Taraf'ın ele geçirdiği belgelerde Dağlıca baskının hangi tepeden yapılacağı, koordinatları, PKK istihbaratçısının kimliği dahil tüm bilgilerin dokuz gün önce başta Genelkurmay olmak üzere tüm komuta kademelerine bildirildiği ortaya çıktı.
On üç askerin şehit olmasına, sekiz erin de 'ihanet'le yargılanmasına neden olan Dağlıca baskınının yapılacağı bilgisinin, baskından dokuz gün önce 'ivedi' kaydıyla Hakkari Dağ Komando Tugayı'ndan başlayarak Genelkurmay Başkanlığı'na kadar tüm sorumlu ve yetkili birimlere ulaştırıldığı ortaya çıktı.
Tarafın ele geçirdiği belgelere göre 12 Ekim 2007 tarihli, 'ivedi' damgalı Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı istihbarat raporuyla, baskının nereden yapılacağı, zamanlaması ve baskın yapılacak üslerin koordinatları ayrıntılı olarak yer aldı. Söz konusu istihbarat raporu, başta Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı olmak üzere, Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı, Jandarma Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı, 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı ve Dağlıca Tabur Komutanlığı'nın bağlı olduğu Hakkari Dağ Komando Tugayı'na kadar her komuta kademesine bildirildi.
BASKINI BİLMEYEN KALMAMIŞ • 3590-2292-07/İDAM (63939) numarasıyla, saat 18.36'da faks mesajıyla ulaştırılan 'Haber Talimatı' ibareli raporda, Dağlıca Taburu'na yapılacak saldırı, birebir şu ifadelerle haber verildi: 'Hakkari-Yüksekova İkiyaka Bölgesi'nde faaliyet gösteren Zindan sorumluluğundaki T.Ö. (Terörist Örgüt) grubunun işbirlikçileri aracılığıyla, Dağlıca (20-37) 3. Motorize Tabur Komutanlığı'nın faaliyetleri hakkında bilgi almaya çalıştığı, önümüzdeki günlerde Dağlıca Bölgesi'nde bulunan Keri Tepe (19-35) üs bölgesi ile Geper (22-35) olarak adlandırılan bölgede icra edilecek faaliyet esnasında askeri birliklere yönelik eylem yapmayı planladıkları...'
JANDARMA DA RAPORLAŞTIRDI • Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı tarafından 12 ekimde gönderilen bu istihbarat raporundan iki gün sonra ise, Jandarma Genel Komutanlığı da bir 'İç İstihbarat Raporu' düzenleyerek, ilgili birimlere gönderdi. 14 ekim tarihli bu raporda da 'Hakkari Yüksekova bölgesinde faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarının, Dağlıca'da operasyona çıkan güvenlik güçlerine yönelik eylem yapmayı planladığı' bilgisi ayrıca kayıtlara geçirildi.
EYLEMCİLERİN İSİMLERİ DE VAR • Baskına ilişkin bütün bu bilgilerin yanı sıra, her iki raporda ayrıca, Şırnak, Siirt, Van bölgelerinde de eylemler beklendiği uyarısı yapılarak, PKK'lıların baskın düzenleyeceği karakollar hatta bu eylemlerde yer alacak örgüt elemanlarının kimliği bile ayrıntılı olarak bildirildi.
OPERASYONUN ADI ‘DÜĞÜN'
Dağlıca baskınıyla ilgili askeri savcılık soruşturmasının yanı sıra Van Cumhuriyet Başsavcılığının da ayrı olarak yürüttüğü soruşturma önceki gün tamamlandı. Başsavcılığın yaptığı soruşturmaya göre PKK'lılar, Dağlıca Taburu'na yapılan operasyona 'Düğün' ismi vermiş.
