Hamas lideri Halid Meşal, dün BBC'ye verdiği özel mülakatta, örgütünün Şam'dan ayrılışından söz ederken, Suriye ve İran ile mesafelendiklerini vurgulamış ve yıllardır çatışmalı olduğu rakip Filistin örgütü El Fetih ile işbirliğini geliştirme planlarından söz etmişti.
Londra'da BBC Türkçe'nin konuğu olan Cengiz Çandar ile, değişen Ortadoğu ikliminde Hamas liderinin açıkça ifade ettiği yeni pozisyonu ve ardındaki bölgesel denge ve denklemleri konuştuk.
BBC Türkçe: Meşal artık açıkça Suriye ve İran ile mesafelendiğini ifade ederek, hareketinin değişen Ortadoğu'daki değişen yerine işaret ediyor değil mi?
Cengiz Çandar: Tabi. Birincisi, Arap baharı denilen dalgayla, özellikle Mısır'da iktidar değişikliği ve Müslüman Kardeşler'in iktidara gelmesi, Tunus'da Müslüman Kardeşler'in bir versiyonu sayılabilecek olan Nahda'nın iktidarı, Suriye'de Müslüman Kardeşler'in iktidar olma ihtimali ve şu anda çok üzerinde durulmuyor ama yakın bir gelecekte daha çok öne çıkacağa benzeyen Ürdün'de Ürdün Hamas'ının önemli bir konuma doğru hareket edecek olması ihtimali birleştirildiğinde, dengelerin ne kadar değiştiği görülüyor. Mısır ile İsrail ilişkilerindeki denge artık aynı denge değil.
İkincisi, Hamas'ın Müslüman Kardeşler'in hem örgütsel hem ideolojik olarak bir uzantısı olduğunu yani Filistin Müslüman Kardeşler'i olduğunu, ve Filistin davasının esas dayanağının -Müslüman Kardeşler ile veya değil- Mısır olduğunu hesaplarsak, bu gelişmeler birdenbire Halid Meşal ve lideri olduğu Hamas'ın yeni bir denklemin içine yerleşmesini beraberinde getiriyor.
Bir de tabi Suriye'de olayların aldığı şekil, İran-Suriye bağlantısı üzerinden bir okuma yaparsak, bölgede Şii ve Sünni mezhepleri fay hatlarını da net bir şekilde ortaya çıkardı. Bu durumda, Halid Meşal'in Suriye'de kalması mümkün olamazdı çünkü Suriye'de rejime karşı ayaklanan halk esas olarak Sünniler. Suriye'de ayaklananların finans desteği ve her türlü desteği aldıkları yer Suudi Arabistan ve özellikle de Katar. Kurumsal destek bulduğu yer ise Suriye Müslüman Kardeşler'ini barındıran ve Hamas uğruna adeta İsrail ile ilişkileri bozmayı göza almış Ak Parti yönetimi altında bir Türkiye.
Bütün bunlar gözönüne alındığında Halid Meşal ve Hamas'ın Şam'da bulunması ve İran-Suriye ekseni üzerinden siyaset yapmasının neden hiç bir gereği kalmadığı anlaşılır.
Dolayısıyla Hamas, ana üssüne, merkez üssü olan Mısır'a doğru hareket etme durumunda kaldı ve o Mısır, Mübarek'in Mısır'ı da değil. O Mısır, son Gazze çatışmalarında Muhammad Mursi tarafından bir kez daha, hem de Amerikalılarla uygun bir işbirliği ile kendisini ortaya koydu.
BBC Türkçe:**Bütün bu gelişmeler bir yandan Ortadoğu dengelerini değiştirirken, bir yandan da Filistin siyasi örgütleri arası ilişkileri de değişime zorladı diyebiliriz herhalde?**
Cengiz Çandar: Elbette. Son İsrail seçimlerinden sonra bir yandan da Fetih'in Filistin Kurtuluş Örgütü üzerinden Birleşmiş Milletler'e yaptığı başvurudan elde edilen sonuçlar ile bölgedeki denge değişiminin ortaya çıkarttığı ve zorunlu kıldığı, oluşan ve oluşmakta olan yeni denklemler, Filistinlilerin de sahnede bir güç merkezi olarak yer almalarını ve Hamas ile Fetih'in FKÖ şemsiyesi altında birlikte durması gereğini ortaya çıkardı.
Yeni değişimler, o eski itibarlı FKÖ şemsiyesinin, şimdi sapında Fetih yerine Hamas yazacak şekilde yeniden şekillenmesini zorunlu kıldı.
Bu işbirliğinin yürümesi ihtimali de var. Fetih ve Hamas birbirine bayılan örgütler değil açıkçası, hatta birbirinin reddi gibi örgütler diyebiliriz. Ama ikisinin yakınlaşmasını zorunlu kılan gelişmeler var. Daha önce değindiğimiz bölgedeki çok ciddi denge değişiklikleri bunu zorunlu kılıyor.
BBC Türkçe: Peki bu süreç bir yandan El Fetih'in bir siyasi hareket olarak Ortadoğu denklemlerinden çıkması ve yokolmasını mı getirecek?
Cengiz Çandar: Herşeyden önce şu andaki Fetih'in, Ebu Mazen yani Mahmud Abbas liderleğindeki örgütün, Yaser Arafat dönemindeki El Fetih ile uzaktan yakından ilişkisi kalmadığını söyleyebiliriz.
Örgütün son yıllarda büyük itibar ve nüfuz kaybı yaşadığının altını çizmeliyiz. Adı Fetih ama daha önce Fetih sözcüığünü telaffuz ettiğimiz zaman ona yüklediğimiz anlamdan çok farklı bir Fetih'ten söz ediyoruz.
Çok büyük bir güç kaybına uğramış durumda, onun için Filistin ittifakının içinde bir hayli küçük bir partner olacak.
Fakat "kalacak mı toptan mı silinir" derseniz, herhalde bir şekilde kalacak. Herhalde bütün Arap dünyası Müslüman Kardeşler yönetimleri altında olmayacaksa ve Müslüman Kardeşler'den farklı akımların bir Filistinli temsilcisi bulunacaksa, yeni bir örgüt şu anda bilmediğimiz bir örgüt ortaya çıkana kadar, o boşluğu Fetih dolduracak gibi görünüyor.
Ama tekrar etmek gerekirse, bu Fetih o Fetih değil.