HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ 14

KATLİAM EVİNDEN ÖLÜ TAKLİDİYLE KURTULAN GENÇ KIZ O ANLARI ANLATTI   - Annesi ve babası katledilen genç kız: Katil yakalanmadı, korkuyorum KONYA'da annesi Necla (54) ve babası Metin Büyükşen ( 55) eve giren maskeli bir kişi tarafından pompalı tüfekle  katledilen ve kendisi de başına vurulan dipçikle yaralanan Büşra Büyükşen (21), ''Katil hala yakalanmadı, korkuyorum.'' dedi.

KATLİAM EVİNDEN ÖLÜ TAKLİDİYLE KURTULAN GENÇ KIZ O ANLARI ANLATTI

- Annesi ve babası katledilen genç kız: Katil yakalanmadı, korkuyorum

KONYA'da annesi Necla (54) ve babası Metin Büyükşen ( 55) eve giren maskeli bir kişi tarafından pompalı tüfekle katledilen ve kendisi de başına vurulan dipçikle yaralanan Büşra Büyükşen (21), ''Katil hala yakalanmadı, korkuyorum.'' dedi.

Olay, 3 Eylül Pazartesi günü saat 22.00 sıralarında, merkez Karatay ilçesine bağlı eskiden belde statüsünde olan İsmil Mahallesi'ndeki tek katlı evde meydana geldi. Başına kar maskesi geçiren kişi, iddiaya göre, Metin Büyükşen'e ait eve, kapısı açık olduğu sırada girdi. Kimliği belirsiz saldırgan, emekli memur Metin Büyükşen'e elindeki pompalı tüfekle ateş etti. Necla Büyükşen'e de ateş eden saldırgan, tüfeğin dipçiğiyle çiftin kızı Büşra'yı yaralayıp, kaçtı. Başına aldığı darbeyle yaralanan ve yerde hareket etmeden bekleyen Büşra Büyükşen daha sonra pencereden tuvaletin çatısına çıkıp atlayıp, yoldan geçen arabayı durdurup, jandarmaya giderek yardım istedi. Çatıdan atladığı sırada sağ ayağında kırıklar oluşan Büşra Büyükşen, yapılan tedavisinin ardından taburcu oldu.

KATLİAMI ANLATTI

Yaşanan katliamı anlatan Büşra Büyükşen, öldürülen babası Metin Büyükşen'in, camiden namazdan eve gelip, otomobili bahçeye park ettiğini söyledi. Babası içeri girdikten kısa bir süre sonra elinde tüfekli maskeli bir kişinin eve girdiğini belirten Büyükşen şunları söyledi:

''Babam namazdan yeni gelmişti. Arabayı içeri aldı. Bizde annemle oturup çay işiyor ve elişi yapıyorduk. Babam geldikten kısa bir süre sonra kapının açıldığını duyduk. Tepki vermedik. Çünkü ağabeyim misafirlikteydi onun geldiğini düşündük. Kısa bir süre içeride adam belirdi. Hiçbir şey söylemedi. Tüfeği bize doğrultup babamı vurdu. Ondan sonra ben yalvardım, yapmaması için. Sanırım tüfek tutukluk yaptı. Tüfekle çok uğraştı. Annem o sırada kriz geçirdi ve çığlık atıyordu. Önümde çaydanlık vardı, onu adamın üzerine fırlattım. O da bana karşılık verdi ve ben yere yığıldım. Adam balkona çıktı. Ben pencereden görüyordum ve hala tüfekle uğraşıyordu. Anneme 'Kaçsana' deyip bağırdım ve pencereden bağırarak yardım istemek için arka odaya kaçtım.''

