Bakan Soylu'nun konvoyu önünde kaza: 6 yaralı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Tekirdağ'da konvoyu önünde kamyonet ile otomobilin çarpıştığı kazada 6 kişi yaralandı. Bakan Soylu, aracını durdurup, yaralılar hakkında bilgi aldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Uyuşturucuyla Mücadele' toplantısına katılmak üzere bugün Tekirdağ'a geldi. Bakan Soylu'nun içinde bulunduğu konvoyun kente ilerlediği sırada Çevre Yolu Sevgi Evleri önünde seyreden bir kamyonete, arkadan gelen bir otomobil çarptı. Çarpmanın şiddetiyle kamyonet devrilirken, kazada 6 kişi yaralandı. Bakan Süleyman Soylu, kazayı görünce konvoyu durdurup, makam aracından inerek yaralıların bulunduğu bölgeye geçerek yaralılarla ilgilenip, durumları hakkında bilgi aldı. Bu sırada Soylu'nun konvoyunda bulunan ambulanstaki sağlık ekipleri de yaralıları müdahale etti. Yaralıların, hastaneye götürülmesinin ardından Soylu, toplantıya katılmak üzere otele geçti. Tekirdağ Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan 6 yaralıdan birinin durumunun ağır olduğu öğrenildi.
Görüntü Dökümü
--------------------------
-Soylu'nun yaralıların yanına gelmesi
-Yaralı ile konuşması
-Bakan Soylu ve kaza bölgesi
-Bakanın duran araçlara geç demesi
-Bakanın 'Yolu sıkıştırmasanıza' demesi
-Detaylar
Haber: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,(DHA)
==============================================
Öğrenciye tekme attığı öne sürülen öğretmene gözaltı
Bursa'nın İznik ilçesi Çiçekli İlkokulu 4'üncü sınıf öğrencisi B.G.'nin (10) göğsüne tekme ile vurarak, iç kanama geçirmesine neden olduğu iddia edilen öğretmen H.C. (32) jandarma tarafından gözaltına alındı. Öğretmenin görevden uzaklaştırıldığı bildirildi.
Çiçekli İlkokulu'nda 4'üncü sınıf öğrencisi B.G., geçtiğimiz pazartesi günü eve gelince rahatsızlandı. Babası Burhan G.'ye, okuldaki öğretmenlerden H.C.'nin göğsüni tekme ile vurduğunu ve yere düştüğünü söyleyen B.G., ailesi tarafından İznik Devlet Hastanesi'ne götürüldü. İlk muayenesi yapılan B.G., daha sonra iç kanama nedeniyle sevk edildiği İnegöl Devlet Hastanesi’nde ameliyat edildi. Ameliyat sonrası sağlık durumu iyi olan B.G., yaşadıklarını ise gazetecilere, “Arkadaşımla okulun bahçesinde tartışıyorduk. Sonra hoca geldi. Göğsüne tekme ile vurdu. Sırtım kaldırıma çarptı. Tekme attı bana. Sonra ağladım. Okulumuza gelmesin. Böyle öğretmen istemiyorum" dedi.Burhan G.'nin yaptığı şikayet sonrası İznik Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatırken, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise, konuyu araştırması için müfettiş görevlendirdiklerini öğrenciye tekmeyi kavga ettiği arkadaşı mı yoksa öğretmenin mi attığını araştırdıklarını söyledi.
GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI, GÖZALTINA ALINDI
Çiçekli Köyü Ortaokulu'nda İngilizce öğretmeni olan H.C., şikayet üzerine, dün ilçe milli eğitim müdürlüğü tarafından görevinden uzaklaştırıldı. H.C. daha sonra da İznik İlçe Jandarma Komutanlığı'nca, 'kasten yaralama' suçlamasıyla gözaltına alındı. Öğretmen H.C.'nin sorgusu sürüyor.
OĞLUMUN DURUMU İYİYE GİDİYOR
İnegöl Devlet Hastanesi'nde ameliyat edilen oğlu B.G.'nin sağlık durumunun iyiye gittiğini söyleyen Burhan G., "Oğlumun hastanede bir süre daha kalacağı doktoru tarafından bize söylendi. Gelişmeleri bekleyerek takip edeceğiz" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
Haber:Mehmet BULDU/İZNİK (Bursa), (DHA)
=================================================
Sivas'ta müstakil evin bahçesinde çıkan yangın korkuttu
Sivas'ta tek katlı müstakil bir evin bahçesinde bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü.
Yangın sabah saatlerinde Kardeşler Mahallesi Bağdat Caddesi üzerinde meydana geldi. Veysel ve Hanım Büyükkapı çiftine ait müstakil evin bahçesinde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Bu sırada evde olan anne Hanım ve 4 çocuğu bahçede dumanı görünce dışarıya çıktı. Bir süre evde kendi imkanlarıyla yangını söndürmeye çalışan aile daha sonra durumu polis ve itfaiyeye haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri güvenlik önlemi aldı. Daha sonra ise Sivas Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yaklaşık yarım saat süren çalışmanın ardından yangın söndürüldü. Yangında anne Hanım ve 4 çocuğu yara almadan kurtuldu. Polis, yangınla ilgili inceleme başlattı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Yangından görüntüler
-İrfaiye ekiplerinin müdahalesi
-Genel Detay
(254 MB) (HD Görüntü)
Haber-Kamera:Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, (DHA)
=================================================
Yeşil Yol'un yüzde 60'ı tamamlandı
Karadeniz Bölgesi’nde, 9 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki Yeşil Yol Projesi sürüyor. Turizm Mastır Planı kapsamında gerçekleştirilen yolun iyileştirme çalışmalarının yüzde 60’lık bölümü tamamlandı. Birkaç yıl içerisinde tamamlanması planlanan proje ile Samsun Kuş Cenneti’nden başlayacak yeşile yolculuk, Artvin’in Sarp Sınır Kapısı’nda sona erecek. Projeye ilişkin konuşan Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (DOKAP) Başkanı Ekrem Yüce, "Yeşil Yol, Karadeniz’deki doğa harikası hazineyi görebilmenin yoludur" dedi.
Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (DOKAP) tarafından Karadeniz Turizm Mastır Planı kapsamında yapılan Yeşil Yol, Samsun, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize, Artvin ve Tokat illerinin yaylaları ve turizm merkezlerini üst koddan birbirine bağlayan yaklaşık 2 bin 600 kilometre uzunluğunda turizm yolu olarak planlandı. 7 metre genişliğinde gidiş - geliş tek şerit olarak planlanan yolun zemini taş parke döşemeli olacak. Bu yolla birlikte belirlenecek noktalarda oteller, restoranlar ve kayak tesislerinden oluşan turizm merkezleri oluşturulacak. Büyük çoğunluğu var olan yayla yollarının iyileştirilmesini kapsayan Yeşil Yol projesinin de yüzde 60’ı tamamlandı.
PROJEDE SON DURUMU ANLATTI
Konuyla ilgili konuşan Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (DOKAP) Başkanı Ekrem Yüce, oluşturulan Turizm Mastır Planı kapsamında 9 ilin kültürel, tarihi, yaşam biçim değerleri, yaylaları, doğası, buzul gölleri ile bütün destinasyonlarının ele alındığını söyledi. Karadeniz Bölgesi’nin her geçen gün cazibesinin arttığına dikkat çeken Yüce, “Bölgenin değeri, talebi ve farkındalığı artan bir turizm potansiyeli var. Karadeniz güneş, kum ve denizin haricinde yeni bir turizm cazibesi. Nesi var? Doğası var. Bu doğayı biz tahrip etmeden kontrollü bir şekilde koruyup kullanalım ve ekonomiye kazandıralım. Bir doğa harikası ne kadar mükemmel olursa olsun, oraya ulaşımınız yoksa orası atıldır. Sizin o güzelliğinizi görselliğiniz ifade edemiyorsa oranın güzelliği sadece bir kutunun içinde hazinedirö dedi.
‘YEŞİL YOL SADECE BİR YOL DEĞİL’
Yeşil yolun sadece bir yol olmadığını ifade eden Yüce, “Bu yol Turizm Mastır planı içinde bir parça. Bu destinasyonlara, bu doğa harikasına ve bu hazinenin içindeki inciyi gösterebilmenin, görebilmenin bir güzergâhıdır. Bu güzergâhta biz mümkün olduğu kadar hemen hemen yok denecek kadar az miktarda yeni bir yol açıyoruz. Açılmış olan yolların güzergâhını iyileştiriyoruz. İlk günlerde ‘Dağlar, ormanlar yarılacak, dereler mahvolacak’ diye bir algı oluştu. Böyle bir şey yok. Biz mevcut yolları iyileştiriyoruz. Yeni yol açmıyoruz. Ham yolla ilgili çalışmamız yok denecek kadar az. Bugüne kadar patika dahi olmamış ya da patikadan öteye geçememiş yolların birleştirmesini yaptık. Oda çok kısa mesafelerdirödiye konuştu.
‘53.5 MİLYON YEŞİL YOL’A AYRILDI’
Yeşil Yol’un Samsun Kuş Cennetinden başlayan ve Batum sınırına kadar giden bir güzergâhı kapsadığını da kaydeden Yüce, şöyle konuştu:“1600 kilometrelik bir iyileştirme ve yol çalışma alanımız var. Bizim 4 yol standardımız var. Şartlar neyi uygun görüyorsa ona göre karar veriyoruz. Eğer o güzergâh üstünde asfalt yapılması gerekiyorsa asfalt, beton yapılması uygunsa beton, küp taşsa küp taş kullanıyoruz. Biz bugüne kadar yol çalışmalarımızda 800 kilometrelik iyileştirme yaptık. Geriye 800 kilometrelik bir yolumuz kaldı. 2018 yılında 3’de 1‘ini bitirmeyi hedefliyoruz. 3’üncü yılın sonunda ana aksımızı tamamlamayı düşünüyoruz. 2018 yılında Turizm Mastır Planı çerçevesinde 60 milyon lira civarında bir rakam ön görüldü. 53.5 milyon lirasını tamamen yol iyileştirme, bakım ve onarım çalışmalarına diğer kısmını ise yine Turizm Mastır Planı çerçevesinde ön gördüğümüz projelere ayırdık.öYüce, Yeşil Yol’un iyileştirme çalışmalarının yüzde 60’ının tamamlandığını da ekledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Proje çalışmalarından görüntüler
-Ekrem Yüce'nin açıklamaları
-Detaylar
HABER KAMERA:Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN,(DHA)
============================================
Antalya'dan dünyaya arı ihracatı
Antalya, turizm ve örtü altı tarımdan sonra bombus arılarının üretiminde de başkent oldu. Antalya'da 4 firma, koloniler halinde ürettikleri bombus arılarını dünyanın değişik ülkelerine ihraç ederek 2017 yılında 650 bin Euro'luk döviz girdisi sağladı.
Türkiye'nin örtü altı sebze ve meyve üretiminin merkezi Antalya'da 4 firmanın koloniler halinde ürettiği bombus arıları, çiftçilerin doğal üretim için tercihlerinde ilk sırada yer alıyor. Özellikle domates, patlıcan ve biber olmak üzere birçok ürünün döllenmesinde kullanılan ve kimyasalların yerini alan arılar, çiftçilerin üzerindeki yükü büyük oranda hafifletiyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın desteğiyle çiftçilerin kolayca ulaşabildiği bombus arıları, 500 metrekarelik alanda tüm bitkileri 45 gün boyunca dölleyebiliyor. Bakanlık, 1 dönüm arazide iki kovan için 120 TL destek vererek çiftçileri doğal üretime teşvik ediyor.
ÇİFTÇİYE 2017 YILINDA 5.7 MİLYON TL BOMBUS DESTEĞİ
Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mustafa Özen, bombus arılarının yeni bir teknik olmadığını belirtti. Doğanın bir kanununu sadece kontrol altına aldıklarını anlatan Özen, 1000 metrekareye 2 kovan arının yerleştirildiğini, arıların 45 günlük ömürleri süresince döllenmeyi sağladıklarını söyledi. Bir dönüm arazide 2 kovan için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 120 TL desteği olduğunu da aktaran İl Müdürü Özen, “2017 yılında 8 bin 800 çiftçimize 5.7 milyon TL destekleme verdik. Amacımız kimyasalın önüne geçmek. İnsan eliyle yapılan döllenme kimyasaldır ve çok masraflıdır. Bunun alternatifi olarak arıyı kullanıyoruz. Girdisi de çok ucuz" dedi.
DÜNYAYA 650 BİN EURO'LUK ARI İHRACATI
Türkiye'de sadece Antalya'da bombus arısının üretildiğini vurgulayan Özen, bu işin merkezinin de Antalya'da olmasının sevindirici olduğunu anlattı. Tarımın merkezinde tüm ara ve ana elamanların bir arada olduğunu aktaran Özen, “Antalya'da da sadece 4 firma bu işi yapıyor. Geçen yıl 20 bin kovan ihracat yaptık. Türki Cumhuriyetler, Belçika, Hollanda'ya çok ciddi ihracatımız var. Antalya tarımın olduğu kadar, bombus arısının da üretiminde başkent. Bombus arı ihracatında ülkemize yaklaşık 650 bin Euro girdi sağlanıyor" diye konuştu.
'ARI VARSA, İLAÇ YOKTUR'
Antalya'da bombus arısı üretimi yapan firmalardan Koppert Biyolojik Mücadele firmasının yönetim kurulu başkanı ve Biyolojik ve Biyoteknik Mücadele Ürünleri Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği (BİOTED) Başkanı Ali Eroğlu, bombus arılarının Türkiye piyasasına hızlı girdiğini ve çok tutulduğunu söyledi. Üreticiye verim ve kalite artışı sağladığı için tuttuğunu kaydeden Eroğlu, arının kullanıldığı üretim alanlarında hormonlulara oranla ürünün raf ömrünün daha uzun olduğunu söyledi. Arıların sera içerisinde çalıştığı evrede üreticilerin rastgele ilaç kullanamadığını da anlatan Eroğlu, “Üretici para verip, karşılığında bir hizmet beklediği bu canlıları öldürmemek için birtakım pestisitleri kullanmaz. Bombus arısı kullanılan bir serada hormonlu ilaç kullanılmamıştır" dedi.
Türkiye'de 300 ile 350 bin arasında bir koloni üretimi olduğunu da aktaran Eroğlu, “Bombus arısını üreticiler artık çok iyi bilmektedir. Kendileri gelip tedarik ediyorlar. Arıya nasıl davranacaklarını biliyorlar" şeklinde konuştu.
'ARI KİMYASAL İLACA GÖRE YÜZDE 50 DAHA KARLI'
Aksu ilçesinde 60 dönüm serada domates yetiştiren Ali Parin, bu arıların son kullanıcısı bir çiftçi. 'Arılar hormon yerine döllenmeye yardımcı olabilir' diye tavsiye edildiğinde 'Olur mu hiç öyle şey' dediklerini anlatan Parin, zamanla arıların daha faydalı olduğunu gördüklerini söyledi. Bombus arılarının daha karlı olduğunu gördüğünü de ifade eden Parin, “Hem sağlık açısından, hem de devlet destek veriyor. Hormon sağlığa zararlı. Hormon maliyetimizi artırıyor. Arı olduğu zaman, yüzde 50'den fazla kar ediyoruz. Çiçekleri takip etmek zorunda kalmıyoruz. Arı gereken her şeyi yapıyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Arılardan ve yetiştirildigi tesisden detay görüntüler
- Röp: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mustafa ÖZEN
- Arılardan detay görüntü
- Röp: BİOTED Başkanı Ali EROĞLU
- Seradaki arılardan detay görüntü
- Röp: Ali Parin (Sera sahibi)
- Detaylar
502 MB///4.31 (HD)
Haber: Alparslan ÇINAR- Kamera:Emrah GÜL/ANTALYA, (DHA)
===========================================
Amasya’da 710 yıl önce hastalar müzik ve su sesiyle tedavi edildi
Osmanlı döneminde yapılan Bimarhane'de (Darüşşifa) 710 yıl önce akıl, ruh ve fiziksel hastalıklar müzik ve su sesiyle tedavi edildi.
Osmanlı döneminde hastalıkların tedavisinde su sesi ve müziği kullanan yaşadığı dönemin ünlü hekimlerinden olan Sabuncuoğlu Şerefeddin'in adı Amasya Belediyesi tarafından tarihi Bimarhane'ye verildi. Bimarhane, Amasya Belediyesi tarafından 2010 yılında Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarih Müzesi'ne dönüştürüldü. Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet döneminin en ünlü hekimlerinden biri kabul edilen Sabuncuoğlu Şerefeddin, hastalıkları tedavi yöntemleri, kullandığı cerrahi aletler, ilaç reçetelerinin, hastalıkları müzikle tedavi edişi ile ilgili kaynakların yer aldığı müze kente gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Sabuncuoğlu Şerefeddin baş ağrısı için Rehavi, ateşli hastalıklarda ırak, tehlikeli ağrı ve sancıda hicaz, uykusuzluk için uşak makamı müziği kullanıyordu. Ayrıca kendisinin tasarlayıp kullandığı yaklaşık 200 cerrahi el aleti de mevcut. Ünlü hekimin o dönem yazdığı kitaplardan biri olan Mücerrebname'de hastalıkları nasıl tedavi ettiğini de anlatmış. Amasya Belediye Başkan Yardımcısı Osman Akbaş, O dönemde uşşak makamının gut hastalığına, uykusuzluk ve ayak ağrısı tedavisine, buselik makamının baş ağrısına, Hüseyni makamının kalp ve ciğerde oluşan iltihaplar ile mide rahatsızlıklarına, rast makamının felce ve Irak makamının ise ateşli hastalıkların tedavisi için kullanıldığını söyledi. Amasya Belediye Başkan Yardımcısı Osman Akbaş, “Bu bölümün içerisinde müzikle tedavi de kullanılan yer almakta. İşte bunun içerisinde kemane, rebab, mızraplı tanbur, santur, kanun, ney ve ritim aletleri var. Müzikle tedavide kesinlikle sözlü müzik olmaz. Yani şarkılar, ilahiler, kasideler, naatlar müzikle tedavi için kullanılmaz. Mutlaka enstrümantal müzik kullanılması gerekiyor. Makamın hastalıklara göre sınıflandırılması esnasında rast makamı felce iyi gelir. Felç bir nörolojik rahatsızlıktır. Bir akıl hastalığı değildir. Bel, böbrek ve mesane ağrılarına iyi geldiği ifade edilen makamlarda vardır ki demek ki buradan şunu çıkarıyoruz. Müzik sadece akıl ve ruh hastalarının tedavisinde değil, fiziksel bir takım rahatsızlıkların içinde de kullanılacağını biliyoruzö dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Müze dışından detay
-Müze avlusundan ve balmumu heykellerden detay
-Sabuncuoğlu Şerefeddinin tedavi yöntemini gösteren tablolardan detay
-O dönemde kullanılan cerrahi aletlerden detay
-Sabuncuoğlu Şerefeddinin balmumu heykelinden detay
-Müzik tedavisinde kullanılan enstrümanlardan detay
-Röportaj
-Diğer detaylar
(SÜRE: 4:20-BOYUT 486 MB)
Haber-Kamera: Sinan HARMANCI/AMASYA,(DHA)
============================================
Kış uykusundan uyanan ayıların bahar turu
Bursa'nın Karacabey İlçesindeki Ovakorusu Ayı Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi'nde 81 ayı kış uykusundan uyanıp baharı karşıladı.
1994 yılında dansçı ayıların kurtarılmasına yönelik proje kapsamında kurulan ve şu an bakıma muhtaç ayılara hayatları boyu hizmet veren Ova Korusu Ayı Barınağında kış uykusuna yatan bazı ayılar havaların ısınmasıyla uyandı. Ayıların uyanmasıyla artan besin ihtiyaçları için gündelik porsiyonlar da artırıldı. 10 hektarlık ormanlık alana kurulu Türkiye'deki tek tesiste karakter, mizaç ve yaşlarına göre 4 ayrı bölmede bulunan 81 ayıların menüsüne yaza uygun taze meyve ve sebzeler de eklendi. Her hareketini takip edip, peşinden koştukları ayılar, bakıcılarının kendilerine attığı soğuk meyvelerle öğlen saatlerinde güneşin tadını çıkardı. Tesis hakkında bilgiler veren yetkili Azizcan Sezer ayıların gündelik besin, oyun ihtiyaçlarından sağlık hizmetlerine kadar her hizmetin ayıların ortalama 40 yıllık hayatı boyunca sunulduğuna dikkat çekti. Sezer açıklamasında, "2-3 yaşından başlayarak 35-40 yaşına kadar her yaştan bütün hayvanlar şu an merkezimizde bulunduruluyor. Kış uykusundan çıktılar, şu an beslenmelerini ona göre ayarladık. Daha fazla yemeye başladılar. Buradaki ayılar ömürlerinin tamamını burada geçiriyorlar. İnsanlarla iletişim halinde oldukları için tekrardan bu hayvanları doğaya bırakmak mümkün olmuyor. Biz burada onlara hayatlarının sonuna kadar gereken her şeyi en iyi şekilde sunuyoruz" şeklinde konuştu. Tesisin gündelik işleyişi hakkında da açıklama yapan sezer, "Merkezimizde 5 tane personel sürekli olarak hizmet veriyor. Üç tane de veteriner hekim ile de buradaki bütün tıbbi müdahaleleri gerçekleştiriyoruz. Türkiye'nin çeşitli bölgelerine getirilen ayılara burada merkezimiz tarafından bütün hizmetleri sağlanıyor ve bu özellikleriyle Türkiye'de tek ayı barınağı olma statüsünü elimizde bulunduruyoruz" dedi.
YÜKSEK GÜVENLİK TEDBİRLERİ
Oldukça güçlü, çok iyi tırmanıcı, kazıcı ve hızlı koşucu olan ayıların barınakta sağlıklı bir şekilde yaşamaları için tesiste yüksek güvenlik prosedürleri eksiksiz şekilde uygulanıyor. Boyları 4 metreyi aşan ve elektroşok sistemi ile çevrili tesis olası aksaklıklara karşı 7 gün 24 saat çok sayıda güvenlik kamerası ile izleniyor. Tesisteki güvenlik sistemleri hakkında bilgiler veren Sezer açıklamasında, "Hayvanlar iyi tırmanıcı ve iyi kazıcı özelliklere sahipler. Biz bunlara önlem oluşturmak amacıyla merkezimizin dört bir tarafında elektroşoklu çitler ile kapattık. 7 gün 24 saat uzaktan da izlenebilen kameralarla bu alanı sürekli gözetim altında tutuyoruz" ifadelerine yer verdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Ayıların birbirleriyle oynaması
-Meyve yemeleri
-Yatan ve oturan ayılardan genel detaylar
-Farklı açılardan ayıların toplu görüntüleri
-Ayı bakıcısının meyveleri ayılara vermesi
-Genel detaylar
-Azizcan Sezer ile röportaj
SÜRE: 3 dk 52 sn,BOYUT:434 MB
Haber:Enver Fatih TIKIR-Gürkan DURAL/BURSA, (DHA)
============================================
Asiye nine, 119'uncu yaş gününü kutladı
Bitlis'in Hizan ilçesi Koçyiğit köyünde yaşayan Asiye Sutlu, 119'uncu yaş gününü kutladı. 9 çocuk, 70 torun ve torunlarının çocuklarını gören Asiye nine, yaş pastanın üstündeki mumlara üflerken büyük mutululuk yaşadı.
Bitlis merkeze yaklaşık 70, Hizan ilçesine ise 18 kilometre uzaklıkta ve ormanlık bir alanda bulunan Koçyiğit köyünde yaşayan nüfus kayıtlarına göre, 17 Nisan 1899 doğumlu Asiye Sutlu, kamyon şoförlüğü yaparak ailesinin geçimini sağlayan en küçük oğlu Dursun Sutlu'nun yanında yaşıyor. Dursun Sutlu'nun eşi Zinnet Sutlu, 5 çocuğu ile birlikte Asiye ninenin tüm ihtiyaçlarına koştuklarını, rahatını sağlamak için tüm imkanlarını seferber ettiklerini söyledi. Kayınvalidesinin şeker ve tansiyon probleminin olduğunu, ancak en büyük sorununun az işitmesi olduğunu belirten Sutlu, yeme içme konusunda ise hiçbir sorun yaşamadığını, süt, yoğurt, et ve balı çok sevdiğini söyledi.Tatvan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü de 119 yaşına giren Asiye nineye unutamayacağı bir süpriz yaptı. Tatvan'dan yaş pasta alarak Asiye ninenin yaşadığı köye gelen 2 görevli, gelini Zinnet Sütlü ile birlikte yaş pastanın üstüne mum yakarak Asiye ninenin odasına girdi. Torunlarının alkışları arasında mumlara üfleyen Asiye nine, büyük mutluluk yaşadı. Türkçe bilmeyen Asiye nine, kendisine süpriz yapan 2 çalışana Kürtçe olarak teşekkür etti. Uzatılan mikrofona 4 oğlunun, 5 kızının olduğunu belirten Asiye nine, oğlunun, gelininin ve torunlarının kendisine çok iyi baktıklarını ve mumnun olduğunu söyledi. Tatvan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü'nde çalışan Esmanur Akkişi, Asiye ninenin daha önce de doğum gününü kutladıklarını belirtti. Akkişi, evde bakım hizmeti alan tüm yaşlılarla yakından ilgilendiklerini, sürekli kontrollerde bulunduklarını, Asiye ninenin de kendileri için ayrı bir özel önem taşıdığını söyledi. Asiye ninenin 119'uncu yaş gününde de yanında olmak istediklerini ifade eden Akkişi, "Bu süpriz hem bize hem de Asiye niniye büyük mutulluk yaşattı. Önümüzdeki yıl da gelmek istiyoruz " dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Tatvan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü görevlilerinin köye gelişi
-Tatvan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü ekiplerinin Asiye Sutlu'nün evine gelişi
-Tatvan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü ekiplerinin Asiye Sutlu ile sohbet etmesi ve ilgilenmesi
-Asiye Sutlu'nün doğum günü pastası ve pastayı üflemesi
-Asiye Sutlu'nün pasta kesmesi ve pasta yemesi
-Zinnet Sutlu ile ropörtaj
-Asiye Sutlu'nün Kürtçe konuşması
-Tatvan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü'nde çalışan Esmanur Akkişi ile ropörtaj
-Detaylar
SÜRE: 6 DAKİKA 3 SANİYE,BOYUT: 678 MB
Haber:Feyat ERDEMİR- Orhan AŞAN- Özcan ÇİRİŞ/BİTLİS (Hizan), (DHA)
==============================================
Burdur'da kültürel miras sergisi
Burdur'da 'Geçmişten günümüze kültürel mirasımız' konulu sergi açıldı.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü tarafından düzenlenen ve üniversitenin konferans salonundaki serginin açılışına Vali Yardımcısı Hayri Sandıkçı, İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bayram, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Özdemir, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sibel Karakelle ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Vali Yardımcısı Hayri Sandıkçı, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması açısından bu tür sergilerin önemli olduğunu kaydetti. Sandıkçı, "Geçmişten günümüze ve geleceğe kültürümüzü, yansıtan değerleri bir araya getirmişsiniz" dedi. Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sibel Karakelle, "Ülkemiz farklı kültürlerle zenginlemiş ve günümüze kadar kültürel mirasımız damgasını vurmuştur. Kültürel değerlerimizi koruyabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek maksadıyla Okul Öncesi Anabilim Dalı öğrencileri memleketlerinden derledikleri yaklaşık 1300 eseri burada sergiliyor. Bu serginin gelenekselleşmesini diliyorum" diye konuştu.
Okul Öncesi Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatma Çalışandemir, "Umarım geçmişten gelen değerlerimiz yok olmaz ve umarım gençlerimiz bu değerlerimizi çocuklarımıza aktarabilir" dedi.
Öğrencilerden Şevval Uygun ve Nur Eda Tutaşer de sergide daha önce hiç görmedikleri alet edevatlarına sergilendiğini anlatırken, "Daha önceki zamanlarda günlük hayatta kullanılan bilmediğimiz, görmediğimiz bir çok şeyi bu sergide gördük. Çok faydalı oldu" diye konuştu. Hayri Sandıkçı ve Sibel Karakelle tarafından açılan sergi 2 gün açık kalacak.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
- Sergiden detay
- Fatma Çalışandemir'in konuşması
- Hayri Sandıkçı'nın konuşması
- Sibel Karakelle ile röp.
- Detay
05,16"-314 mb
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)