ŞİFRELER ÇÖZÜLDÜ • Ajansların dün abonelerine geçtiği haberde, hazırlanan dosyayla ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Dağlıca davasında tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen sekiz askerin yanı sıra, sekizi tutuklu 12 kişinin daha, baskında PKK'ya istihbarat verdiği gerekçesiyle yargılandığı ortaya çıktı. Van Cumhuriyet Savcısı Çetin Akkaya'nın hazırladığı iddianamede, PKK'nın ilçe ve köydeki muhbirleriyle yaptığı telefon görüşmelerindeki şifreler de çözüldü. Şifrelerde, Dağlıca'daki asker ve korucuların sayılarıyla nöbet mevzilerinin bildirildiği yer aldı.
'DÜKKANDAN 'DÜĞÜN'E • İddianamede, Dağlıca baskınını yöneten kişilerden biri olan 'Agit' kod adlı Vahyettin Karay'a ait telefonla, 'Zindan' kod adlı Hüseyin isimli teröristin, sanıklardan 'Beşir' kod adlı korucu O.E. ile görüşmesine de yer verildi. Yapılan dinlemede, O.E'nin Dağlıca'da bulunan asker ve korucu sayısını, baskını yapacak teröristlere bildirdiği, şifrelerin çözümünde operasyona 'Düğün' ismi verildiği, örgütün bulunduğu yere 'dükkan', Irak'ın kuzeyine 'İstanbul', örgütün üst düzey yöneticisinin ise 'Büyük kardeş' olarak şifrelendiği ortaya çıktı.
TABUR AVUÇLARININ İÇİNDE • Van 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılanan sanıklardan korucu O.E.'nin Hüseyin adlı teröriste cep telefonuyla geçtiği mesajda da 'Merhaba amcaoğlu goziri. 22 (asker) vardır. Gece ile gündüz, 10 tane (korucu), 12 tane (rütbeli asker) orda kalıyor. Aynı sayıda karşısında bot yolunda, üstünde bir tepe var orda kalıyorlar. İyi akşamlar selamlar' diye yazdığı belirlendi.
Başka bir telefon görüşmesinde ise 'Dedim 15 tane (asker) vardı. Diğerleri de (korucular). Hepsi 22 tane, yeni gelen toplam 44 (asker) olmuş. Önce 22 çıkıyordu, yeni 44 olmuş. Çünkü bizim adamlardan bazıları o (askerlerin) yanına gitmişti. O yer var ya bir ara orada yemek yemiştik. Şimdiye kadar iki taraftan karşılıklı (asker) vardı. Şimdi 44 tane, haberin olsun' dediği belirlendi.
Dağlıca baskınına yardım ettiği iddia edilen tutuklu sekiz sanık arasında 70 yaşındaki HA adlı bir kadın da bulunuyor. H.A'nın telefon görüşmelerinde, örgütün dağ kadrosuna eleman gönderdiği, Irak'ın Kuzeyi Kanirash bölgesinde bulunan PKK'lı 'Beritan' kod adlı Cihan Asi'yle bağlantılı olduğu da iddia edildi.
Taraf'ın elindeki belgelere göre, Genelkurmay, Kara Kuvvetleri, Jandarma, 2. Ordu ve Hakkari'deki istihbarat başkanlıklarının, baskına ilişkin bütün bilgilerden haberi olmasına rağmen 21 Ekim 2007 tarihinde PKK'lıların gerçekleştirdiği Dağlıca baskınında 13 asker şehit olmuş, sekiz asker de esir alınarak K. Irak'taki PKK kamplarına götürülmüştü. 14 gün sonra Türkiye'ye getirilen sekiz asker ise 'Vatana ihanet suçlamasıyla' askeri cezaevine kondu. Tabur Komutanı Onur Dirik, er Ramazan Yüce'yi PKK'lılara yardım etmekle suçladı. 2 Şubat 2008'de görülen ilk duruşmada, sekiz er tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Daha sonra Dirik'e ait ses kaydı YouTube'a düştü. Dirik, baskındaki ihmallerini kabul ederek, Genelkurmay'daki komutanlara ve günlüğünü okuduğu şehit bir üsteğmene ağır küfürler sarf etti. Bunun üzerine Dirik Afyon'da konuşlu İkmal Komutanlığı Lojistik Şube Müdürlüğü'ne atandı.