Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün Kahramanmaraş ziyareti sonrasında katıldığı "Yedi Güzel Adam Müzesi"ndeki "Gençlerle Şiir Gecesi" programının görüntüleri paylaşıldı.
Programın açılışında konuşan Erdoğan, çok güzel bir mekanda bir arada olduklarını belirterek, "Yedi Güzel Adam'ın yetiştiği ve Yedi Güzel Adam'ın buradan geleceğe, özellikle istikamet verdiği bu mekanda sizlerle bir araya gelmek benim için de çok çok anlamlı." diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Doğrusu belgeselde görmüştüm okulu ama okulun kendisini bizzat görememiştim. Şimdi bu akşam onu da görme fırsatını buldum. Sizler de zannediyorum ki herhalde bu akşam veya bugün görmüş oluyorsunuz. Tabii Diyarbakır'da, Kahramanmaraşlı genç bir kardeşimize sözümü böylece 40 gün gecikmeyle de olsa yerine getirmekten memnuniyet duyuyorum. Tabii buluştuğumuz yer Kahramanmaraş olunca, hava biraz değişiyor. İster istemez söze edebiyatla, sanatla, şiirle başlamamız gerekiyor. Geçtiğimiz kasım ayında açılışını yaptığımız, yoluna bile 'edebiyat yolu' ismini verdiğimiz bir şehirde, başka türlüsü zaten düşünülemezdi ve edebiyat yolunda şimdi sizlerle beraberiz. Bir şehirde sanatın, edebiyatın yaygın olmasının mutlaka pek çok farklı sebebi vardır ama Maraş'ta bu sorunun cevabı bellidir. Maraş sözünü edebiyatla, şiirle, türküyle söyleyen bir şehirdir. Hiç şüphesiz aleme, dünyaya ve insanlığa diyecek sözü olan insan için edebiyat ve özellikle şiir en doğru yöntemdir."
Kahramanmaraş'ın her ilçesinden, mahallesinden, köyünden yükselen kelimelerin, mısraların, dörtlüklerin dalga dalga kalplere dokunarak, yüreklerden süzülerek mecrasını bulduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maraşlı, şiiri yüreğiyle düzenler, zihniyle şekillendirir ve en son kalemi veya diliyle paylaşır." ifadelerini kullandı.
Bunun için en güzel dava şiirlerinin de aşk şiirlerinin de çocuk şiirlerinin de hayata dair tüm güzelliklerin de yolculuğunun Kahramanmaraş'ta başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Şiirin kelime anlamı, bir şeyi inceliklerini kavrayarak bilmek, sezerek vakıf olmak, ahenkli bir şekilde ifade etmektir. Tesadüfen arka arkaya gelen veya getirilen kelimelerden şiir olmaz. Kalbinizi, yüreğinizi, ruhunuzu ortaya koyacaksınız, emek vereceksiniz ki ortaya şiir çıksın. Dünyanın en kadim edebi ürünü kabul edilen şiir, henüz yazı yokken bile var olan, dilden dile aktarılarak günümüze kadar ulaşan örnekleri bulunan bir türdür. Pek çok dilin ve kültürün, binlerce yıllık serüveninin ipuçları şiirlerde aranır ve bulunur. Türk edebiyatının da en eski eserleri arasında şiirler önemli yer tutar. Türkçe'nin, Arapça'nın ve Farsça'nın tüm zenginliklerini bünyesinde barındıran Divan Edebiyatı gibi hazine değerinde bir mirasa sahip olduğumuzu unutmayalım."
Aynı şekilde halk edebiyatının da kendi mecrasında asırlar boyunca sürekli zenginleşerek kuşaktan kuşağa aktarıldığını belirten Erdoğan, "Maraş'ın, edebiyatın ve bilhassa şiirin en münbit kaynaklarından biri olması, şehrin ve insanlarının sahip bulunduğu güçlü arka planı da gösterir. Esasen bizim de ilk gençlik yıllarımızdan itibaren hayatımız hep edebiyatın ve tabii olarak şiirin içinde geçmiştir. Şiiri yazmak kadar okumanın da bir sanat olduğuna inanıyorum. Siyaset hayatımızda hitabetimizin gelişmesinde şiire olan alakamızın büyük katkısı vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Gençlerin, internetin, bilgisayarın, akıllı telefonların, tüm dünyayı kolayca önlerine açtığı bir çağda yaşadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak bilgi ne kadar çok, eğlence ne kadar sınırsız, dijital oyunlar ne kadar cazip olursa olsun, edebiyatın ve bilhassa şiirin yerini dolduramayacağını düşünüyorum. Davamızı yüreklere nakşetmenin en etkili yolu bana göre hala şiirdir. Sevgimizi kalpten kalbe aktarmanın en çarpıcı aracı hala şiirdir. Duygularımızı ete, kemiğe büründürmenin en kestirme yöntemi hala şiirdir. Ruhumuzu dinlendirmenin de harekete geçirmenin de teskin etmenin de en kısa yolu hala şiirdir. Bunun için sizlere diyorum ki şiir okuyun, şiir yazın, şiir dinleyin, yani şiir gibi konuşun, şiir gibi yaşayın. Türkiye'nin gençlerini, küresel projelerin dolgu malzemesi yapmak isteyenlere karşı en güçlü direnişi vereceğimiz alanlardan biri de şiirdir."
Gençlere, "şu şairi veya bu şairi okuyun" demeyeceğini belirten Erdoğan, "Sizlere, her şairi mutlaka okuyun ama sizin ruhunuzu insana ve dünyaya dair hissiyatınızı kuşatan şairlerin şiirlerini kalbinizin en güzel köşesinde muhafaza edin diyorum." dedi.
Bu bakımdan örnek teşkil etmesi için Mehmet Akif Ersoy'un bir şiirini okumak istediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şiirin kendisinde derin hatırası olduğunu ifade etti.
Öğrencilik yıllarında liseler arası şiir okuma yarışmasında rahmetli edebiyat hocası Prof. Dr. Osman Öztürk'ün kendisine bu şiiri okumasını tavsiye ettiğini dile getiren Erdoğan, şiirin Asımın Nesli içinden bir bölüm olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra şu dizeleri okudu:
"Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem/Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!/Boğamasam da hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam/Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam/Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale/Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale. Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum/Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!/Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu/İrticaın sizin lehçenizde anlamı bu mu?"
Kadıköy Meslek Lisesi'nde yapılan yarışmada bu şiirle yarışmada birinci olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ama şiire başlarken o zamanlar 'kaynana zırıltısı' diye böyle çevrilen gençlerin özellikle eğlendiği bir zırıltı vardı. Tabii öğrencilerin elinde de bu var, bana şiiri okutmamak için ellerinden geleni yaptılar. Baktım ki bırakmayacaklar, jüri de güçlü bir jüri, Allah rahmet eylesin Prof. Dr. Kadri Timurtaş, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, bir de Türkiye Teknik Ressamlar Cemiyetinin Başkanı. Üç kişiden oluşuyor, bunlar bırakmayınca kablolu mikrofon, mikrofonu yere bıraktım şiiri okumaya başladım, mikrofonsuz. Bu defa şiiri bitirdim aynı salon tam tersine döndü bir alkış tufanı ve o alkış tufanı ile birlikte tabii jüri açıklamayı yaptıktan sonra benim birinciliğimi orada ilan etti. Bütün mesele tabii yaşamak, yaşayarak okumak ve ondan sonra da tabii dinletmek. Hamdolsun yazmadım ama okudum."
Daha sonra gençler şiirler okurken, koro da çeşitli türküleri seslendirdi.
Programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından seslendirilen Erdem Beyazıt'ın "Sana, Bana, Vatanıma ve Ülkemin İnsanlarına Dair" şiiri de dinletildi. Programa katılanlar şiir sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ayakta alkışlarken, şiir okunurken Erdoğan'ın duygusal anlar yaşadığı gözlendi.
Bu şiiri cezaevine girerken okuduğunu belirten Erdoğan, "9 şiir vardı o kasetimde ve Allah selamet versin İbrahim Bey o zaman rekor üstüne rekor kırıyordu, benim kaset o zaman 1,5 milyon satmıştı. Biz de o zaman demiştik, buradan elde edilecek gelir malum yerlere verilsin. 1,5 milyon sattı. Bu rekordu. Sağ olsun İbrahim Sadri bana kasetin doldurulmasında, stüdyoda menajerliği o yapmıştı. O da biliyorsunuz şiir okumada bayağı mahirdir." dedi.
Erdoğan'ın "adını andık diye havaya girme" demesi ise gülüşmelere neden oldu. Erdoğan, kasetteki 9 şiiri İbrahim Sadri ile seçtiklerini de söyledi.
Programa Konya'dan katılan Şeyma Cengiz'in "Yedi Güzel Adam sizin için ne anlam ifade ediyor?" sorusu üzerine Erdoğan, "Her biri, bizim düşünce coğrafyamıza, fikir hayatımıza çok ciddi zenginlikler kattılar." diye konuştu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Rasim Ağabey hala hayatta, hala köşe yazarlığına devam ediyor ve devlette de çok ciddi emekleri oldu. Yani mesela Rasim Bey, Devlet Planlama Teşkilatı'nda görevler yaptı ve dolu dolu büyüklerimizdi bunlar. Sadece tabii şiirleriyle değil aynı zamanda fikri noktada da çok ciddi yazıları oldu. Yaşamlarında da örneğin mesela bir Cahit Ağabey tevazunun adeta bir örneği, bir timsaliydi, öyle bir insandı. Allah rahmet etsin. Ve sadece şiir olarak değil dediğim gibi aynı zamanda devletin yapısı içerisinde de yer aldılar. Mesela bir Erdem Bey aynı şekilde. Bu şekilde konferanslarıyla, şiirleriyle gerçekten gençliğe yön verdiler, yol verdiler."
"Yedi Güzel Adam"ın o dönemde gençliğin idolü olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de tanımaya başlamasından itibaren onlardan feyz aldığını, çok istifade ettiğini ifade etti.
Yedi Güzel Adam'dan biri olan Necip Fazıl Kısakürek'in spikerliğini, takdimlerini yaptığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aramızda bu spikerliği yaptığımız dönemlerde geçen çok hoş sohbetler de oldu. Tabii onu tanımak bana ayrı bir zenginlik kazandırdı. Onu benden önce tanıyanların bana aktardıkları ve ayrı bir zenginlik kattı. Bunlarla birlikte bizim ülkemizin ufkuna bakışımız da değişti. Rabbim mekanlarını cennet eylesin. İnşallah eserleriyle siz genç kardeşlerim, evlatlarımız okumak suretiyle hem nesirde hem şiirde bunlardan istifade etmek suretiyle sizler de geleceği buna göre eğer şöyle yönlendirirseniz inanıyorum ki sizler bizim için ayrı bir zenginlik olursunuz. Sizler bu ülkenin geleceği için ayrı bir zenginlik olarak bize destek oluşturmuş olursunuz."
Bir gencin "Şiir yazıyor musunuz? Eşiniz Emine Erdoğan Hanımefendiye şiir yazdınız mı ya da okudunuz mu?" sorusu üzerine Erdoğan, "Çok zor soru sordun. Maalesef şiir yazmıyorum ama şiir okuyorum, okumaya devam ediyorum. Eşimle ise şiir gibi bir yaşamımız var." yanıtını verdi.
"Her yangından sonra yangın olan bölgelerde otel yapılacağı veya buraların imara açılacağı yönünde iddialara rastlıyoruz. Bu konuda bilgi verir misiniz?" sorusunu da yanıtlayan Erdoğan, bunların tamamının yalan olduğunu bildirdi.
Erdoğan, "Benim 'terör yalanı' veya 'yalan terörü' diye ifade ettiğim, bu yalan terörüyle büyümeye çalışıyor. Kültür ve Turizm Bakanım kaç kez açıkladı, ben sürekli açıkladım. Bundan böyle kesinlikle Kültür ve Turizm Bakanım, Çevre ve Şehircilik Bakanım, biz 'nerede böyle bir şey bulursak kesinlikle yıkarız' dedik. Zaten yıkımına da başladık. Asla müsaade etmeyeceğiz, etmeyiz. Bunu da defaatle söyledik. Fakat tabii bu bay Kemal, işi gücü yalan. Dürüstlük, doğru konuşmak yok. Şöyle bir de dikili bir taşınız var mı, dikili bir ağacınız var mı? Yok." ifadelerini kullandı.
İktidarları döneminde 5,4 milyar ağaç diktiklerine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dikmeye devam edeceğiz. Sadece ben İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman CHP'den almıştım. Fidan dikmedim. Dedim ki 'ağaç dikeceğim' ve ithal ağaç getirdim. İstanbul'un tüm şevlerine o ithal ağaçlarla bir an önce İstanbul zenginleşsin istedim. Şimdi aynısını yapacağız. Süratle bütün o ağaçların yandığı yerlerde ağaç dikimine süratle başladık, devam ediyoruz, devam edeceğiz. Malum birinci derecede Antalya'da, Muğla'da, Burdur'da yoğun oldu. Biz evvelallah buraları ağaçsız bırakmayız, devam edeceğiz. Tabi sel afetinin olduğu bölgeler de ayrı. Oralarda da yine yoğun bir şekilde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Kesin şeyim şu, 2 kere 2 4, kesinlikle biz ağaç dikimlerimizi yoğun bir şekilde devam ettirerek inşallah küllerinden doğacak bu ülkenin yeşilleri."
Erdoğan, cezaevine girmesine neden olan konuşmayla ilgili bir soru üzerine, "Bu benim Siirt'te, şiirimsi bir konuşmaydı. O da 'Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker, bir şey bizi sindiremez, gökler, yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa biz oyuz ki imanıyla övündüğümüz ecdadımız titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş, zaferlerin kapısı, Anadolu'nun tapusu, Malazgirt'ten ta Çanakkale'ye imanın geçilmez kalesine kadar ecdadımı zaferden zafere koşturan şu anda içinde bulunduğunuz bu iman birliğidir' demiştim. Bundan dolayı aldılar. Ne kadar da güzel oldu." diye konuştu.
Aynı şiiri Kahramanmaraş'ta 2001 yılında okumak istediğinde kalabalıktan "Okuma, okuma" seslerinin yükseldiği hatırlatılan ve o an neler hissettiği ile Kahramanmaraş'a bakışı sorulan Erdoğan, "Maraş'a olan bakışımız tartışılmaz. İnşallah şimdi tabii Maraş 2023'te farklı bir destan yazacak, ona inanıyorum. Ve 2023 Maraş'ın daha da farklı bir çıkışının olduğu inşallah bir seçim olacak. Ve bunu tabii şu anda bütün büyük şehirlerimizi dolaşıyoruz, dolaşmaya devam edeceğiz ve buralarda sandıkları inşallah patlatmak suretiyle hem Cumhurbaşkanlığında hem parlamentoda yeni bir destanı yazacağız." ifadelerini kullandı.
Soruyu soran kişinin "Sizi Şanlıurfa'ya da bekliyoruz." demesi üzerine Erdoğan, "Şanlıurfa'ya gelmemek olur mu, tabii geleceğiz. Peygamberler diyarı, peygamberler şehrinde muhakkak inşallah olacağız." dedi.
Programda, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da "Sen Benimsin, Ben Seninim" türküsünü seslendirdi. (AA)
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.