ARKAMDAN ODAYA GELİP, BAŞIMA DİPÇİKLE VURDU

Saldırganın da peşinden odaya geldiğini belirten Büyükşen, tüfeğin yine tutukluk yapması üzerine saldırganın tüfekle uğraştığını söyledi. Bu sırada saldırgana bir şey yapmaması için yalvardığını ifade eden Büyükşen, ''Arkamdan odaya geldi ve beni yatağı itti. Tüfekle uğraştı. Ben orada çok yalvardım. Çünkü karşılık verecek bir insan değilim. Oraya büzüldüm, yalvardım. Daha sonra dipçikle iki üç kez kafama vurdu. Ben kıpırdamadım, olduğum yerde gözlerimi kapattım. Gözlerimi de bilinçli bir şekilde kapattım. Beni öldü zannetsin diye. Odadan çıkışını görmedim. Annemi benden sonra mı vurdu, yoksa annemi vurup bana mı geldi bilmiyorum.'' dedi.

ÇATIDAN ATLAYIP, YOLDAN GEÇEN ARACI DURDURDU

Bir süre sonra pencereden tuvaletin çatısına çıkıp aşağı atladığını belirten Büyükşen, yoldan geçen aracı durdurup, birlikte jandarmaya giderek yardım istediğini söyledi.

Saldırganın gözlerini hatırladığını söyleyen Büyükşen, ''Kıyafetleri, görüntüsü, gözlerini hatırlıyorum; ama kim olduğuna dair bir fikrim yok. Annem ve babam, sorunlu insanlar değildi. Aklımızda şüpheli insanlarda yok. İkisi de kendi halinde ve kimseye zararı dokunmazdı.'' diye konuştu.

'TEK BEN SAĞ KALDIM'

Saldırganın hiç konuşmadığını ve tek kendisi sağ kaldığı için korktuğunu belirten Büyükşen, ''Katil hala yakalanmadı içimde çok korku var. Tek sağ ben kaldım. Dostumuz, düşmanımız kim onu bilmiyoruz. Olay yeri incelemesinden bir ümidim var. Belki bir delil bırakmış olabilir. Bir de ben köy halkına seslenmek istiyorum. Annem ve babam gibi zararsız insanların başına böyle bir iş geldi, kendilerinin de başına gelebilir. Çünkü olay akşam saat 21.00-22.00 civarındaydı. Herkesin dışarda olduğu bir saat. Mutlaka birinin bir şeyler gördüğüne inanıyorum. Allah rızası gelin, korkmayın ve bir şeyler söyleyin. Adam yakalansın.'' dedi.

Büyükşen, olayın ardından pencerelere demir parmaklıklar taktıklarını ama ona rağmen korktuğunu söyledi.

Polisten de yardım isteyen Büyükşen, ''Sadece jandarma değil, polisten de yardım istiyorum. 2 hafta oldu, hala bir şey yok. Çevrede, köyde de korku var.'' dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------
- Büşra büşükşen'den detay
- Büşra Büyükşen röp.
- annesi ve babasının fotoğrafına bakması
- Genel ve detay

Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA (DHA)

==================

İDLİB’DE REJİM PROTESTO EDİLDİ

SURİYE’nin İdlib kentinde binlerce kişi Cuma namazının ardından rejim güçlerinin saldırılarını, düzenlenen eylemde protesto etti. Protesto gösterilerinin yapıldığı bazı noktalarda rejim karşıtları ile eyleme bayraklarıyla katılmak isteyen HTŞ’liler arasında arbede yaşandı.

Suriye rejiminin, Rusya'nın desteği ile havadan ve karadan ateş altına almasıyla dünyanın gündemine gelen İdlib’de tansiyon, pazartesi günü Türkiye ve Rusya’nın imzaladığı mutabakat ile düşmeye başladı. Hava saldırılarının son bulduğu, karadan saldırıların ise azaldığı İdlib’de binlerce kişi, Cuma namazının ardından rejimi protesto etmek ve özgürlük taleplerini yinelemek için meydanları doldurdu.

Günlük yaşamın normale dönmeye başladığı İdlib kent merkezinde, aralarında kadınların da olduğu binlerce kişi Cuma namazının ardından Mihrap Meydanı'nda bir araya geldi. Daha önce alınan karar gereği sadece Özgür Suriye Ordusu bayrağı taşıyan kalabalık, Esad aleyhine sloganlar attı. Özgürlük ve demokrasi taleplerini dile getiren kalabalık, sık sık Türkiye’ye minnettar olduklarını ifade eden tezahüratlar yaptı. Rejim karşıtı şarkıların seslendirildiği eyleme bir grup HTŞ üyesi ise ellerinde örgütü simgeleyen flamalar ile katılmak istedi. Alanda bulunanlar, ÖSO bayrağı dışında hiçbir flamanın açılmaması yönünde karar aldıklarını ilettiği HTŞ üyeleri ile tartışmaya başladı. Kısa süreli arbedenin yaşandığı gerginlik, HTŞ üyelerinin alandan ayrılması ile son buldu.

Yaklaşık 2 saat meydanda rejimi protesto edip, barış ve huzurun ülkeye hakim olmasını dileyen İdlibliler, daha sonra havaya barış güvercinleri uçurup, evlerinin yolunu tuttu.

CİSR EL-ŞUĞUR’DA GÖSTERİLERE HTŞ MÜDAHALE ETTİ

İdlib’in yanı sıra Suriye genelinde rejim karşıtlarının kontrolünde bulunan birçok noktada Cuma namazının ardından binlerce kişi meydanlarda düzenlenen protesto gösterilerine katıldı. Rejimin protesto edildiği adreslerden birisi olan İdlib’in Cisr El-Şuğur ilçesinde ise meydanda eylem yapan kalabalığa HTŞ üyeleri tarafından müdahale edildi. HTŞ üyeleri alanda bulunanların ellerindeki Özgür Suriye Ordusu bayraklarının kaldırılmasını istedi. Bunun üzerine çıkan gerginlikte HTŞ’lilerin müdahale ettiği kalabalık, alandan ayrılmak zorunda kaldı.

EL BAB’A GÖSTERİLER SIRASINDA HAVANLI SALDIRI

TSK’nın Fırat Kalkanı Harekatı ile terör örgütlerinden arındırılan El Bab kentinde binlerce kişinin protesto gösterisi düzenlediği sırada, rejim birliklerinin bulunduğu alandan 2 havan mermisi atıldı. Havan mermilerinden birisi kentte Hal Pazarı'nın bulunduğu caddeye düşerek patlarken, ikincisi ise hububatların depolandığı siloların bulunduğu bölgeye düştü. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, muhalifler de havanlı saldırıyı düzenleyen rejim birliklerinin bulunduğu alana roketatarlarla misilleme atışı yaptı. Bu gelişmelerin ardından El Bab’ın güneyindeki Tadef bölgesinde rejim birlikleri ile Özgür Suriye Ordusu güçleri arasında bir süre karşılıklı havan ve roket atışı oldu.

REJİMDEN İDLİB’İN DOĞUSUNA TOPÇU ATEŞİ

Rusya’da varılan mutabakatın ardından saldırıların azaldığı İdlib’in doğusundaki Huveyn köyü ise sabah saatlerinde rejim birlikleri tarafından topçu ateşiyle vuruldu. Rejimin saldırısının ardından topçu ateşiyle hedef alınan köydeki bazı evler hasar gördü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- Kol kola şarkı söyleyen grup
- Davul çalıp slogan atan kalabalık
- Davul eşliğinde dans eden adam
- Güvercinlerin serbest bırakılması
- HTŞ bayrağıyla gelen birkaç kişiyi protestocuların uzaklaştırması ve yaşanan gerginlikler
- Dev ÖSO bayrağı açan grup
- Kucağında yüzü ÖSO logosuyla boyanmış bebek ve oyuncak füze taşıyan -adam
- Kadın göstericiler
- Slogan atıp marşlar okuyan potestocu kalabalıktan genel ve detay görüntüler
- Gökyüzünde uçan balonlar
- Üzerinde Japonca ve Arapça yazılı dövizler taşıyan karateci çocuklar

Haber-Kamera: Hasan KIRMIZITAŞ, Uğur CAN, Nuri PİR-SURİYE-DHA)

===================

Engelli oğlunu sokak ortasında döven baba gözaltında (3)
ADLİ KONTROL ŞARTI İLE SERBEST BIRAKILDI

Ordu'da tekerlekli sandalyeye bağımlı engelli oğlu Yusuf Ç.'yi (33) sokak ortasında terlikle döven Ali Ç. (65), sevk edildiği adliyede, 'Adli kontrol şartı' ile serbest bırakıldı.

ORDU (DHA)

======================

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ: KURAN'A GÖNÜL VEREN GENÇLİK YETİŞTİRELİM

DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kuran'ın girdiği gönlün, şeytandan uzak olduğunu söyleyerek, "Kuran'a gönül veren bir gençlik yetiştirelim, kalbi camilere bağlı olan bir gençlik yetiştirelim. Sevgili Peygamberimizin müjdesine nail olan bir gençlik yetiştirelim" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, eşi Seher Erbaş ile birlikte 17 hafız adayının hafızlığa adım attığı Hafızlık İcazet Merasimi için Edirne'ye geldi. Mimar Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Camii'nde gerçekleşen icazet törenine karayoluyla gelen Prof. Dr. Erbaş'ı, Edirne Vali Yardımcısı Yusuf Güler, İl Müftüsü Emrullah Üzüm karşıladı. Kuran'dan ayetlerin okunduğu törende ilk konuşmayı yapan İl Müftüsü Emrullah Üzüm, uzun süre sonra Edirne'de ilk kez hafızlık icazet töreni yapmanın mutluluğu içerisinde olduklarını söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, cuma günü Selimiye'de böyle bir töreni gerçekleştirmenin kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi. Kuran'ın ayetlerini okumayı emrettiğini belirten Prof. Dr. Erbaş, şöyle konuştu:

"Kuran'ın ilk indiği ayetlerine dikkat çekmek istiyorum. Hira Mağarası'nda Allah Resulu Muhammed Mustafa efendimize ilk defa vahiy geldiğinde şu ayetleri ona okudu: Oku, yaradan Rabbi'nin adıyla oku. O insanı alaktan yarattı. Oku. Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı o öğretti ve insana bilmediğini o öğretti. İşte Kuran'ın ilk inen ayetleri. Bütün insanlığa Allah'ın kelamını, hem Kuran'ın ayetlerini, hem de kendi ayetlerim dediği kainatı okumayı emrediyor. Kevni ayetler insanın her zaman okuması gereken, bu gök kubbeyi yeryüzünün üzerinde tutan Rabbimizin yüceliğini tefekkür etmesi gerektiği anlatılmak için okumayı da yüce Rabbimiz bütün insanlığa emrediyor. Kuran'ın ayetlerini okuyup anlamayı, tefekkür etmeyi, hayatını ona göre tanzim etmeyi emrediyor Kuran'ı Kerim insanlığı karanlıklardan ayırmak için göndermiştir. Bizim vazifemiz de onu en güzel şekilde öğrenmek, anlamak ve yaşamaktır. Bu amaçla 14 asırdır Müslümanlar bu amaca gönül vermiş, Kuran'ı sadece öğrenmekle kalmamış, onu ezberleme, hıfzetme anlayışını medeniyetimizin bir parçası haline getirmiş ve milyonlarca hafızımızın kalbine, zihnine Kuran'ın yerleştirilmesini Rabbim nasip eylemiş."

Türkiye'de Kuran hafızlığının daha da gelişerek ilerlemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Erbaş, "Ülkemizde Kuran hafızlığı geleneğinin daha da gelişmesi, ilerlemesi gerektiğine inananlardanız. Bugün 150 bine yaklaşan hafızımız bizi çok mutlu ediyor. Hafızlarımızı daha nitelikli bir şekilde yetiştirmenin Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gayreti içerisindeyiz. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak projelerimiz var. İmam hatip okullarında istiyoruz ki; hafız öğrenciler olsun. Biz de Kuran kurslarında okuyan öğrencilerimizin hem hafızlığını tamamlamaları, hem de İmam hatip eğitimlerini tamamlamaları konusunda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" diye konuştu.

Kuran'a gönül veren bir gençlik yetiştirmek istediklerinin altını çizen Prof. Dr. Erbaş, "Biz hep şunu istiyoruz; Kuran'a gönül veren bir gençlik yetiştirelim, kalbi camilere bağlı olan bir gençlik yetiştirelim. Sevgili Peygamberimizin müjdesine nail olan bir gençlik yetiştirelim. Bu gençlerin Kuran'la kendilerini donatmış, hafızlık gibi çok önemli bir unvana sahip olması bir artıdır, bir kazançtır. Buradaki kardeşlerimiz Kuran'ı hıfzettiler. İnşallah onu anlamak için de büyük gayret içerisinde olacaklar. Onu yaşamak için de gayret içerisinde olacaklar. Kuran'ın girdiği bir gönül, şeytandan uzak olur. Kuran'da söylüyor bunu Rabbimiz. Şeytana uzak olmanın yolu, Kuran'a yakın olmaktan geçiyor" ifadelerini kullandı.

Törenin ardından Prof. Dr. Erbaş, 17 hafıza hafızlık belgelerini takdim etti. Erbaş, daha sonra Cuma hutbesini verdiği Selimiye Camii'nde namaz kıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------------
Erbaş'ın Selimiye Camii'ne gelişi
Camide düzenlenen tören
Erbaş'ın dua etmesi
Erbaş'ın konuşması
Hafızlara belge verilmesi
Erbaş ve eşinin kuşlara yem vermesi
Arasta Çarşızı ziyareti
Detaylar

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE (DHA)-

=======================

POLİSTEN AŞURE İKRAMI

HAKKARİ İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Muharrem ayı dolayısıyla cuma namazı çıkışı 2 bin kişiye aşure ikramında bulundu.

İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube ekipleri, Muharrem ayı dolayısıyla cuma namazı çıkışı Hacı Sait Camii'nin önünde, 2 bin kişiye aşure dağıttı. Aşure dağıtımına Hakkari Valisi Cüneyit Orhan Toprak, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Balık ve İl Emniyet Müdür Vekili Gürcan Görgülü de katıldı. Vali Toprak, kent sakinleriyle birlikte aşure yedi.

Emniyet Müdür Vekili Görgülü, Hakkari'de aşure etkinliğinin geleneksel hale geldiğini belirterek, "Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü artık aşure etkinliğini geleneksel hale getirdi. Aşure etkinliğine Sayın Valimiz başta olmak üzere tüm vatandaşların eşlik etti. Burada keyifli etkinlik olduğu gibi kaynaşmanın da olduğu etkinliğimize vatandaşlar yoğun rağbet gösterdi. Etkinliğimize katılan başta Sayın Valimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
- Toplum destekli polislik şube ekiplerinin aşure dağıtması
- Vali Toprak'ın aşure yemesi
- İl Emniyet Müdür Vekili Gürcan Görgülü konuşması
- Genel Detay

1 DAKİKA 49 SANİYE - 203 MB

Mehmet ÖZKAN/HAKKARİ, (DHA) -

====================

ALİAĞA’DA ÖĞRENCİ SERVİSİ TEPKİSİ

İZMİR’in Aliağa ilçesinin kırsal mahallelerinden, ilçe merkezindeki okullara giden öğrenciler, yeni eğitim öğretim döneminin başlaması ile birlikte servislerin kaldırıldığını öğrenince şaşkına döndü. Mahallelerde toplu taşıma araçlarının hizmet verdiği gerekçesiyle servislerin kaldırıldığını söyleyen öğrenci velileri, Aliağa Kaymakamlığı önünde toplanarak sorunun çözülmesini istedi. Bazı veliler, sorunun çözülmemesi halinde çocuklarını okula gönderemeyeceklerini söyledi.

İzmir’in Aliağa ilçesinde, köy okullarının kapatılmasıyla birlikte kırsal bölgelerde yaşayan öğrenciler, eğitimlerine ilçe merkezlerindeki okullarda devam etmeye başladı. Öğrencilerin okula rahatlıkla ulaşmasını sağlamak amacıyla devlet tarafından servisler verildi. Ancak o servisler yeni eğitim öğretim döneminde, toplu taşıma araçlarının bölgelere hizmet vermeye başlaması nedeniyle kaldırıldı. Servislerin kaldırıldığını, dönem başında öğrenen veliler, şaşkına döndü. Aliağa’da yaklaşık 10 kırsal mahallede servislerin kaldırılmasının ardından veliler soluğu Aliağa Kaymakamlığı’nda aldı. Kaymakamlık binası önünde toplanan veliler, mağdur olduklarını, çocuklarını okula gönderemez duruma geldiklerini belirtti.

'BİRİNCİ SINIFLAR 3 KİLOMETRE YOL YÜRÜYORLAR'
Yukarı Şehit Kemal Mahalle Muhtarı Şakir Ecün, "Her yıl öğrencilerimiz, okula taşımalı sistem ile gidiyordu. Toplu taşıma araçları bulunduğu gerekçesiyle servisi kaldırdılar. Liseye giden 80 öğrencim var. Toplu taşıma hangisini alacak? Her yıl 3- 4 araç zaten liseler için çalışıyordu. Okula giden birinci sınıf öğrencisi de var. Küçük çocukları veliler okula gönderemiyor. Çocuklar otobüslerle okula gittiğinde, 3 kilometre yol yürümek zorunda kalıyor. İnsanların kapısının önünden çocuk kaçırıyorlar, 3 kilometrede ne olmaz" diye konuştu.
Öğrenci velilerinden Zeki Kuşçu da servis verilmemesi halinde çocuklarını okula gönderemeyeceğini belirterek, "Çocuğum 3 kilometre yolu kendisi gidip geliyor. Okulda yemek de yok. Biz bu sorunun giderilmesini istiyoruz. Çözüm bekliyoruz. Çocuklar çok küçük. Her gün çocuk kaçırma haberleri var. 10 yaşındaki çocuğu nasıl tek başına göndereceğiz? Hayat da çok pahalı. Nasıl servis tutalım? Asgari ücretlerle çalışıyoruz" dedi. Ahmet Sevinç isimli veli de 2 çocuğunun olduğunu, birisinin henüz anaokuluna yeni başladığını belirterek, "Servisimiz yok. Servis verilmezse çok sorun yaşarız. Okula çocuğumu nasıl göndereyim. Asgari ücretle çalışıyorum. Okulun masrafı çok. Kendi geçimimi zor sağlıyorum. Bir de bu sorunlar yaşanırsa, eğitimden kısmak zorunda kalacağım. Bu ülkenin kalkınması için eğitim şart" dedi. 3 çocuk annesi Ayşe Çalışkan ise iki çocuğunun ayrı servislerle okula gittiğini, servisleri kaldırınca sorun yaşadıklarını aktardı. Çalışkan, "Sorun çözülemezse, çocuklarım okula gidemeyecek. Başka türlü olmayacak. Küçük çocuğum da var, kirada oturuyoruz. Servis tutmamız imkansız" diye konuştu. 2 çocuk annesi Emine Yoldaş da ailelerin hepsinin çocuklarının gelecekleri için çırpındıklarını kaydetti. Çocukların eğitimlerini temelden ne kadar sağlam alırlarsa, o kadar iyi olacağını ifade eden Yoldaş, "Türkiye’nin ileri gitmesi ancak güzel eğitimle olur. Çocuklarımızın eğitim sorununa çözüm bulsunlar, sıkıntıya sokmasınlar. Bizim tek amacımız, bu soruna çözüm bulmak. Çocuklarımız meydanda kalmasın. Bunca zaman taşımalı sistem vardı, neden bu yıl kaldırıldı? Bir de bize çok geç haber verdiler. Şimdi de ‘Çocuklarınızı başka okula alabilirsiniz’ diyorlar. Alsak bile yine servis gerekecek. Bu kadar köyü mağdur etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Okullar açılalı daha bir hafta oldu, 3 çocuk kaza riski atlattı. Çözüm bulmak için illa birinin canı mı yanmalı? Kötü bir şey olursa bunun hesabını kim verecek? Sesimizi duysunlar, biz çocuklarımızı ortada bırakmak istemiyoruz" dedi. Veliler, dışarda açıklama yaparken, mahalle muhtarları da Aliağa Kaymakamı Erhan Günay ile görüşme yaptı. Görüşmenin ardından açıklama yapan muhtarlar, ilçe belediyesinin sorunu çözmek için devreye girdiğini söyledi. Yapılan açıklamanın ardından, veliler dağıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Öğrenci velilerinin kaymakamlık binası önünde toplanması
-Veliler ile röp.
-Genel ve detay görüntü

Haber- Kamera: Umut KARAKOYUN

=====================

AB BÜYÜKELÇİSİ BERGER: GAZİANTEP'TE TRAMVAY HİZMETİ OLMASI BENİ MUTLU ETTİ

AVRUPA Birliği (AB) Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, 'Avrupa Hareketlilik Haftası' kapsamında Gaziantep'te, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile ortak açıklama yaptı. Şahin, "Gaziantep'te obeziteyle alakalı yaşam kalitesini ve alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini gördük" derken, Berger ise "Gaziantep'te tramvay hizmetinin olması gerçekten beni çok mutlu ediyor" dedi.
Bu yılki eylem çağrısı 'Çeşitlendir ve devam et' sloganı olan 'Avrupa Hareketlilik Haftası', 2002'den bu yana her yıl 16- 22 Eylül günlerinde kutlanıyor. Hafta dolayısıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin ile AB Delegasyonu Başkanı Berger, Gaziantep'te ortak basın açıklaması yaptı. Göç sonrası şehirleşmede birtakım sıkıntıların baş gösterdiğini belirten Şahin, "Toplu taşıma sistemimizin bisiklet yoluna bağlayacak akıllı ulaşım sistemini devreye aldık. Şehir merkezinde 50 kilometre bisiklet yolu yaptık hem de üniversite hattına terminaller kurarak, buradaki hattı güçlendirecek teknolojik altyapıyı hazırladık, halkımızın hizmetine sunduk. Gastronomi kenti Gaziantep'te obezite ile alakalı yaşam kalitesini ve alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini gördük" dedi.
AB Büyükelçisi Berger ise dünyada 51 katılımcı ülke arasında yer alan Türkiye'de, şehir merkezlerinde motorize trafiğin kısıtlanması, sürdürülebilir hareketlilik türlerinin kullanımının teşviki ve kişilerin yaygın tercihlerinin çevresel etkilerine ilişkin farkındalık oluşturulması amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlendiğini kaydetti. Kentlerde sürdürülebilir ulaşımın öneminin giderek, arttırdığını aktaran Berger, şunları söyledi:
"Ulaştırmaya ekonomik büyümede ihtiyacımız var ama ulaştırmanın insan ve hayatı üzerinde olumsuzlukları da var. Trafik sıkışıklığının ekonomik bir maliyetinin varlığını hem AB hem de Türkiye'deki büyük şehirlerden var olduğunu biliyoruz. Bu yüzden Avrupa Hareketlilik Haftası'nda alternatif ulaştırma yöntemlerinin üzerinde duracağız. Gülük hayatta yapmak istediğiniz işi arabayla yapmak zorunda değiliz. Pekala, gideceğimiz yerlere tramvayla otobüsle metroyla gidebiliriz. Avrupa Hareketlilik Haftası’nın bu yılki ortak eylem çağrısı 'Çeşitlendir ve devam et' sloganı oldu. Türkiye de 20 şehir bu eylemin bir parçası olacak. Brüksel'de bu pazar günü araç trafiğine kapatılacak. Türkiye’de de bazı şehirlerde bazı yollar trafiğe kapatılacak. Ben tramvay olan bir şehirde büyüdüm. Gaziantep'te tramvay hizmetinin olması gerçekten beni çok mutlu ediyor."
Konuşmaların ardından hafta sonu toplu ulaşım aracını en fazla kullanan İsmail Durmuş'a bisiklet hediye edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------------
- Christian Berger'in gelmesi
- Fatma Şahin'in konuşması
- Christian Berger'in konuşması
- Vatandaşa bisiklet hedile edilmesi
- Tramvayda yoculuk yapılması
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 338 MB

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler