Çözüm Süreci

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, "Türkiye üzerinde, milletimiz üzerinde çok ciddi kirli oyunlar, çirkin oyunlar, daha önceden senaryosu yazılmıştı belki ama sahneye konmaya başlandı. Daha önceden de koyulmuştu, 1960'larda kondu, 80'lerde kondu ama artık Türkiye eski Türkiye değil. Artık milletimiz aydınlandı, milletimiz her şeyi çok iyi biliyor, akı da biliyor karayı da biliyor. Dolayısıyla bu oyunlara gelmeyecek" dedi. Aydın ve beraberindeki 14 milletvekili çözüm süreci kapsamında ziyaretlerde bulunmak üzere Bayburt'a geldi. Gruplara ayrılarak çalışma yapacakları merkez ve ilçelere giden milletvekilleri, vatandaşlar, esnaf ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle görüştü. Grup Başkanvekili Aydın, AK Parti il binasında yaptığı basın açıklamasında, çözüm süreci, Türkiye'nin ekonomik büyümesi, gelişmesi, atılan adımlar, demokratikleşme süreçleri, refah seviyesinin yükselmesinin maalesef birilerinin zoruna gittiğini söyledi. AK Parti'yi kuran, iktidar eden, bugünlere taşıyanın milletin kendisi olduğunu belirten Aydın, "Ne bir kişiden ne bir zümreden ne bir aşırı uçtan ne bir marjinal güçten, marjinal örgütten güç almadık. Biz hep bu milletten güç aldık. Milletin duası ve desteğiyle bu siyaseti yapmaya çabaladık. İdeolojik siyaseti elimizin tersiyle hep ittik, hizmet siyasetini önceledik. Kime hizmet, insanımıza hizmet, 76 milyona hizmet. 'Nerede yaşıyorsa yaşasın, kim olursa olsun dini, dili, düşüncesi, etnik yapısı ne olursa olsun bizim için birdir, kardeştir' dedik ve bu manada da AK Parti olarak on buçuk yıl içerisinde muazzam hizmetlere vesile olduk" diye konuştu. Aydın, Türkiye'de her açıdan çok ciddi değişim ve dönüşümler yaşandığını ifade ederek, "Ekonomide, eğitimde, sağlıkta, demokratikleşme sürecinde Türkiye gerçekten 10 yıl öncesine göre çağ atlamış durumda. Yüzyılda yapılması gereken ilerlemeyi belki biz 10 yılda yaptık. Bu rakamlarla da sabittir. Gittiğimiz her yerde, her vilayette AK Parti'nin mührünü görmek mümkün. Dolayısıyla 'işimiz hizmet' dedik 'gücümüz millet' dedik. Parolamız bu bizim ve bu parolayla birlikte de 'durmak yok yola devam' dedik. Bu manada da biz ta o ilk günden beri milletle beraber bu siyaseti gerçekleştirmenin gayreti içerisinde olduk. Bizim yaptığımız tabi ki şehirleri imarlaştırıyoruz, şehirleri kalkındırıyoruz, hizmet yapıyoruz, yatırım yapıyoruz ama bir de kırılan gönüller varsa onların da tamiri, onarımı bakımından o kalplerin tamiri açısında da sürekli bu hemhal olmayı sürdürmeye çalışıyoruz, empati yapmaya çalışıyoruz. Oturduğumuz yerden, Ankara'dan, sırçalı köşklerden değil, bizatihi insanımızın içinde olarak bu işi yapmaya çalışıyoruz. Bizim siyasetteki maksadımız bu. Gelip konuşarak, karşılıklı empati yaparak, birbirimizin duygularını anlayarak, hissederek, dokunarak bu işi yapabilirsiniz." -"AK Parti hayalleri bile zorladı"- Türkiye'nin on buçuk yılda milli gelirininin 230 milyar dolarlardan 800 milyar dolarlara kadar çıkarttığını kaydeden Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cumhuriyet tarihi boyunca ki milli gelirimiz 230 milyar dolardı. Biz 10 yılda bunu 800 milyar dolara kadar çıkarttık. İhracatımız 36 milyar dolarlardan 153-154 milyar dolarlara kadar çıkarttık. İşte yollar, köprüler, kanallar, tüneller, hastaneler, üniversiteler yapılıyor, bakın Bayburt'ta bile. Bayburt'ta bir üniversite hayaldi. İşin doğrusu hayali bile belki mümkün değildi. Bayburt'ta üniversite olur mu diye ama AK Parti hayalleri bile zorladı, sınırları zorladı. İnsanımıza yatırım, asıl olan bu, siyasetin amacı da bu. Amaç nedir siyasette sırf sadece mevki makam mı, ya da siyaset yaparak birilerine bir şey mi sağlamaktır, değil, siyasette amaç halka hizmettir. Halkın refah ve mutluluğunu arttırmaktır. Bunu yapabildiğiniz ölçüde siyasette başarılı olursunuz. Dolayısıyla AK Parti'nin misyonu da vizyonu da bu. Halka hizmeti hakka hizmet olarak gördük. Bu manada da bugüne kadar hakikaten hayallerin bile ulaşamayacağı birçok noktaya ulaştık. Tabi bu birilerinin de zoruna gitti. Bu çözüm süreci, Türkiye'nin ekonomik büyümesi, gelişmesi, atılan bu adımlar, demokratikleşme süreçleri, insanımızın refahının yükselmesi maalesef birilerinin zoruna gitti. Çünkü onlar bu ülkede gerçek mülk sahipleriydi, halkı da tebaa olarak görüyorlardı. Onlar istediği zaman lütfederlerse halkı bir yerlere getirebiliyorlardı, eğer lütuf olursa. Tabi biz lütufdan ziyade, bu siyasetin bir gereğidir, yapmamız gereken iştir diye yapıyoruz. İşte bu birilerini de rahatsız etti, ciddi rahatsız etti. Biz bu süreçte bu kadar büyümeyi sağladık. Devlet vatandaşına dahi borçluydu. 14 katrilyonluk nemaları ödedik. İşçisine borçluydu KEY'leri ödedik. IMF'in borcunu bitirdik, bütün borçları ödedik. Yatırımlar hızla büyüyor, artıyor, ciddi gelişmeler sağlanıyor." -"Üretimde, istihdamda tarihi rekorlar kılırdı"- Aydın, AK Parti iktidarıyla Türkiye'de zihniyetin değiştiğini söyleyerek, şunları kaydetti: "10 yıl önceden sonra biz yeni petrol kaynakları mı bulduk, yeni madenler mi bulduk, altın mı bulduk. Kaynak aynı kaynak ama değişen zihniyet oldu, değişen iktidar oldu, değişen başbakan oldu. İşte güçlü, samimi, halkıyla birlikte olan bir iktidar olduğu zaman o kaynaklardan neler neler yapabildik. Bakın sadece mayıs ayı içerisinde bu ülke 46 milyar dolarlık bir üçüncü havalimanı ihalesi yaptı. Dünyanın en büyük havalimanı ihalesi. 22 milyar dolarlık nükleer santral ihalesi yaptık. 2,5 milyar dolarlık üçüncü köprü ihalesini yaptık. İstanbul Borsası 93 binlere kadar ulaştı. Faizler yüzde 63'lerden yüzde 4.61'lere kadar düştü. Üretimde, istihdamda tarihi rekorlar kılırdı. Her alanda Türkiye pik yaptı, mayıs ayı Türkiye'nin en iyi olduğu dönem ama dedim ya birilerini de rahatsız etti bu." -"Artık Türkiye eski Türkiye değil"- Aydın, Türkiye'nin büyümesini çekemeyen iç ve dış güçlerin olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Dışarıda ülkemizin büyümesini çekemeyen insanlar, çekemeyen güçler, uluslararası güçler var muhakkak, biliyoruz. İçeride milli iradeyle sandıkla seçimle halkla artık biryere gelemeyeceğini düşünen siyasetçiler var, marjinal örgütler var. Tabi bunlar hep bir araya gelerek acaba biz bulanık suda balık avlayabilir miyiz acaba, kaostan, krizden beslenebilir miyiz acaba, bu iktidarı, acaba halkın iradesini ters düz edebilir miyiz gibi bir anlayışın içerisine girdiler. İşte Gezi olaylarını çıkarttılar. Çözüm sürecinde de Türkiye'nin en iyi olduğu dönemdir. Bütün bunlar bir araya geldiğinde bu Gezi olaylarının çok da masumane bir olay olmadığı çok açık ve net. Türkiye üzerinde, milletimiz üzerinde çok ciddi kirli oyunlar, çirkin oyunlar, daha önceden senaryosu yazılmıştı belki ama sahneye konmaya başlandı. Daha önceden de koyulmuştu, 1960'larda kondu, 80'lerde kondu ama artık Türkiye eski Türkiye değil. Artık milletimiz aydınlandı, milletimiz her şeyi çok iyi biliyor, akı da biliyor karayı da biliyor. Dolayısıyla bu oyunlara gelmeyecek. Bakın yeşile duyarlılıktan bahsediyorlar, çevre duyarlılığından bahsediyorlar, sırf Bayburt'ta 5 milyon 500 bin ağaç dikiliyor. İstanbul'da 30 milyon metrekare olan yeşil alanı biz 50 milyon metrekareye çıkarmışız, 8 yıl içerisinde. 1 milyon 785 bin ağaç dikmişiz. Türkiye genelinde 2 milyar 800 milyon ağaçtan, fidandan bahsediyoruz. Yeşil ise kusura bakmasın yeşil ile alakalı olarak kimse AK Parti ile boy ölçüşemez. Bu bir bahaneydi. Belki samimi olarak buna ilk etapta aldananlarda olabilir ama gelinen noktada artık herkes aydınlandı. Bu olayın yeşile duyarlılık olayı olmadığı, ağaç olayı olmadığı çok açık ve net." -"Bu millete, bu ülkeye bir özür borcu var Ana muhalefetin"- Anamuhalefetin ağaçtan anlamadığını öne süren Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Anamuhalefetin de zaten ağaçtan anladığı bir tek ağaçlardan darağacı yapmasını bilirler onlar. Anamuhalefet, İstiklal Mahkemeleri ile tek parti döneminde tek parti zihniyetiyle yaptıklarıyla bir defa kalksın yüzleşsin. Bir defa ondan dolayı, Dersim'den dolayı o geçmişteki ret, inkar, asimilasyon politikalarından dolayı, insanları ötekileştirmeden, farklılaştırmadan dolayı kalsın bir defa bir özür dilesin. Bu millete, bu ülkeye bir özür borcu var Ana muhalefetin. Ağaç dediği ancak işte darağacı yapmayı bilip insanları orada maalesef rahmetli Menderes'ler gibi darağacında astılar, ağaçtan başka anladıkları yok onların.Dolayısıyla bizin yolumuza samimi ve doğru adımlarla devam etmemiz lazım. Biz bu ülkede bu millet için ne gerekirse yapmaya çalışırız. Bu süreçte hiç diklenmediklerini ama hep dik durduklarını, durmaya da devam ettiklerini ifade eden Aydın, şunları kaydetti: "Biz bu kadar gelişmeyi sağlarken ne yapmaya çalıştılar, partimizi kapatmaya çalıştılar. Ne yapmaya çalıştılar çetelerle, mafyalarla bir şekilde bize tuzak kurulmaya çalışıldı. Ergenekon'u, balyozu vardı, e-bildiriler vardı. Bütün bunlara rağmen biz dik durarak bu gelişmeleri sağladık. Kolay olmadı yani bu on buçuk yıllık süre içerisinde eğer eskiler gibi olsaydık biz de çoktan şapkamızı alıp gitmiştik herhalde ama hayır bu millet için ahdettik ve ahdevefa gösteriyoruz milletimiz için. Sayın Başbakanımız diyor ya çözüm içinde aynı şekilde söylüyor 'Gerekirse ben baldıran zehri içmeye hazırım' diyor. 'Yeter ki Türkiye kazansın, ben kaybetmeye razıyım' diyor. Kelle koltukta mücadele ediyor. Niçin mücadele ediyor. Bu milletin geleceği için mücadele ediyor. Tarihdeki o medeniyet tasavvurumuzu yeniden kazanmamız için mücadele ediyor. İşte bu mücadeleyi yaparken Allah razı olsun halkımızın çok ciddi desteğini alıyoruz, duasını alıyoruz. Bu gücü bu mücadeleyi biz halktan alıyoruz. İşte o açıdan halkımızla hep beraberiz. Biz de milletimizin istikametinden hiç sapmadan, milletimizin bize gösterdiği yoldan sapmadan yolumuza emin adımlarla duran adamlara karşı durmak yok, yola devam diyeceğiz. Onlar milletin iradesine karşı duruyorlar aslında, orada durdukları o, millete karşı duruyorlar ama biz de milletle iç içe, milletimizle birlikte bu yola devam edeceğiz. Bu hizmet kervanına devam edeceğiz. Daha yolun başındayız, yapmış olduğumuz çok şey var ama yapacağımız da daha çok şey var."