HABER

DHA YURT BÜLTENİ-4

DHA YURT BÜLTENİ-4  Bayburt'ta 8 cana mal olan çukurda ihmal iddiası BAYBURT'ta, İran plakalı bir otomobil ile minibüsün karayolu üzerinde tek şeridi kapatılan yolda menfez inşaatı için açılan 8 metrelik çukura düşmesi sonucu, 5’i İranlı, 3’ü Türk, 8 kişi öldü, 3 kişide yaralandı.

DHA YURT BÜLTENİ-4

Bayburt'ta 8 cana mal olan çukurda ihmal iddiası

BAYBURT'ta, İran plakalı bir otomobil ile minibüsün karayolu üzerinde tek şeridi kapatılan yolda menfez inşaatı için açılan 8 metrelik çukura düşmesi sonucu, 5’i İranlı, 3’ü Türk, 8 kişi öldü, 3 kişide yaralandı. Kazanın meydana geldiği çukurun yaklaşık 50 metre gerisinde yolda sadece dökülen kum-toprak birikintisi ile önlem alındığı iddia edildi. Vatandaşlar, “Burada bir ölüm çukuru açıp 50 metre geriye sadece toprak dökerek önlem almışlar. Tabelalar kazadan sonra konuldu. Bu kaza değil, cinayettir.ö ifadeleri ile tepkilerini dile getirdi. Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı 8 cana mal olan çukurla ilgili ihmal iddiaları üzerine soruşturma başlattı.
Kaza, dün gece saat 22:00 sıralarında Bayburt-Gümüşhane karayolu Akşar Beldesi yakınlarındaki Aydıntepe yol ayrımında meydana geldi. Karayolları tarafından ihalesi yapılan yolda özel bir şirket tarafından 3 gün önce menfez çalışması başlatıldı. Sadece dökülen kum-toprak birikintisi ile önlem alındığı iddia edilen yolun tek şeridi ulaşıma kapatıldı. Gümüşhane yönünden Bayburt yönüne giden Serhat Güzel’in kullandığı 16 DİP 92 plakalı otomobil akşam saatlerinde kum birikintisine çarptı. Kazayı yara almadan atlatan sürücü otomobilini kenara çekerek yardım çağrısında bulundu. Bu sırada ulaşıma kapatılan yoldaki menfez çalışması için kazılan 8 metre derinliğindeki çukura, Bayburt'tan Gümüşhane yönüne giden sürücüsü belirlenemeyen 50 E 61910 İran plakalı otomobil ardından Bayburt-Trabzon hattında taşımacılık yapan bir firmaya ait Recep Kuyruk’un kullandığı 61 BT 285 plakalı minibüs düştü. Çevredeki diğer araç sürücülerinin haber vermesi üzerine olay yerine AFAD, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Can pazarının yaşandığı kazada 6 kişi olay yerinde hayatını kaybetti, yaralanan 5 kişi ise ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan 2’si hastanede yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı, 3 kişinin ise tedavisi sürüyor.
ÖLENLERİN 5’İ İRANLI, 3’Ü TÜRK
Kazada hayatını kaybedenlerin 5’inin İran vatandaşı, 3’ünün ise Türk vatandaşı olduğu belirlendi. Kazada, minibüs sürücüsü Recep Kuyruk ile yolculardan Samet Çakmak, Esma Adıgüzel ile İran plakalı otomobilde bulunan Adrina Bağhizadeh, Alireza Bağhizadeh, Elaheh Shakeri, Kazem Poormehdi, Farideh Molavifard hayatlarını kaybetti. Kazada hayatını kaybeden minibüs şoförü Recep Kuyruk’un 1 ay önce askerden terhis olduğu ve döndüğü memleketinde şoför olarak işe başladığı öğrenildi. Minibüste hayatını kaybeden yolculardan Samet Çakmak’ın ise Bayburt’ta pastane işlettiği ve eşi ve çocuğunu Trabzon Havalimanından uçakla memleketlerine uğurladıktan sonra Bayburt’a geri döndüğü öğrenildi.Kaza yapan araçlar bu sabaha karşı olay menfez çukurundan çıkarıldı.
Bayburt'a gelen İran'ın Trabzon Başkonsolosluğu yetkilileri kaza ile ilgili bilgiler aldı.
‘İNŞAAT FİRMASININ BÜYÜK HATASI VAR’
Kazanın meydana geldiği çukurun yaklaşık 50 metre gerisinde yolda sadece dökülen kum-toprak birikintisi ile önlem alındığı, kazadan sonra bölgeye uyarıcı işaret lehvaları konulduğu iddia edildi. Dün gece bölgede kum birikintisine çarparak ilk kazayı yapan Serhat Güzel yaşananlara tanık olduğunu belirtti. Kendisinin sadece kum birikintisi dökülerek sözde önlem alınan yolda kaza yaptığını ifade eden Güzel, "Kaza yerinden yardım çağırmak için gittiğim sırada arkadan gelen araçlar kum birikintisini aşarak çukura düştü. Ben kazayı ucuz atlattım. Kazadan sonra inşaat firması yetkililerine ‘Bu nasıl önlem almak.Gelen araçlar kaza yapar, buraya biri görevlendirin sürücüleri uyarsın’ dedim. O ara yardım çağırmaya gittim. Döndüğümde iki aracın buraya düştüğünü gördüm. Hemen müdahale ettik, yaralıları çıkardık. Burada yolu yapan inşaat firmasının büyük hatası var. Sadece ileriye bir toprak dökerek önlem almış.ö dedi.
‘BU BİR CİNAYETTİR’
Kazada minibüs sürücüsü arkadaşı Recep Kuyruk’u kaybeden Tuna Genç de “Buradaki tek önlem yola dökülen kum birikintisiydi. Burası şehirlerarası bir yol. Burada bir ölüm çukuru açmışlar ve 50 metre kala bir toprak dökerek sözde önlem almışlar. Buradaki diğer tabelalar kazadan sonra konuldu. O tabelaların hiçbiri yoktu. Bu yaşanan kaza değil bir cinayettirö ifadeleri ile tepkisini dile getirdi.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Karayolları Bölge Müdürlüğü, Bayburt-Gümüşhane yolu menfez yapım işini kısa bir süre önce ihale ile özel bir firmaya verdi. İhaleyi kazanan firma 3 gün önce bölgede çalışma başlattı. Tek şeridi kum-toprak dökülerek ulaşıma kapatılan ve diğer şeride yönlendirilen araçların sürücüleri gidiş-geliş olarak ulaşım sağladı. Yol inşaatı sırasında alınan önlemlerle ilgili ihmal iddiaları üzerine Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Kaza yeri detayları
Çukurun görüntüsü
Muhabir anonsu
Vatandaşlarla röp.
Detaylar

Haber: Osman ŞİŞKO Kamera: Selçuk BAŞAR TRABZON - BAYBURT (DHA)

=================================================

Mardin'de öldürülen terörist, birçok saldırının faili çıktı

MARDİN'in Dargeçit ilçesinde 4 gün önce düzenlenen operasyonda etkisiz hale getirilen 3 PKK'lı teröristten birinin, 'Alişer Tori' kod adlı Burhan Duygun olduğu belirlendi. Teröristin, bölgede birçok olayın faili olduğu belirtildi.
İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince terör örgütü PKK'ya yönelik Dargeçit ilçesi kırsalında 26 Mart'ta gerçekleştirilen hava destekli operasyonda etkisiz hale getirilen 3 teröristten birinin kimliği belirlendi. Kimliği belirlenen teröristin 'Alişer Tori' kod adlı Burhan Duygun olduğu tespit edildi. Teröristin, örgütün çeşitli kamplarında bomba, mayın ve el yapımı patlayıcı konularında eğitim aldığı, Van'da gerçekleştirilen birçok saldırıda kullanılan bomba ve el yapımı patlayıcı düzeneklerini hazırladığı belirtildi.
Güvenlik birimlerinin verdiği bilgiye göre, Burhan Duygun'un, 29 Haziran 2016'da Van'ın Gürpınar ilçesindeki Güzelsu Jandarma Karakoluna bombalı araçla düzenlenen, bir sivilin hayatını kaybetmesi, 2'si asker 4 kişinin yaralanması; 17 Ağustos 2016'da Van'ın merkez İpekyolu ilçesinde polisevi ve polis merkezinin bulunduğu binaya bomba yüklü araçla gerçekleştirilen ve 2'si polis, 4 kişinin şehit edilmesi, 14'ü polis 71 kişinin yaralanması ve 12 Eylül 2016'da Kurban Bayramı'nın ilk gününde AK Parti Van İl Başkanlığı'nın önünde bulunan polis noktası yakınında park edilen bombalı aracın infilak ettirilmesi ile 46'sı sivil, 50 kişinin yaralanması eylemlerinin faili olduğu belirtildi.

Haber: Nezir GÜNEŞ/MARDİN, (DHA)-

============================================

Aliağa Ticaret Odası Başkanı Saka'ya FETÖ'den gözaltı

İZMİR'de, Fethullahçı Terör Örgütüt / Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında Aliağa Ticaret Odası (ALTO) Başkanı Adnan Saka gözaltına alındı.
Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında FETÖ / PDY ile irtibatlı olduğu ileri sürülen 75 yaşındaki ALTO Başkanı Adnan Saka hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Savcılığın, talimatı üzerine, bu sabah İzmir İl Jandarma Komutanlığı ve Aliağa İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin birlikte düzenlediği operasyonla evli, 2 çocuk babası Saka, evinde gözaltına alındı. Jandarmanın Saka'nın evi ve Aliağa Ticaret Odası'ndaki aramalarının sürdüğü bildirildi. Saka, 11 Nisan'da yapılacak olan Aliağa Ticaret Odası Olağan Genel Seçimleri'nde tekrar aday olmayacağını, sadece odanın meclis başkanlığına adaylığını koyacağını açıklamıştı. Aliağa Ticaret Odası Genel Sekreteri T.Y. de 24 Ağustos 2016 tarihinde aynı operasyon kapsamında gözaltına alınmıştı.

KUTU
ADNAN SAKA KİMDİR?
Adnan Saka, 9 Nisan 1943 Aliağa doğumludur. İlkokul öğrenimini Aliağa Atatürk İlkokulunda yaptıktan sonra ortaokul ve lise öğrenimini şimdiki adı Bornova Anadolu Lisesi olan İzmir Maarif Koleji'nde tamamladı. Bir yıl süre ile İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde öğrenim gördü. Özel ilgisi nedeniyle turizm konusunda eğitim almak üzere Almanya'ya gitti. Eğitim, staj ve çalışmayla geçen 10 yıldan sonra Almanya'dan Aliağa'ya döndü. 1974 yılında evlendi. Aliağa'da başladığı iş yaşantısı boyunca çeşitli sosyal ve ekonomik amaçlı kurum, kuruluş ve derneklerin yönetimlerinde bulundu. 6 yıl süre ile Aliağa Spor başkanlığı da yapan Adnan Saka, 1991 yılından bu yana kurucuları arasında yer aldığı Aliağa Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Adnan Saka, 2005 yılında yapılan TOBB Genel Kurulu'nda, Ticaret Odaları Konsey üyeliğine seçilmiştir. Adnan Saka, Türkiye'nin en büyük organize sanayi bölgelerinden biri olan Aliağa Organize Sanayi Bölgesi'ni (ALOSBİ) bir süre Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yaptı.
Saka, çeşitli sivil toplum örgütlerinde kurucu, üye ve yönetici olarak görevde aldı. İyi derecede İngilizce ve Almanca bilmektedir.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: İZMİR (DHA)

=========================================

FETÖ'den aranan yönetici, Bursa'da tacizden yakalandı

'FETÖ/PDY üyesi olmak ve yönetmek' suçundan aranan yurt yöneticisi D.T., Bursa'da toplu taşıma aracında liseli 2 genç kızı elle taciz ettiği iddiasıyla yakalanıp gözaltına alındı.
Gürsu ilçesinde lise öğrencisi 2 genç kız, evlerine gitmek üzere bindikleri dolmuşta D.T. tarafından elle taciz edildikleri iddiasıyla jandarmaya şikayette bulundu. Zanlıyı 2 saat sonra yakalayıp gözaltına alan jandarma ekipleri, soruşturma başlattı. Avukatı da yanında olduğu halde, sorgusu sırasında kimliğini kaybettiğini belirten D.T., kardeşi Ö.T.'nin kimlik bilgilerini verdi. D.T. ile kardeşi arasında 10 yaş olması nedeniyle şüphelinin yaşlı göstermesinden şüphelenen jandarma ekipleri, yakınlarının kimlik bilgileri üzerinden araştırma yaparak şüphelinin gerçek adının D.T. olduğunu tespit etti.
Soruşturmayı derinleştiren jandarma, kimlik bilgilerine ulaştığı D.T.'nin 'silahlı terör örgütü üyesi olmak ve yönetmek' suçundan arandığı tespit edildi. Çorum'da FETÖ'nün yurtlarında yönetici konumunda çalıştığını itiraf eden D.T. hakkında 'yalan beyanda bulunmak' suçundan da ayrıca işlem yapıldı. D.T. sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Haber: Berktuğ ÖNCÜ/BURSA, (DHA)-

================================================

Bursa'da 'Çoraplı hırsız' yakalandı

BURSA'da bir ay içerisinde çok sayıda ev ve işyerinden hırsızlık yapan şüpheli Ş.S. polis ekipleri tarafından yakalandı. Şüphelinin hırsızlıkları gerçekleştirirken ellerine çorap geçirdiği bildirildi.
Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, merkez Osmangazi ilçesi Doburca Mahallesi'nde bir şüphelinin evlere girmeye çalıştığı ihbarını aldı. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler, şüpheliye dur ihtarında bulundu. Kaçmaya başlayan şüpheli ile polis arasında kovalamaca yaşandı. Kısa süren kovalamaca sonunda şüpheli Ş.S. yakalandı. Yapılan incelemede şüphelinin, bir ay içerisinde çok sayıda ev, iş yeri ve otomobilden hırsızlık yapan 'Çoraplı hırsız' olduğu tespit edildi. Yakalanan şüphelinin hırsızlık sırasında iz bırakmamak için ellerine erkek çorabı geçirdiği görüldü. Ş.S.'nin park halindeki otomobilinde yapılan aramada da çok sayıda telefon, laptop, ziynet eşyası ve nakit para ele geçirildi. Ş.S.'nin bir apartman dairesine girmesi de güvenlik kameralarına yansıdı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
zanlılın adliyeye sevk olması
Hırsızlık için eve girmesi

Haber: Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,(DHA)

============================================

Öldürülen bebeğin cesedi, babanın ağladığı yerde aranacak

ERZURUM'da topuk kanı alınmadığı için ortaya çıkan bebek cinayetinde, baba Harun Ş. (48) ile anne D.K.A.'nın (22) yargılanmasına devam edildi. Yaklaşık 2 yıldır bulunamayan bebek cesedi, babanın zaman zaman gidip ağladığı yerde dedektör köpekler eşliğinde aranacak.
Özel bir şirkette işçi olarak çalışan Harun Ş., kızının arkadaşı D.K.A. ile sevgili oldu. Erkek kardeşi ve annesiyle birlikte yaşayan D.K.A. bu ilişkiden hamile kaldı. Doğum sancıları artan D.K.A., 7 Ocak 2016 tarihinde, Horasan Devlet Hastanesi'nde, bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Doğumla birlikte bu ilişkiyi D.K.A.'nın annesi de öğrendi. Doğumun haber verilmesi üzerine hastaneye gelen Harun Ş., iddiaya göre, sevgilisi D.K.A.'nın dünyaya getirdiği bebeği eşine baktırabileceğini söyleyerek, anneden aldı. Bebekten 'topuk kanı' alınmaması ve gerekli aşıların yapılmaması üzerine hastane görevlileri, Harun Ş.'nin resmi nikahlı olan eşi N.Ş.'nin Kars'ın Sarıkamış ilçesindeki evine gitti. N.Ş.'nin böyle bir bebek dünyaya getirmediğini söylemesi üzerine hemşireler, baba Harun Ş.'yi aradı. Harun Ş., hemşirelerle görüşmeyip, kaçamak cevaplar verince sağlık görevlileri, bu kez anne D.K.A.'nın Horasan'daki evine gitti. D.K.A.'nın bebekten haberi olmadığını iddia etmesi üzerine Horasan Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldı.
BEBEĞİN CESEDİ BULUNAMADI
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Harun Ş., Kars Çocuk Esirgeme Kurumu'na götürürken bebeğin yolda hayatını kaybettiğini fark ettiğini, kendisinin de yoldaki nalburdan kazma ve kürek alıp, bebeği kıyafetleriyle Sarıkamış ilçesine bağlı Karaurgan köyü yakınlarında toprağa gömdüğünü ileri sürdü. Harun Ş.'nin tarifi üzerine olay yeri inceleme ekipleri, bölgede araştırma yaptı ancak gösterdiği yerde kazılan çukurda bebeğin cesedi bulunamadı. Harun Ş., 23 Mayıs 2016 tarihinde tutuklanarak, cezaevine konuldu.
Harun Ş., hakkında, Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'alt soydan akrabayı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılaması devam eden Harun Ş., bu kez suçlamaları kabul etmedi. D.K.A. ve annesi G.A.'yı suçlayan Harun Ş., sevdiğini ele vermemek için suçu üstlendiğini iddia etti. Şikayetçi sıfatı ile dinlenen D.K.A. ve annesi G.A. hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan D.K.A., Harun Ş. ile suçu birlikte işlediği iddiasıyla tutuklanırken, G.A. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. D.K.A. ve annesi hakkında da 'ağırlaştırılmış ömür boyu' hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi ve Harun Ş.'nin dosyası ile birleştirildi.
'MONTU BEBEĞİN ÜZERİNE KAPATTI'
1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün hakim karşısına çıkan Harun Ş., D.K.A. ve annesi G.A. suçlamaları kabul etmedi. Hamileliğini korse giyerek evdekilerden sakladığını söyleyen D.K.A., Harun Ş.'nin düşük yapması için ilaç getirdiğini ancak kendisinin bunları kullanmadığını söyledi. İddia edildiği gibi bebeği düşürmek için ip, yüksekten atlama gibi şeyler yapmadığını belirten D.K.A., "Harun hamile olduğuma inanmıyordu. Sancılarım tutunca annemle hastaneye gittik. Çocuğu doğurunca bana inanmadığı için fotoğrafını çekip gönderdim. Annem orada öğrenince beni hastanede bıraktı gitti. Doğumdan bir gün sonra Harun hastaneye geldi. Kalacak yerimiz olmadığı için araç içerisinde iki gün kaldık. Daha sonra bana çocuğu bırakıp gitmemi, 3 gün sonra gelip beni de alacağını söyledi. Kabul etmedim. Kars'a doğru aracı sürmeye başladı. Ben ve bebek arka koltuktaydık. Aras Nehri'nin kenarına geldik. Beni araçtan tekmeleyerek, küfürler ederek indirdi. Yeni doğum yaptığım için çok halsizdim. Arabanın kapısını kilitleyerek üzerindeki yeşil montunu bebeğin üzerine kapattı. Dışarıdan cama vurdum ancak kapıyı açmadı. Tekrar araca bindim bebeği kontrol etmek istediğimde izin vermedi. Beni evimizin yakında bir yere bıraktı. Çocuğu nereye götürdü bilmiyorum. Kimseye söylememem için tehdit etti. Öldürme kastım olsaydı evde doğum yapardım, hastaneye gitmezdim" diye konuştu.
Müvekkili için iddianamede bebeğini toplum baskısına dayanamayıp öldürdüğünün belirtildiğini aktaran D.K.A.'nın avukatı Fatma Özen ise Harun Ş.'nin eşi N.Ş.'nin alınan ilk ifadesinde bebeğin bir gün onlarda kaldığını söylemesinin cinayeti müvekkilinin işlemediğini gösterdiğini bildirdi. Mahkeme Başkanı Server Şimşek, Sarıkamış Jandarma ekiplerinin yaptığı çalışmada Harun Ş.'nin yaşadığı Balabantaş köyündeki ormanlık alanda zaman zaman gidip ağladığının belirlendiğini söyledi. Bu çalışmanın mahkemeye ulaşması üzerine heyet, arama kurtarmalarda kullanılan dedektör köpeklerde babanın ağladığı su deposu ve altındaki ormanlık alanda arama yaptırma kararı aldı. Mahkeme, Harun Ş. ve D.K.A.'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
ARŞİV - 29 Ekim 2017
-Harun Ş.'nin yer göstermesi ve açıklaması
-Erzurum adliyesi

Haber: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM, (DHA)

================================================

Küçük Ceylin'in öldürülmesiyle ilgili üç kişinin yargılanmasına devam edildi
Babaanne sanıkların idam edilmesini istedi

İZMİR'in Ödemiş ilçesinde, kaybolduktan 3 gün sonra komşusunun evinde cesedi bulunan 10 yaşındaki Ceylin Atik'in öldürülmesiyle ilgili tutuklu sanıklar Serkan Türkmen (37) ve eşi Şükriye Türkmen'in (30), 'Çocuğa veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme', Şükriye Türkmen'in halası tutuksuz sanık Raziye Ö.'nün (62) ise 'Suç delillerini yok etme' suçlamasıyla yargılanmasına devam edildi. Duruşma öncesi konuşan Ceylin'in babaannesi Ülkü Atik, sanıkların idam edilmesini istedi. Şükriye Türkmen'in ablası Cemile Gacar da kardeşinin, kendisine ait olan, ancak oğlunun kullandığı cep telefonu hattını çaldığını belirterek cezalandırılmasını istedi.
Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ikinci duruşma yoklamayla başladı. Duruşmaya Şakran Cezaevi'nde bulunan ve 'Çocuğa veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Şükriye Türkmen ve eşi Serdar Türkmen, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istenen, Şükriye Türkmen'in halası tutuksuz sanık Raziye Ö. ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, tarafların avukatları, öldürülen Ceylin Atik'in babası Murat Atik, dedesi Mustafa Atik, babaannesi Ülkü Atik ile yakınları hazır bulundu. Yargılamaya, tanıklarının dinlenmesi ile devam edildi. Şükriye Türkmen'in olaydan sonra Mustafa Atik'in telefonuna, 'Polise haber vermeyin. Torununu öldürürüz' yazılı mesajını gönderdiği hattın sahibi Cemile Gacar ile hattı kullanan oğlu İsmail Gacar da tanık olarak dinlenenler arasında yeraldı. Şükriye Türkmen'in ablası Cemile Gacar, kardeşinin kendisine ait olan, ancak oğlunun kullandığı telefon hattını çaldığını belirterek, cezalandırılmasını istedi.
CEYLİN'İN BABAANNESİ KRİZ GEÇİRDİ
Duruşma öncesinde bekleme salonunda bulunan Ceylin'in babaannesi Ülkü Atik, sinir kirzi geçirdi. Ülkü Atik, "Bunların yaşamaya hakkı yok. Olayda sebep para değil, para istemiş mi ki? Ben kimsenin düşmanı değildim. Torunumun gözlerinin içi gülerdi. Torunuma olaydan önce son kez sarıldım. Sanıkların idam edilmesini istiyorum" dedi.
Duruşma tanıkların dinlenmesi ile devam ediyor.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Ödemiş 50'nci Yıl Ortaokulu öğrencisi Ceylin Atik, 10 Haziran 2017 Cumartesi günü, arkadaşlarıyla oynamak için Cumhuriyet Mahallesi'nde evlerinin önündeki Kazım Karabekir Parkı'na gitti. Atik'in uzun süre ortalıklarda görünmemesi ve eve dönmemesi üzerine merak eden dedesi Mustafa Atik ve babaannesi Ülkü Atik, arkadaşlarına sormalarına ve gidebileceği yerlere bakmalarına rağmen bulamadı. Bunun üzerine Atik'in yakınları Ödemiş İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giderek kayıp başvurusunda bulundu. Yakınları sosyal medyadan da Ceylin'in fotoğraflarını paylaşıp, bulunması için yardım istedi. Ancak, Mustafa Atik'in telefonuna, 'Polise haber vermeyin. Torununu öldürürüz' yazılı mesaj gelmesiyle, anne ve babası ayrı yaşadığı için dedesi ve babaannesi ile kalan Ceylin Atik'in kaçırıldığı anlaşıldı. Polis, dede Atik'e gelen mesajdan yola çıkarak şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Polis, istihbarat çalışmasıyla Ceylin'in en son parkın yanındaki Şengül Sokak'taki bir apartmanın dördüncü katındaki komşuları oto tamircisi Serkan Türkmen ve ev kadını Şükrüye Türkmen çiftinin evinde su içerken görüldüğünü belirledi. Polisin operasyonuyla Serkan Türkmen, Şükriye Türkmen ve halası Raziye Ö. yakalandı. Küçük kızın cesedi de Türkmen çiftinin evinde bulundu.

GÖRÜNTÜLÜ HABER
- Ödemiş Adliyesi'nden genel ve detay görüntü

Haber: Taylan YILDIRIM - Faruk ÇARK - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR (DHA)

===========================================

Cinsel ilişkiye girdiği kadını bıçaklayan kuaföre 8 yıl 9 ay hapis

ANTALYA'da, para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği Ş.K.'yi (28), kendisini tatmin etmediği ve parasını geri vermediği iddiasıyla vücudunun 6 yerinden bıçakla yaralayan kuaför Musa Sarı (21), 8 yıl 9 ay hapse mahkum edildi.
Olay, geçen yılın ekim ayında, Kepez ilçesine bağlı Göksü Mahallesi'nde meydana geldi. Kuaförlük yapan Musa Sarı, para karşılığı anlaştığı Ş.K. ile gittikleri çalılıkta cinsel ilişkiye girdi. Musa Sarı, iddiaya göre, kendisini tatmin etmediğini söylediği Ş.K.'den parasını istedi. Bunun üzerine ikili arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyüp, kavgaya dönüştüğü sırada Musa Sarı, yanında taşıdığı bıçakla Ş.K.'yi 6 yerinden bıçaklayıp, kaçtı. Kadının yardım çığlıklarının duyulması üzerine ihbarla olay yerine gelen sağlık ekipleri, ağır yaralı Ş.K.'yi ambulansla Kepez Devlet Hastanesi'ne götürdü. Kaçan Musa Sarı ise olaydan 2 saat sonra polis tarafından yakalanıp, gözaltına alındı. Emniyette işlemleri tamamlanan Musa Sarı, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bir dizi ameliyat olan Ş.K. ise uzun süren tedavisinin ardından hastaneden taburcu edildi.
ASKERLİK ÖNCESİ CİNSELLİK YAŞAMAK İSTEMİŞ
Olayla ilgili Antalya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, üçüncü duruşmada karara bağlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Musa Sarı ile avukatı katılırken, Ş.K. ise talimatla ifade verdi. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, Musa Sarı'nın 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'nitelikli yağmaya teşebbüs' ve 'ruhsatsız bıçak taşımak' suçlarından cezalandırılmasını istedi.
Musa Sarı, savunmasında, olaydan 1 ay sonra askere gideceğini ve daha önce cinsel ilişkiye girmediği için o duyguyu yaşamak istediğini söyledi. Cesaret bulmak amacıyla alkol aldıktan sonra Ş.K. ile cinsel ilişki için 50 TL'ye anlaştıklarını anlatan Sarı, “İlişkiye girdikten 1- 2 dakika sonra bana, 'Sen nasıl erkeksin?' diye hakarette bulunmaya başladı. Ben de ne olduğunu anlayamadım. Kadın, hakaret edip, beni ittirdi. Ben de dayanamadım. Öfke ve sinirle belimdeki bıçağı çıkararak, bıçakladım" diye konuştu.
Ş.K. ise “Sanık, benden verdiği parayı geri istedi. Ben de vermeyeceğimi söyledim. Tam o sırada üstümü düzeltiyordum ki sanık, bel kısmından çıkardığı bıçakla benim bacak, karın, göğüs bölgeme 6- 7 kez sapladı. Bağırmalarım üzerine benimle aynı işi yapan arkadaşım Ç.Z. geldi. Arkadaşımın sesi üzerine zanlı kaçtı" dedi.
Sanık avukatı ise 50 TL karşılığında yapılan anlaşma konusunun 'hizmet' olduğunu iddia ederek, müvekkilinin, parasının karşılığını istediği şekilde göremediğini söyledi.
Mahkeme heyeti, verdiği kısa ara sonrası Musa Sarı'yı 'kasten insan öldürmeye teşebbüs'ten önce ömür boyu hapse mahkum etti, ardından indirimlerle cezayı 8 yıl 9 aya düşürdü.

Haber: Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA) -

===================================================

Zonguldak'ta 7 yıldır süren cinsel istismar davası

ZONGULDAK'ın Çaycuma ilçesinde, 2011 yılında zeka geriliği olan B.D. (14) adlı erkek çocuğa parkta cinsel istismarda bulunan ve yakındaki askerlik şubesinde nöbet tutan askerin bağırması sonrası yakalandıktan sonra tutuklanan R.D.(52), Ocak 2013'te çıkan kararda suçun teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldıktan sonra tahliye edildi. Yargıtay'ın cezayı bozmasının ardından dava yeniden görülmeye başlandı.
Olay, 15 Mayıs 2011'de ilçe merkezinde bulunan çocuk parkında meydana geldi. Akşam saatlerinde alkollü olarak çocuk parkına giden R.D., iddiaya göre zeka geriliği bulunan B.D.'ye cinsel istismarda bulundu. Yakındaki askerlik şubesinde nöbet tutan askerin bağırması üzerine kaçan R.D., kısa süre sonra yakalandı. Tutuklanan R.D. hakkında 'cinsel istismar' suçundan Zonguldak 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Ocak 2013'te sona eren mahkemede tutuklu sanık R.D., cinsel istismar suçunun teşebbüs aşamasında kalması, sanığın yargılanma sırasında tutum ve davranışları indirim sebebi sayılarak 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. R.D., tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi. B.D.'nin avukatı kararı Yargıtay'a taşıyarak itiraz etti. Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesi, eksik karar verildiği gerekçesiyle 4 yıl sonra kararı bozdu.
Yerel mahkeme kararının bozulmasının ardından R.D., olaydan 7 yıl sonra tekrar hakim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti bozma kararına karşı sanık avukatının savunma yapması ve dosyadaki eksiklikler için duruşmayı erteledi.

Haber: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK, (DHA) -

===========================================

Pencerenin demir korkuluklarına sıkışan kediyi itfaiye ekibi kurtardı

ESKİŞEHİR'in Tepebaşı ilçesinde, 2 katlı evin alt katındaki pencerenin demir korkuluklarına sıkışan kediyi itfaiye ekipleri kurtardı.
Olay, akşam saatlerinde, Zafer Mahallesi Trakya Sokak'ta meydana geldi. Sokak kedisinin 2 katlı evin alt katındaki pencerenin demir korkuluklarına sıkıştığını görenler, polise bildirip, yardım istedi. Polis ekipleri, durumu Büyükşehir Belediyesi itfaiyesine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ve polis ekipleri, kediyi kurtarmak için çalışma başlattı. İtfaiye erleri, pencerenin korkuluk demirlerini keserek, kediyi sıkıştığı demirlerin arasından kurtardı. Ekipler, bu kez de kediyi korkuluklardan dışarı çıkarmaya çalıştı. İtfaiye ekiplerinin yoğun çabası sonucu kedi, pencere korkuluklarının arasından çıkıp, yere atlayarak, sokak aralarına kaçtı.

Görüntü dökümü:
-İtfaiye aracının gelişi,
-Ekiplerin demir korkulukları kesme çalışması,
-Kedinin görüntüsü,
-Kurtarılan kedinin pencere korkulukları arasından yere atlayıp sokakta kaybolması,
-Kedinin sıkıştığını gören gencin konuşmasından çekilen görüntüler bulunuyor.)

Haber-Kamera: Eyüp KELEBEK-ESKİŞEHİR,(DHA)

===================================================

En Çok Aranan Haberler