Geçtiğimiz hafta Beşiktaş ile sözleşme imzalayan ve siyah-beyazlı takımın yeni teknik direktörü olan Mustafa Denizli, ilk haftalık olağan basın toplantısını gerçekleştirdi.
"Hafta içinde başladığımız çalışmalar, yüksek tempoda devam etti. Bu çalışmalar belki futbolcularımız tarafından algılanmakta kısa süreli zorluklar yaratabilir, bunları asgariye indirmek için tüm çalışmaları yapıyoruz. Beşiktaş gibi büyük bir camiada çalışmanın zorluk derecesinin ne kadar yüksek olduğunu bilen bir insanım. Bu görevi kabul ederken, Beşiktaş camiasını çok uzun bir süreden beri yakından takip eden birisiydim.
Öncelikle camiaya yakışan bir çalışmayı ortaya koyacağız, camianın bizden beklentilerini biliyoruz. Bu beklentilere cevap verecek her türlü donanıma sahibiz ve bu beklentilerin tamamına cevap vereceğiz. Tabiiki başlama, devam etme ve bitirme aşamasındaki düşüncelerimiz planlı bir şekilde ilerleyecek. Tüm birimlerimizi aktif hale getireceğiz. ilk etapta birbirimize olan uyum sürecini çabuk atlatmak için takımımızla saha içinde pratik, saha dışında teorik olarak çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz.
"HER MAÇI KAZANACAK BİR KADROYA SAHİBİZ"
Bu kadronun çok önemli bir kadro olduğunu göreve gelmeden önce defalarca söyledim, göreve geldikten sonra da söylediğimden daha iyi bir kadro olduğunu onlarla çalışarak gördüm. Böyle heyecanlı ve onurlu bir çalışmanın benim yaşamımda önemli bir yoğunluk teşkil ettiğini takdir edersiniz. Bu vesileyle Türkiye'nin her tarafından tebrik telefonları ve mesajları aldım. Beni arayarak çalışmalarımda başarılar dileyen bir çok insan oldu, herkese tek tek teşükkür ediyorum.
Bu hafta ortaya koyduğumuz çalışma ligde oynayacağımız maçlar için bir fikir sahibi olmamda ve yapabileceğimiz değişikliklerin neler olabileceğini ortaya çıkarmam için yardımcı olacak. Sizlerin de tanık olduğunuz gibi Nevzat Demir Tesisleri'nde olumlu bir hava bizler tarafından yaşanıyor, inşallah bu havaya basın mensupları da ortak olur. Tam kadro olarak çalışmalara başlayamadık ama bunlar büyük takımlar için hiç önemli nedenler değil. Her maçı oynayacak ve kazanacak kadroya sahibiz.
Tüm çalışmalarımız basın mensuplarıyla beraber geçecek ancak haftanın belirli günlerinde basına kapalı idmanlar yapacağız. Tüm çalışma dönemim boyunca medyada arkadaşlarım ve dostlarım olmuştur. Ama Beşiktaş kulübü teknik direktörü olarak medya olan ilişkilerimde hiç kimsenin kişisel uzaklığım ya da yakınlığım tercih sebebim olmayacaktır. Tüm basınla eşit seviyede ilişkilerimiz yürüyecek.
Bu kısa dönemde çalışmalarımızda futbolcularıma ve bana gösterdiğiniz yakın ilgiden dolayı siz basın mensuplarına teşekkür ediyorum. Taraftarımıza da bir mesaj vermek istiyorum, Türkiye'nin en coşkulu ve en önemli taraftar gruplarından birisiniz, yeni bir Beşiktaş yaratmak için yola çıktık ve yeni bir Beşiktaş yaratacağız. Ve bu takıma yeni üretimler kazandıracak taraftarlarımızı bekliyoruz. Önümüzdeki haftadan itibaren, belki de bir çoğu bizlerle beraber Ankara'da olacak. Sürekli desteklerini bekliyoruz, devamlı olarak yaptıkları için bu konunun fazla üzerinde durmuyorum. Onlarla en kısa sürede ve arzuladıkları bir takımla karşılaşmayı ve buluşmayı heyecanla bekliyorum. Ümit ediyorum onlar mesajımı almışlardı, aldıklarını da bugünden itibaren göstereceklerdir.
Mustafa Denizli, 'ben bir takımı sezon başında çalıştırmaya başlarım, daha sonra takım almam' sözünün hatırlatılması üzerine şu yanıtı verdi:
"Kadromuz hücum zenginliğine fazlasıyla sahip bir kadro. Büyük takımların büyük olma nedenlerinin altında, kazanmayı amaçlayan oyun şekilleri yatar. Beşiktaş kazanmayı hedefleyecek oyun sistemine uygun bir çok oyuncuya sahip. Beşiktaş'ın yalnızca kazanmayı düşünecek bir takım için buraya gelmedim, ilk olarak futbol oynayacağız. Biz gol yemekten ve kaybetmekten asla korkmayız, bizim amacımız bizi izleyenleri ilk olarak futbol adına mutlu etmek.
"BÜYÜK İSTEKLERİN ÇOĞUNU GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"
Zaten bunu gerçekleştirirseniz kazanmaya çok yakın olursunuz. Rakamlara bağlı olmadan, iyi oynamaya yönelik tüm varyasyonları sahaya yansıtacağız. İlk dönemlerde belki bir zorluk yaşayabiliriz. Belki çok iddialı olacak ama bizden beklenen büyük isteklerin çoğunu gerçekleştireceğiz. Biz hakemlerimiz ligin bitiş düdüğünü çaldığı gün nerede olacağımızı biliyoruz.
Her takımın pozitif ve negatif yönleri vardır. Ben Beşiktaş'ın hep iyi bir kadroya sahip olduğunu söyledim. Bu kadronun takviyeye ihtiyacı yok, bu kadro fazlasıyla yeter. Tabii ki tüm teknik adamlar, futbolcularını aynı gözlükle değerlendiremezler. Zaten o zaman çeşitli sistemler ortaya çıkmaz.
Biz bir sisteme bağlı değiliz, maçına göre sistem belirleyeceğiz. Benim sistemimi belirlemem çok uzun bir süre almaz. Maçlar kazanacağız, belki kazanamayacağımız günler de olacak ama kazandıklarımız bizi hedefe götürmeye yeterli olacak. Bir maçta, geçtiğimiz maçtaki sistemden vazgeçtiğimi görebilirsiniz. Oyuncularım zaten benim düşüncelerimi benimsemeye başladılar.
"ŞAMPİYONLUĞUMUZA MANİ OLMAYACAK KADAR PUAN KAYBEDECEĞİZ"
Ben buraya gelirken yaptığım kontratta, puan kaybetmeyeceğiz diye bir madde yok. Şampiyon olacağız diye bir madde yok ama biz ikinciyi var oluyor diye kabul ediyoruz. Kaybettiğimiz maçlar bizi çok fazla etkilemiz, biz şampiyonluğumuza mani olmayacak kadar puan kaybedeceğiz. Kadromuz elbette düşecek, maksimum kadromuz 22 olacak, doğal olanı 20 ve altıdır. Sonuç olarak kadromuz bir süre sonra yine 20'ye inecektir.
"KONTRATI UZATMAK TAMAMEN BENİM ELİMDE"
Sonuç olarak kadromuz bir süre sonra yine 20'ye inecektir. Vereceğim kararlarda hata payının olmamasını istiyorum. Önemli kadroların önemli avantajlarında biri de oyuncu kalitesinin yanında insan kalitesinin de olmasıdır. Benim burada başarılı olmam aynı mesleği yapan genç Türk teknik adamlar için de önemli bir avantaj olacaktır. Biz başarılı olursak, bu kapılar daha fazla açılsın.
Sadece Beşiktaş'la değil, bundan önce görev yaptığım tüm kulüplerde 1 yıllık kontratlar yaptım. Uzun süreli kontratlar yapmam, kontratlar benim için çok fazla bir şey ifade etmez. Kontratın uzun süreli olması benim elimdedir.
"6+2 = SORUN"
6+2 yalnızca benim için değil, herkes için sorundur. 6+2, 8 tane sorunlu adam demektir. Bu futbolcular kulüplere transfer edilirken oynamak için gelirler. Sistem böyle olunca, takımlarımız tabii ki bu sistemi kullanıyor. Ben bugüne kadar hep bu artılı sistemlere karşı oldum.
Ben bugüne kadar hep bu artılı sistemlere karşı oldum. Futbol ülkelerinde hep süreklilikten söz edilir, bu sürekliliği sekizin içerisindeki altı ile başarırsanız, kalan iki oyuncunun kafasında hep sorun olur. Bir futbolcuya verebileceğiniz ceza onu oynatmamaktır. Bazı oyuncularımız dönem dönem bu zorluğu yaşayacak. Bu sorunları aşarsak, takıma pozitif katkı yapmış oluruz. Tesislere geldiğim zaman ve maç öncesinde soyunma odasına girdiğim zaman suratı asık oyuncu istemem. Suratı asık oyuncuyu bir sonraki maçta düşünmem. Bu sistem sorunludur ama bu sistemi en az takıma negatif yansıtarak çözeceğiz.
Kondisyon ile ilgili bir sorunumuz yok. Burada belki çalışma programında bir farklılık olabilir, bu da gayet doğaldır. Birinci aşamada sorumuz takımımızı devralmış değiliz. Buraya geldik, enkaz devraldık edebiyatı yapanları hep haksız bulmuşumdur, biz burada iyi bir takım devraldık.
MENAJER İSTEMİYOR
Menajerlik için şimdilik bir talebimiz yok. Büyük takımlar büyüklüklerini aradaki puan farkıyla ortaya koymazlar, daha ligin 6'da 1'lik bölümü yeni sona erdi. Futboldaki seriler çok önemlidir. Sezon başındaki çizgisini yakalayamayan rakiplerimiz oldu, bu çok önemli değil ama tabiiki de bir avantajdır. Ezeli rakiplerimizin, şampiyonluk yarışında olmasını isterim, onların bu yarışın içinde olmamaları bizi mutlu etmez, Türk Futbolu'nun talihsizliği olarak görürüm. Onların bu yarışın içinde olması ve bizim şampiyon olmamız bizi daha çok mutlu eder.
Ankara'da suni çimde maça çıkacağız. Takımlarımız bugüne kadar oynadı ve çok önemli şikayetler ile karşılaşmadık ama yine de bakacağız, belki tedbirler alabiliriz.