Cuma Hutbesi konusu Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olan Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz gün yayımlandı. Birçok vatandaş "4 Kasım Cuma hutbesinin konusu nedir?" sorusunun yanıtına erişmek için arama motorlarında sorgulama yapıyor. 4 Kasım 2022 tarihinde okunacak Cuma hutbesi konusu Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olan Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 'Hayat rehberimiz Kur'an' olarak belirlendi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 4 Kasım Cuma hutbesi konusunu yayımladı.
Cuma hutbesi konusu 'Hayat rehberimiz Kur'an' olarak belirlendi.
İşte 4 Kasım Cuma hutbesi:
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Şüphesiz bu Kur’an en doğru olana iletir; dünya ve ahiret için yararlı işler yapan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.” (1)
Okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Sözlerin en doğrusu, Allah’ın Kitabı; hâl ve tavrın en güzeli ise Muhammed’in hâl ve tavrıdır.” (2)
Aziz Müminler!
Rahman ve Rahim olan Allah, insanı yarattı. Ona okumayı ve öğrenmeyi nasip etti. Kullarının aklını ve kalbini, vahiyle, imanla, ahlâkî öğütlerle besledi. İslam’ın iyice kavranabilmesi için son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’i ve hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i lütfetti.
Kıymetli Müslümanlar!
Kur’an, hidayettir; dünyada yolunu kaybetmek istemeyenlere, dine uygun yaşamaya çalışanlara, muttakîlere bir rehberdir. Kur’an, beyandır; insanlara Yüce Allah’ın isim ve sıfatlarını, dinimizin hükümlerini açıklayan bir kılavuzdur. Kur’an, Furkân’dır; doğruyla yanlışı birbirinden ayıran, gerçeklerin fark edilmesini sağlayan Kelâmullah’tır. Kur’an, şifa ve rahmettir; dertli gönüllere deva, suya muhtaç iklimlere bolluk ve berekettir.
Değerli Müminler!
Kur’an, geceyi ve gündüzü, karayı ve denizi, doğumu ve ölümü birer ibret kaynağı olarak düşünmemizi ister. “Hayvanlarda sizin için elbette ibret vardır” (3) buyurarak, karıncadan, arıdan, örümcekten ve diğerlerinden ibret almamızı tavsiye eder. Geçmiş ümmetlerin başından geçen hadiselerden çarpıcı kesitler sunar bizlere. Peygamberlerin yaşadığı zorlukları ve Allah’a yakarışlarını anlatarak şöyle buyurur: “Onların kıssalarında akıl sahipleri için elbette ibret vardır.” (4)
Aziz Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim’i okuyan Müslüman, Hz. İbrahîm’in emsalsiz tevhid mücadelesini görecek ve Allah’ın birliğine iman ettiğine bir kez daha sevinecektir. Karşılaştığı her türlü zorluk ve eziyete göğüs geren Hz. Mûsâ’nın azmini örnek alacaktır. Yûsuf aleyhisselâmın kendisini haramdan nasıl koruduğunu, Îsâ aleyhisselâmın Allah’ın verdiği mucizelerle insanlığı nasıl müjdelediğini öğrenecektir. Allah Resûlü’nün vahiyle yoğrulan hayatından, ayetlerle şekillenen ahlâkından muazzam dersler çıkaracaktır.
Saygıdeğer Müminler!
Ecdadımız, Allah kelâmının en üstün tutulması uğruna ömürlerini vakfettiler. Bütün dünya nimetleri ellerinin altında olsa da, Mushaf-ı Şerîf’i baş tacı kıldılar. Evlatlarının eğitimine Allah’ın adıyla, kitabının Fatiha’sıyla başladılar. Her gece yatmadan önce okuduğumuz Âmenerrasûlü’nün ilk cümlesini oluşturan اٰمَنَ الرَّسُولُ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْهِ مِنْ رَبِّه۪ وَالْمُؤْمِنُونَۜ “Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene inandı; müminler de inandılar” (5) ifadesinin sırrına mazhar olmaya çalıştılar.
Kıymetli Müminler!
Kur’an-ı Kerim ile bağlarımızı diri tutalım. Okuduğumuz ayetlerin anlamlarını da öğrenmeye çalışalım. Çocuklarımızın yazın öğrendiklerini kışın unutmamaları için onlara yardımcı olalım. Kur’an okuma ve anlama becerilerini tekrar ettirelim onlara. خَيْرُكُمْ مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerdir” (6) buyuran Peygamber Efendimizin sözünden ibret ve ilham alalım. Kur’an öğrenmeye ve öğretmeye ayrılan her saniyenin, hatta her anın, Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olduğunu unutmayalım.
Hutbeme son verirken, Cenâb-ı Hakk’ın bize bahşettiği imandan ve Kur’an’dan kıyamete dek nesillerimizi de mahrum etmemesini niyaz ediyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;
Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.
Niyet ederken
"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.
Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.
İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.
Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.
İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
Son oturuşta:
Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur
Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.
Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir
Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.
Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"
Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".
Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.
Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).
İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir.