HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

(ÖZEL) 1- FATİH'TE 300 BİN DOLARLIK SOYGUN SONRASI LİNÇ GİRİŞİMİ   - Silahlı soyguncu sokak ortasında dövüldü Alper KORKMAZ - İstanbul DHA- FATİH'te Libyalılara ait kargo firmasına gelen 5 kişiden biri, 300 bin dolarlık soygun sonrası kaçmak isterken çevredekiler ve firma çalışanları tarafından yakalanarak feci şekilde dövüldü.

(ÖZEL)
1- FATİH'TE 300 BİN DOLARLIK SOYGUN SONRASI LİNÇ GİRİŞİMİ

- Silahlı soyguncu sokak ortasında dövüldü

Alper KORKMAZ - İstanbul DHA- FATİH'te Libyalılara ait kargo firmasına gelen 5 kişiden biri, 300 bin dolarlık soygun sonrası kaçmak isterken çevredekiler ve firma çalışanları tarafından yakalanarak feci şekilde dövüldü.
Soygun saat 14.30 sıralarında Vezneciler'de meydana geldi. Kendisini polis olarak tanıtan 5 kişi, Kemal Paşa Fehmi Bey İş hanında bulunan Libyalılara ait kargo çalışanlarını silahla etkisiz hale getirip 300 bin doları aldı. Çevredekiler ve firma çalışanları soyguncuların peşine takıldı. Bir soyguncu, Şehzadebaşı Parkı girişinde yakalandı. Firma çalışanları yere yatırdıkları soyguncuyu darp ederek paranın yerini öğrenmeye çalıştı. Dövülen soyguncuyu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)'nin güvenlik görevlileri kurtardı. Yerde yaralı yatan soyguncu kelepçe takılarak İBB binasına getirildi. Soyguncu daha sonra polise teslim edildi. O anlar saniye saniye görüntülendi. Görüntülerde soyguncunun yerde tekmelenmesi, İBB güvenlik görevlilerinin gelerek soyguncuyu kurtarması yer alıyor. Polis parayla kaçan 4 soyguncuyu arıyor.

Görüntü Dökümü:
-----------------
-Yerde yatan soyguncu
-Saldırıya uğraması
-İBB görevlilerinin gelişi
-Soyguncuyu kurtarması
-Kelepçe takarak götürmüsi
-Polise teslim edilmesi
-Detaylar
DHA FEED

=====================================

2-İSTANBUL'DAKİ DOLU FELAKETİNDE HASAR GÖREN ARAÇLAR İÇİN SON 2 GÜN

Gökhan ÇELİK-Onur MERİÇ/ İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL'da 27 Temmuz 2017'de etkili olan dolu yağışı sırasında hasar gören kaskolu araçların zararlarının tazmini için zaman aşımı süresi 2 gün sonra doluyor. Tüketici dernekleri yöneticileri ve sigorta acentesi sahipleri, söz konusu yağışlarda araçlarında hasar oluşan ve o dönem hasar tespiti yaptırdığı halde başvuru yapmayan vatandaşları, kalan 2 gün içinde başvuru yapmaları konusunda uyardı.

İstanbul'da 27 Temmuz 2017'de etkili olan dolu yağışı nedeniyle il genelinde bulunan yaklaşık 150 bin araç hasar gördü. Sigorta acenteleri ve araç servisleri yağış sonrası oluşan hasarları onarma konusunda yetersiz kaldı. Kaskolu araçlar için normalde 5 gün olan başvuru süreci yaşanan yoğunluk ve mağduriyet nedeniyle 27 Temmuz 2019 tarihine kadar uzatılmıştı. Söz konusu tarihin tamamlanmasına kısa bir süre kaldığını ifade eden Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Başkanı Aziz Koçal, "Normalde kasko poliçelerinde hasar bildirim sürüleri 5 gündür. Fakat o dönemin doğal afet olması nedeniyle birçok sigorta şirketince, 3 yıl içinde başvuru yapılabileceği konusunda kamuoyunda duyurular yapıldı. Sigorta şirketleri kendi müşterilerine kasko poliçeleri devam ediyorsa, kayıtları devam ediyorsa 2 yıl içinde dosya açtırmaya izin veriyorlar. O yüzden sürenin bitmesine kısa bir süre kala, şayet tüketicinin araçları doluda zarar görmüşse ve o dönem hasar tespiti yaptırmışsa hemen sigorta şirketi ile görüşerek dosyalarını açtırmaları gerekir" dedi.

"ÇOK CİDDİ BİR YOĞUNLUK YAŞANMIŞTI"
Koçal, "Şayet dosya açtırmış ve aradan geçen zamanda dosya sonuçlanmamışsa bu mükellefler de sigorta tahkim kuruluna kısa sürede müracaat ederek, tahkim kurulunda dosyanın sonuçlanmasını talep edebilirler. Çünkü bize gelen şikayetlerde talep olduğu halde halen dosyanın açılmadığı yönünde ihbarlar alıyoruz. O dönemde çok yoğun bir şikayet gelmişti. Çünkü ilk etapta 5 gün ile sınırlanmıştı. Hasar tespit söz konusu, tutanaklar tutulamadı. Çünkü ciddi bir yoğunluk yaşanmıştı. Daha sonra sigorta şirketlerinin dosya açtırma sürelerini serbest bıraktıktan sonra şikayetler azaldı. Herkes bu doğrultuda taleplerini açtırdılar. Açtırmayanlar da varsa, o dönemki tutanak ve evrakları ile birlikte kaska şirketlerine başvuru yapabilirler" ifadelerini kullandı.

"SİGORTA POLİÇELERİNİ MUTLAKA OKUMALALILAR"
Vatandaşların mağdur olmaması için yasal süreyi geciktirmeden yapmaları gerektiğini ifade eden TÜKODER Başkanı Koçal, "Bu konularda mutlaka hasarın olduğu zamanda gerekli işlemleri yaptırarak dosyalarını açtırmaları kendi menfaatleridir, sigorta poliçelerini mutlaka okumalılar, çünkü hasar gördüklerinde talepleri ortadan kaldıracak bazı maddeler de oluyor. Süreler çok önemli, özellikle bu sürelere uymaları gerekir" diye konuştu.

"HASAR O KADAR ÇOK OLDU Kİ SERVİSLER ÇOĞU ZAMAN HASARLI ARAÇLARI KABUL EDEMEDİLER"
Sigorta acentesi sahibi Tülay Köse Polat ise, 27 Temmuz 2017'de binlerce aracın hasar gördüğünden dolayı işlerin çok yoğun olduğunu belirterek, "Bizim için o gün çok yoğundu. Birçok müşterimiz dolu aracındaki dolu hasar nedeniyle başvuru yaptı. Onları sigorta şirketleri ile görüşerek yönlendirdik ama yoğunluk nedeniyle birkaç ay sonra araçların onarılma süreleri uzatıldı. Hasar o kadar çok oldu ki servisler çoğu zaman kabul edemediler veya 6 ay sonrasına tamir randevusunu uzatabilmişti" şeklinde konuştu.

"SON 2 GÜNDE BAŞVURULAR BEKLİYORUZ"
Polat, "Son 2 günde söz konusu dolu yağışıyla ilgili hasarlar içinde sigorta acentelerine başvuru yapabileceklerine belirterek, "Son 6 ay öncesine kadar başvurular devam ediyordu. 6 ayda bu başvurular çok çok azalmaya başladı. Ama son 2 günde de bu başvuruları bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Sürenin dolmasının ardından hasarın sigorta şirketi tarafından karşılanmayacağını ifade eden Polat, "Biz halen mağdur olan vatandaşların son 2 günde sigorta acenteleri ile görüşüp dosya açtırmalarını ve bu konuda bizlerden yardım almalarını talep ediyoruz" dedi.

Görüntü dökümü
----------------------
-TÜKODER Genel Başkanı Aziz Koçal ile röportaj
-Acente sahibi Tülay Köse Polat ile röportaj
-Genel ve detaylar
-ARŞİV GÖRÜNTÜLER

=========================================

3- OTOMOBİLLERİ ÇEKİCİYLE BÖYLE ÇALIYORDU

Ali AKSOYER-Buse PEHLİVAN/İSTANBUL,(DHA) İSTANBUL'da çekiciyle otomobilleri çalarak satan bir kişi yakalandı. Şüphelinin bir otomobili çaldığı anlar güvenlik kameralarına yansıdı.

İstanbul'da şüpheli Ahmet K., Maltepe, Ataşehir ve Silivri'de Temmuz ayında, temin ettiği araç çekicisiyle, bazı şüphelilerin kendilerinden istediği tipteki otomobilleri çekicisiyle çaldı. Gece saatlerinde çekiciye yüklediği araçları çalan Ahmet K'nın, bunları İzmir'e götürerek sattığı ortaya çıktı.

Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlığı Büro Amirliği ekipleri Ahmet K.'yı yakalamak için çalışma başlattı. Kamera kayıtlarını izleyen ekipler Ahmet K.'yı 20 Temmuz'da Aydın Nazilli'de gözaltına aldı. Sorgusu yapılan Ahmet K.'nın 4 ayrı suç kaydı olduğu öğrenildi. Mahkemeye sevk edilen Ahmet K. tutuklanarak, cezaevine gönderildi. Ahmet K'nın işbirliği içinde olduğu diğer şüphelilerin aranması ise sürüyor.

Ahmet K.'nın Ataşehir'de 26 Haziran'da park halindeki bir otomobili, çekiciye yükleyerek çalması güvenlik kameralarına yansıdı.

Görüntü Dökümü:
-----------------
(GÜVENLİK KAMERASI)
-Şüphelinin otomobili çekiciye yüklemesi
-Çekiciyle buradan ayrılması
(AKTÜEL)
-Şüphelinin adliyeye sevk edilmesi
25.07.2019 -14.40 Haber Kodu : 190725131

=========================================

4-ADNAN OKTAR SUÇ ÖRGÜTÜNE YÖNELİK HAZIRLANAN İDDİANAMENİN DETAYLARI

- Arama yapılırken polis memuruna ateş açılmış

Serpil KIRKESER-Ruken KADIOĞLU - ADNAN Oktar suç örgütüne yönelik hazırlanan 171'i tutuklu 226 şüphelinin yer aldığı 3 bin 908 sayfalık iddianamenin detayları ortaya çıktı. İddianamede örgütün silahlanmak için sahte kuyumcu ve şirketler kurduğu, yine silahlı örgüt yapısını kuvvetlendirmek ve örgüt içerisindeki silah sayısını artırmak için çalışmalar yürüttüğü vurgulandı. İddianamede, aramalarda ele geçirilen notlarda örgüt üyelerinin silahların hangi marka ve model olacağına kadar 'mehdi' olarak görülen örgüt lideri Adnan Oktar'dan görüş aldığının altı çizildi. "Dragos" olarak tabir edilen örgüt merkezinde 11 Temmuz 2018'de arama gerçekleştiren özel harekat polisine yönelik, örgüt mensubu Mert Sucu tarafından ateş açıldığı ancak polis memurunun giydiği çelek yelekten dolayı herhangi bir yaralanmanın olmadığı da vurgulandı.

"SİLAHLANARAK BAŞTA ÖRGÜT LİDERİNİ KORUMAYI HEDEFLEDİLER"
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan ve kabul edilen 3 bin 908 sayfalık iddianamede Adnan Oktar Suç Örgütü'nün kuruluşu, yapısı, kuralları, örgüt içi evlilikler, örgütün tarihsel gelişimi, ideolojisi, amacı, örgütün cinsel-mali sömürü düzeni, örgütün gelir kaynakları, silahlanma yapısı, örgütün hukuk grubu, propaganda faaliyetleri, örgütün FETÖ ile ilişkisine ayrıntılı olarak yer verildi.

"SİLAHLANARAK BAŞTA ÖRGÜT LİDERİNİ KORUMAYI HEDEFLEDİLER"
İddianamede "Örgütün silahlı yapısı ve silahlanma stratejisi" başlıklı bölümünde "Örgütün gerektiğinde kullanılmak üzere silahları bulundurması, örneğin ulaşabileceği yerde muhafaza etmesi, depolaması halinde örgüt silahlı sayılmalıdır ve bunun yanında sahip olunan silahların ruhsatlı olup olmamasının da örgütün silahlı bir örgüt sayılması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır" denildi. Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'nün silahlanarak başta örgüt liderini korumayı hedefledikleri, silahlanmayı mağdur ve müştekiler üzerinde korku ve baskı unsuru olarak kullanarak iradelerini sakatladıkları, işlenen suçlarda silahlanmayı tehdit unsuru olarak kullandıkları belirtilen iddianamede şu değerlendirmede bulunuldu: "Ayrıca yasadışı saiklerle oluşturulan bu silahlanmaya yasallık kazandırmak gayesiyle resmi makam ve mercilere yalan beyanda bulundukları, gerçek ve fiili durumla örtüşmeyen beyanlarla silah taşıma ve bulundurma ruhsatları aldıkları, bu suretle kolluk kuvvetlerinin denetim durumunu bertaraf ettikleri değerlendirilmiştir" denildi.

"TAŞIMA RUHSATI ALABİLMEK İÇİN KUYUMU MAĞAZASI AÇTIKLARI ANLATILDI"
Örgütün silahlanmaya legal bir görünüm sağlamak amacıyla, örgüt üyelerinin taşıma ve bulundurma ruhsatlarının yasal mevzuata uygun surette alınmasını sağlamaya yönelik eylemlerde bulunduğu anlatılan iddianamede şu ifadelere yer verildi: Mesleki faaliyetten istifade ederek taşıma ruhsatı alınabilmesi amacıyla gerçekte kuyumculuk mesleği ile iştigal etmeyen bir kısım örgüt üyeleri adına (örgütün sermayesiyle) işyerleri (kuyumcu, altın mağazası) açıldığı, cirodan istifade etmek suretiyle taşıma ruhsatı alınabilmesi amacıyla bir kısım örgüt üyelerine yine örgüte ait şirketlerde 'yönetici (genel müdür)' ya da ortak statüsü kazandırıldığı ancak bu örgüt üyelerinin gerçekte ilgili şirketlerde fiili olarak yöneticilik yapmadıkları aksine görevlendirmelerinin yahut ortaklıklarının kısa süreli olduğu, can güvenliğinin tehdit ve tehlikeye maruz kaldığından bahisle taşıma ruhsatı alınmasını sağlamak amacıyla "kurgulamak suretiyle bir kısım vakalar yaratıldığı' ve bu gerçeğe aykırı vakaları/olayları gerekçe göstermek suretiyle bir kısım örgüt üyelerine taşıma ruhsatı alındığı anlaşılmıştır."

"ARAMALARDA 79 TABANCA, 23 TÜFEK VE 17 BİN 596 ADET FİŞEK ELE GEÇİRİLDİ"
Gerçeğe aykırı durumlar yaratarak silahlanan örgüt üyelerinin, örgüt liderinin yaşadığı yerde taşıma ruhsatlı silahlarla nöbet tuttukları anlatılan iddianamede, ev aramalarında taşıma ruhsatlı silahların ruhsat sahipleri ile ilgisi bulunmayan yerlerde ve fakat örgüt liderinin silahlanma çağrısına uygun surette örgüt liderinin evinde ve başkaca örgüt üyelerinin evlerinde bulunduğu
kaydedildi. İddianamede, örgüte yönelik arama işlemlerinde ele geçirilen 79 tabanca, 23 tüfek ve 17 bin 596 adet fişek bağlamında silahlı ve zorlayıcı gücü itibariyle amaç suçları işlemeye elverişli bir suç örgütü olduğunun değerlendirildiği
ifade edildi.

"ÖRGÜTTE ADNAN OKTAR RESUL KABUL EDİLDİĞİ İÇİN ONUN KORUNMASI HER ŞEYDEN ÖNCELİKLİDİR"
İddianamede, ele geçirilen notlar da örgüt üyelerinin silahların hangi marka ve model olacağına kadar örgüt lideri Adnan Oktar'dan görüş aldığının altı çizildi. İddianamede, "Örgütte Adnan Oktar resul kabul edildiği için onun korunması her şeyden önceliklidir. Dolayısıyla nöbet ibadet kabul edilir. Örgütteki bütün erkekler mutlaka haftada en az bir gün örgüt liderinin yaşadığı 'Dragos' olarak adlandırılan ikamette, daha sonra da Hür Sokaktaki A9 TV stüdyosunda ve Adnan Oktar'ın olduğu her yerde nöbet tutmaktadırlar" ifadelerine yer verildi.

"ÖRGÜT SİLAHLANMAK İÇİN SAHTE KUYUMCU VE ŞİRKETLER KURDU"
İddianamede, aramalarda örgütsel çıkarlar doğrultusunda kanuna uydurularak alınan silahların örgüt içerisinde nasıl kullanıldığını belirten bir notlar ele geçirildiği ve incelendiği belirtilerek şu değerlendirmelere yer verildi: "Söz konusu notlar incelendiğinde, örgütün silahlanmak için sahte kuyumcu ve şirketler kurduğu, yine silahlı örgüt yapısını kuvvetlendirmek ve örgüt içerisindeki silah sayısını artırmak için çalışmalar yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Yapılan araştırmalar, ilgili birimlerle yapılan yazışmalar, alınan müşteki ve şüpheli ifadeleri toplu bir şekilde değerlendirildiğinde, örgüt mensupları tarafından usulüne uydurularak ruhsat alınan silahların, gerek örgüt merkezinin ve liderinin korunmasında, gerek örgüte muhalif kişilerin baskı ve tehdit altına alınmasında, gerekse de örgütten kaçmayı düşünen bazı örgüt mensuplarının bu girişimlerinin engellenmesi için temin edildiği anlaşılmıştır."

MÜŞTEKİ ANLATTI: DEDEMİN MİRASINI BEKLEYEN ADNAN OKTAR...
Müşteki E.Y.E. bu konuda "Vefattan sonra yıllardır dedemin mirasını bekleyen Adnan Oktar, güya 'evlatlık vazifelerini yerine getirdiler' denmesi için Tuba dışında dedemin diğer çocuklarını cenazeye gönderdi. Adnan Oktar, Tuba'nın yıllardır kaçacağından şüphelendiği için ve onu hapsettiği için cenazeye de göndermedi. Cenaze törenine örgütün silahlı adamlarından yaklaşık 15 kişi, para ile tutulan özel güvenlikler ve avukatları Fatih Doğan eşliğinde geldiler. Hatırladığım kadarıyla gönderdiği silahlı adamalar Alpar Sayın, Fatih Menet, Ali Kasap, Cüneyt Özyaşar, Tolga Çetiner, Mustafa Işık'tı. Beni ve akrabalarımızı cenazenin taşınması esnasında itip kakarak, mezar başında cenazemizi defnederken başıma silahlı adamlarını dikerek orada da bana ve aileme eziyet ettiler" şeklinde ifade verdi. Müşteki E.Y.E.'nin bu ifadesi ile cenazeye katıldıklarına ilişkin fotoğraflar
da iddianameye delil olarak konuldu. İddianamede müşteki E.Y.E.'nin dedesi Cevat Babuna'nın cenazesinde silahlı örgüt mensuplarının varlığıyla kendilerini baskı altında hissettikleri ve cenazeye dahi sahip çıkamadıkları, kanuna uydurularak örgüt üyeleri tarafından alınan ruhsatlı silahların örgütsel konularda kullanıldığı hususunun müşteki E.Y.E.'nin beyanının örnek olduğu vurgulandı.

ÖRGÜT MERKEZİ "DRAGOS"
İddianamede alınan beyanlarda, örgüt lideri tarafından muhtemel adli operasyon esnasında kimin ne şekilde davranacağı, nöbet sistemine müdahil şahısların emniyet birimleri intikal ettiğinde ne şekilde hareket edeceği ve gerektiğinde silah kullanmaktan çekinilmemesi gerektiği hususlarının da belirtildiği anlatıldı. Örgüt mensuplarının silah kullanma eğitimi aldıklarına dair beyanların da mevcut olduğunun altı çizilen iddianamede, 11 Temmuz 2018 tarihinde örgüte yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda, "Dragos" olarak tabir edilen örgüt merkezinde arama işlemlerini gerçekleştiren kolluk personeline yönelik olarak, hâlihazırda tutuklu bulunan örgüt mensubu Mert Sucu tarafından ateş açıldığı bilgisine yer verildi. Özel Harekat Şube Müdürlüğü görevlisine 2 adet ateş açıldığı ancak kullanmış olduğu çelik yelekten dolayı herhangi bir ölüm olay yaşanmadığı ifade edildi.

"SİLAHLI SALDIRI OLAYININ ÖRGÜT LİDERİNİN TALİMATI DOĞRULTUSUNDA GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ DEĞERLENDİRİLMEKTEDİR "
İddianamede, "Bahse konu olay, operasyonun başlangıcında, örgüt merkezine giriş esnasında yaşanmış olsaydı, anlık bir reaksiyon neticesinde yaşandığı ve refleks olarak yahut da muhtemel saldırıya reaksiyon olarak gerçekleştiği düşünülebilirdi. Ancak olay, operasyon başlayıp, örgüt merkezinin büyük kısmında hakimiyetin sağlandığı, aramaların devam ettiği ilerleyen saatlerde gerçekleşmiştir. Bu sebeple silahlı saldırı olayının, ifadelerde geçen örgüt içi tedbirler kapsamında örgüt liderlerinin talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiği değerlendirilmektedir" denildi.

"ADNAN OKTAR ÖRGÜT İÇERİSİNDE MEHDİ OLARAK GÖRÜLDÜ"
İddianamede Adnan Oktar ve örgütle ilgili detaylara da yer verildi. İddianamede, Adnan Oktar'ın örgütün bütünlüğü üzerinde tek hâkim ve lider Adnan Oktar olduğu, örgüt içerisinde mehdi olarak görüldüğü kaydedildi. İddianamede Adnan Oktar'ın İstanbul'a geliş tarihi olan 1979 yılında İstanbul Boğazı'nda patlayan tankerin mehdiyet alameti olduğu ve o tarihten itibaren örgüt liderine mehdilik indiği konusu örgütte sıklıkla işlendiği belirtildi. Adnan Oktar'ın faaliyetlerinde "Harun Yahya" takma adını kullandığı kaydedilen iddianamede, "Diğer dini istismar eden örgütlerden farklı olarak, şüpheli ve müşteki ifadelerinde geçtiği şekliyle, Harun ismini Hz. Musa'nın kardeşi Hz. Harun'dan, Yahya ismini ise Hz. İsa'nın havarisi Vaftizci Yahya'dan aldığı anlaşılmaktadır" denildi. İddianamede Adnan Oktar'a hizmet etmenin, talimatlarına sorgulama yapmadan, uymanın imanın bir gereği olduğu, kendisinin sözde peygamberler üstü bir konumda olduğu hususlarının benimsendiği ifade edildi.

"ÖRGÜT BULUNDUĞU ORTAMA UYUM SAĞLAYIP EVRİM GEÇİREREK GÜNÜMÜZE KADAR DEVAM ETTİ"
Adnan Oktar suç örgütünün 1986 yılında evrim ve masonluk karşıtlığı söylemleriyle başladığı faaliyetlerine, günümüze kadar bulunduğu ortama uyum sağlayıp evrim geçirerek devam ettiği belirtildi. İddianamede, "Yakın zamandaki FETÖ örneğinde olduğu gibi, hakkıyla sınavlara girerek makam ve mevkilere gelmeye çalışan insanların hakları, soru çalmak vasıtasıyla gasp edilmiş, kendilerine yakın olmayan insanlar çeşitli iftiralar, sürgünlerle yıldırılmaya, devlet gücü istismar edilerek operasyonlar gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Söz konusu terör örgütü ideolojik olarak dini istismar eden terör örgütlerine bariz bir örnek olarak gösterilebilir. Aynı şekilde Hizbullah, El Kaide, Hilafet Devleti (HD-İCB/AFİD) vs. terör örgütleri de çeşitli örneklerle açıklanarak benzer özellikleri ortaya konabilir" değerlendirilmesinde bulunuldu. Örgüt mensuplarının askerlik yapmamaları için yurtdışındaki örgüt mensuplarına ait şirketlerde beyanlara göre çalıştığı ve çalışmış gibi gösterdiği, fırsat ortaya çıktığında bedelli askerlik yapmalarını sağlayarak örgütten uzaklaşmalarını önlendiği iddianamede anlatıldı.

"TECAVÜZLERİN VİDEO KAYDINA ALINDI"
İddianamede, 1990'lı yılların son dönemlerinden başlamak kaydıyla örgütün günümüze kadar eleman kazanma yöntemlerine birinin turnike sistemi olduğu kaydedilerek, "Örgüt mensubu olma kıstaslarını taşıyan aralarında bazıları çocuk yaşta olmak üzere kız ve kadınlar, örgütün yakışıklı erkek mensupları tarafından zengin ve başarılı bir iş adamı imajı çizilerek ikili ilişkiler kurulduğu, dini telkinlerle kandırılıp cinsel istismar ve tecavüze uğrayan kadınların psikolojileri ve benlikleri kırılıp, iradeleri ellerinden alınarak örgüte dahil edilmekte, söz konusu tecavüzlerin video kaydına alındığı hissettirilerek - gösterilerek şantaj yoluyla kopmaların ve şikayetçi olunmasının önüne geçilmektedir" değerlendirmesine yer verildi.

Görüntü Dökümü:
-------------------------
Polis memurunun çelik yeleğinin görüntüsü
-ARŞİV GÖRÜNTÜLER

====================================

5- ESENYURT VE FATİH'TE 11 EVDEN HIRSIZLIK YAPAN 2 KARDEŞ YAKALANDI

Haber-Kamera: Ali AKSOYER-Buse PEHLİVAN,(DHA)
Esenyurt ve Fatih'te 11 ayrı evden hırsızlık yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 2 kardeşten 1'i tutuklandı.
Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, Esenyurt ve Fatih ilçelerinde evlerden hırsızlık olaylarının artması üzerine çalışma başlattı. Hırsızlık olaylarının meydana geldiği çevrelerdeki güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen ekipler, iki şüphelinin kimliğini tespit etti. Polis, düzenlediği operasyonda kardeşler Ahmet B. (29) ile Mehmet B'yi (33) yakaladı.
Şüphelilerden Mehmet B.'nin uyuşturucu bulundurmaktan suç kaydı olduğu öğrenildi. Mehmet B. sorgusunda hırsızlığı kendisinin yaptığını kardeşinin suçu olmadığını ifade ettiği öğrenildi. Sorgularının ardından Ahmet B. şubeden serbest bırakılırken, Mehmet B. adliyeye sevk edildi. Mehmet B. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü dökümü:
----------------
-Güvenlik kamerası görüntüleri
-Şüphelilerin apartmanlara girişleri ve çıkışları
-Aktüel görüntüler
-Şüphelinin emniyetten çıkarılması
-Genel ve detaylar
25.07.2019 -13.31 Haber Kodu : 190725095

=========================================

6- HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE ÇAMLICA CAMİİ AVLUSUNDAKİ KUR'AN KURSU ŞENLİĞİ

Ali AKSOYER/İSTANBUL, (DHA)
ÇAMLICA Camii'nde yaklaşık 5 bin çocuğun katılımıyla Kur'an Kursu Şenliği düzenlendi. Şenlikte camiinin iç avlusu şişme oyuncaklarla donatıldı, seyyar kalelerle futbol sahaları oluşturuldu. Şenlikte camii dış avlusuna bin 453 metrekarelik dev bir bayrak açıldı. Çocuklar gün boyunca kendilerini için hazırlanan oyuncaklarla oynadı.

Üsküdar Belediyesi tarafından bölgedeki kuran kurslarının bitimi nedeniyle Çamlıca camiinde Kur'an Kursu şenliği düzenlendi. Şenliğe İstanbul Müftüsü Mehmet Emin Maşalı, Üsküdar Kaymakamı Murat Safa Demiryürek, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar Müftüsü Ali Çakmak ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı. 6-13 yaş arası yaklaşık 5 bin çocuğun katıldığı şenlik için Çamlıca Camii'nin avlusuna şişme oyuncaklar kuruldu. Ayrıca camii avlusuna getirilen seyyar kalelerle futbol oynayacak alanlar oluşturdu. Sabahın erken saatlerinden itibaren cami avlusunu dolduran çocuklar, gün boyunca kendileri için hazırlanan oyuncaklarla oynayarak eğlendiler.

Çamlıca camiinde ilk defa düzenlen bu şenlik sırasında caminin dış avlusuna bin 453 metrekarelik dev bir bayrak açıldı. Şenliğe katılan öğrenciler tarafından açılan dev bayrak görsel şölen oluşturdu.

Görüntü dökümü:
--------------------
-Havadan görüntüler
-Aktüel görüntüler
-Şenlikten detaylar
-Genel ve detaylar
25.07.2019 -15.26 Haber Kodu : 190725141
25.07.2019 - 15.28 Haber Kodu : 190725142

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler