HABER

DHA YURT BÜLTENİ - 12 

  Teke Deresi'nde kirlilik; beyaz ve gri renkte akıyor Kırklareli'de binlerce dönüm tarım arazisinin sulandığı, hayvanların su ihtiyacını giderdiği Teke Deresi, kirlendi.

Teke Deresi'nde kirlilik; beyaz ve gri renkte akıyor

Kırklareli'de binlerce dönüm tarım arazisinin sulandığı, hayvanların su ihtiyacını giderdiği Teke Deresi, kirlendi. Yer yer beyaz ve gri renkte akan derede balık ölümleri yaşanırken, çevreye de ağır kokular yayılıyor. Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem, Teke Deresi'nin Trakya'da kirliliği gündemde bulunan Ergene Nehri'nin önemli bir kolu olduğunu belirterek "Ergene'yi temizlemek için proje yapanlar, öncelikle kaynaklarını kurtarmaları gerekiyor. Bu kurtarma amasız, ancaksız olmalı. Teke deremiz tertemiz akarken, içinde balıklar yaşarken şu an içler acısı bir durumda" dedi.
Trakya'da kirliliği ile gündemde bulunan Ergene Nehri'nin kolu olan Kırklareli'nin İnece beldesinden geçen Teke Deresi, son günlerde kirlilik nedeniyle renk değiştirip, yer yer beyaz ve gri renge bürünerek akmaya başladı. Bölgede binlerce dönüm tarım arazisinin sulandığı, hayvanların içme suyunun giderildiği dere, İnece'nin içinde temiz ve içinde balıklar yüzerken, yaklaşık 4 kilometre mesafedeki Dokuzhöyük köyü içinde ise kirlenip, beyaz ve gri renge bürünüyor. Köy bölgesinde derede balık ölümleri yaşanırken, çevreye de ağır kokular yayılıyor. Köylüler, İnece ile köyleri arasındaki bölgede kurulan mandıralar ve hayvan çiftliklerinin kirliliğe neden olduğunu öne sürdü. Mandıralardan bırakılan peynir altı sularının derenin rengini beyaza, diğer tesislerin ise griye boyadığı iddia edildi.
Dokuzöyük köyü Muhtarı Adem Balsak, derede daha önce yüzüldüğünü belirterek, "Şu an bırakın yıkanmayı mahsuller bile sulanamıyor. Sıkıntımız büyük. Derenin kirli akması maliyetlerimizi de yükseltiyor. Kuyulardan mahsulümüzü elektrikli ya da mazotlu çalışan pompalarla suladığımız için maliyetimiz artıyor. Yetkililere deremizin kirli akmasıyla ilgili müracaat etsek de hala bir sonuç almış değiliz. Derenin bir an önce temizlenmesini istiyoruz. Köyümüzün hemen yukarısında derenin geçtiği alanda süt tozu üretimi yapan, peynir üretimi yapan mandıra işletmeleri var. Ama tabii ki kimseyi suçlamak istemiyoruz. Deremiz her geçen gün kirleniyor. Yetkililerin çalışma yaparak kirliliğin neden olduğunu bulunmasını ve deremizin eskisi gibi temiz akmasını istiyoruz" dedi.
SUYUN BİTTİĞİ YERDEYİZ, DEREDE CANLI YOK'
Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem, Teke Deresi'nin Trakya'da kirliliği gündemde bulunan Ergene Nehri'nin önemli bir kolu olduğunu söyledi. Çiğdem, "Ergene'yi temizlemek için proje yapanlar, öncelikle kaynaklarını koruyup, kurtarmaları gerekiyor. Bu kurtarma amasız, ancaksız olmalı. Çünkü dünyada temiz su kaynakları azalırken Teke deremiz tertemiz akarken, içinde balıklar yaşarken şu an içler acısı bir durumda. Rengi değişmiş felaket kötü kokan bir dere var burada. Canlı yok, balıklar da öldü bu derede. Yetkililer suyu kirletenleri tespit edip ağır yaptırımlar yapması gerekiyor. Sözün değil suyun bittiği yerdeyiz" dedi.
Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 2018 yılı İl Çevre Durum Raporu'nun yeni çıktığını söyleyen Çidem, "2018 yılı 'İl Çevre Durum Raporu'nda peynir altı suyunun, alıcı ortamlara bırakılmasında, kirlilik yaratıldığını il çevre durum raporunda belirtilmiştir. Derenin yukarısında mandıralar var. İnece beldesinden önce tesis olmadığı için temiz. Devamında peynir üreteme ve diğer sanayi kuruluşları var. Bu alanları daha sık denetlenip derenin temiz akması sağlanması gerekir " dedi.
'ELİMZİ SOKAMIYORUZ'
Dokuzöyük Köyü Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Mustafa Bilik, Teke Deresi'nin kirliliğinin nedenin bulunması için yetkililere başvurduklarını ve en son 10 gün Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekiplerinin numuneler aldığı belirterek, henüz bir sonuç alamadıklarını söyledi. Bilik, "Köyümüzün içinden geçen, Teke Deremiz kirlendi. Kirlilikle ilgili yetkililere sürekli şikayetlerimizi yapıyoruz ama bir sonuç alamıyoruz. Kirliliğin tespitinin yapılıp deremizin temizlenmesini istiyoruz. Deremizde daha önce mahsulümüzü sulayıp, hayvanlarımız su içiyordu. Şimdi deremize elimizi sokamıyoruz. Mahsulümüzü taşıma suyu ile sulamaya başladık. Şikayetimiz oldu, tahliller yapıldı, maalesef kirletilen yerde bir sonuç alamadık. Yetkili kurumlardan deremizin temizlenmesini istiyoruz" diye konuştu.
'HAYVANLAR DERENİN YANINDAN GEÇMİYOR'
Dokuzöyük köyü üreticilerinden Hüseyin Canseven, "Deremiz uzun süredir böyle pis akıyor. Hayvanlar eskiden dereden su içerdi şu an derenin yanına bile yanaşmıyor. Yukardan gelen bir sürü atık su var. Buna mandıra suyu diyelim ya da başka bir işletme yani bu su bizim köyden gelmiyor, yukardan geliyor. Bunu engelleyemedik. Tarım sularından kullanamıyoruz. Ne aktığını bilmiyoruz. İçinde kimyasal mı var ne var. Yazık oldu deremize. Bundan 2 ay önce balıklar öldü. Bu derede çok balık öldü. Yetkililerden deremizin temizlenmesini istiyoruz" dedi.
Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri, Teke Deresi'nden alınan numunelerin incelendiğini söyledi.

Görüntü Dökümü
--------
Derinin temiz aktığı bölümden detaylar
Derede yüzen balıklar
Derenin kirli aktığı bölge havadan drone ile
Beyaz ve gri akan dereden detaylar
Kirli derede yüzen ördekler
Köylüler dere kenarında
Muhtar Balsak ile röp.
Çevredeki hayvan çiftliği
Göksal Çiğdem ile röp.
Çiftçi Hüseyin Canseven ile röp.
Mustafa Bilik ile röp.
Çevreder detaylar
Gurbet Gökçe anons
Kirli dereden detaylar

Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE-Ali Can ZERAY/KIRKLARELİ,(DHA)-

================

60 mağazası bulunan optikçi ve yönetim kurulu üyelerine sahte mal operasyonu

Türkiye genelinde faaliyet gösteren bir gözlük mağazasının sahibi M.P. ve yönetim kurulu üyelerinin de aralarında bulunduğu 10 kişi, yurt dışından kaçak getirdiği gözlük, çerçeve, optik cam, lens ve solüsyonları yasa dışı işlemlerle kayıt altına aldırıp, sattığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Firmanın depolarında yapılan aramalarda, gümrüklenmiş piyasa değeri yaklaşık 7 milyon 614 bin TL olan 35 bin 78 kaçak gözlüğün yanı sıra, çok sayıda çerçeve, cam ve lens ele geçirildi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Türkiye genelinde 60 mağazası bulunan ünlü bir gözlük mağazasının yurt dışından kaçak ürün getirip, sattığı bilgisi üzerine harekete geçti. Pazartesi günü düzenlenen operasyonla mağazanın sahibi M.P. ve yönetim kurulu üyelerinin de aralarında bulunduğu 10 kişiyi, 'Nitelikli Dolandırıcılık' ve 'Özel Belgede Sahtecilik' suçlarından gözaltına aldı. Yapılan incelemede, şüphelilerin yurt dışından çeşitli marka ve modellerde güneş gözlüğü, optik cam, çerçeve, lens ve solüsyon gibi ürünleri kaçak olarak getirdiği, bunlara sahte barkod ve karekod düzenledikleri ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı ÜTS ve TİTUB sistemlerinde, bu ürünleri farklı marka ve model adı altında kayıt altına alıp, mağazalarda sattıkları tespit edildi. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından, saat 13.00 sıralarında adliyeye sevk edildi.
7 MİLYON 614 BİN TL'LİK KAÇAK ÜRÜN ELE GEÇİRİLDİ
Polis ekipleri, söz konusu firmanın depolarına ve mağazalarına da baskınlar düzenledi. Yapılan aramalarda, gümrüklenmiş piyasa değeri 7 milyon 614 bin 177 TL olan 35 bin 78 kaçak güneş gözlüğü, 38 bin 50 gözlük kılıfı, 19 bin 150 çerçeve, yaklaşık 33 bin optik cam, 3 bin 599 lens ve solüsyon, 10 bin 532 karton kılıf, 19 bin 600 gözlük temizleme bezi ve 1 barkod yazıcısı ele geçirildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------
- Şüphelilerin adliyeye sevk edilişinden görüntü

Haber: Davut CAN - Kamera: Tolga TAHÇI / İZMİR, (DHA)

================

'Sözde Türkiye imamı' Mustafa Özcan'ın kızı, adliyeye sevk edildi

İzmir'de, FETÖ/PDY'nin en üst düzey isimlerinin yer aldığı, Ergenekon, 17-25 Aralık gibi operasyonların yapılması kararının alındığı 'Başyüceler Şurası'nın başkanı Mustafa Özcan'ın kızı Zehra Bozkurt'un da aralarında bulunduğu 16 FETÖ/PDY şüphelisi, adliyeye sevk edildi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dün sabah İzmir merkezli 4 ilde yaptığı eş zamanlı FETÖ/PDY operasyonunda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Şüpheliler arasında bulunan ve terör örgütünün gizli haberleşme programı ByLock'u kullandığı belirlenen Zehra Bozkurt'un babasının, FETÖ/PDY'nin yaptığı Ergenekon, 17- 25 Aralık gibi birçok kritik operasyonların kararının alındığı, örgütün en üst düzey 6 kişisinin bulunduğu 'Başyüceler Şurası'nın başkanı ve Türkiye imamı olduğu belirlendi.
Mustafa Özcan'ın, ayrıca kayyum atanan Kaynak Holding'in yönetici ve ortaklarından olduğu saptandı. Özcan hakkında, Ankara 4'üncü Ağır Ceza ve İstanbul 33'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nden 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ve 'Silahlı terör örgütüne üye olma' gibi suçlardan yakalama kararı bulunduğu bildirildi.
Zehra Bozkurt'un da aralarında olduğu 16 şüpheli, polisteki işlemlerinin ardından bugün saat 13.00 sıralarında adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
-------------
- Zehra Bozkurt'un da aralarında bulunduğu 16 şüphelinin adliyeye sevk görüntüsü

Haber: Davut CAN - Tolga TAHÇI / İZMİR, (DHA)

===========================

Dolandırıcı suçüstü yakalandı

Konya'nın Akşehir ilçesinde kendisini telefonda 'polis' olarak tanıtıp, kişisel bilgilerinin FETÖ terör örgütü tarafından ele gerildiğini söyleyerek H.C.'yi (84) dolandırmaya çalışan şüpheli Fatih O. (35), paraları almaya geldiği sırada suçüstü yakalandı.
Akşehir'de yaşayan H.C.'yi telefondan arayarak kendisini başkomiser olarak tanıtan şüpheli, yaşlı adama adının FETÖ terör örgütüne karıştığını ve bu olaydan 100 bin lira karşılığında kendisini kurtarabileceğin söyledi. Bu durumdan şüphelenen H.C., durumu polise bildirdi. Şüpheli ile irtibata geçen H.C. parayı bankadan çekip hazırladığını söyledi. H.C.'nin evine parayı almaya gelen şüpheli Fatih O. polis tarafından suçüstü yakalandı. Şüphelinin Denizli'den kiraladığı araçla Akşehir'e geldiği ve bu şekilde başka illerde de dolandırıcılık yaptığı tespit edildi. Fatih O., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
-------------
- Şüphelinin adliyeye sevk edilmesi

Haber-Kamera: Atilla MEMİŞ AKŞEHİR-DHA

====================

AK Parti Hatay İl Başkanı Yeloğlu; Büyükşehir derhal yaptığı yanlıştan dönmeli

AK Parti Hatay İl Başkanı Mehmet Yeloğlu eski Antakya Otogarı'nın satışına ilişkin yaptığı açıklamalarda bölgenin sit alanı olduğunu ve Hatay'ın tarihi yerleri arasında bir köprü görevi gördüğünü belirterek satış işleminin durdurulmasını ve Hatay Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı yanlıştan dönmesi gerektiğini söyledi.
Hatay'da bir otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Başkan Yeloğlu, eski Antakya Otogarı'nın satışına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeloğlu, "Eski Otogar, sebze hali ve Küçük sanayi sitesinin bulunduğu bölge 107 dönümlük bir yer. Biz belediyeci olduğumuz dönemde o alanı özel proje alanı ilan ettik. Yapılması gereken bu 107 dönümlük alana proje yapmak. Orası sit bölgesi içerisinde ve tarihi Antakya için çok önemli bir bölge; bir yanda Köprübaşı, Uzun Çarşı, eski müzemiz, diğer bir tarafta Santi Pierre Kilisesi bu bölge Hatay'a ait iki önemli yer arasında ziyaretçilerin ve vatandaşların yoğun olarak kullandıkları bir yer. Burada şehri rahatlatacak tarihi yerler arsı bir köprü oluşturulacak projelerin yapılması gerekir. Bu projelerin uygulanabilmesi için o bölgelerin büyük bir kısmının belediyenin elinde olması gerekir. Belediye buralara ne kadar sahip olursa bu uygulamalar o kadar çabuk hayata geçirilir; ama siz çıkıp da otogarı satarsanız yarın bir gün sebze hali de satılabilir. Bunlar satılırsa da bölgede yapılacak projenin uygulaması da zor olur" dedi.
YANLIŞTAN DÖNÜLMELİ
Yeloğlu, "Bu alan içerisinde 9 dönümlük eski otogarın yeri satılmaya çalışıyor. Eski bir Belediyeci ve AK Parti İl Başkanı olarak bölgede belediyenin hiçbir yeri satmamasını tavsiye ediyoruz. Umarım Büyükşehir Belediyesi bu yanlıştan dönecektir" diye konuştu.

Görüntü Bökümü
---------
-Basın toplantısından genel ve detay görüntüler
-AK Parti Hatay İl Başkanı Mehmet Yeloğlu'nun açıklamaları

Süre:03'15

Haber-Kamera: Hüseyin BOZOK-Halil İbrahim KARAÇAY/ HATAY, (DHA)

=====================

Binali Yıldırım: Amaç yapay devlet hayalini tümden ortadan kaldırmak

TBMM eski Başkanı, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Barış Pınarı Herakatı'na ilişkin yaptığı açıklamada, bölgedeki paydaşlar Rusya ve Amerika ile mutabakata varıldığını belirterek, "Bunun amacı şudur: Sınırlarımızın hemen ötesinde oluşturulmaya çalışılan bir yapay devlet hayalini tümden ortadan kaldırmak" dedi.
Ege Üniversitesi'nin 2019- 2020 Akademik Yılı Açılış Töreni, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından halk oyunları gösterileri ile başladı. Törene, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, öğretim görevlileri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.
Törende konuşan Binali Yıldırım, Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bölgedeki paydaşlar Rusya ve Amerika ile mutabakata vardığını söyleyen Yıldırım, "Bunun amacı şudur: Sınırlarımızın hemen ötesinde oluşturulmaya çalışılan bir yapay devlet hayalini tümden ortadan kaldırmak. İki şeyi birbirinden ayırmak lazım. Kürtler bizim kardeşimiz, Türkmenler bizim kardeşimiz. Ama bizim düşmanımız, eline silah alıp gözünü kırpmadan masum insanları öldüren alçak bölücü terör örgütleridir. PKK, YPG, DEAŞ, FETÖ. Onlar düşmanımızdır ama bölgeye zarar vermeyen unsurlar da bizim kardeşlerimizdir. Bu iki şeyi birbirine karıştırmamak gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin bölgedeki operasyonlarından dolayı bazı ülkelerin rahatsız olduğunu kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dost bildiğimiz bazı ülkeler, 'Türk ordusu Kürtlere saldırıyor' diyor. Kocaman bir yalan, büyük bir alçaklık. Biz Suriye'nin, komşularımızın toprak bütünlüğüne saygılıyız. 8 yılı aşan bu ızdırap, bu terör sona ersin. Buradaki insanlar da vatanına dönsün. Bunun için gayret ediyoruz. Bunun için büyük bir fedakarlık yapıyoruz. Bazen birileri 'Bunlar daha memleketine gitmez' diyor. Ben öyle düşünmüyorum. Hepimiz yurt dışına gidiyoruz. Bir söz vardır, 'Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım' demiş. Bunlar doğdukları, büyüdükleri, tatlı hatıralarının olduğu yerlere mutlaka gidecekler. Olaya biraz daha empati ile bakmamız gerekiyor."
'BİLGİ ARTIK EN BÜYÜK GÜÇ'
Konuşmasında üniversitelerin önemine değinen Binali Yıldırım, Ege Üniversitesi'nin kendisi ile yaşıt olduğunu belirtti. Yıldırım, "Ege Üniversitesi kurulduğunda sadece tıp fakültesi, ziraat fakültesi olan, aynı yılda hemşirelik yüksek okulu açılan bir üniversiteydi. Bugün 17 fakültesi, 9 enstitüsü, bir konservatuvarı, 37 uygulama ve araştırma merkezine sahip. Ege Üniversitesi'nin tarihi yakın siyasi tarihimizin bir özeti gibi" dedi.
Dünyadaki gelişmelere değinen Yıldırım, internetin öneminde dikkat çekerek, "Dünyada ülkeler ikiye ayrılıyor. Çevrim içi ülkeler ve çevrim dışı ülkeler. Bu çok güzel bir şey ama artısı ve eksisi var. Bilgi iletişim teknolojileri her zaman üstünlük sağlar. Bu altyapıya sahipseniz, yarışta bir adım öne çıkıyorsunuz. Küresel refahtan bahsederken klasik üretim yollarını pek konuşmuyoruz. Şöyle bir hafızanızı yoklayın. Dünyanın en büyük şirketleri 200 yıl önce kurulan şirketler değil. 160 yıl geçmişi olan Türk Telekom veya PTT, TCDD, bu şirketler ile geçmişi 30 yılı bulan bilişim şirketlerini karşılaştırdığınızda, aralarında dijital uçurum var. Bugün yüzlerce milyar dolarlarla bütçeleri ifade edilen şirketlerin tamamı akıl terine daha fazla yatırım yapan şirketler. O halde üniversitelerimize düşen daha çok bilgi üretmek, daha çok bilgiye sahip olmak, bilgiyi insanlığın yararına kullandırmak. Bilgi artık en büyük güç, silah. Güçlü ordu değil bilgi. Bakın ABD'nin 2'nci Körfez işgalinde tek kurşun atmadan ülkeyi teslim aldı. Bunu da siber savaşlar sayesinde başardı" dedi.
'HİÇBİR ZAMAN KAMU BÜTÜN ÜNİVERSİTE MEZUNLARINI İSTİHDAM EDEMEZ'
Türkiye'deki üniversite sayısının her geçen gün arttığını ancak bazı kesimlerin alt yapısı oluşturulmadan üniversitelerin açıldığı yönünde eleştirilerinin bulunduğunu hatırlatarak, "Bazı kesimler, 'Altyapı olmayan üniversite niye açılıyor' diyorlar. Mükemmel iyinin düşmanıdır. Mükemmeli beklerseniz, hiçbir zaman, hiçbir şey yapamazsınız. Daima iyiye razı olacaksınız, adım atacaksınız, sonra mükemmel her zaman hedefiniz olmaya devam edecek. Üniversiteye erişimde Türkiye dünyada ikinci sıraya yükseldi. İstiyoruz ki üniversite eğitimi alan öğrenci sayımızı olabildiğince artıralım. Ancak üniversiteleri sadece mezun olduğunda kamuda işe girmek için araç olarak görmeye devam edersek bu gelecek için büyük bir hayal kırıklığı olur. Hiçbir zaman kamu, bütün üniversite mezunlarını istihdam edemez. Üniversite sizin ufkunuzu açacak. Hangi alana yönelecekseniz, çok daha kapsamlı değerlendirme ve karar verme yeteneği kazandıracak. Üniversiteye bakışı böyle görmek lazım" diye konuştu.
'KEŞKE BU BEYİNLERİMİZ ORADA DEĞİL DE BURADA BU İŞİ YAPSALAR'
Üniversitede okuyanların kendilerini geliştirmesi gerektiğini anlatan Yıldırım, geçen ay Silikon Vadisi'ne gittiğini belirterek, şunları söyledi:
"Akıl terini kullanarak yükte hafif, pahada ağır bir kaynağa sahip oluyorsunuz. Yazılım, donanım, yenilikçi teknolojiler, araştırma geliştirme. Bunlar daha ülkemizde 10 yıl öncesine kadar ihraç edilirken gümrük vergi numarası verilmeyen şeylerdi. Bugün gençlerin üretip dünyaya ihraç ettikleri bilgisayar oyunun yıllık bedeli 2018'de 1 milyar 100 milyon dolara ulaştı. Gençler yapıyorlar. Bu bizim gençlerimizin akıl terinin başarısızdır. Üniversiteler başta olmak üzere teknoparklara ve araştırma geliştirmeye çok büyük kaynak ayırdık. Teknoparklarda çalışanların vergi yükü vesairesi devlet tarafından karşılanıyor. Amacımız bilgi iletişim teknolojilerinde Türkiye'nin bulunduğu noktayı daha da ileri taşımaktır. Teknoloji firmaları artık çok büyük kaynağa erişebiliyorlar. Geçen ay Silikon Vadisi'ndeydik. Sosyal paylaşım sitelerinin merkezleri de orada. Orada gördüm, gurur duydum ama bu buruk bir gururdu. Orada bizim beyinlerimiz vardı. Bin 800 Türk beyni, genç mühendis oralarda bütün dünya için akıl teri üretiyor, programlar yazıyor. Yeni yeni buluşlar ortaya koyuyor. Elimizdeki bu akıllı telefonların bazı yazılımları orada bizim mühendisler tarafından yapılıyor. Büyük gurur duyum ama bu gurur biraz buruk bir gurur oldu. Keşke bu beyinlerimiz orada değil de burada bu işi yapsalar. Bu da not etmek istediğim başka bir konu."
İBRAHİM ÇOLAK'A TEŞEKKÜR ETTİ
Binali Yıldırım, 2019 Dünya Artistik Şampiyonası'nda halka branşında altın madalya kazanan İbrahim Çolak'a da teşekkür ederek, Şimdi İbrahim'den beklediğimiz, olimpiyat şampiyonu olmaktır. Hele hele ilk dünya şampiyonun İzmir'den çıkması, 64 yıllık Ege Üniversitesi'nden çıkması da aynı bir gurur vesilesi" dedi.
Konuşmasının ardından Yıldırım, Rektör Prof. Dr. Necdet Budak ile birlikte şampiyon İbrahim Çolak'a ve antrenörü Yılmaz Gültekin'e plaket ve hediyeler takdim etti. Yıldırım, fakülteye birincilikle giren öğrencilerle, yaptıkları projelerle ödüller alan öğretim üyelerine hediye verdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
- AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın salona gelişi
- Törene katılanlardan görüntü
- Halk oyunlarından görüntü
- Plaket verilmesi
- Binali Yıldırım’ın konuşması
- Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR, (DHA)

==================

Kozanspor amigosu ölü bulundu

Adana'nın Kozan ilçesinde 'Aman aman Valid' diye bilinen Kozanspor'un amigosu Velid Gülerşen (66), evinin önünde ölü bulundu. Vücudunda darp veya yara izi olmayan Gülerşen'in ölüm nedeni otopsinin ardından belirlenecek.
Bugün sabah saatlerinde Taş Mahallesi Varan Sokak'taki evin önünde hareketsiz yatan Kozanspor'un amigosu Velid Gülerşen'i görenler, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Eve gelen ekiplerin yaptığı incelemede Gülerşen'in yaşamını yitirdiğini belirledi.
Vücudunda darp veya yara izi olmayan Gülerşen'in kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için cansız bedeni Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü
------------
- Yakınlarının feryadı
- Olay yerinden genel görüntüler

SÜRE:36" BOYUT:111 MB

Haber-Kamera: Ali GÖKDAL/KOZAN,(Adana),(DHA)

=====================

Silahlı saldırı şüphelisi: Abi dediğimiz kişiydi, namusumu temizledim

Antalya'da, eşinin sevgilisi olduğunu iddia ettiği Nafiz G.'yi tabancayla göğsünden vurarak ağır yaralayan Yusuf A., adliyeye sevk edildi. Yusuf A., olayın nedenini soran gazetecilere, "Abi dediğimiz kişiydi, namusumu temizledim" dedi.
Olay, dün saat 17.30 sıralarında Kepez ilçesi Yeni Emek Mahallesi Aliya İzzetbegoviç Caddesi'nde meydana geldi. Yusuf A., eşi G.A.'nın kullandığı otomobille, eşinin sevgilisi olduğunu iddia ettiği Nafiz G.'nin 07 ADF 729 plakalı otomobilinin önünü kesti. Araçtan inen Yusuf A., direksiyondaki Nafiz G.'ye tabancayla 3 el ateş etti. Yusuf A., daha sonra yolun karşısına geçerek durakta bir otobüse binip kaçtı.
ACİL SERVİSTE SALDIRGANIN İSMİNİ SÖYLEDİ
Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Nafiz G., sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye götürüldü. Nafiz G., acil serviste kendisini vuran kişinin Yusuf A. olduğunu söyledi. Bunun üzerine çalışma başlatan polis, Yusuf A.'yı Kepez ilçesi Teomanpaşa Mahallesi 2210 Sokak'taki bir binanın bodrum katında yakalayıp gözaltına aldı.
ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Yusuf A., polisteki işlemlerinin ardından öğle saatlerinde adliyeye sevk edildi. Yusuf A., olayın nedenini soran gazetecilere, "Abi dediğimiz kişiydi. Namusumu temizledim" dedi.
Diğer yandan hastanede tedavisi süren Nafiz G.'nin, göğsüne isabet eden tek kurşunla yaralandığı, durumunun ise ağır olduğu kaydedildi.

Görüntü Dökümü
-------------
- Şüphelinin asayişten çıkışı
- Birlikte ekip arabasına yürümesi
- Asayiş dış plan
- Detaylar

Haber- kamera Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,(DHA)

===============

En Çok Aranan Haberler