SAKARYA (İHA) - 17 Ağustos Marmara depreminde Adapazarı'nda yıkılan lojmanları nedeniyle, Sosyal Sigortalar Kurumu (SKK), mahkeme tarafından 25 bin YTL manevi ve 7 bin YTL maddi tazminat ödemeye mahkum oldu.
17 Ağustos Marmara depreminde yıkılan binalar nedeniyle açılan ve henüz karara bağlanmamış davalar, 17 Şubat'ta zaman aşımına uğradı. Ancak deprem mağdurları, maddi ve manevi tazminat davası yoluyla hak aramayı sürdürüyor. Adapazarı'nda SSK'ya ait lojmanda kalan Cengiz (53) ve Şenol Eracun (52) çiftinin, depremde lojmanın yıkılması sonucu tek çocukları olan Türkay Cesur ile Şenol Eracun'un annesi Nuriye Özenir hayatını kaybetmişti.
Depremin ardından ailesiyle birlikte Tokat'a taşınan baba Cengiz Eracun, gerekli kontrolleri yaptırmadan ve binanın depreme dayanıklılığını tespit etmeden İl Özel İdaresi'nden konut satın alarak lojman tahsisi yaptığını ileri sürerek, SSK Genel Müdürlüğü hakkında Sakarya 1. İdare Mahkemesi'nde 125 bin YTL manevi ve 15 bin YTL de maddi tazminat davası açtı.
2002 yılında Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan ek bilirkişi raporunda yer alan yıkılan binanın mevzuatlara aykırı olduğu hususunu dikkate alan İdare Mahkemesi, lojmanın depremden dolayı değil, yeterli araştırma ve denetimlerin yapılmamasından dolayı yıkıldığı kanaatine vardı. Mahkeme, idareyi lojman alımı sırasında gerekli araştırma ve denetimleri yapmamasından ötürü kusurlu buldu. Oturdukları lojmanın idarenin hizmet kusuru sonucunda yıkılması sebebiyle tek çocuklarını ve annelerini kaybeden çiftin yeniden çocuk sahibi olma şanslarının da düşük olduğunu göz önüne alan mahkeme, SSK'yı Cengiz ve Şenol Eracun çiftine 25 bin YTL manevi, 7 bin YTL de maddi tazminat ödemeye mahkum etti. Mahkeme ayrıca tazminatın, davanın açıldığı tarihten itibaren faiziyle alınmasına hükmetti.
Mahkemenin yıllar sonra verdiği cezayı az bulduğunu belirten baba Cengiz Eracun, verilen cezanın oğlunun acısını dindiremeyeceğini söyledi. Depremin üzerinden yıllar geçmesine rağmen oğullarının acısıyla yaşadıklarını anlatan Eracun, "Oğlum üniversiteyi kazanmıştı. Onun için güzel bir gelecek planlıyorduk. Ama bir gecede hayallerimiz yıkıldı. Yıkılan lojmanda hepimiz enkaz altında kaldık. Ben ve eşim yaralı kurtulduk. Oğlumu o enkazda bıraktık. O enkazla birlikte biz de gömüldük. Yıllar geçti ancak biz yokluğuna alışamadık. Eşim psikolojik rahatsızlıklar yaşadı. Şimdi yatalak, ona ben bakıyorum. Ceza acımızı dindirmeyecek. Eğer bir sonuç çıkmasaydı. Davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacaktık. Artık bir çocuk sahibi olmamız zor. Bu acıyla yaşamak çok zor" dedi.
Cengiz ve Şenol Eracun çiftinin avukatı Sebahattin Yılmaz ise mahkemenin kararını, gecikmiş olsa da olumlu bulduğunu belirterek, "SSK idaresinin kusuru, mahkeme kararında olduğu gibi ortada. Birinci derecede deprem bölgesi olan Adapazarı'nda gerekli dikkat ve özeni göstermeden kurum personelini depreme dayanıksız bir binada oturtması kurumun kusurlu olduğunu gösteriyor. Mahkeme de bu nedenle kuruma kusur yüklemiştir. Mahkeme yerinde bir karar vermiştir. Bizim açtığımız dava idari dava. Ceza davaları zaman aşımına uğradı. 7.5 yıl içerisinde ceza davaları karara bağlanması gerekiyordu. Ama maalesef bu gerçekleşmedi. İnsanlar bundan mağdur oldu. İdare mahkemesinin verdiği karar, kurumları umuyorum Türkiye'deki deprem gerçeğini göz önünde bulundurarak yeniden bir yapılanmaya sevk eder. Umarım idareler bundan sonra vatandaşlarının ve çalışanlarının can ve mal güvenliğini ön planda tutar, insanların zarara uğramasını engellerler. Türkiye'de depremler her zaman olacak. Bu karar çok önemli" diye konuştu.