HABER

DHA YURT BÜLTENİ -4

  Turistlerin gözü önünde şezlongları söküp attılar Antalya'nın Manavgat ilçesinde 50 kişilik grup, bir otelin sahildeki şezlonglarını söküp attı.

Turistlerin gözü önünde şezlongları söküp attılar

Antalya'nın Manavgat ilçesinde 50 kişilik grup, bir otelin sahildeki şezlonglarını söküp attı. Turistlerin gözü önünde yaşanan olay güvenlik kameralarına da yansıdı. Şezlongları sökülen otelin sahibi Recep Özden, olayın yanlarındaki otelin sahipleri tarafından gerçekleştirildiğini iddia ederek, "Burada yapılan apaçık haydutluk" dedi.
Manavgat'ın dünyaca ünlü tatil merkezi olan Side turizm bölgesindeki 5 yıldızlı bir otel tarafından, hemen yanlarında bulunan başka bir otelin sahibi E.K. ve oğlu A.K. hakkında, sahilde bulunan plajın işgal edildiği ve şezlonglarının kaldırılarak gelişigüzel şekilde atıldığı gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Daha önce de her 2 otel arasında zaman zaman sorunlar yaşandığı belirtilen suç duyurusunda, geçen çarşamba günü saat 17.30 sıralarında E.K. ve A.K. ile kim olduğu bilinmeyen yaklaşık 50 kişilik bir grubun sahile geldiği, burada otele ait şezlongları bulunduğu yerden kaldırarak, başka yere attığı, bu sırada plajdaki otelin güvenlik görevlisinin telefonla olayı otel yetkililerine haber verdiği belirtildi.
OLAY KAMERAYA YANSIDI
Yaşanan olaya ilişkin güvenlik kamerası görüntüleri de Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edildi. Görüntülerde sahilde yürüyüş yapan turistlerin gözleri önünde, plaja inen kalabalık bir grubun, şezlongları bulundukları yerlerden sökerek, yan tarafa attığı, bu sırada yoldan geçen turistlerin dönüp yaşananları izlediği anlar yer aldı. Olayı cep telefonuyla görüntülemeye çalışan güvenlik görevlisinin üzerine gruptan 8-10 kişinin yürüdüğü, aynı gruptan bazılarının da bunları uzaklaştırdığı görüldü.
'BİZİ PÜSKÜRTMEK İÇİN UĞRAŞIYORLAR'
Olayın yaşandığı otelin sahibi Recep Özden, olay günü Antalya'ya gittiğini belirterek, "Yolda otel müdürlerimden telefon geldi. 'Burayı 40-50 kişiyle bastılar. Şezlonglarımızı söküyorlar, kendi şezlonglarını yerleştiriyorlar' dedi. Oysa henüz sezon başlamadı. Sırf bizi buradan püskürtmek için uğraşıyorlar. Bizim otelimiz 1997 yılından beridir faaliyette. Burası için her sene devlete ecrimisil ödüyoruz" dedi.
'TURİSTLERİN GÖZÜ ÖNÜNDE OLDU'
Diğer otelin kaçak olduğunu ve belediyenin yerini işgal ettiğini öne süren Recep Özden, turizm sezonu öncesinde yaşanan olayın en çok turizme sekte vuracağını kaydetti. Recep Özden, "Burada yaşananların hepsi yürüyüş yapan turistlerin gözü önünde oldu. Kalabalık gruptan bazılarına, bizim arkadaşlarımız bellerindeki silahı görünce müdahale edememiş. Her şey yasayla, yönetmeliklerle belliyken, burada yapılan apaçık bir haydutluk" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Güvenlik kamerası görüntüleri
- Plajdan görüntüler
- Recep Özden'in açıklaması
- Sahilden detay görüntüler

609 MB /// 05.30"

ANTALYA,(DHA)

======================

Dini duygularla dolandırdığını iddia ettiği bacanağından şikayetçi oldu

SİVAS'ta çiftçilik yapan Turan Naçar (63), bacanağı A.Y. (33) hakkında, dini duygularını kullanarak kendisini 260 bin lira dolandırdığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Sivas merkeze bağlı Olukman köyünde yaşayan Turan-Emine Naçar (52) çiftinin 11 çocuğundan 5'incisi olan Ayşe Naçar(16), 2017 yılında evlerinin kömürlüğünde kendini asarak canına kıydı. 1,5 yıldır kızlarının acısıyla yaşayan Naçar ailesinin hayatı yaklaşık 3 ay önce akrabaları A.Y.'nin köye gelerek kızlarının ölümünde kendilerinin suçu olduğunu söylemesi ile değişti. Kent merkezinde yaşayan ve sabit bir işi bulunmayan A.Y., iddiaya göre aileye Turan Naçar'ın kızı ile ilgilenmediğini, Ayşe'nin bu yüzden kendisini astığını ve suçlu olmalarından dolayı aile fertlerinin bazılarının cezaevine gideceğini, çocuklarının da ellerinden alınacağını söyledi. Danıştığı hoca ve efendilere verecekleri para ile kendilerini kurtaracağını iddia etti. Bunun üzerine Turan Naçar, yakın çevresinden borç alıp, bankadan kredi çekerek topladığı 260 bin lirayı A.Y.'ye verdi. Turan Naçar, İstanbul'dan gelen oğluna durumu anlatınca dolandırıldığını anladı. Naçar, jandarma ve savcılığa giderek bacanağı A.Y. hakkında suç duyurusunda bulundu.
'DİNİ DUYGULARIMI KULLANDI'
Bacanağı A.Y'nin dini duygularını kullandığını, çocukları üzerinden kendisini korkutarak 260 bin lirasını aldığını ifade eden Turan Naçar, "Benim 14 Mayıs 2017 yılında bir kızım iple kendini tavana asarak intihar etti. 3 ay önce bacanağım A.Y. 'kızınla ilgilenmedin' diyerek benim dini duygularımı sömürerek 260 bin liramı aldı. Çok mağdur durumdayım. Benim kızımın üzerinden dini duygularla başlayarak beni, eşimi, büyük oğlumu, gelinimi, diğer oğlumun beşimizin cezaevine atılacağını, 4 tane çocuğumun kör olup konuşamayacaklarını, 3 torunumla küçük oğlumun da çeşitli yurtlara verilerek bir daha birbirlerini göremeyeceğini söyleyip beni korkutarak, çocuklarımın üzerinden beni rehin aldı. Hocalar ve efendilerin bizi kurtaracağını söyleyerek, dini duygularla korkutarak 260 bin liramı aldı. Bu parayı ben eşten, dosttan ve bankadan alarak tamamladım. Dolar, Türk Lirası, altın, bilezik aldım eşten, dosttan ona verdim" dedi.
'İNTİHAR ET DESE ONU BİLE YAPACAKTIM'
Bacanağı A.Y.'nin sözlerine çok inandığını ifade eden Turan Naçar "Bana telefonda bir şeyler gösterdi. Peygamber efendimizin, Hazreti Ali'nin, Ömer'in, Yusuf'un, Davut'un selamlarıyla beni bu sıkıntılardan kurtaracağını söyledi. Ben ona o kadar kapılmışım ki adam bana 'intihar et' dese ben gidip intihar edeceğim, o duruma düştüm. Ben şu an 63 yaşındayım. Beni görenler 80 yaşımda sanıyor. 3 ayın içinde 30 senelik ömrüm gitti. O şahıs Gülyurt Mahallesinde kirada oturuyordu. Evini taşımış, şimdi yerini bilmiyorum. Köyde jandarmaya gittim, sonra da savcılığa başvurdum" diye konuştu.
'BİZİ TEHDİT ETTİ'
Turan Naçar'ın eşi Emine Naçar ise kız kardeşinin kocası olan A.Y.'nin kendilerini korkutup tehdit ettiğini ifade ederek "Benim 2 yıldır gözümün yaşı kurumadı. Beni çocuğumla sınadı, çocuklarını kurtaralım, Ümmügülsüm var kızım, 'o kaybolacak' dedi. Kızım Fadime var, onun da 4 tane çocuğu var. Kızımın ortadan kaybolup torunlarımın ortada kalacağını söyledi. Diğer kızımın kaybolup iki çocuğunun ortada kalacağını söyledi. Bunlarla bizi tehdit ederek elimizden parayı aldı. 'Para vereceksiniz, kurtaracağım' dedi. Verdik, arkası sonu gelmedi" ifadelerini kullandı.
Şikayet üzerine Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü
--------------
-Ailenin adliyeye gidişi
-Baba, anne ve oğlunun görüntüsü
-Konuşmaları
-Verdikleri şikayet dilekçesi

(519 mb)

Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)

===================

Uludere'nin 20 milyon liralık yatırımla çehresi değişti

Şırnak'ta Uludere Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Mehmet Fatih Yakınoğlu, göreve başladığından bu yana ilçeye 20 milyon liralık yatırım yaparak, ilçenin çehresini değiştirdiklerini söyledi.
Uludere Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Mehmet Fatih Yakınoğlu, İçişleri Bakanlığı'nca kayyum atanmasının ardından 2 yılda yapılan yatırımları değerlendirdi. Yıllarca hizmet yapılamayan Uludere'de 2 yıl içerinde 20 milyon liralık yatırım yaparak modern bir şehir statüsüne getirdiklerini anlatan Kaymakam Yakınoğlu, 3 mesire alanı, 5 kilometre hazır asfalt, sokak sağlıklaştırma projesi, ilçe merkezinde modern ışıklandırma, ünlü şair, yazar ve düşünürlere ait sözlerin bulunduğu ışıklı pankartlar, 8 çocuk parkı, piknik alanları, içme suyu projesi gibi birçok projeyi hayata geçirdiklerini aktardı.
'KASABA HALİNDEN MODERN ŞEHİR GÖRÜNÜMÜNE KAVUŞTURDUK'
Kaymakam Yakınoğlu, 2 yıl içerisinde Uludere'yi modern görünümlü bir şehir haline getirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"2017 Şubat ayında Uludere Belediye Başkanlığı emanetini aldığımızdan bu yana gece gündüz demeden, mesai arkadaşlarımızla birlikte Uludere halkımıza yıllardır özlemini çektikleri kaliteli belediye hizmetini sunmak için elimizden geleni yapıyoruz. Son güne kadar da çalışmalarımızı devam ettireceğiz inşallah. Göreve geldiğimiz zamana kadar ilçemizde hiçbir belediye hizmeti yapılmadığını gördük. O kadar ki ara mahallelerde çöpler bile düzenli olarak toplanmıyordu. Devletin vatandaşa hizmet için gönderdiği ödeneği terör örgütüne bir şekilde destek olsun diye gönderiyorlardı. Ve halka hizmet anlamında hiçbir şey sunmuyorlardı. Vatandaşlarımıza kaliteli hizmet sunmak, ilçemizin daha da gelişmesi, güzelleşmesini sağlamak için birçok proje uyguladık. Kasaba halinden modern şehir görünümüne kavuşturduk ilçemizi."
'GÜZEL SONUÇLAR VE GÜZEL DÖNÜŞÜMLER ELDE EDİYORUZ'
Sosyal belediyecilik alanında önemli çalışmalar da yaptıklarını anlatan Kaymakam Yakınoğlu, ilçe merkezinde kurdukları kitap dekorunun büyük ilgi gördüğünü söyledi. Yakınoğlu, "İlçede kitap dekorunu dizayn ettik. Gençlerimizin, çocuklarımızın okuma alışkanlığının gelişmesini hedefliyoruz. Türk ve dünya klasiklerinin yanısıra Ahmed-i Hani, Mela Hüseyine Bateyi gibi yörenin değerleri olan bölgenin yetiştirdiği yazarlarının kitaplarını dekora yerleştirdik. Güzel sonuçlar ve güzel dönüşümler elde ediyoruz. Yüzlerce öğrencimizi gezi turlarına gönderdik. Askerimizin, polisimizin, güvenlik korucumuzun sayesinde ilçemiz artık terörle değil güzel işlerle anılan bir yer haline geldi" diye konuştu.

Görüntü Dükümü:
-------------
- Uludere'nin droneyle görüntülenmesi
- İlçeden görüntü
- Belediye tarafından yapılan hizmetler
- Yakınoğlu'nun açıklamaları
- Röportajlar
- Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 493 MB

Haber-Kamera: Emin BAL/ULUDERE(Şırnak),(DHA)

========================

Batman'da organik geri dönüşüm (ÖZEL)

Batman'da, geri dönüşüme farklı bir boyut kazandıran lise öğrencileri, 6 ay süreyle topladıkları sebze-meyve çekirdeklerini doğaya bıraktı.
Batman Fatih Anadolu Lisesi danışman öğretmenlerinin 'Çekirdekler heba olmasın' projesi kapsamında 300 öğrenci, 6 ay süreyle topladıkları meyve-sebze çekirdeklerini doğaya bıraktı. Proje kapsamında öğrenciler, okul idarecileri ve öğretmenleriyle birlikte Batman Çayı kıyısındaki arazilere topladıkları çekirdekleri attı. Okul Müdürü Cengiz Haşimoğlu, atık durumda olan veya çöpe gidecek olan meyve-sebze çekirdeklerinin geri dönüşümünü sağlama noktasında doğaya bıraktıklarını belirterek, "Bu proje kısa vadeli değildi, 6 aylık bir çalışmanın ürünüdür. Projeye 300 öğrenci katkıda bulundu. Toplanan çekirdekler, kurutularak okulda poşetlendi ve hazır hale getirildi. Çekirdekleri, öğrencilerle birlikte çay kenarındaki arazilere serptik" dedi.
Proje koordinatörlerinden coğrafya öğretmeni Yusuf Çoban da, doğaya bıraktıkları çekirdeklerin meyve vereceğini belirterek, her çekirdeğin içinde canlı bir bölüm olduğunu söyleyerek, "Bu projeye destek veren okul idaresi ve 300 öğrencimi kutluyorum. Amacımız, atacağımız meyve çekirdeklerin tamamının çıkması değil. Her çekirdeğin içinde bir canlı bölümü var. Çekirdekler toprak ve suyla buluştuğu zaman inşallah can bulacaktır" diye konuştu.
6 ay boyunca meyve ve sebze çekirdeklerini topladığını anlatan öğrenci Gamze Sevim ise, "Bu çalışmaya sıcak baktık ve ailemize söyledik. Ailelerimiz de atık çekirdekleri toplayarak bize katkıda bulundu. Altı ay boyunca meyve çekirdeklerini biriktirdik ve bugün de doğaya serptik" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------
-Okuldan görüntü
- Çekirdeklerin arizeye bırakılması
- Etkinliğe katılanlar
- Röportajlar
- Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 297 MB

Haber-Kamera: Reşat YİĞİZ/BATMAN,(DHA))

===============

Rektör Prof. Dr. Edibe Sözen: Türkiye'nin geleceği için 'ben de varım' denilmeli

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Edibe Sözen, Türkiye'nin endüstri 4.0'ı konuştuğu bu noktada gençlerin 'bana ne', 'ben yokum' tavrını bırakıp 'ben de varım' cesareti ile girişimciliği ile hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
Hatay Valiliği'nin koordinesinde İŞKUR İl Müdürlüğü'nün düzenlediği İSTE'nin ev sahipliğinde düzenlenen Girişimcilik ve Kariyer Günü etkinliğinde Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Edibe Sözen, 'Cari Açık Ve Sivil Toplum Kuruluşlarında Genç İstihdamı' konulu seminer verdi. Hatay Vali Yardımcısı Aydın Tetikoğlu, İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, İŞKUR İl Müdürü Ziya Yüksel'in de katıldığı etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Edibe Sözen, Ağustos böceği ile karınca masalından bahsederek günümüzde Ağustos böceğinin şarkı söyleyerek pop star olup çok para kazanabileceğini ancak her Ağustos böceğine denk gelebilecek bir şey olmadığına dikkat çekerek ,"100 yıl öncesinde olduğu gibi hepimiz karınca gibi çalışmak zorunda, üretmek zorundayız" dedi.
Sözen, "Birçok sorunumuz var. Ama bu sorunları çözecek genç nüfusumuz var orta yaş tecrübemiz ve yaşlıların bilgeliği var. Bir kere insan gücü olarak mükemmeliz. Bu anlamda kendimize ve ülkemize güvenmek zorundayız. Biz bu noktaya nasıl geldik? Bu noktaya saf tutarak, yani insanlar dayanışma göstererek, işbirliği yaparak. Bir de Kayseri'den başlayıp Gaziantep'e kadar uzanan havzada, Ege şeridinin bulunduğu alanda müthiş bir müteşebbis ruh, girişimci ruh var. Endüstri 4.0'ı konuşacak noktadayız. Amerika, Çin tarafından söz etmiyorum. Ama gerçekten bu coğrafya içerisinde, hinterlandımızda arka planda yer alan ülkelere toplumlara baktığımızda çok şanslı konumdayız" dedi. Sözen, 2018 yılında gençlerin sivil toplum kuruluşlarına üyelikleri ile ilgili bir çalışma yapıldığına dikkat çekerek şunları söyledi:
"8 bin genç üzerinde araştırma yapılmış gençlerin yüzde 94'ü herhangi bir Sivil Toplum Kuruluşuna üye olmadığı yüzde 5.6'sının üye olduğu belirlenmiş. Biz toplumcuyduk, çünkü okuduğumuz eserler öyleydi vatan için her şey yapılır. Toplum için her şey yapılır. Yakınlar için her şey yapılırdan bugün artık hiçbir şey yapmam noktasına geldi. Ben de varım demekten bana neye geldi. Gaziantep'ten gelirken gençlerin dinlediği şeyler dinleyeyim dedim. Gazapizm diye bir şey çıkmış reb grubu, Almanya'da biri çıkmış Burak Kinng o da bizim arkadaşımızın oğlu hepsi bana ne diyor. Bana neli bir reb dünyası bu duygu dünyasını yansıtan, ya da coşkuları yansıtan bir şey bana ne yok arkadaşlar. Biz de varız diyeceğiz. Toplumun sorununu çözmeye biz de varız diyeceğiz. Biz karınca bilinciyle davranmaya zorunluyuz. Çünkü Türkiye belli bir noktaya gelmiş, bu noktanın biraz daha yukarısına çıkmak zorunda. Teknoloji endüstri 4.0'ı uygulamak zorunda. Eğitimde bunları gerçekleştirmek zorunda Ondan sonra ne yapacaksanız yapın. Bizim geride kalmamız hakikaten dünyanın epey gerisine fırlatabilir o nedenle bana ne lüksümüz yok. Ben de varım cesaretini göstereceğiz. Bizim girişimciliğimiz, daha doğrusu sizlerin girişimciliği bu olacak."

Görüntü Dökümü
--------
-Toplantı salonundan görüntü
-Prof. Dr. Edibe Sözen’in konuşması

SÜRE:5'19" BOYUT:219 MB

Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),(DHA)

===================

Spor yaparken köpek saldırısına uğrayan profesör yanında sopa taşıyacak

Antalya'da spor amaçlı yürüyüş yaptığı parkta kendisini kovalayan 10 köpekten biri tarafından ısırılan Tıp Fakültesi'nden emekli Prof. Dr. Ersin Lüleci, kuduz tedavisi gördü. Bacağında 6 diş izi bulunan ve 13 gündür spor yapamadığını belirten Prof. Lüleci, "Tedirginlik var. Hatta elime bir sopa alıp yürüyüşe çıkmayı düşünüyorum. Ne olur ne olmaz" dedi.
Akdeniz Üniversite (AÜ) Tıp Fakültesi'nden 2009 yılında emekli olan Prof. Dr. Ersin Lüleci, aynı fakülteden emekli eşi Güven Lüleci ile Muratpaşa ilçesindeki evlerinde yaşıyor. Her sabah Karaalioğlu Parkı'nda spor amaçlı yürüyüş yapan Prof. Dr. Ersin Lüleci, 8 Mart sabahı eşofmanını giyip yürüyüş için parka gitti. Parkın içerisindeki Rus Konsolosluğu önüne gelen Prof. Dr. Lüleci, 10 köpeğin saldırısına uğradı. Üzerine gelen köpeklerden kaçmak için hamle yapan Prof. Dr. Ersin Lüleci'yi, köpeklerden biri sağ baldırından ısırdı.
Yere düşen Prof. Dr. Lüleci'nin yardım çığlığına Rus Konsolosluğu'nda görevli polis memuru koştu. Polis memuru köpekleri uzaklaştırırken, Prof. Dr. Lüleci, çağrılan ambulansla hastaneye götürüldü. Muayene edilen Prof. Dr. Lüleci'nin sağ bacağında 6 diş izi tespit edildi. Sağlık görevlileri, ısıran köpeğin de bulunarak kuduz virüsü taşıyıp taşmadığının tespitini istedi. Muratpaşa Belediyesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri parkta inceleme yaptıktan sonra tarif edilen renkte ve cinste bir köpeği yakalayarak karantinaya aldı. Yakalanan köpeğin Prof. Dr. Lüleci'yi ısıran köpek olmadığı anlaşıldı. Köpek, her ihtimale karşı 10 gün karantinada bekletildi.
KÖPEKLER ÇETE HALİNDE GEZİYOR
Kendisini ısıran köpeğin bulunamaması üzerine kuduz tedavisine başlanan Prof. Dr. Ersin Lüleci'nin bir süre sonra sağ bacağında iltihap ve şişmeye bağlı morluklar oluştu. Kuduz aşısı olan Prof. Dr. Lüleci, tedavisinin sonuna yaklaştığını ve karantinadaki köpeğin kendisinin onayıyla serbest bırakıldığını belirtti. Karaalioğlu Parkı'ndaki köpeklerin kalabalık ve başıboş dolaştıklarını kaydeden Prof. Dr. Lüleci, "Çete halinde geziyorlar. Sağa sola saldırıyorlar. Bazen araçlara, bazen insanlara. Hayvan severlerin tepkileri nedeniyle köpeklere müdahale edilemediğini öğrendim. Olan bana oldu, kuduz aşısına başladık. Son 2 aşım kaldı. Köpek ısırır tamam, ama burası Antalya'nın en büyük parkı. Bu parkta başıboş köpek olmaz. Bunların buradan alınması gerekir. Her gün birine saldırıyormuş köpekler" dedi.
ELİNDE SOPAYLA SPOR YAPACAK
Tedirginlik yaşadığını belirten Prof. Dr. Ersin Lüleci, "Beni ısıran çok vahşi ve sert görünüşlü bir köpekti. Kuduz olduğuma dair endişem yok. Aşılarımı yaptırdım. Yara yerindeki kitleye sanırım bir müdahale yapılacak. 13 gündür yürüyüşe çıkmadım. Tedirginlik var. Hatta elime bir sopa alıp yürüyüşe çıkmayı düşünüyorum. Ne olur ne olmaz" diye konuştu.
KÖPEKLERİN OTOMOBİLLERE SALDIRISI GÖRÜNTÜLENDİ
Bu arada, olayın yaşandığı Karaalioğlu Parkı'nda 5 köpeğin başıboş dolaştıkları ve bazı vatandaşların durumdan tedirgin oldukları görüldü. Köpeklerin, park içerisinden geçen otomobillere saldırdıkları ve arkalarından uzun süre koştukları görüntülendi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------
Köpeklerin park içinde görüntüsü
Köpeklerin arabayı havlayarak takip etmeleri
Saldırıya uğrayan Prof Dr. Ersin Lüleci'nin görüntüsü
Köpeğin ısırdığı yerden görüntü
RÖP: Prof. Dr. Ersin Lüleci

160 MB -- 01.27 /// HD

Haber: Alparslan ÇINAR- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)

En Çok Aranan Haberler