HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (3) - "OHAL'in gelmesi sorun değil, eğer OHAL'i gerektirecek bir durum söz konusu olursa OHAL yine gelir ama niçin gelir terörle mücadele için gelir" - "Bu dönemdeki OHAL'in amacı, 15 Temmuz FETÖ terör örgütünün Türkiye'yi soktuğu atmosferden Türkiye'yi kurtarmak ve terörle mücadelede işimizi kolaylaştırmak" - "Şu anda en önemli sorunumuz terör. Bunu başaracağız. Bunu başardığımız anda ekonomi de çok daha iyi noktaya gider, eğitim de çok daha iyi noktaya gider, ulaşım, yatırımlar, alt yapı hepsi çok daha iyi noktaya gider. OHAL'i biz burada kullanıyoruz. Yoksa vatandaşımın özgürlüklerinde, sosyal yaşamda değil" - "AK Parti bugüne kadar tüm Türkiye'nin partisi olmuştur. Diğerleri maalesef tüm Türkiye'nin partisi olamamıştır, etnisite üzerine hareket etmişlerdir veya bölgesel kalmışlardır. Ondan sonra bir yere gitmişlerdir, savundukları yer kavmiyetçiliktir. Ama bizde kavmiyetçilik yok"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Olağanüstü halin (OHAL) seçimden sonra kaldırılabileceğini belirterek, "OHAL'in gelmesi sorun değil, eğer OHAL'i gerektirecek bir durum söz konusu olursa OHAL yine gelir ama niçin gelir terörle mücadele için gelir." dedi.

Erdoğan, Kanal 7'de yayınlanan "İskele Sancak Özel" programında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın oluşumu ve bölgede Kürt seçmenin bu ittifaka nasıl baktığının sorulması üzerine, "bölgeden az, çok oy gelir" noktasında olmadıklarını, bu ülkede ayrılık, gayrılık olmaması, bir birliğin sinyallerini vermek için harekete geçtiklerini ifade etti.

"Bize medeniyetimizin yüklediği bir görev var." diyen Erdoğan, bu görev kapsamında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve Saadet Partisi ile görüşmeler yaptığını, bu görüşmeler içerisinde netice aldıklarıyla bu yola yürüdüklerini anlattı.

"Her şeyden önce, ümmetin birliğini sağlama derdinde olduklarını, milli, yerli, Cumhurun İttifakı ile ülkede yeni bir dönemi, süreci başlatmayı amaçladıklarını belirten Erdoğan, "Bunun belli yerlerde hazımsızlığı var, bunun farkındayım. Ama aksi olan durum da var. Öyle bir yola giriyorsunuz ki bunun riski olur. Ben ekonomi tahsili gördüm, hocalarımız, 'Ekonomi risktir' derdi. Ekonomi risk de siyaset risk değil mi, siyaset de risktir. Daha ileri gidelim, hayat risktir. Tüm bunları göreceğiz. Riski göz ardı ettiğinde zaten netice alamazsın. Onun için riski göze alacaksın ve üzerine üzerine gideceksin." diye konuştu.

Diyarbakır'da muhteşem bir miting yaptıklarını, bu mitingde sıcağa ve ramazan ayına rağmen 35 bin kişinin toplandığını, akşam da 6 bin kişilik kanaat önderleriyle iftar yaptıklarını aktaran Erdoğan, "Onu bile hedefinden saptırmaya kalktılar. Neymiş, oradaki Tayyip Elçi'yi tekrar masaya göndermemişler. Önünü kesmişler. Tayyip Hoca, namaza gitmiş, o esnada ben konuşuyorum. Ben namazı kılıp, geldim ve Tayyip Hoca'nın korumalar tarafından engellendiğini görünce, korumamı çağırdım, 'Söyle şuna yanlış yapıyor, Tayyip Hoca yerine gelsin.' dedim." ifadesini kullandı.

- "Prompter okumuyorum, prompteri yaşıyorum"

"Bu sırada hem prompter okuyorsunuz, hem salona hitap ediyorsunuz, o ara bir de Tayyip Elçi'yi izliyorsunuz. Bu alkışlanacak bir şey" denilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben prompter okumuyorum, prompteri yaşıyorum. Onlar farklı." dedi.

Tayyip Elçi'nin yerinin dolu olması nedeniyle kendi yerine oturması işaretini verdiğini ve oraya oturduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hemen, 'Prompteri okuyamadı, takip edemedi, dondu kaldı' falan diyor. Bir yerden dokunduracaklar ya, buradan yakalamaya çalıştı. Olayın gerçeğini, hakikatini anlatınca da oyun bozuldu. Bu malum grupların işi hep iftira at, tut, nasıl olsa iz bırakır değil mi? Burada da onu yapmak istediler. Ama o akşam 5-6 bin kanaat önderiyle bizim o iftarı yapışımız bunların bütün her şeyini alt üst etti. Ne yaparlarsa yapsınlar sonunda biz yolumuza devam edeceğiz. Burada bir gerçeği özellikle Kürt kardeşlerime açıklamak istiyorum. Bak ben 'Kürt kardeşlerim' diyorum, 'Kürtler' demiyorum. Burada bir incelik var. Niye, çünkü bizim dinimiz, 'Ancak inananlar kardeştir.' diyor. Ben Kürt kardeşlerimi inananlar olarak görüp, onlara kardeşim olarak bakıyorum. Onlar bizden, biz onlardanız. Onun için de kalkıp başka devlet kendilerine aramalarına gerek yok. Hatta hatta daha ileri gidiyorum, toprak aramalarına gerek yok. Bu toprakta yaşayacaklarsa zaten bizim garantimiz altındadırlar. Çünkü AK Parti bugüne kadar tüm Türkiye'nin partisi olmuştur. Diğerleri maalesef tüm Türkiye'nin partisi olamamıştır, etnisite üzerine hareket etmişlerdir veya bölgesel kalmışlardır. Ondan sonra bir yere gitmişlerdir, savundukları yer kavmiyetçiliktir. Ama bizde kavmiyetçilik yok."

- "Bu Kürt'tür, bu Arap'tır demedik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 3,5 milyon Suriyeli'ye kapılarını açtığını, bunların büyük çoğunluğunun Arap olduğunu belirterek ancak Kobani'den gelen Kürtlere de kapıları açtıklarını, şu anda hala yaklaşık 150 bin Kobani'den gelen Kürt'ün Türkiye'de bulunduğunu bildirdi.

ABD Başkanı Barak Obama ile aralarında o dönemde ciddi manada diyaloglar geçtiğini aktaran Erdoğan, "Ayrım yapmadık, 'Bu Kürt'tür, bu Arap'tır demedik'. Ölümden kaçıyorlar, ölümden kaçana biz kapıyı kapayabilir miyiz? Kürt kardeşimi de aldım, Arap kardeşimi de." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, El Bab, Cerablus Operasyonu'nun bittiğini, 2 bin kilometre karenin şu anda kontrol altında bulunduğunu, Afrin Operasyonu'nda da 2 bin kilometre karelik alanın kontrol altında olduğunu vurguladı.

Yaklaşık 200 bine yakın Suriyeli'nin geri dönmeye başladığını, dönmeye devam ettiklerini kaydeden Erdoğan, dönüşleri kolaylaştırmak için ellerinden gelen bütün adımları attıklarını, atmayı da sürdüreceklerini aktardı.

Buna uluslararası alanda da zemin hazırladıklarını bildiren Erdoğan, "Olayı sadece Afrin ile Cerablus ile bitirmedik. Onların gidişini sağlayabilmemiz için oralardaki sosyal altyapıları da oluşturmamız lazım. Bunun için Avrupa Birliği, Körfez ülkeleriyle görüşüyoruz. 'Bu işin önünü bir an önce açalım' diyoruz." değerlendirmesini yaptı.

- "Bugünün OHAL'i o OHAL değil"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, OHAL'in seçimden sonra kalkacağı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, göreve geldiklerinde, 2002'nin son aylarında Türkiye'de OHAL olduğunu ve OHAL'i bir ayda kaldırdıklarını anımsattı.

Erdoğan, o dönemde partiyi kurmak için Güneydoğu'yu dolaştığına işaret ederek, şu görüşlerini paylaştı:

"Bize o zaman 'OHAL'i kaldırın yeter' dediler. O zamanın OHAL'inde tüm ticari hayat o bölgede durmuştu. Mesela ben Cizre'yi dolaşıyorum, evlerin bahçelerinde TIR'lar kamyonlar var, çürümeye yüz tutmuş. Meğerse Irak tarafından mazot kaçakçılığı yapılıyormuş. 'Biz geldiğimizde bunu halledeceğiz' dedik. O zaman Abdullah Bey Başbakan, OHAL'i bir ay içinde kaldırdık. Ama bugünün OHAL'i o OHAL değil, orada kan gövdeyi götürüyordu. Ama şimdi biz o dönemi sıyırdık, o dönemden geçtik. Bu dönemdeki OHAL'in amacı, 15 Temmuz FETÖ terör örgütünün Türkiye'yi soktuğu atmosferden Türkiye'yi kurtarmak ve terörle mücadelede işimizi kolaylaştırmak. Şu anda biz herhangi bir yerde bir grev duyuyor muyuz, üniversitelerimizde bir olay duyuyor muyuz, hayır. Niye OHAL var. Fakat nasip olursa inşallah 24 Haziran'dan sonra bu OHAL'i masaya yatırıp, kaldırmak suretiyle bu süreci devam ettireceğiz. Bu demek değil ki tekrar OHAL gelemez mi. OHAL'in gelmesi sorun değil, eğer OHAL'i gerektirecek bir durum söz konusu olursa OHAL yine gelir ama niçin gelir, terörle mücadele için gelir. Çünkü terörle mücadelede asla bu işi sekteye uğratmamamız gerekir. Çünkü şu anda en önemli sorunumuz terör. Bunu başaracağız. Bunu başardığımız anda ekonomi de çok daha iyi noktaya gider, eğitim de çok daha iyi noktaya gider, ulaşım, yatırımlar, alt yapı hepsi çok daha iyi noktaya gider. OHAL'i biz burada kullanıyoruz. Yoksa vatandaşımın özgürlüklerinde, sosyal yaşamda değil. Böyle bir şey için onu engelleyen bir unsur olarak OHAL'i kullanmadık ki?"

(Sürecek)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler