1)DİYARBAKIR'DA ÇATIŞMA: 1 GÜVENLİK KORUCUSU ŞEHİT

DİYARBAKIR'ın Hani ilçesi kırsalında, yol kontrolü ve arama faaliyeti yapan güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK mensupları arasında çıkan silahlı çatışmada yaralanan 1 güvenlik korucusu, kaldırıldığı hastanede şehit oldu.
Diyarbakır Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, dün saat 19.20'de, Hani ilçesi Topçular ve Yukarıturalı köylerinin yol ayrımında kontrol ve arama faaliyeti gerçekleştiren güvenlik güçleri ile bir grup PKK'lı terörist arasında silahlı çatışma çıktığı belirtildi. Çatışmada yaralanan 1 güvenlik korucusunun kaldırıldığı hastanede şehit olduğu kaydedilen açıklamada, "Silahlı çatışma sonucunda, yaralanan 1 kahraman güvenlik korucumuz, helikopterle sevk edildiği Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesinde tedavi altına alınmış, yapılan tüm müdahalelere rağmen 31 Mayıs 2018 Perşembe günü kurtarılamayarak şehit olmuştur. Bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesine yönelik operasyona devam edilmektedir" denildi.

DİYARBAKIR, (DHA)

=======================================================

(ÖZEL HABER)
2)OBRUK, EVLERİ TEHDİT EDİYOR

KONYA'nın Karapınar ilçesinde oluşan obruk, ekili alanların yanı sıra yerleşim yerlerini de tehdit ediyor. İlçede, bugüne kadar irili-ufaklı 300'den fazla obruk meydana geldi. Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, "Bölgede 300'den fazla obruk oluşmuş durumda. Oluşmaya da devam edecek. Bunu önlemek mümkün değil." dedi.
Yeraltı suları, karbonik asitle zenginleşip asit özelliği taşıyarak, kireç taşlarını eriterek yeraltına mağaralar oluşturuyor. Zamanla mağaralardaki sular çekiliyor. Mağaraların üzerindeki toprak örtü de kendini taşıyamıyor ve üzerindeki toprak örtü büyük bir gürültü ve patlamayla çöküyor. Ağız çapları küçük, derinlere doğru çapları genişleyen çukurlar oluşuyor. Bu çukurlara obruk adı verilmektedir. Konya'da ise Tuz Gölü'den başlayıp Karapınar, Çumra ve Akören ilçesine kadar uzanan bir yay üzerinde eriyebilir kayaçlar bulunması nedeniyle obruk sık sık oluşmaktadır. Bölgede irili- ufaklı 300'ün üzerinde obruk meydana geldi. Obruk, ekili alanların yanı sıra yerleşim yerlerini de tehdit ediyor. Çünkü bazı bölgelerde oluşan obruklar, yerleşim yerine 100-200 metre uzaklıkta yer alıyor.
KARAPINAR'DAN TUZ GÖLÜ’NE GİDEN GÖMÜLÜ FAY HATTI VAR
Obrukların eriyebilir kayaçların suyla temas etmesi durumunda meydana geldiğini belirten Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, şunları söyledi:
"Obruklar yeraltındaki karstik çöküntüler olarak söylenebilir. Özellikle Tuz Gölü’nden başlayarak güneye Karapınar'a, Çumra'ya, Akören'e kadar giden bir yay, Konya'nın il merkezinin çevresini kuşatan bölgenin tamamında bu suyla karşılaştığında eriyebilir nitelikle tabakalar bulunduran genç formasyonlar var. Bunlar asiti yüksek yağmur suyuyla ya da Karapınar bölgesindeki sönmüş volkanlardan ayrılan asiti yüksek sularla karşılaştığı zaman kolaylıkla eriyebiliyor. Karapınar'dan Tuz Gölü'ne doğru giden bir gömülü fay hattından söz ediyoruz. Bu fay hattının olduğu bölgelerde kayaçlar daha kırık olduğu için bunların olduğu bölgede su akışları kuzeye doğrudur. Dolayısıyla obrukların yoğunlaştığı bölge genellikle bu fay hattının yanında, yöresinde ya da üzerinde meydana geliyor. Su akımı da etkili. Bu doğal jeolojik faktörlerdir."
300'ÜN ÜZERİNDE OBRUK MEYDANA GELDİ
Bölgede 300'ün üzerinde obruk meydana geldiğini ve obruğun oluşmasını engellemesin mümkün olmadığını belirten Arık, şöyle konuştu:
"Obruklar, önceden daha yüksek kotlarda meydana geliyordu. Son yıllarda aşırı yeraltı su kullanımı ve kuraklık şartları nedeniyle su seviyesi çekildi. Su kayaç etkileşimi olduğu noktalar daha düşük kotlara geldi. Günümüzde yerleşim alanlarında, tarlalarımızda, küçük yerleşim birimlerinde obruklar olmaya devam ediyor. Sadece geçtiğimiz yıl 9 civarında obruk meydana geldi. Bütün bölgeye baktığımız zaman Çumra'dan, Tuz Gölü'ne kadar olduğu bölgede 300 civarında obruk vardı. Geçen yıl 300'ü aşmış olduk. "
OBRUĞUN OLUŞMASINI DURDURMAK MÜMKÜN DEĞİL
Bu yıl tarım sezonunun yeni başladığını ve beraberinde yeni obruklarında oluşmaya başladığını hatırlatan Arık, " Obruğun oluşmasını durdurmak, şu an için mümkün değil. Onu tetikleyen faktörleri biraz daha kontrol altında tutabiliriz. Bu da yeraltı su seviyesini yükseltecek tedbirler olmalı ki, en azından yerleşim alanlarından biraz daha uzakta olsun." dedi.
"GİTMEK İSTESEK BU KADAR HALK NEREYE GİDECEK"
İnoba Mahallesi'nde oturan çiftçi Hasan Köroğlu, obruklarla yaşamaya alıştıklarını belirterek, "Obruklara alıştık artık. Yapacak bir şey yok. Ekmeğimiz burada. Zemin sağlam diyorlar, ertesi gün çöküyor. Gitmek istesek de bu kadar insan nereye gidecek." dedi.
OBRUKLARI KABULLENDİK
Aynı mahallede otur çiftçi Orhan Gümüş de, obruk oluşumunu kabullendiklerini ifade ederek, "Obruk ile evlerimizin mesafesi yaklaşık 100 ila 200 metre kadar. İlk zamanlar biraz tedirgin oluyorduk; ama insan sonradan alışıyor. Yanından gelip geçiyoruz. Düşme ihtimalimiz olsa da artık pek kaygılanmıyoruz. Hatta olmadığı zaman obruk oluşmamış diyoruz. Yetkililerin de yapacağı bir şey yok. Yeraltı suları çekiliyor , bunlar oluyor. Bunu kabullendik. "dedi.

(Görüntü Dökümü
--------------------
- Obruk ve evlerin drone ile havadan görüntüsü
- Obruk ve evlerden detay
- Prof. Dr. Arık röp.
- Vatandaşlar röp.

(Haber- Kamera: Tolga YANIK- Mehmet OKUYUCU KONYA DHA))

3)SİLOPİ'DE 2 YIL ÖNCE BOMBALI SALDIRIDA ÖLEN 4 KİŞİ MEZARLARI BAŞINDA ANILDI

ŞIRNAK'ın Silopi ilçesi'nde 2016 yılında 10'uncu cadde üzerinde meydana gelen ve 4 kişinin öldüğü, 5'i polis 23 kişinin yaralandığı olayda hayatını kaybedenler mezarları başında anıldı. Silopi ilçesinde 2016 yılının Mayıs ayından 10'uncu cadde üzerinde bulunan bombalı aracın infilak ettirilmesi sonucu yaşamını yitiren AK Parti Şırnak Milletvekili adayı Rizgin Birlik'in abisi Ekrem Birlik, torunu Kübra Birlik, İsa Torlak ve Davut Yoksul mezarları başında anıldı. Anma programına, AK Parti 1'inci sıra milletvekili adayı Rizgin Birlik, 4'üncü sıra milletvekili Mahmut Ökten, AK Parti İl Başkanı İbrahim Halil Erkan ve hayatını kaybedenlerin yakınları ve vatandaşlar katıldı.
Mezarlığa gelenler hayatını kaybedenler için Kuran-ı Kerim ve dualar okudu. Okunan dualar sonrasında konuşan Rizgin Birlik, yaşanan olayı anlatarak, "Rahmetli abim Ekrem Birlik'in evinin önüne, bahçesinin yanına bomba dolu bir araç koymuşlar. Ve uzaktan kumanda ile infilak ettirdiler. Patlamanın etkisiyle hem abim, hem 4 yaşındaki torunu, hem 70 yaşındaki komşusu ve yoldan geçen 19 yaşındaki bir gencimizi kaybettik. Olay halla hafızalardan silinmedi. Biz halen o gün geldiğinde aynı acıyı, aynı kederi yaşıyoruz. Allah belalarını versin. Bu göz yaşı bölgede bitmedi. Bu kan durmadı. Ama bizim temenimiz ümidimiz odur ki bir dha canlar yanmasın. Bir daha göz yaşları dökülmesin. Bir daha annelerin göz yaşı sel olmasın. Bir daha çocuklar evlatlar babasız kalmasın. Temenimiz budur. Biz bundan eminizki bir daha devletimiz güvenlik güçlerimiz her türlü tedbirleri almışlar. Bir daha PKK terör örgütüne ve bu canilere yol vermeyecekler. Yandaşlarına yol vermeyecekler. Allahın izni ile bundan sonra kimsenin gözünün yaşı akmayacak" dedi.

Bölgedeki huzur ve güven ortamını sağlamak ve bunu devamlı kılmayı hedeflediklerini belirtten Birlik, "Derdimiz büyük ve ağır. 40 yıldır bu bölgede devamlı gençlerin anası ağlıyor. Devamlı çocuklar annesiz, babasız kalıyor. Temenimiz o dur ki bir daha ne biz nede başkaları bu acıyı yaşamasın. Tek dileğimiz isteğimiz, memleketimizde bir güven ve huzur ortamının olması. Huzur ortamı ile birlikte sabahlara kadar işyerlerimiz açık kalsın. Gençlerimiz sabahlara kadar bu parklarda dolaşsınlar. Tek derdimiz ve kederimiz budur. Başka bir şey değil. Huzur ve güven ortamı olursa ben eminimki hem ilimize hizmetler gelecek, hemde melmeketimiz ilerleyecek" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Mezarlıkta, dua ve kuran okunması
- Anmaya katılan vatandaşlar
- Mezarlardan görüntüler
- Rizgin Birlik'in konuşması
- Genel ve detay görüntüler.

Haber-Kamera: Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK,(DHA)-

===================================================

4)CEZAEVİ FİRARİSİ DAMDAN KAÇARKEN YAKALANDI

ADANA'da, 'silahlı yağma' ve 'başkasına ait kredi kartını izinsiz kullanma' suçlarından 14 yıl 2 ay hapis cezasıyla aranan Lokman Bingöl (36), kayınvalidesinin evinin damından kaçmak isterken yakaladı. Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri, 'silahlı yağma' ile 'başkasına ait kredi kartını izinsiz kullanma' suçlarından 14 yıl 2 ay hapis cezasıyla aranan Lokman Bingöl'ün Yüreğir ilçesine bağlı Anadolu Mahallesi'nde, kayınvalidesinin evinde olduğunu tespit etti. Adrese baskın düzenleyen polis ekiplerini gören Bingöl, damdan kaçmak isterken yakalanıp, gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Lokman Bingöl, çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp, cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü
----------------------------
- Zanlının emniyet müdürlüğünden çıkarılması
- Polis aracına bindirilmesi
- Asayiş Şube Müdürlüğü tabelası

SÜRE: 35" BOYUT: 36 MB
Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,(DHA)

=====================================================

5)POLİS SEYYAR SATICI VE EMLAKÇI OLDU, ÇETE LİDERİNİ YAKALADI

ADANA merkezli 10 ilde, telefon dolandırıcılarına yönelik düzenlenen 'Son Alo' operasyonunun firari çete lideri Ahmet Ergün'ü (42) polis, bir ay boyunca seyyar satıcı ve emlakçı kılığında yaptığı takiple yakaladı.
Adana Emniyet Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, Nisan ayında 'Son Alo' ismini verdiği operasyonda, Adana'nın yanı sıra İstanbul, Ankara, Eskişehir, Edirne, Gaziantep, İzmir, Mersin, Osmaniye ve Şanlıurfa'da 73 adrese şafak vakti baskın yaptı. Telefonla aradıkları kişilere kendilerini hakim, savcı ve polis olarak tanıtarak para isteyip dolandırıcılık yaptığı iddia edilen 60 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda 20 bilgisayar, 48 cep telefonu, 6 tablet, 2 pompalı tüfek, 1 ruhsatsız tabanca, 50 adet 9 mm mermi, 2 telsiz, çeşitli GSM operatörlerine ait 200 sim kart, 3 pos makinesi, 13 taşınabilir bellek, 10 bin lira para, 1 askeri kıyafet ele geçirildi.
Şüphelilerin vatandaşları telefonla arayıp, daha önce terör örgütleri PKK, FETÖ tehdidi ya da 'hırsızlık yapılan bir kuyumcuda kimliğiniz bulunmuş, parmak iziniz alınacak, bu nedenle evdeki bütün altın ve paralarınızı vereceğim adrese getirin' yalanıyla dolandırırken, bu kez 'banka görevlileri paranızı kendi hesaplarına geçiriyor' yalanını kullandıkları ortaya çıkarıldı. Şüphelilerden ele geçirilen malzemeler arasında bulunan askeri üniforma ile jandarma bölgelerinde astsubay adayı kıyafetiyle dolaşan dolandırıcıların, ulaştıkları kişilere kendilerini jandarma olarak tanıttığı ve parayı almaya da bu kıyafetle gittiği belirlendi. Bu yöntemle dolandırıcıların köylerde çok sayıda kişiyi dolandırdığı belirlendi.
Şüphelilerin İstanbul'da danışmanlık merkezi olarak görünen işyerinde çağrı merkezi kurdukları, özel programla aradıkları kişilerin cihazlarında farklı numaralar görünmesini sağladıkları saptandı. Ele geçirilen bir bilgisayarda ise vatandaşlara ait kimlik bilgilerinin olduğu nüfus kayıt programı bulundu. Dolandırıcıların aradıkları kişileri ikna etmek için bu bilgileri kullandıkları tespit edildi. Polis ekipleri, yapılan 3 aylık teknik ve fiziki takipte şüphelilerin kendilerini hakim, savcı, polis veya asker olarak tanıtarak aradıkları 252 kişiden 15'ini 600 bin lira dolandırdıklarını ortaya çıkardı. Polis, dolandırıcıların yönlendirmesiyle bankaya 14 milyon 400 lira yatıran 237 kişinin parasını ise hesaplara bloke koydurarak kurtardı. Mağdurlara ulaşılarak polis, savcı, hakim ve jandarmanın para istemeyeceği anlatıldı. Paraları iade edildi.
Şüphelilerden 50'si, sevk edildikleri nöbetçi mahkemece tutuklanırken, 11'i de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
KİLİTLİ YANGIN MERDİVENİNDE SIKIŞTI
Ekipler, çetenin firari lideri Ahmet Ergün'ün yakalamak için harekete geçti. Şüphelinin nitelikli dolandırıcılıktan 50'den fazla suç kaydının olduğu, bugüne kadar da 500 bin liralık vurgun yaptığı saptandı. Çetede 12 kişinin sorumlusu olan Ergün'ün 14 Mart'ta Niğde'de kendilerini polis olarak tanıtarak yaşlı kadından 30 bin lira değerinde altın ve 3 bin lira alan ve bunları otomobilin motor bölümünde ve paspas altında saklayanlardan biri olduğu tespit edildi.
Tüm bu detayları ortaya çıkaran polisler, şüphelinin Seyhan ilçesi Huzurevleri Mahallesi'nde yıllık 20 bin liraya lüks daire kiralayıp kaldığını belirledi.
Ekipler, bir ay boyunca bölgedeki lüks sitelerin çevresinde seyyar satıcı, emlakçı kılığına girerek gözetleme yaptı. Kaldığı siteyi tespit eden polis Ergün'ü yakalamak sahur vakti için operasyon düzenledi. Şüphelinin birinci kattaki evine giden polisler, kapıyı çaldı. Eşiyle evde oturan Ergün, polislerin geldiğini görünce yangın merdiveninden dışarı çıktı. Ergün, yangın merdiveni zemin kat kapısının kilitli olduğun görünce bu kez, 11'inci kata çıkarak damda saklanmak istedi. Dam kapısı da kilitli olunca Ergün, 11'inci katta yangın merdiveninde yakaladı.
"Ben öğrenciyim" diyen Ahmet Ergün, emniyette suçlamaları kabul etmedi. Polis şüphelinin tüm mallarına el koydurdu. Mahkemeye sevk edilen Ahmet Ergün tutuklandı.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Zanlının emniyet müdürlüğünden çıkarılması
- Polis aracına bindirilmesi
- Polis aracının gidişi
- Yangın merdiveninden görüntü
- Apartmandan görüntü
- 'Son Alo' operasyonundan arşiv görüntüler
- Ele geçirilen malzemelerden arşiv görüntüler

SÜRE:01'50" BOYUT:112 MB

Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera:ADANA,(DHA)

=====================================================

6)HÜDA-PAR ESKİ BAŞKANINDAN CUMHUR İTTİFAKI AÇIKLAMASI

HÜR Dava Partisi (Hüda-Par) eski Genel Başkanı ve Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıkları ittifak görüşmelerine ilişkin konuştu. Yapıcıoğlu, "Eğer, Hüda-Par kendi logosuyla yer alabilseydi ittifak olurdu, olabilirdi. Yani bu konu müzakere edilirdi. Fakat, o seçeneğe kapalı oldukları için bir ilerleme sağlanamadı" dedi.
Diyarbakır'da bağımsız milletvekili adayı olan Hüda-Par eski Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, seçim çalışmaları kapsamında DHA Diyarbakır bürosunu ziyaret etti. Ziyarette, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmede Hüda-Par ile ittifak teklifinin olup olmadığı tartışmalarına yanıt veren Zekeriya Yapıcıoğlu, görüşmede ittifakın gündeme geldiğini ifade ederek, daha sonra genel başkan yardımcıları düzeyinde çeşitli görüşmelerin olduğunu söyledi. Bu görüşmelerin bir ittifakı sonuç verecek bir noktaya ulaştırmadığını, iradelerin ittifak noktasında uyuşmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, "Bizden daha çok bekledikleri belki daha önce Numan Kurtulmuş'un bir Has Parti örneği vardı. İki partiyi bir yapıya, bu sistemin zorladığı düşüncesiyle belki daha çok bizden bekledikleri iltihaktı (katılma). Biz de bunun müzakerelere açık olmadığını söyledik. İttifak ile ilgili görüşmeler devam etti. Daha sonra gerçekleşmedi. Neticede gerçekleşmeyen bir şeyin detaylarına çok fazla takılmak doğru olmaz. Siyasetin doğasında var, eğer, Hüda-Par kendi logosuyla yer alabilseydik olurdu, olabilirdi. Yani bu konu müzakere edilirdi. Fakat o seçeneğe kapalı oldukları için bir ilerleme sağlanamadı" dedi.
'KABUL ETSEYDİK, AK PARTİ'NİN LİSTESİNDE GÖSTERİLMİŞ OLABİLİRDİK'
Yapıcıoğlu, ittifak konusunda MHP'nin engel olduğu iddialarına da yanıt vererek, "Bu konuda bir şey diyemem. Kendi aralarında ne konuştuklarını bilemem. Bilmediğim bir konuda yorum yapmak istemem. Eğer biz ittifakı kabul etmiş olsaydık bugün, Ak Parti'nin listesinde gösterilmiş olabilirdik. Ama bizim istediğimiz bu değildi. Bizim isteğimiz, kendi logomuzla seçime girmekti" diye konuştu.
'BİR PARTİNİN TEK BAŞINA MECLİS'TE COĞUNLUĞU SAĞLAMASI ZOR GÖRÜNÜYOR'
24 Haziran'da yapılacak seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Zekeriya Yapıcıoğlu, kesin sonucu söylemenin zor olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitmesinin mümkün olduğunu, fakat garanti bir durumun da söz konusu olmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, "Hiçbir şeyin garantisi yoktur. Son bir hafta içerisinde nelerin olabileceğini bilemiyoruz. Hatta siyasette 24 saatin bile uzun bir süre olduğunu söylerler. Meclis'te kimin çoğunluğu elde edeceği konusu ise çok daha karmaşık hesaplar var. Ama herhangi bir partinin tek başına Meclis'te çoğunluğu sağlaması garanti değil, çok zor görünüyor" dedi.
'KAMUOYU YOKLAMALARI, HDP'NİN BARAJIN ÜZERİNDE OLDUĞUNU SÖYLÜYOR'
Kamuoyu yoklamalarının HDP'nin barajı aştığını gösteriğini belirten Yapıcıoğlu, "HDP'nin barajı aşıp, aşamama konusunda bir şey diyemem. Ama, kamuoyu yoklamaları, barajın biraz üzerinde olduğunu söylüyor. Son birkaç gün içerisinde neler değişir, seçmen davranışını etkileyecek gelişmeler olur mu, olmaz mı, bir şey söylemek mümkün değildir. Bir de şu var, kamuoyu yoklamaları gerçeği ne kadar yansıtıyor, insanlar rahatlıkla kendi düşüncelerini söyleyebiliyorlar mı anket şirketlerine? Bu da ayrı bir muamma" dedi.
'BARAJI AŞAMAMA KONUSUNDAN DOLAYI BİZ İKİ İLDE BAĞIMSIZ ADAY ÇIKARDIK'
Hüda-Par'ın Diyarbakır ve Batman'da bağımsız aday göstermesine de değinen Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Barajı aşamama konusundan dolayı biz iki ilde bağımsız aday çıkardık. Ümidiz ikimizin de kazanmasıdır. Peki bu hangi partiye yaradı? Kimse avucunu ovuşturmasın. Bu bize yarayacak, başka kimseye yaramayacak. Her şeyden önce bu seçimin sulh içerisinde geçmesini diliyorum. Toplumu kutuplaştıracak, gerginliği artıracak, insanları birbirine düşürecek davranışlardan, sözlerden herkesin kaçınılması gerekir. 25 Haziran günü hangi partiye oy vermiş olursa olsun, bu millet tekrar aynı vatanda yaşamaya devam edecek. Herkesin fikirleri farklı olabilir. Herkes kendi fikrini açık yüreklilikle ortaya koysun. Kendi çözüm önerilerini millete götürsün. Millet, kimi kendisinin temsil makamında görmek istiyorsa, onu oraya gönderecektir. Bu yetkiyi milletten almayan hiç kimsenin bundan şikayet etmeye hakkı yoktur."

'SEÇİMLERE ŞAİBELER BULAŞMAMALIDIR'

YSK'nın aldığı sandık taşıma kararıyla ilgili konuşan Yapıcıoğlu, "Sandık bazlı seçmen listeleri partilere verildi. Bazı illerin seçmen listeleri verilmedi. Kimin, hangi sandıkta oy kullanacağı henüz belli değil. Herkesin şuna dikkat etmesi gerekiyor, seçimlere şaibeler bulaşmamalıdır. Vatandaşın iradesi neyse, mutlak suretle sandığa yansımalıdır. Sandığa yansıdığı gibi sandıkta çıkmalıdır" dedi.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Yapıcıoğlu'nun açıklamaları
-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,

==========================================================

7)TONLARCA FUEL OİLİ KANALİZASYON ŞEBEKESİNE DÖKÜP KAÇTILAR

IĞDIR kent merkezindeki Atatürk Caddesindeki rögar kapağını açıp içerisine tonlarca fuel oil dökülmesi sonucu bölgedeki kanalizasyon şebekelerinde arıza meydana geldi. Emniyet olayla ilgili soruşturma başlattı.
Olay 30 Mayıs gecesi Atatürk Caddesindeki İl Sağlık Müdürlüğü karşısında yaşandı. İddiaya göre, rögarın bulunduğu yere tankerle gelenler kapağı açıp tonlarca fuel oili boşalttı. Sabah saatlerinde mahalledeki birçok işyeri ve evler belediyeyi arayarak kanalizasyondan zift çıktığı ihbarında bulundu. Gelen yoğun ihbar üzerine harekete geçen belediye ekipleri yaptıkları araştırmada Atatürk Caddesindeki bir rögarın içine tonlarca fuel oil döküldüğünü tespit etti. Borulara yapışan ve akıntıyı önleyen fuel oil nedeniyle ekipler çaresiz kaldı. Belediye Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürü Yusuf Fidan, "Bunu kim ve niçin yaptı bilmiyoruz. Bölgedeki birçok ev ve işyerinin bodurum ve kanalizasyonu dolmuş durumda. Zift gibi yapışkan olan bu maddenin temizlenmesi imkânsız gibi. Korkumuz yangın çıkması. Olayla ilgili savcılığa da suç duyurusunda bulunduk. Kimin döktüğü tespit edilirse bizde gerekli cezai işlemi uygulayacağız" diye konuştu.
Belediyenin şikâyeti üzerine harekete geçen emniyet müdürlüğü olayla ilgili soruşturma başlattı. Polis olay günü ve olay öncesi bölgedeki işyerlerine ait güvenlik kamera ve MOBESE görüntülerini incelemeye aldı.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Kanalizasyonun açılması
-Fuel oil dokülen logar
-Su ve kanalizasyon müdürü Yusuf Fidan'ın konuşması

(Haber-Kamera: Suat DENİZ / IĞDIR, (DHA)
(Süre:2.10 dk)

========================================================
8)AK PARTİLİ DAĞ: İLK TURDA CUMHURBAŞKANIMIZIN SEÇİLMESİNDE BİR SIKINTI GÖRÜNMÜYOR

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili aynı zamanda da ikinci bölge birinci sıra milletvekili adayı olan Hamza Dağ, seçime dair geçen hafta sonu yapılan kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını paylaştı. Anketteki verilere göre, kararsız seçmenin azaldığını, hem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem de parti seçimlerinde AK Parti'nin oylarının yukarıya doğru çıktığını gördüklerini söyleyen Hamza Dağ, "CHP'de, milletvekilliği oyları ile cumhurbaşkanlığı oyları arasında 3 puanlık cumhurbaşkanı adayı lehine fark görünüyor. Anketlere göre ilk turda cumhurbaşkanımızın seçilmesi noktasında bir sıkıntı görünmüyor. Çalışmaları bırakmadan canla, başla sahada koşturmaya devam etmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Seçim çalışmaları kapsamında Çiğli Ata Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Necat Öztürk'ü ve sanayi esnafını ziyaret eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, geçen hafta sonu yaptırdıkları kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını paylaştı. Yaptırdıkları bir önceki ankete göre kararsız seçmenin azaldığını ve AK Parti'nin oy oranlarının yukarı doğru çıktığını açıklayan Hamza Dağ, "Özellikle adaylar açıklandıktan sonra, hem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem de parti seçimlerinde AK Parti'nin oylarının yukarıya doğru çıktığını gördük. CHP'de ise şöyle bir handikap var; CHP, milletvekilliği oyları ile cumhurbaşkanlığı oyları arasında 3 puanlık cumhurbaşkanı adayı lehine fark görünüyor. Bu da CHP'nin 24 Haziran'dan sonra nasıl bir psikoloji içerisinde olacağının çok açık göstergelerden biri" dedi. Anket verilerine göre cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turda biteceğini savunan Dağ, "İlk turda Cumhurbaşkanımızın seçilmesi noktasında bir sıkıntı görünmüyor. Çalışmaları bırakmadan canla, başla sahada koşturmaya devam etmemiz gerekiyor" dedi.
LİSTE BAŞI YORUMU
2011 yılında 5'inci sıradan aday gösterilen Hamza Dağ, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerine listeye 3'üncü sıradan yazıldı. 2018 seçimleri için de 1'inci sıradan aday gösterilen Dağ, listedeki yükselişine dair şu yorumu yaptı:
"Liste başı olmak, hele genç bir yaşta liste başı olmak önemli bir husus. Ama sorumluluğumuzu da arttıran bir husus. İzmirli hemşehrilerimiz bize bugüne kadar destek verdiler ve verdikleri destek ile hem milletvekili oldum, hem genel başkan yardımcısı oldum hem de İzmir'e hizmet etme şerefine nail oldum. Şimdi liste başı olarak İzmir'e emanet edildik. Ben inşallah bu emaneti en iyi şekilde karşılayacağımızı, yansıtacağımızı, partimiz adına, cumhurbaşkanımız adına İzmir'den çok iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyorum. Öncelikle seçimlerde iyi oy alarak üzerimizdeki sorumluluğu en iyi şekilde yerine getireceğimizi ifade etmek istiyorum. Seçimden sonra da sorumluluğumuz artacak. İzmir'e bugüne kadar bir çok hizmetler kazandırmaya gayret ettik. Liste başı bir milletvekili adayı olarak seçimlerden sonra hemşehrilerimize karşı sorumluluğumuzun arttacağının da farkındayız. İnşallah bunu layıkı ile yapma gayretinde olacağız."
'EN İYİ DÖNEMLERDEN BİRİ'
Bu dönemin AK Parti ve kendileri açısından, en iyi dönemlerden biri olduğunu savunan Hamza Dağ, milletin beklentilerinin büyük bir çoğunluğunu karşıladıklarını ileri sürdü. Bunun da sahaya yansıdığını ve kendilerinin durumdan memnun olduğunu söyleyen Dağ, şöyle konuştu:

"Özellikle emekliler ile ilgili ramazan ve kurban bayramlarında verilecek olan ikramiye, imar barışı ile ilgili düzenleme çok önemli. Bölgemizde Bakırçay ve Küçük Menderes bölgesinde tarım ile ilgili yapılan hamlelerin, insanlarda önemli bir karşılığının olduğunu gördük. Hizmetlerimiz devam ediyor. Çiğli'ye yaptığımız en önemli hizmetlerden biri Çiğli Devlet Hastanesi. Çok moder bir hastaneyi Çiğli'ye kazandırdık. Ata Sanayi'nin yıllardır bitmeyen bir yol meselesi var. O da Büyükşehir Belediyesi'nin çözüme kavuşturması gereken bir mevzu. Kamulaştırma çalışmaları devam ediyor. Biz de üzerimize düşen aracılık vazifesini en iyi şekilde yapmaya devam edeceğiz."

Görüntü Dökümü
------------------------
-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ'ın seçim çalışması
-Esnaf ile bir araya gelmesi
-Hamza Dağ'ın açıklaması

Haber: Umut KARAKOYUN- Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)

9)AZİMLERİYLE HER GÜÇLÜĞÜ AŞIP ŞAMPİYON OLDULAR

İZMİR'deki Tahir Merzeci Ortaokulu'nun Yıldız Kız Futbol Takımı, tüm güçlükleri ve zorlukları aşarak Türkiye şampiyonu oldu. Takımı çalıştıran okulun beden eğitimi öğretmenlerinden Cihan Zafer (40), "Bazı öğrencilerimizin babası işten çıkarıldı, işsizlik maaşı alıyor. Sosyoekonomik olarak çok gelişmiş bir öğrenci profiline sahip değiliz, ancak yüreğini ortaya koyan çok karakterli bir oyuncu grubuna sahibiz" dedi.
Karabağlar'daki Uzundere Mahallesi'nde bulunan, resmi müsabakaların oynandığı ölçülerde bir stada sahip olmadıkları için antrenmanlarını Yeşilyurt Spor Kulübü tesislerinde yapan, maddi durumu müsait olmadığından birçok futbolcusunun kramponları okul idaresi tarafından temin edilen, yağmur ve dolu yağdığında dahi düzenli olarak haftada 5 kere yaptıkları antrenmanları aksatmayan Tahir Merzeci Ortaokulu Yıldız Kız Futbol Takımı, İzmir özelinde düzenlenen turnuvada birinci oldu. Geçen seneki turnuvada da Türkiye 3'üncüsü olduğu için, bu sene çeyrek final oynamadan direkt yarı finallere katılmaya hak kazanan Tahir Merzeci Ortaokulu, Yozgat'ta düzenlenen yarı final müsabakalarında oynadıkları 4 maçı da kazandı. Geçen 18-22 Mayıs tarihleri arasında, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde düzenlenen finallerde de, oynadıkları 5 maçı da kazanan Tahir Merzeci Ortaokulu Kız Futbol Takımı, hem Türkiye şampiyonu oldu hem de turnuva boyunca sadece 2 gol yiyerek kırılması zor bir rekora imza attı. Önceki sene ile birlikte iki Türkiye 3'üncülüğünün ardından şampiyonluk hedefine ulaştı.
"İKİ OYUNCUMUZ FİNALDE SAKAT SAKAT OYNADI"
Takımın çalıştırıcısı ve okulun beden eğitimi öğretmenlerinden Cihan Zafer, "Birçok öğrencimizin maddi durumu sebebiyle, zaman zaman antrenmanlara gelirken bile sorunlar yaşıyoruz. Antrenmanlara, çocuklarımızı kendi arabalarımızla birkaç vesait yaparak getirip götürdüğümüz oluyor. Bazı oyuncularımızın babası da işten çıkarıldı ve işsizlik maaşıyla geçiniyorlar. Sosyoekonomik olarak çok gelişmiş bir profile sahip değiliz, ancak yağmur çamur demeden antrenmandan kaçmayan, sahaya çıktığında mutlu olan, yaptığı işi seven ve şevkle yapan çok karakterli bir oyuncu grubuna sahibiz. Hepsiyle gurur duyuyorum" dedi.
Takımın ikinci çalıştırıcısı, beden eğitim öğretmeni Mehmet Kundak (60) ise, "Ben İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinden, yerel idarecilerden bu takıma sahip çıkmaya, maddi ve manevi desteklerini esirgememeye devam etmelerini istiyorum. Bu çocuklar, üzerlerine düşüldüğü takdirde çok üst seviyede futbol oynayabilecek, çok yetenekli, pırıl pırıl çocuklar. Final maçında iki futbolcumuz sakat olmasına rağmen sahaya çıkıp her şeylerini ortaya koydu" dedi.
"İDOLÜM FENERBAHÇELİ VOLKAN"
Takımda herkes birer tane şampiyonluk madalyasına sahipken, turnuva boyunca sadece 2 gol yiyen kaleci İlayda Salğar'a (14), bir de'En iyi kaleci' madalyası verildi. Kendisine, tuttuğu takım olan Fenerbahçe'nin başarılı milli kalecisi Volkan Demirel'i örnek aldığını belirten Salğar, 5'inci sınıfa giderken tanıştığı futbolun hayatında büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Takım kaptanı Sinem Ayazma (14) ise, kendisini bildiğinden bu yana gönül verdiği Beşiktaş'ta oynamak istediğini belirterek, "Futbolu hayatımdan çıkarmak istemiyorum ve bu konuda çok başarılı olacağıma inanıyorum. Sokak aralarında top oynaya oynaya kendimi geliştirdim" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------------------:
- Takımın antrenman yaparken görüntüsü
- Her iki beden eğitimi öğretmeni ile röp.
- Takım kaptanı ayazma ve kaleci Salğar ile röp.
- Kupayla birlikte görüntü
- Genel ve detay görüntü

Haber: Davut CAN - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)
======================================================