HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1) - "Ayın 14'ünde de Soçi'de bir araya geleceğiz. Soçi'de daha önce başlattığımız zirvenin ikinci turuna başlayacağız ve yine orada da Rusya Federasyonu, Türkiye, İran üçlü olarak bu zirvemizin tekrarını yapacağız. Temenni ediyorum ki bu güzel gidişe yeni bir anlam kazandıracak, yeni bir güç katacak." - "Eğer bir belediye tertemiz değil, pırıl pırıl değilse, çöpten, çukurdan o beldeyi, o ilçeyi, o ili arındırmıyorsa biz ona belediye demeyiz. Önce buradan işe başlamamız lazım" - "Dünyada bazı devletler değil orta boylu devletler artık bu nüfusta. İstanbul bir devlet. Şimdi böyle bir şehri yöneteceksiniz, böyle bir şehri yönetirken çöp benim sorunum değil diyemez bir belediye"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ayın 14'ünde de Soçi'de bir araya geleceğiz. Soçi'de daha önce başlattığımız zirvenin ikinci turuna başlayacağız ve yine orada da Rusya Federasyonu, Türkiye, İran üçlü olarak bu zirvemizin tekrarını yapacağız. Temenni ediyorum ki bu güzel gidişe yeni bir anlam kazandıracak, yeni bir güç katacak." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Özel" TRT ortak yayınında, Serdar Karagöz ve Sermin Baysal Ata'nın sorularını cevaplandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri'nin ardından, şehirleri yönetme anlayışının özünü, millete verecekleri sözlerin çerçevesini oluşturan manifestoyu açıklamasından sonra gerçekleştirdiği ilk yayını TRT'de yapmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bugün Çengelköy'de gençlerle bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, Çengelköy'ün FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde de özel bir yeri olduğunu belirterek, "Çengelköy, özel bir konumu, manası var. Kuleli bir tarafta, bir tarafta merkez, bir tarafta Köprü. Bu bakımdan unutulur bir yer değil. Çengelköy çok ciddi bir direniş o zaman ortaya koydu. Unutulur gibi değil. Onun için ilk toplantımı buradan başlatayım dedim. Çınaraltı bizim için biraz da geçmişten bu tarafa anlamlı bir yerdir. Çınaraltı'nda hem dostlarla hem gençlerle orada bulunan tüm İstanbullu hemşehrilerle bir araya gelmek hakikaten beni çok mutlu etti." diye konuştu.

Yayının gerçekleştirildiği Vahdettin Köşkü'nde daha önce Dörtlü Zirve'nin yapıldığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Sayın Putin, Merkel ve Macron ile olan dörtlü zirvemiz, Suriye'ye yönelik olan o zirveyi şu anda bulunduğumuz konumda onlarla bir araya geldik. Tabii dışarıda Boğaz'a yönelik fotoğraf çekimlerimiz olmuştu ama burada da kararlı bir müzakereyi gerçekleştirdik. Malum Birleşmiş Milletler'den De Mistura da katılmış olduğu o zirvede biz bütün belirlediğimiz başlıkları onunla paylaştık ve o süreç, o yönüyle de devam ediyor. Belirleyici olup olmadığı meselesi ayrı ama en azından buna bir zenginlik katan süreçti ve şu anda da tabii zaman zaman o da İstanbul zirvesi olarak anılıyor ve kısa bir süre Sayın Putin ile malum Moskova'da bir araya geldiğimde yine İstanbul zirvesini andık ve ayın 14'ünde de Soçi'de bir araya geleceğiz. Soçi'de daha önce başlattığımız zirvenin ikinci turuna başlayacağız ve yine orada da Rusya Federasyonu, Türkiye, İran üçlü olarak bu zirvemizin tekrarını yapacağız. Temenni ediyorum ki bu güzel gidişe yeni bir anlam kazandıracak, yeni bir güç katacak. Çünkü Suriye'deki malum bu süreç, Cerablus, Afrin, İdlip, bütün bunlardan sonra her geçen gün daha iyiye doğru gidiyor. Temennimiz odur ki bunu bu şekilde devam ettirelim ve geri dönüş başlayan bu bölgelerde Suriye halkı kendi topraklarına dönme imkanını, fırsatını bulsun."

-Manifesto

Yerel seçimlere yönelik manifestoda, özellikle çevre ve insana odaklanıldığının belirtilmesi üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Her şeyden önce bir defa yerel seçime gidiyoruz. Bu yerel seçimde tabii bir genel seçimin etkisi olur mu olmaz mı diye bir soru soracak olursanız, tabii ki onun da olacak. Hele hele bizim gibi şu anda iktidarda olan bir siyasi partinin buradaki bakışında merkezi yönetimle, yerel yönetim arasındaki uyum çok çok önemli. Bir yerde yereli merkeze taşıyacağınız gibi merkezi de yerele taşıyacaksınız ki hizmetler çok daha farklı bir şekilde kendini gösterme imkanını bulsun. Özellikle bu dönemde dikkat edilirse halkımızın sıkıntıya düştüğü ve siyasi hareketlerin de üzerinde pek durmadığı bazı sıkıntılar var. Yani yerel yönetim dediğiniz zaman akla ilk gelen şey şudur, çevredir, temizliktir."

-"İstanbul çöp, çukur ve çamurdan çok çekmişti"

1994 seçimlerinde "3 Ç" sloganıyla yola çıktığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu

"Çöp, çukur, çamur. Niye? Çünkü İstanbul çöp, çukur ve çamurdan çok çekmişti. Çöp dağları vardı, çukurlar vardı. Her taraf çamurlar içerisindeydi. Temizlik denilen zaten bir şey yoktu. İstanbul'un suyu yoktu, hava kirliliği almış başını gidiyordu. Böyle bir İstanbul'du. Bunu tabii şu andaki genç kuşak bilmez. Özellikle ilk defa oy kullanacak olan gençler hiç bilmez. Ancak annelerinden, babalarından dinlediyseler bunu bilirler. Şimdi hafıza-i beşer nisyan ile malul. Unutur insanoğlu ama bunları tabii anlatmak lazım. Yerel yönetime talip olanların önce bu konuda kararlılığının olması lazım. Dertli olması lazım."

-"İstanbul'da doğal gazın gitmediği, girmediği semt, ev hemen hemen kalmadı"

İstanbul'un o dönemdeki en önemli probleminin su olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ben belediyeyi CHP'den almıştım. Ki İstanbul'un o zaman 8 milyon nüfusu vardı, son nüfus sayımı yapıldı yaklaşık 15,5 milyon İstanbul bir nüfusa ulaştı. Dünyada bazı devletler değil orta boylu devletler artık bu nüfusta. İstanbul bir devlet. Şimdi böyle bir şehri yöneteceksiniz. Böyle bir şehri yönetirken çöp benim sorunum değil diyemez bir belediye. Hayır senin sorunun. Yollar benim sorunum değil diyemez, hava kirliliği benim sorunum değil diyemez. Göreve geldiğimde İstanbul'un doğru dürüst doğal gazı yoktu. 50 bin konutta doğal gaz vardı, bunun dışında İstanbul'da doğal gaz yoktu. Ben belediyeden ayrıldığım zaman 1 milyon 250 bin konuta biz o zaman doğal gaz getirmiştik. Onunla İstanbul'un havası temiz hale geldi. Şimdi zaten İstanbul'da doğal gazın gitmediği, girmediği semt, ev hemen hemen kalmadı, zira İGDAŞ gerçekten İstanbul'da çok büyük bir belediyecilik hizmetini doğal gazda ortaya koydu."

Göreve geldiklerinde İSKİ tankerleriyle su taşındığını hatırlatan Erdoğan, "Ben hep hatırlarım çocukların, annelerin bidonlarla o tankerlerle su aldığı dönemleri. Daha sonra ne oldu? Su istasyonları kuruldu. Hatırlayın. Endüstri oluşmuştu. Oralardan giderlerdi, parayla suyunu alırdı ve bununla da kalmaz, küvetler o satın alınan suyla doldurulur, onunla da banyosunu yapardı. Bu hale gelmiştik. Şimdi kalksın da bir CHP'li desin 'hayır böyle bir şey yoktu'. Bunları yaşadık. İstanbul'da bunları bize yaşattınız ama biz geldik, 1 yılda bir defa bu işi ortadan kaldırdık. Düşünün 110 kilometre biz Istranca dağlarından, 180 kilometre de Melen'den İstanbul'a su getirdik. Bu getirdiğimiz suyla birlikte İstanbul susuzluktan kurtuldu ve suyuna kavuştu, 2040'a kadar da İstanbul'un ciddi manada bir su sıkıntısı olmayacak. Hava kirliliğini o günün bir gazetesi hiç unutmuyorum, maske dağıtıyordu. Bunları bize getirip şöyle ortaya koymamız lazım ki bundan da gücenmemesi lazım CHP'li dostlarımızın. Bu maskeler o zaman dağıtıldı. Niye? Hava kirliliği var. Herkes maskeyle beraber sokağa çıkıyordu. Böyle bir dönemi yaşadık."

(Sürecek)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler