HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 4

Başakşehir'de bulunan İSTEKS Sanayi Sitesi'nde 3 katlı binanın son katındaki iş yerinde yangın çıktı.

(Geniş haber)
1- BAŞAKŞEHİR'DE SANAYİ SİTESİNDEKİ 2 İŞ YERİNDE YANGIN ÇIKTI

Haber-Kamera: Alper KORKMAZ/İSTANBUL,(DHA)
Başakşehir'de bulunan İSTEKS Sanayi Sitesi'nde 3 katlı binanın son katındaki iş yerinde yangın çıktı. Kattaki diğer iş yerine de sıçrayan yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü.
Başakşehir'de bulunan İSTEKS Sanayi Sitesi'nde sabah 07.30 sıralarında yangın çıktı. 3 katlı binanın en üst katında plastik malzeme üretimi yapan iş yerinde henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın, büyüyerek yan taraftaki doğalgaz borusu için kelepçe üretimi yapılan iş yerine de sıçradı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ilçeden itfaiye ekibi sevk edildi. Ölen ya da yaralanın olmadığı olayda yangın itfaiye ekiplerinin çalışmalarının ardından kontrol altına alınarak söndürüldü.

Görüntü dökümü:
-------------------
-Yangın anı cep telefonu görüntüsü
-Binadan görüntü
-İtfaiye ekiplerinden görüntü
-Dumanlardan görüntü
-İş yerlerinden görüntü
-Görgü tanığı vatandaş ve iş yeri sahibi ile röp.
-Diğer detaylar

============================================

2- FETÖ OPERASYONUNDA "FATİH İMAMI" YAKALANDI

İstanbul DHA
İstanbul'da FETÖ'ye yönelik düzenlenen operasyonda aralarında sözde "Fatih imamı" olduğu iddia edilen kişinin de bulunduğu 6 kişi yakalandı.
Edinilen bilgiye göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şubesine farklı tarihlerde gelen elektronik posta ihbarlarında H.Ç. adlı kişinin FETÖ'nün sözde "Fatih imamı" olduğu ve 5 ayrı soruşturmada hakkında beyanların bulunduğu ve örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı tespit edildi. Bunun üzerine FETÖ'nün "gaybubet evi" olarak adlandırdığı hücre evlerine yönelik 5 ayrı adrese operasyon düzenledi. Operasyonda, H.Ç. ile "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan aranan A.P. ve G.P. ve örgüt üyelerine yardım ettikleri iddia edilen M.T., F.K.K., A.Ç. yakalandı. Operasyon yapılan adreslerde 176 bin 407 dolar, 39 bin 515 lira ve bin 235 avro ele geçirildi.

Görüntü Dökümü:
------
-Ele geçirlen paralar

================================================

3- İSTANBUL'DA ORGAN TİCARETİ OPERASYONU

İstanbul DHA
İstanbul'da organ ticareti yapan kişilere yönelik düzenlenen operasyonda 9 kişi yakalandı.
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Şubesi ekipleri, bazı kişilerin Bakırköy, Esenyurt ve Tuzla'daki 4 özel
hastanede, sahte belge düzenleyerek organ nakli yaptırdığı ihbarı üzerine çalışma başlattı.
9 Nisan'da 8 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, 9 kişiyi gözaltına aldı. Baskın yapılan adreslerde yapılan aramalarda, 2 kaşe ve çok sayıda pasaport ile diploma fotokopisi ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 4'ü tutuklanırken 5'i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü:
--------------
-Operasyondan görüntü

==============================================

4- 15 TEMMUZ ŞEHİTLER KÖPRÜSÜ MAĞDURLARI CEZA AFFI İÇİN EYLEM YAPTI

Hakan KAYA-Hasan YILDIRIM/İSTANBUL,(DHA)
Yılbaşından itibaren 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden geçen ve ruhsatlarında 1. sınıf kamyonet yazan araçlara gelen cezalar için sürücüler Kamu Denetçileri Kurumu'na cezaya itiraz için dilekçe verdi. Dilekçenin ardından Şişli Camii önünde açıklama yapan grup açıklamanın ardından dağıldı.
1 Ocak 2019 yılından itibaren 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden geçen ve ruhsatlarında 1. sınıf kamyonet yazan araçlara her geçiş için 1.132 lira ceza kesilmeye başlandı. Durumdan haberi olmayan ve binlerce lira ceza gelen mağdurlar bir araya gelip Şişli'de bulunan Kamu Denetçileri Kurumu binasına itiraz dilekçelerini verdi.

"BU CEZALAR, BU YASAKLAMA VE KISITLAMALAR HAKSIZDIR"
Bina önünde açıklama yapan Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, "Yasaklanan yerlerle ilgili alınan kararların resmi gazetede yayınlanması lazım. Bu karar resmi gazetede yayınlanmadığı gibi bu cezaya muhatap olacak araç sahiplerine 'sizin aracının 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün kullanımı Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü (UKOME)'nün kararıyla yasaklanmıştır. Aksi halde 1132 lira cezaya muhatap olacaksınız' diye bir bildirim yapmak yerine cezalar gelmeye başladı. Üstelik bu cezalar 3,5 ay bekletildi. Habersizce 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden geçen araçlara çok büyük cezalar geldi. Üstelik bu araçlar büyük araçlar değil, ruhsatlarında birinci sınıf yazıyor. Devletin resmi haber ajansı da bu UKOME kararıyla ilgili yaptığı duyuruda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden tüm birinci sınıf araçların geçebileceğini ilan etti. Vatandaşa bulmaca çözdürmek doğru değil. Devlet vatandaşına tuzak kurmaz. Bu cezalar haksızdır. Bu yasaklama, bu kısıtlama da haksızdır. Biz halkın avukatına başvuruyoruz. Biz Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuruyoruz. Böylelikle Sulh Ceza Mahkemesine itiraz için mağdurlar adına dava açma süremizi de kesmiş olacağız" dedi.

"ARABAMIN DEĞERİ 55 BİN LİRA, BANA GELEN CEZA 80 BİN LİRA"
15 Temmuz Köprüsü'ndeki geçiş cezasından haberi olmadan defalarca geçtiğini belirten sürücü Özcan Bozkurt yaklaşık 80 bin lira gelen cezayı görünce şok olduğunu söyledi. Bozkurt, "72 geçişimden bana 80 bin liraya yakın trafik cezası geldi. Biz bunu ödeyecek durumda değiliz. Bu cezalardan kesinlikle haberimiz yoktu. Biz 2016 yılından beri bu köprüyü kullanıyoruz. Biz köprüde görevli polis memuruna da sorduk bize 'geçebilirsiniz' dediler. Biz bu cezaları 1 Ocak itibariyle almaya başladık ve bizim haberimiz 8 Nisanda oldu. Cezaları görünce şok oldum, bu cezalar servet değerinde. Bütün mal varlığımı satsam 80 bin lirayı ödeyemeyeceğim. Benim aracımın değeri 55 bin lira cezam ise 80 bin lira arabanın değerinden fazla ceza var. Arabamı satsam bunu ödeyemem. İtirazımı yaptık, dilekçemizi verdik bu işin peşini bırakmayacağız" dedi.
Kamu Denetçileri Kurumu binasına itiraz dilekçelerini veren mağdurlar daha sonra Şişli Cami önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından grup dağıldı.

Görüntü Dökümü:
------------------------
-Mağdurların Kamu Denetçileri Kurumu önünde toplanması
-Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu'nun açıklaması
-Mağdurların dilekçeleriyle birlikte Kamu Denetçileri Kurumu binasına girmeleri
-Mağdurların Şişli Cami önünde toplanması
-Mağdurların açtığı pankart ve dövizler
-Mağdur sürücü ile röp
-Genel ve detaylar

===================

5- EKREM İMAMOĞLU'NUN "İSTANBUL'A YENİ BİR BAŞLANGIÇ BULUŞMASI" HAKKINDA AÇIKLAMA

Haber-Kamera: Ümit UZUN-Onur MERİÇ,İSTANBUL(DHA)
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun basın danışmanı Murat Ongun, pazar günü yapılacak olan "İstanbul'a Yeni Bir Başlangıç Buluşması" hakkında açıklama yaptı.

"HERKES SADECE TÜRK BAYRAĞI İLE ALANA GELSİN"
Ongun, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak bir seçim kutlaması değil, ama başkanımızın İstanbul İttifakı diye tanımladığı, tüm İstanbulluların kucaklaşacağı, birlikte eğleneceği bir buluşma düzenliyoruz. İstanbul'a Yeni Başlangıç Buluşması olarak adlandırdığımız bu büyük buluşma, Maltepe Miting Alanı'nda, bu Pazar günü saat 14.00'da yapılacak. Başkanımız, tüm İstanbulluları, çocuklarıyla, büyükleriyle, anneleriyle, babalarıyla Pazar günü Maltepe'deki dolgu alanında bulunan miting alanına bekliyor. Seçimlerin atmosferinden kurtulmak ve birlikte eğlenebilmek için. Tüm siyasi partileri, her görüşten İstanbulluları beklediğimiz bu büyük buluşmada tek bir talebimiz var. Hiçbir siyasi partinin sembolünü, bayrağını, rozetini flamasını lütfen getirmeyin. Lütfen herkes sadece Türk bayrakları ila alana gelsin. Zaten alanda da büyükşehir belediyesine bağlı görevliler sadece Türk bayrağı dağıtıyor olacak" dedi.
Buluşmanın tüm organizasyonunun İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ilgili birimleri ve çalışmakta oldukları özel şirketler aracılığı ile yapıldığını belirten Ongun, "Güvenliği başta valiliğimiz olmak üzere, İstanbul Emniyet Müdürlüğümüz ve belediyemiz zabıta ekipleri sağlayacaktır. Başkanımızın talimatıyla, bu büyük buluşmaya İstanbul'daki tüm ilçe belediye başkanlarını, her ilçe belediyesinin meclis üyelerini davet ediyoruz. İstanbul'daki kaymakamlarımızı, kamı kuruluşlarının yöneticilerini, istisnasız tüm partilerin il ve ilçe başkanlarını davet ediyoruz. Pazar günü bayram havasında düzenleyeceğimiz bu büyük buluşmada büyük kucaklaşmada halkımızla birlikte olmak istiyoruz" diye konuştu.

"NEDEN YENİKAPI MİTİNG ALANI'NDA YAPILMIYOR?"
Gazetecilerin 'Neden Yenikapı Miting Alanı'nda yapılmıyor?' sorusuna Ongun, "İlk olarak Yenikapı Miting Alanı'nda yapmayı planladık. Ama daha önceden Yenikapı Miting Alanı'nın çevresinde organize edilen bazı etkinlikler var. Mesela uluslararası boyutta bir bisiklet yarışı var. O nedenle oranın kullanılması mümkün olmadı" şeklinde cevap verdi.

Görüntü Dökümü:
---------------------
- Murat Ongun açıklama

==========================

6- TUZLA'DA KİMYASAL KOKU DAVASI: GAZDAN ETKİLENEN DOKTOR DAVANIN MÜŞTEKİSİ OLDU

Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA
Tuzla'da çok sayıda kişinin etkilendiği kimyasal kokuya ilişkin olarak 10 kişi hakkında, "İştiraken çevreyi kirletme" ve "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan 6.5 yıla, mühendis E.Ş. için de, "Suçu bildirmeme" suçundan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davaya devam edildi. Kokunun çok sayıda öğrenciyi etkilediği kuran kursuna yardıma giden ve orada kokudan etkilenerek müşahede altına alınan Doktor Sevim Ezgi Katran müşteki sıfatı ile dinlendi. Olay nedeniyle kan değerlerinin değiştiğini söyleyen Doktor Katran, sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade etti.

İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına 24 müşteki ve müştekiler ile sanıkların avukatları katıldı. Dinlenen müşteki Sevim Ezgi Katran, olay tarihinde Tuzla 1. Acil Sağlık Hizmetleri'nde hekim olarak görev yaptığını belirterek, "Acil sağlık hizmetleri birimine çağrılar gelmeye başladı. Genelde şikayetler solunum sıkıntısı üzerineydi. Ben de ekiple birlikte çoğu müştekinin etkilendiği kuran kursuna gittim. Gittiğimde etrafta ağır bir koku ve sisin olduğunu fark ettim. Kimyasal bir sızıntı olabileceğini anlayınca görev yaptığım birime bilgi verdim. Radyasyon sızıntısına karşı özel kıyafetler giydirildikten sonra hastalar peyderpey hastaneye götürülmeye başlandı. Bir çoğunda nefes almakta zorluk, geniz yanması, mide bulantısı, kusma şeklinde şikayetler vardı. Radyoaktif ve kimyevi madde bulunma ihtimaline karşı yıkandılar ve müşahede altına alındılar. Bir süre sonra benim de kan değerlerim kontrol edilince, kan değerlerimin değiştiği, oksijen oranının düştüğü tespit edildi. Bu sebeple ben de müşahede altına alındım. Sanıklardan şikayetçiyim" dedi.

'GAZ ZEHİRLENMESİ OLDUĞUNU SÖYLEDİLER'
Olay tarihinde apartmanlarının boşluğunda ve girişinde yoğun bir sisin ve gaz kokusunun bulunduğunu söyleyen müşteki Ebru Yılmaz, "Öyle ki alt kata dahi inemiyordum. Bir süre sonra bende baş dönmesi ve mide bulantısı başladı. 12 yaşındaki çocuğumda da aynı şikayetler başladı. Çocuğum bir süre sonra kusmaya başladı. Bunun üzerine çocuğumu da alarak Tuzla Devlet Hastanesi'ne gittim. Bize hastanede gaz zehirlenmesi olduğunu söylediler. Sanıklardan şikayetçiyim. Yoğun bir gaza maruz kaldığımızdan sağlımızın bozulduğunu düşünüyorum. Sanıkların cezalandırılmasını istiyorum" dedi. Müşteki Zehra Dilgin ise, olaydan bir kaç gün önce de mazgallardan kötü koku geldiğini, olay günü yaşanan kokunun etkisiyle üç gün hastanede yattığını belirterek, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Müşteki Zübeyda Kant da kokunun etkisiyle alerjik tedavi gören oğlunun ağzından köpük çıktığını söyledi.

KİMYASAL ATIĞI SU HAVZASININ BULUNDUĞU BÖLGEDE KANALİZASYONA BIRAKMIŞLAR
Müşteki İSKİ'nin Avukatı Niyazi Yaycıoğlu, kokuya neden olan atık dökümünün yapıldığı alanın su havzası olduğunu belirterek, "Atık dökümü nedeniyle su havzasının kirlenmesi söz konusudur. Biz bu nedenle suçtan zarar gören konumundayız" dedi.
Dinlenen diğer müştekiler de olay günü yoğun bir gaz kokusu ve sis oluştuğunu, ardından mide bulantısı geçirdiklerini belirterek, bunun üzerine hastaneye başvurduklarını söylediler. Müştekiler, sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek cezalandırılmalarını talep ettiler.
Mahkeme eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Tuzla'da 25 Aralık 2017 tarihinde meydana gelen ve 97 kişinin hastaneye kaldırılmasına neden olan kimyasal kokuya ilişkin hazırladığı iddianamede ile biri mühendis 10'u kimyasal atığı kanalizasyona bırakan vidanjörlerin şoförleri olmak üzere 11 kişi hakkında dava açtı.
Kanalizasyona kimyasal atık bırakan 4 vidanjör nedeniyle kokunun meydana geldiği belirtilen iddianamede, vidanjörlerin sahipleri ve şoförlerden oluşan 10 kişi ile İBB'de mühendis olarak görev alan E.Ş. olaydan sorumlu tutuldu.

MÜHENDİS İÇİN 1 YILA KADAR 10 ŞÜPHELİ İÇİN DE 6.5 YIL CEZA İSTENDİ
İddianamede şüpheli mühendis E.Ş. için, "Suçu bildirmeme" suçundan 1 yıla kadar hapis cezası istendi. Şoför ve vidanjörlerin sahipleri olan şirket yetkililerinden oluşan diğer 10 şüpheli için de, "İştiraken çevreyi kasten kirletme", "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak" suçlarından 1'er yıl 2'şer aydan 6'şar yıl 6'şar aya kadar hapis cezası isteniyor.

Görüntü dökümü:
----------------
-ARŞİV

========================

7- TÜRKİYE'DE TARİHİ YAPILAR İÇİN DİKKAT ÇEKEN UYARI; ETRAFI BOŞ BIRAKILMALI, YENİ ÖNLEMLER ALINMALI

Selin GÜRSEL / İSTANBUL, (DHA) - PARİS'teki Notre Dame Katedrali'nde çıkan yangın dikkatleri Türkiye'deki tarihi yapılara çevirdi. Türkiye'de olası bir yangına müdahale için tarihi binaların yanında yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar Acil Durum ve Yangın Yönetmelikleri'nde tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili yeni önlemler alınmasının çok önemli olduğu vurgusu yaptı.
Notre Dame Katedrali'nde çıkan yangın hakkında konuşan uzmanlar, insanlar kadar yapının da kurtarılması açısından 8 buçuk saatte söndürülmesini normal karşılarken Türkiye'de alınan önlemleri de değerlendirdi. Türkiye'de tarihi yapıların olası yangınlara karşı yeteri kadar korunmadığını ifade eden yetkililer, bakanlıkların bu konuda ortak çalışma yürütmesi gerektiğini belirtti.
Fransa'nın başkenti Paris'teki en önemli mimari yapılardan biri olan Notre Dame Katedrali, 15 Nisan tarihinde çıkan yangın ile büyük zarar gördü. 856 yıllık yapının restorasyon çalışmaları sırasında çıkan yangında ahşap kule ve çatısı çöktü. 500 itfaiye erinin görev aldığı yangın söndürme operasyonu 8,5 saat sürdü.
Çan kulelerine ulaşmadan söndürülen yangından sonra yetkililer tarafından yapılan açıklamada, katedralde bulunan sanat eserleri ile kutsal sayılan emanetlerin yüzde 90'ının kurtarıldığı bildirildi. Yapının ikonik gül penceresi, kubbe şeklindeki tavanı, vaaz kürsüsü ve sunağı sağlam kaldı.

"TÜRKİYE'DE TARİHİ ESERLERE ÖZEL BİR KORUMA ÖNLEMİ YOK"
İtfaiye ekiplerinin insanlar kadar yapının da güvenliğini sağlamaya çalıştığını dile getiren İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği bölümü Öğr. Gör. Ulaş Çınar ise, şöyle konuştu:

"Müdahalede titiz davrandılar. Aslında 1 saatte müdahale ederek belki de yapının hiçbir özelliğini önemsemeden söndürebilirlerdi. İnsanların güvenliğini sağladıktan sonra söndürmek kolay ama yapının da güvenliğini sağlamak önemsendiği için bu kadar uzun sürdü. Bizde benzer bir öncül yok, yangın yükü ve risk hesapları yapılırken bir mahal gözetilir. O mahalin içindeki yapılardan bir tanesi tarihi eser de olabilir. O eserlere özel bir koruma önlemi yok. Bir tarihi eser varsa, onu normal bir binaymış gibi dahil ediyoruz. Binaların içerisine tesisat kurmaya da müsaade edilemediği için, tarihi binaların söndürülmesi diğer binalardan çok daha zor"

"TARİHİ ESERLERİN HEMEN YANINDA YAPILAŞMA OLMAMALI"
Türkiye'de tarihi eser olarak kabul edilen yapılarda müdahaleye izin verilmediğini bu sebeple de yapılarda herhangi bir güncelleme yapılamadığını kaydeden Öğr. Gör. Çınar, "'Yeni yönetmeliğe göre binalarda bu sistemler olmalı ama bu binalar tarihi eserdir ve müdahale edemezsiniz' deniliyor. Yangının sadece tarihi bir binada çıkacağını düşünemeyiz, yan binalardan da buraya sirayet edebilir. Bu yüzden mümkün olduğunca tarihi binaların, tarihi eserlerin yanında yapılaşmanın olmaması, aralarında bir boş alan bırakılması gerekir. Çünkü yangın sirayet ettiğinde müdahale çok daha zorlaşıyor ve yeni nesil söndürme unsurlarını tarihi binalara uygulamak çok zor hale geliyor" dedi.

"ÖNGÖRÜLÜ OLMAK BÜYÜK YANGINLARI ENGELLEYEBİLİR"
Tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili yönetmelikte geçen bir madde olmadığını belirten İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği bölümü Öğr. Gör. Tolga Barışık, "Sultanahmet Camii veya Ayasofya gibi yerlerde bir yangın çıksa, yönetmeliğe göre bizim de Fransa gibi önceliğimiz insanları korumak olur. Mesela Ayasofya'nın etrafında birçok iş yeri ve konut var. Ayasofya'da çıkan bir yangın sadece orasıyla sınırlı kalmayabilir. Bizim yangın çıktığında değil, yangın çıkmadan tedbir almamız gerekiyor. Yangının nerelerden çıkabileceği tek tek incelenmeli. Tarihi eserlerde genel olarak yangın tertibatları olmuyor ama var ise, periyodik olarak kontrol edilmeli. Bizim buradaki amacımız öngörülü olmak. Ne kadar çok öngörülü olursak kazanın gerçekleşmesini o kadar engelleyebiliriz" diye konuştu.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bir araya gelerek yönetmelikleri yeniden değerlendirmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Öğr. Gör. Barışık, "Acil durum ve yangın yönetmeliklerinde tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili bazı önemli maddelerin koyulması lazım. Burada tarihi eserlerin türleri de önemli" ifadelerini kullandı.

"ESERLER İTFAİYECİLER SAYESİNDE KURTARILDI"
Türkiye Yangından Korunma Vakfı Kurucu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç ise, itfaiyelerde kurtarma, önleme ve söndürme şeklinde 3 uluslararası kural olduğunu belirtti. Kurtarmada önceliğin canlıları kurtarma, sonra değerli eşyaları daha sonra da yanıcı olan mobilyaları kurtarma olarak görüldüğünü ifade etti. Prof. Dr. Kılıç, "Katedraldeki yangının en başında yapılması gereken içerideki insanların ve değerli eşyaların kurtarımını yapmak, ikincisi ise yanmayan kısımları ve çökmeyen kuleleri kurtarmak ve sonra da soğutmaktı. Paris İtfaiyesi özel bir itfaiyedir ve Paris İtfaiye Tugayı olarak geçer. Diğer şehirlerinden daha farklıdır ve oldukça güçlü, müdahale eden, yangının nasıl söndürüleceğini, nasıl müdahale edileceğini çok iyi bilen bir ekiptir. Kurtarılan eserlerin çoğu itfaiyeciler sayesinde kurtarılmıştır. Yanmayan kısımlara da yangının geçişini engellemişlerdir" dedi.

"BÖYLE YERLERE HAVADAN MÜDAHALE EDİLMEZ"
Şehir içindeki yangınlara özellikle de tarihi yangınlara havadan müdahale etmenin çok riskli olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç, "Birinci riski, az miktarda su gönderirseniz buharlaşır ve yangının altına inmez. Yangını söndürmek için alevin altından müdahale edilmelidir. Alevin üzerine müdahale ederek yangını söndüremezsiniz. Eğer çok büyük miktarda su atarsanız o zaman da çökme meydana gelecektir. Havadan müdahale edilmemesinin en önemli sebebi aşağıda çalışan itfaiyecilerin, kurtarma ve söndürme yapan insanların engellenmemesidir. Böyle yerlere havadan müdahale edilmez" diye konuştu.

"SARAYLAR İÇİN TEDBİR ALINMALI"
"Bu gibi binaların 8 buçuk saatte söndürülüyor olması uzun bir zaman değildir. Birkaç saat içerisinde kontrol altına alırsınız ama yangının tamamen söndürülerek enkazın soğutulması bazen 1 gün bazen de daha uzun sürebilirö diyen Prof. Dr. Kılıç, Türkiye'deki durumu ise şöyle değerlendirdi:
"Bu tarz bir olay olduğunda Türkiye'de ne olacağına dair bir şey söylemek çok da doğru değil. Her binaya göre bu farklılık gösterir. Bazı binalarda yangın çıkacağında ne yapılacağı bellidir. En önemlisi saraylarda ve tarihi binalarda alınacak tedbirlerdir. Tedbirlerin oradaki binaların özelliklerine göre olması gerekir. Her tarafa gazlı söndürme sistemi yaparak yangının çıkmayacağını zannediliyor. Bizim ülkemizde itfaiye denildiği zaman akla ilk gelen söndürmedir. Ve en büyük eksiklik sadece söndürmenin olmasıdır. Kurtarma ve yangını daha olmadan önce önleyecek tedbirlerin alınması görevinde oldukça zayıf olduğumuzu söyleyebilirim"

Görüntü Dökümü:
-------------
-Çınar ile röp.
-Kılıç ile röp.
-Detaylar

============================

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler