Derede kaybolan polis, 58'i dalgıç 430 kişi ve helikopterle aranıyor (Görüntü Ekiyle Yeniden)
Trabzon’un Maçka ilçesinde, geçen hafta sürücüsünün durumundan şüphelenilen aracı takip sırasında dereye uçan ekip otosunda akıntıya kapılıp, kaybolan polis memuru Mehmet Ayan’ı (26) arama çalışmaları sürüyor. Kayıp polis, 58’i dalgıç 430 kişilik ekiple aranırken, 2 helikopter de havadan çalışmalara destek veriyor. Arama çalışması sırasında kayıp polise ait olduğu değerlendirilen kelepçe bulundu.
Maçka'da, 22 Mart Perşembe günü, şüphei aracı takip sırasında dereye uçan ekip otosunda 1 polis şehit oldu, 1 polis de yaralandı. Kazada akıntıya kapılıp, kaybolan polis memuru Mehmet Ayan’ın bulunması için başlatılan arama çalışmasına 8’inci günde devam edildi. AFAD, UMKE ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan görevlilerle polis ve jandarmadan oluşan 430 kişilik ekip, kayıp polisi arama çalışmalarını sürdürdü. Ekip, kazanın meydana geldiği Çatak Köprüsü mevkisinden başlayıp, denize kadar olan 25 kilometrelik Değirmendere'de polis Ayan'ı aradı. 58 dalgıcın suda dalış yaptığı aramalara 2 helikopter de havadan eşlik ediyor. Değirmendere'nin denizle birleştiği alana ise ağ gerildi. Dalgıçlar dere ile denizin birleştiği alanda arama gerçekleştiriyor. Suda akıntıya kapılarak, kaybolan polis memuru Mehmet Ayan’ın annesi Ayşe, babası İsmail ve kardeşi Muhammet Ayan da bölgede bekleyişlerini sürdürüyor. Kazanın meydana geldiği yerde Türk Kızılayı tarafından kurulan çadırda bekleyen acılı aile, bir an olsun bölgeden ayrılmıyor.
DEREDE KELEPÇE BULUNDU
Trabzon’un Maçka ilçesinde, geçen hafta sürücüsünün durumundan şüphelenilen aracı takip sırasında dereye uçan ekip otosunda akıntıya kapılıp, kaybolan polis memuru Mehmet Ayan’ı (26) arama çalışmaları sürüyor. Ekip otosunun dereye düştüğü alanda iş makinesi ile yapılan kazı sırasında 1 kelepçe bulundu. Kayıp polise ait olduğu sanılan kelepçenin bulunmasının ardından alanda çalışma yoğunlaştırıldı.
1 POLİS ŞEHİT OLMUŞ, 1 POLİS DE YARALANMIŞTI
Kaza, 22 Mart'ta saat 01.30 sıralarında, ilçeye bağlı Çatak Köprüsü mevkisinde meydana geldi. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü kadrosunda görevli 3 polis memuru, 61 DL 809 plakalı ekip otosuyla Gümüşhane yönünden gelen ve uyuşturucu taşındığı ihbarı yapılan aracı takibe aldı. Takip sırasında sürücüsünün kontrolünden çıkan polis otosu, Değirmendere'ye uçtu. Kazada polis memuru Yunus Çavdar şehit olurken, İzzet Kazaz hafif yaralandı, Mehmet Ayan ise suda akıntıya kapılarak, kayboldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Olay yerinden arama görüntüleri
-Arama görüntüleri
Haber-Kamera: Aleyna BAYRAM TRABZON,(DHA)
==============================================
Eskişehir'de şeker fabrikalarının satılmaması için 400 kişi yağmur altında yürüdü
Eskişehir'de CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'nın da aralarında bulunduğu yaklaşık 400 kişi şeker fabrikalarının satılmaması için yürüdü.
Yürüyüş, İsmet İnönü 1 Caddesi girişinde başladı. Yağmur altında yapılan yürüyüşe CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba CHP Parti Meclis üyeleri Semra Dinçer, Pınar Uzun, Gamze Pamuk Ateşli. CHP milletvekilleri Ömer Fethi Gürer, Kadim Durmaz, Burcu Köksal, Özkan Yalım, Mustafa Tuncer, Türabi Kayan, Ali Akyıldız, Şenal Sarıhan, Mahmut Tanal, Hüseyin Çamak, Nurettin Demir, Fatma Kaplan Hürriyet, Gaye Usluer, Utku Çakırözer, Okan Cemal Yüksel ile Odunpazarı Belediye Başkanı CHP'li Kazım Kurt, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, DSP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova, CHP İl Başkanı Sinan Özkar, Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl, İYİ Parti İl Başkanı Aslan Kabukçuoğlu, ÖDP İl Başkanı Hüseyin Öztürk, çeşitli dernek, sendika ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Eskişehir'deki Gezi Parkı protestoları sırasında polis ve sivil kişilerin saldırısına uğrayıp ölen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz ile yaklaşık 400 kişi katıldı. İstasyon Caddesi girişindeki meydana kadar yürüyen kalabalık sık sık 'şeker vatandır, vatan satılamaz' sloganlı attı. Yürüyüş sonunda kalabalığa hitaben konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, şeker ittifakının kurulduğunu söyleyerek şöyle dedi: "Bir aydan beri yollarda, illerde Türkiye'yi gezerek Türkiye'de şeker fabrikalarının satılmaması için mücadele ediyoruz. Şeker fabrikası çalışanları korkusuzca direnmeye devam ediyor. Şimdi mecliste konuşuluyor. Birileri ittifak yapıyor. Gelecekleri için 2019 için bir ittifak yapıyorlar. İttifakın ismi cumhur ittifakı. Şunu övünerek belirtmek istiyorum. O cumhur ittifakı değil, o ittifakın ismi korku ittifakı, koltuk ittifakı. Meydanlara gittiğimiz her yerde ilk gittiğimiz fabrika Alpu' dan son gittiğimiz Eskişehir Şeker Fabrikasına kadar bir ittifak kuruldu. Bu ittifakta herkes var, bu ittifakta sağcılar, solcular, siyasi görüş ayrımı yok bu ittifakta. Bu ittifakın amacı, şekeri kurtarmak. Bu ittifakın adı, şeker ittifakı, bu ittifakın adı ekmek ittifakı, bu ittifakın adı vatan ittifakı, vatan. Buna destek veren İyi Parti, Saadet Partisi, ÖDP, Vatan partisine çok teşekkür ediyoruz. Şekeri savunmak, vatanı savunmaktır. Şekeri savunmak evlatlarımızı savunmaktır. Şeker fabrikalarının zara ettiği yalan, külliyeden yalan."
Görüntü dökümü:
-------------------------
-Yürüyüşe katılanların,
-Slogan atılarak yürünmesi,
-Veli Ağbaba'nın konuşmasından çekilen görüntüler bulunuyor.)
Haber-Kamera:Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,(DHA)
==============================================
Gökçeadalıların kum taşı ocağı tedirginliği
Çanakkale'nin Gökçeada ilçesi Kaleköy mevkiine bir firmanın kum taşı ocağı açılmasıyla ilgili Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvuru ilanını değerlendiren Gökçeada Belediye Başkanı İYİ Partili Ünal Çetin, Ada halkının madencilik çalışmasının bu bölgedeki turizmi olumsuz yönde etkileyeceği konusunda düşüncesi olduğunu söyledi.
Çanakkale'de, 4 ay önce Yuvacık mevkisinde altın ve gümüş madeni arama projesi ile gündeme gelen Kuzey Ege Denizi’ndeki Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada, bu kez de kum taşı ocağı ÇED başvuru ilanıyla gündeme geldi. Ada'nın en çok ziyaretçi alan turizm merkezi Kaleköy mevkiinde, bir firmanın 1 Mart 2018 tarihli ÇED başvurusunda, sahada yıllık 40.000 ton/yıl üretim planlandığı kaydedildi. Ocağın yılda 8 ay, ayda 25 gün, günde 8 saat çalışma koşullarında işletileceği, proje alanında kırma eleme tesisi kurulmayacağı belirtildi. ÇED başvuru raporunda, “Faaliyet alanı kapsamında tarım alanı bulunmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden gerekli izinler alındıktan sonra faaliyete başlanılacaktır. Faaliyet alanı kapsamında mera alanı bulunmaktadır. İşletme faaliyetleri malzemenin çıkarılması, kamyonlara yüklenmesi ve nakliyesini kapsamaktadır. Hava kirliliği olarak sadece toz oluşumu beklenmektedirö denildi.
'GÖKÇEADA'NIN DEĞERLERİ TEHDİT ALTINDA'
Gökçeada Hayat Sürsün Topluluğu ve Gökçeada Gönüllüleri Derneği, yaptıkları ortak basın açıklamasıyla endişelerini dile getirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı web sitesinde yer alan, Gökçeada'nın Kaleköy mevkiinde 'kum taşı ocağı' açılmasıyla ilgili ÇED başvurusu ilanı üzerine yapılan açıklamada şöyle denildi: "Bu ocağın yapılmak istenildiği alan 47.37 hektardır (473.700 m2) .Yapılması düşünülen alanın konumu ise birçok sakınca içermektedir. Bunlar; Ada’da yoğun tarım yapılan büyük ovanın hemen yanında ve daha üst kottadır. Yeni Bademli köylülerinin tarlaları ve ürünleri toza bulanacak. Kaleköy ve Yeni Bademli köylülerine ait pansiyon tozdan etkilenecek, taş çıkarılırken çıkan gürültü (ve belki de patlama) burada yaşayanları ve Adamıza tatil için gelenleri rahatsız edecek.Turizmi baltalayacak. Restoranların, butik otellerin bulunduğu Ada'nın en turistik bölgesi olan Kaleköy'deki hareketi direkt etkileyecektir. Bu taşların taşınması sırasında kamyonlar trafikte de tehlike yaratacaktır. (Tepeköy çıkışında, Ada'ya hizmetleri saymakla bitmeyen Doktor Foka'yı böyle bir taş kamyonu ezmiş ve ölümüne neden olmuştu). Ayrıca yollar kirlenecek, sürekli gidiş gelişler yolların tahribatına neden olacak. Proje dosyasında 'Prosesin ihtiyacı olacak olan su, ocak içi yollarda ve ocak çalışma alanında tozun önlenmesi amacıyla kullanılmaktadır. Bahsi geçen su Kaleköy Köyü sağlanacaktır' yazmaktadır. Ada'da su zaten değerlidir, Kaleköy'de ve Ada'nın genelinde zaten her yaz su sıkıntısı gündeme gelmektedir. Taş ocağı yapılmak istenen alan askeri, turistik ve stratejik öneme sahip uçak pistine çok yakındır. Uçak iniş ve kalkışlarını, gerektiğinde acil kullanımları da engelleyebilir. Turizm açısından uçak seferleri başladığında Ada'ya gelenlerin göreceği ilk şey patlatılmış dağlar, kazılmış, doğal peyzajı bozulmuş alanlar olacak. Kaleköy’de denize mendirek ve kanalizasyonun olumsuz etkilerine bir de çamur, toz ve toprak katılacak. Proje ile ilgili koordinatlara bakıldığında, bahsi geçen alan Çevre Düzeni Planı ilgili paftasında mera ve tarım alanından oluşmaktadır. Kaleköy,Tepeköy ve Bademli köylerin mera ve tarım alanları zarar görecektir. Alan Tepeköy’ün arsalarına kadar dayanıyor. Zaten bir başka usullere uygun olmayan taş ocağının olumsuz etkilerini yaşayan Tepeköylüler ikinci bir taş ocağı ile karşı karşıya kalacaklar. Gökçeada’nın organik ada olması çalışmaları hızla devam etmektedir. Cittaslow unvanına sahip Adamızda yıl boyunca taş ocağının çalışması, kamyonlar ve iş makineleriyle ve bunların kazı alanına ulaşması için yapılacak yollarla tahrip edilmesi kabul edilemeyecek bir hatadır. Adamızda zaten mevcut taş ocakları vardır. Bunların ıslah edilmesi ve Ada için gerekli miktarın karşılanması imkânı da vardır. Ekonomik imkânları ve iş sahaları kısıtlı Adamızda bir kişi 975.000 TL (projede bildirilen yatırım miktarı ) gibi günümüzde çok büyük olmayan bir para harcayarak kendi çıkarları doğrultusunda kazanım elde ederken, Ada halkını mağdur etmesi ve bu nadir bulunan doğa parçasını yok etmesi hiçbir hukuka sığmamaktadır. Biz Gökçeadalılar olarak, bu ve bunun gibi projelerin Adamızdan uzak tutulması için elimizden geleni yapacağız. Türkiye'nin en büyük, muhteşem bir doğaya sahip, verimli adasının bu şekilde harcanmasına Gökçeadalılar ve Gökçeada'yı tüm sevenler karşı çıkacaktır."
'KONUNUN YAKIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'
Gökçeada ilçesi Kaleköy mevkinde kum taşı ocağı ile ilgili ruhsat başvurusunun söz konusu olduğunu belirten Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, "Bizim de bu gündemdeki konudan yeni haberimiz oldu. Gökçeada'nın yüz yıllardan bu yana devam eden tarihi sürecinde, tarihi ve kültürel dokusunu, mimarisini bugünlere taşıyabilmek adına aslında kum taşı diye tabir edilen, Gökçeada halkının da tabiriyle Ada'nın doğal taşı dediğimiz bu taşın kullanılması ve tarihi kültürel ve mimari dokunun yarınlara taşınması bizim için de önemli. Buradaki en büyük problemlerden bir tanesi, şu anda hâlihazırda ruhsat müracaat edilen lokasyonla alakalı. Bizim ciddi bir turizm merkezimiz olarak kabul edilen Kaleköy'e çok yakın bir yerde olması münasebetiyle burada yapılacak bu madencilik çalışmasının turizmi olumsuz yönünde etkileyeceği konusunda düşünceler var. Biz de yerel yönetim olarak bu konunun yakın takipçisi olacağız" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin ile röp.
1 dakika 9 saniye. 129 MB.
Haber-Kamera: Vural BOZOK / GÖKÇEADA(Çanakkale), (DHA)
================================================
Prof. Dr. Azap: Çocuklarına aşı yaptırmaya aile sayısı 23 bine çıktı
TÜRK Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Türkiye'de son dönemde aşı karşıtlığında artış gözlendiğini belirterek, "2016'da çocuklarına aşı yaptırmayan 11 bin aileyken 2017 yılında bu rakam 23 bine çıktı. Bu önemli bir sorundur. Toplumdaki çocukların önemli bir kısmını aşılamazsak salgınlar tekrar çıkar" dedi.
KLİMİK tarafından bu yıl 19'uncusu düzenlenen Klimik Kongresi, Serik'e bağlı Belek turizm merkezindeki bir otelde başladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), aşılar, hepatitler, diyabetik ayak, antibiyotik direnci, HIV/AIDS, batı nil ateşi, tüberküloz ve herpes virüsü başta olmak üzere bulaşıcı hastalıkların ele alınacağı kongrede çeşitli ülkelerden gelen bilim insanlarının yanı sıra 700'den fazla dernek üyesi tecrübelerini paylaşacak.
AŞI KARŞITLIĞI ARTTI
4 gün sürecek kongreye ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, aşı karşıtlığı, aşı yaptırmamanın tüm dünyana önemli bir sorun haline geldiğini söyledi. Türkiye'de de çocuklarına aşı yaptırmaya aile sayısının arttığına vurgu yapan Azap, "2016'da çocuklarına aşı yaptırmayan 11 bin aileyken 2017 yılında bu rakam 23 bine çıktı. Bu önemli bir sorundur. Toplumdaki çocukların önemli bir kısmını aşılamazsak salgınlar tekrar çıkar" dedi.
'AŞI KARŞITLIĞI ÇOK TEHLİKELİDİR'
Boğmaca ve kızamık başta olmak üzere birçok hastalığın aşılar sayesinde unutulduğunu hatırlatan Azap, aşılar yaptırılmadığında bu hastalıkların yeniden ortaya çıkacağını ve bunun 10 binlerce insanı etkileyeceğine dikkati çekti. Dünyada aşı oranlarının düştüğü ülkelerde bulaşıcı hastalıkların arttığına dikkati çeken Azap, "Rakam çok endişe verici. Bununla ilgili düzenlemeler devam ediyor. Aşılar insanoğlunun geliştirdiği önemli buluşlardandır, hayat kurtarıcıdır. Her sene dünyada 2- 3 milyon insan aşılar sayesinde ölümden kurtulmuş ve korunmuş oluyor. Bu aşılama oranlarını artırdığımızda bu sayının 5 milyona çıkmasını bekliyoruz. Sadece kızamık aşısı son 15 yılda 20 milyon çocuğun hayatını kurtardı. Aşı karşıtlığı çok tehlikelidir" diye konuştu.
'DÜNYANIN 3'TE 1'İ HEPATİT B İLE İNFEKTE'
KLİMİK Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin, kongrede bulaşıcı hastalıkları, tanı ve tedavilerindeki yenilikleri ve korunma yöntemlerini tartışacaklarını söyledi. Tekin, "Dünyada 400 milyon kişi, yani dünya nüfusunun 3'te 1'i Hepatit B ile infekte. Hepatitler aslında karaciğere yerleşirler ve ortak özellikleri tedavi olmazlarsa 10 ile 30 yıllık sürede karaciğer sirozu, yetmezliği ve kanserine dönüşebilir" dedi.
'TÜRKİYE'DE 13 BİN HEPATİT C HASTASI VAR'
Hepatit C'de son dönemlerde güzel gelişmeler olduğuna değinen Tekin, "Hepatit C, B'den farklı olarak tamamen kür tedavisiyle vücuttan temizleme tedavisi mümkün. 2016 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı da bu hastaların geri ödemelerini kabul etti çünkü tedavi maliyetleri çok yüksekti. Hepatit C'nin tedavisi yüzde 98'e varan oranda mümkün. Türkiye'de 13 bin civarında Hepatit C hastası var. Bütün bunlardan korunmanın en önemli yolu aşısı olan bütün hastalıklarda aşılanmak gerekiyor" diye konuştu.
KKKA 15 YILDA 10 BİN KİŞİDE GÖRÜLDÜ
Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül de Türkiye'de KKKA hastalığının ilk defa 2002'de saptandığını ve şu ana kadar kanıtlanan vaka sayısının 10 binin üzerinde olduğunu söyledi. Ölüm oranın yüzde 5 olduğuna dikkati çeken Ergönül, vaka sayısında son yıllarda azalma olduğunu, özellikle salgın bölgelerinde dikkatli olmak gerektiğini anlattı. Geçen yıl 300 civarında vaka olduğunu söyleyen Ergönül, sorunun bitmediğini, kişilerin öncelikle kene tutulmasına karşı dikkatli olması gerektiğini vurguladı. KKKA'nın 15 yılda 10 bin kişide görüldüğünü ve 500 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Ergönül, ölümlerin en önemli nedeninin de hastaların geç başvurusu olduğuna işaret etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Doktorların açıklamaları
HABER- KAMERA: Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya), (DHA)
===============================================
Sınıfta sıkılan parfümden etkilenen öğretmen ve öğrenciler hastaneye kaldırıldı
Trabzon’da, Bener Cordan Ortaokulu'nda sınıfta sıkılan parfümden etkilenen 1 öğretmen ve 17 öğrenci mide bulantısı ve kusma şikayetiyle hastanede tedaviye alındı.
Olay, saat 12:00 sıralarında Ortahisar ilçesindeki Bener Cordan Ortaokulu'nda meydana geldi. 6-E sınıfında bir öğrencinin sıktığı parfümün kokusundan etkilenen sınıf öğretmeni E.H. ile öğrenciler de mide bulantısı ve kusma şikayeti başladı. Öğretmen ve öğrenciler okul idaresi tarafından çağrılan ambulansla Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne götürüldü. Tedavi altına alınan 17 öğrenci ve öğretmenin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Trabzon Milli Eğitim Müdürlüğü olayla ilgili inceleme başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Hastane detayları
-Öğrenci detayları
-Okul detayları
Haber-Kamera: Selçuk BAŞAR TRABZON,(DHA)
================================================
14 okulun öğrencilerinden Mehmetçiğe 86 bin TL
14 okulun öğrencilerinin harçlıklarıyla toplanan 86 bin TL Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'na bağışlandı.
Aynı binada eğitim veren Şehit Alican Öztürk İmam Hatip Ortaokulu ve Aydınlıkevler Ortaokulu, Zeytin Dalı Harekatı'nda şehit düşen Mehmetçiklerin anısına 'Kahraman Mehmetçiğe Destek, Aziz Şehitlerimize Minnet Konvoyu' düzenlendi. Öğrenci ve öğretmenler, önünde Türk bayrakları olan servis araçlarına binerek şehir turu attı. Öğrenci velileri de araçlarıyla konvoya destek verdi. Karabük Valisi Kemal Çeber tarafından valilik önünde karşılanan öğrenciler, 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganı attı. Şehitler için dua edildi. Vali Çeber yaptığı konuşmada, "Bu ortamı gören, duyan herkes çok gururlanacaktır. Sizler vatanınızı, milletinizi ne kadar çok sevdiğinizi gösterdiniz. Karabük zaten değerleri, milli ve manevi hassasiyetleriyle bilinen ve bu konularla öne çıkan bir il. Sizler bu bayrağı daha ileriye taşıyacağınızı ve bu hassasiyetleri daha güzel paylaşacağınızı bu davranışlarınızla gösteriyorsunuz. Harçlıklarınızdan arttırdığınız paralarla kahraman Mehmetçiklerimiz için bir şeyler topladınız. Benim sizlerden arzum bayrağın, devletin, vatanın ne demek olduğunu, bu kavramların içinin nasıl dolması gerektiğini çok iyi öğrenmeniz. Şehit ağabeylerinizin niye şehit olduğunu, nasıl ve ne uğrunda şehit olduğunu lütfen iyi öğrenin. Hepinizi alınlarınızdan, yanaklarınızdan ve gözlerinizden tek tek öpüyorum. Vatanımız, devletimiz, milletimiz ve bayrağımız için hepinize teşekkür ediyorum, hepinizle gurur duyuyorum" dedi. Daha sonra 14 okul öğrencilerin harçlıklarından arttırarak topladığı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'na bağışlanan toplam 86 bin TL paranın makbuzları öğrenci meclis başkanları tarafından Vali Çeber'e teslim edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Araçlardan detay
-Vali Kemal Çeber'in valilik önünde öğrencileri karşılaması, konuşması, yapılan dua
-Toplantı salonunda hatıra fotoğrafı çekilmesi
Süre:(04.10) Boyutu:(463 MB.)
Haber-Kamera:Bülent DİKTEPE/KARABÜK,(DHA)