzaya açtı. Yaklaşık 250 bin imza toplandı.

Torrent "Paranın yasal olup olmadığını bilmiyorum. Ama eğer yapılan soruşturmalarda bunun kara para olduğu ortaya çıkarsa, o zaman esas sahibine iade edilmesi gerekir" diyor.

Zu Sayn-Wittgenstein parayı iade edecek mi?

Corinna zu Sayn-Wittgenstein parayla ilgili kararı savcıya bıraktığını söylüyor.

"Bana iade baskısı yapmak çözüm değil çünkü bu durumda herkesin herşeyi iade etmes igerekir. Bir ailenin 40 yıldır devam eden ticari ilişkileriyle ilgili olarak bir tek kişiye, bana odaklanmalarını olağanüstü buluyorum. Başka yerlerde yüzlerce başka hesap olmalı."

Buna karşılık kendisi İngiltere yargısında eski krala ve muhtemelen istihbarat örgütlerine karşı taciz süreçleri başlattığını söylüyor ama henüz bu süreçlerle ilgili resmi bir açıklama yapılmış değil.

Herşeye rağmen Corinna zu Sayn-Wittgenstein kralla ilişkisinden pişmanlık duymadığını vurgulayarak "Ona karşı samimi duygular besledim. Olayların buralara gelmesi beni çok üzüyor" diyor.

En Çok Aranan Haberler