HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ-5

1)SALDİVLER'E AYAKKABIYLA GİRİŞ YASAKLANSIN MALDİVLER'e benzetilen ve günde 20-30 bin kişinin ziyaret ettiği Salda Gölü'nde yıllardır bilimsel çalışmalar yapan Türkiye Tabiatı Koruma Derneği(TTKD) Bilim Danışmanı Erol Kesici, beyaz kumsalın 'biyominerilizasyon' sonucu oluşan canlılar olduğunu belirterek, "Ayakkabıyla girilmesine kesinlikle izin verilmemesi gerekir" dedi.

1)SALDİVLER'E AYAKKABIYLA GİRİŞ YASAKLANSIN

MALDİVLER'e benzetilen ve günde 20-30 bin kişinin ziyaret ettiği Salda Gölü'nde yıllardır bilimsel çalışmalar yapan Türkiye Tabiatı Koruma Derneği(TTKD) Bilim Danışmanı Erol Kesici, beyaz kumsalın 'biyominerilizasyon' sonucu oluşan canlılar olduğunu belirterek, "Ayakkabıyla girilmesine kesinlikle izin verilmemesi gerekir" dedi. Kesici, Pamukkale'deki uygulamaların örnek alınmasını istedi.
Salda Gölü'nün korunmasına yönelik yıllardır bilimsel çalışmalar yürüten TTKD'nın Göller Bölgesi sorumlusu da olan Dr. Erol Kesici, beyaz kumsalın son yıllarda gelişen biyolojik bir olay olduğu ve Pamukkale'ye gösterilen özenin göle de gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Kesici, "Çünkü Salda ile ilgili Pamukkale'den çok iyi dersler çıkarmamız gerekiyor. Salda ve Pamukkale'deki yapılara bakıldığında biyokimyasal olaylar sonucu oluşan bir yapı. Ama biz ayakkabılarımızla basarsak, oraya araçları sokarsak, piknik yapılmasına ve ateş yakılmasına izin verirsek, orada aslında canlı yatıyor, 'biyominerilizasyon' sonucu oluşan canlılar. Dolayısıyla bu canlıların üzerine basılıyor. Biz onları yok ederiz" dedi.
'BÖYLE GİDERSE ALTIN YUMURTLAYAN TAVUĞU KESMİŞ OLURUZ'
Salda'nın toprak yapısının Mars'a benzer bir yapıda olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını dile getiren Kesici, "Buradan nereye varıyoruz, 'Mars'ta canlılık belirtileri var' diyor bilim insanları. Kendi elimizdeki canlılık belirtileri olan yeri, bugün için kullanmamak gerekir. Buraya bu kadar çok ziyaretçi gelmesi memnuniyet verici, sevindirici. Ülke ve yöre ekonomisine katkıda bulunmakta. Bu çok güzel ama böyle giderse, kontrolsüz şekilde isteyen istediği gibi girer ve kullanırsa, altın yumurtlayan tavuğu kesmiş oluruz. Salda'yı gelecek nesillere taşıyamayız" diye konuştu.
DÜNYADA SADECE SALDA'DA YAŞIYORLAR
İlgili bakanlıkların talebi üzerine 5-6 sene önce bölgedeki biyoçeşitlilik üzerine çalışmalar yaptıklarını belirten Erol Kesici, "Biz araştırdık. Salda Gölü toprak yapısı açısından dünyada sadece iki tane bulunan bir yer. Salda dışında Kanada'nın kuzeyinde bir yer var. Buradaki biyoçeşitlilik çok ama çok kıymetli. Dünyada sadece Salda'da bulunan 'Salda sığır kuyruğu' adı verilen bitki, yine dünyada sadece Salda Gölü'nde bulunan ve 2014 yılında keşfedilen 'pseudophoxinus burduricus' balık türü ile su süngerleri çok önemli, değerli canlılar" dedi.
'BEYAZ KUMULLAR CANLI, UZAKTAN SEVELİM'
Salda Gölü'nü tehdit eden en büyük unsurların kirlilik, sondaj kuyuları, gölü besleyen dereler üzerine yapılan gölet ve barajlar ile yapılar, taş ocakları ve tarımsal kirlilik olduğunu aktaran Kesici, "Bunlar çok ciddi sorunlara neden olmakta. Elbette Salda Gölü'ne turistler gelsin ama dünyanın gözbebeği göle ve çok hassas olan beyazlıklara zarar vermemek için ne olur, uzaktan sevelim. O dünyada ender bulunan beyazlıkları, karnıbahar görünümündeki canlı yapıları yok etmeyelim" şeklinde konuştu.
KORUMA-KULLANMA DENGESİ
Erol Kesici, Salda'nın 196 metreyle Türkiye'nin en derin huni şeklindeki gölü olduğuna da dikkati çekti. Kesici, su seviyesi azalan gölde, kirliliğin de giderek arttığını, bunun görüldüğünü söyledi. Gölün beyaz kumsalı denilen canlıların ve gölün korunmasının büyük önem arz ettiğini belirten Kesici, "Korumanın yöntemleri de belli, kullanma-koruma dengesi iyi sağlanmalı. Biz her zaman yardıma hazırız. Amacımız gerçekten korunması ama bu beyazlıklara basılır, ezilirse kıymeti kalmayacak. Böyle bir güzellik ve doğa harikası tahrip edilmemelidir" diye konuştu.
PAMUKKALE ÖRNEĞİ
Gölün turkuaz renkli suyu ve bembeyaz kumsalının insanı rahatlattığını, suyunun şifalı olduğunu kaydeden Erol Kesici, şöyle konuştu:
"Pamukkale örneğinde olduğu gibi beyaz kumsala ayakkabıyla basılması yasaklanmalıdır. Günde 20-30 bin insan geliyor ve beyaz kumsal dediğimiz alanlarda ciddi bir baskı uyguluyor. O canlılar eziliyor. Ayakkabıyla basınca, basınç daha yüksek oluyor ve ciddi bir kirlilik oluşturuyor. Pamukkale'de olduğu gibi girişte ayakkabılar çıkartılmalı ve paçalar dahi sıvanarak, insanların alınması lazım. Hatta beyaz kumsallar üzerinde yürümek de yasaklanmalı."
'AYAKKABIYA KESİNLİKLE İZİN VERİLMEMELİ'
İskele tarzı ve kumsala zarar vermeyecek şekilde yürüyüş yolları yapılarak da gezip, gölün görebileceğini anlatan Kesici, şunları kaydetti.
"Ayakkabıyla kesinlikle izin verilmemesi gerekir. Yani Pamukkale dersini alalım. Pamukkale örnek alınsın. Beyazlıklar 'biyominerilizasyon' sonucu oluşuyor ve hepsi canlı. Bunlar büyüyor. Ama üzerine basarak, ezersek büyümesi engellenir. Üzerine basılmayacak şekilde yürüme bantları oluşturulması gerekiyor. Yarın 'ah keşke yapmasaydık' diyerek, pişman olduğumuzda çok geç olacak. Çünkü oradaki doğanın geri dönüşümü çok zor, bir daha geriye döndüremeyiz."
'KORUYAMAZSAK ÖLDÜRÜR, YOK EDERİZ'
Erol Kesici, Salda Gölü'nün korunmasına yönelik yaptıkları tüm bilimsel çalışmaları ilgili bakanlığa sunduğunu, ayrıca birçok konferansta da dile getirdiğini söyledi. Erol Kesici, "Bu göl en az 2 milyon yıllık. Gölün doğal yapısını kesinlikle bozmamak gerekir. Korursak yaşatırız, koruyamazsak öldürür, yok ederiz. O zaman 20-30 bin değil, 20 kişi bile gelmez. Ondan sonra tedavi etmek için uğraşırız, bugün kazandığımız para dahi buna yetmez. Gölün her yerinden girilmemesi, girilecek noktaların özellikle batı kısmında belirlenmesi gerekiyor. Bunları 10 yıl önce de anlattık ama önlemler çok yavaş ve az alınıyor" diye uyardı.

Görüntü Dökümü
------------------------
- Röp: Erol Kesici
Not. Arşivden salda görüntüsü ekleyelim

Mehmet ÇINAR- Ali ÇEVİKBAŞ/ANTALYA, (DHA) -

===================================================

2)DENİZİN TEMİZ OLDUĞUNU GÖSTERMEK İÇİN DENİZE GİRDİ

DÜZCE'nin Akçakoca ilçesinde, selin ardından denizin temiz olmadığı iddiası üzerine MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz, denize girerek vatandaşların denize rahatça girebileceğini söyledi. Düzce'de yaşanan sel özellikle yaz aylarında deniz turizmi ile ünlü olan Akçakoca'nın turizmine balta vurdu. Sel ve su baskınları nedeniyle telef olan hayvanların oluşturduğu mikrop ve selin sürüklediği çöplerin Karadeniz'e dökülmesi ile ilk günlerde denize girmenin yasak olduğu bildirildi. Ancak daha sonra yapılan su analizlerinde deniz suyu kalitesinin denize girmek için yeterli olduğu ve insan sağlığını etkilemeyeceği duyurusu yapıldı. Kurban Bayramı tatili için Akçakoca'da rezervasyon yaptıran birçok tatilci rezervasyonlarını iptal ettirdi. Bunun yanında hafta sonu tatilcilerinin de denize girme oranlarında azalma gözlendi. MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz, Akçakoca'da turizm sezonunun sönük geçmemesi için denize girdi. Denizde yüzen Yılmaz, yaptığı açıklamada, "Kesinlikle Akçakoca denizi kirli değil. Görüyorsunuz bizde çok rahatlıkla denize girebiliyoruz. Vatandaşlarımız da gelip çok rahat denize girebilirler. Akçakoca mavi ile yeşilin kucak kucağa geçtiği, Batı Karadeniz'in en güzel günbatımı izleyebileceğiniz bir şehir. Balığın en tazesini yiyeceğiniz, piknik yapabileceğiniz bir alandır. Düzce'nin diğer turizm merkezleriyle çok yakındır. Bütün vatandaşlarımıza, bütün dünya insanlarını Akçakoca'ya davet ediyoruz ve haydi Akçakoca'ya diyoruz. 3 sahilimiz mavi bayraklı. Akçakoca'nın bir başka özelliği ise Türkiye'de ilk mavi bayrak alan plajlarının olmasıdır. En büyük avantaj Ankara ve İstanbul'dan araçla 1 yada 2 saatte gelebileceğiniz deniz noktası. Ankara'nın deniz, İstanbul'un ise sayfiye alanı diyebiliriz.ö dedi.

SU ANALİZLERİ YAPILDI
Yılmaz, deniz suyu analizlerinin yapıldığını ve tatilcilerin ilçede konaklama sorunu yaşamayacağını ifade ederek, "Konaklama ile ilgili olarak otellerimiz var, 4 yıldızlı, 3 yıldızlı. Bunun yanı sıra pansiyon imkanları oldukça müsait. Gelmek isteyen vatandaşlarımızın konaklamadan yana sıkıntıları olmasın. Her zaman konaklamak için Akçakoca insanının misafirperverliğinden faydalanabilirler. Ne koku ne kirlilik var denizde. Bir dönem aşırı yağışlardan dolayı deniz bulanıktı ama 2 gün içinde geçti ve şuanda çok rahatlıkla denize girilebilir. Su analizleri de yapıldı. Denize girilmesine hiçbir sakınca yok.ö diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------------------
Sahilden görüntü
Vatandaşlardan görüntü
Mavi Bayrak görüntüsü
MHP Milletvekili Ümit Yılmaz'ın yüzerken görüntüsü
MHP Milletvekili Ümit Yılmaz'ın açıklamaları ve detaylar

HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)

=====================================================

3)BİTKİLERİ KURU ÇİÇEĞE DÖNÜŞTÜRÜP TÜRKİYE'YE DÖVİZ KAZANDIRIYOR

MERSİN'in Silifke ilçesinde plastik çiçeğe alternatif olarak çeşitli otlardan kuru çiçek üretimi yapan üretici Hüseyin Yılmaz, Avrupa ülkeleri, Çin, Amerika ve Hindistan'a ihraç ederek, Türkiye'ye döviz kazandırıyor.
Silifke ilçesinde plastik çiçeğe alternatif olarak çeşitli otlardan kuru çiçek üretimi yapan üretici Hüseyin Yılmaz, Çin, ABD ve Hindistan'a kuru çiçek ihraç ediyor. İthal çiçeklerin fiyatlarının yükselmesinin ardından alternatif olarak böyle bir girişimde bulunduğunun belirten Yılmaz, "Çiçekçilik bizim baba mesleğimiz. Son yıllarda yapay çiçekçilik rağbet görmez ve insanlara pahalı gelir oldu doların artmasıyla bilirlikte. Buda beni doğaya yönetti. Bu anlamda Toroslar oldukça zengin ve bitki örtüsü de bitkilerin yetiştirilmesi için oldukça uygun. Seralarda ikinci ürün olarak ta dikimini yapabiliyoruz. Silifke'de Palaris ve Keten otunu işlenmekteyiz. Tarlamızda üretimden sonra aşamalı olarak ilaçla şorlandıktan beyaz hale geliyor ve sonra modaya uygun renklerle birlikte İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere iç piyasaya Çin, ABD ve Hindistan olmak üzere ise dış piyasaya gönderiyoruz" dedi.

ÇİN'DEN YOĞUN İLGİ

En büyük pazarının Çin olduğunu ifade eden Yılmaz, "Özellikle palaris ve keten ürünler Çin'de ciddi rağbet görüyor. Ürünümüzü tarlada kurutup saf beyaz halinde depolarda tutuyoruz. Modanın renklerine göre veya müşterilerimiz hangi renk isterlerse ona göre boyama yapmaktayız. Geçen yıl yaklaşık 20 bin doların üzerinde bir ihracat yaptım. Bu yıl ki öngörüm suan için zaten siparişimiz yaklaşık 15 bin dolar civarında, tabi bu sayı sezon başlangıcında olduğu için çok düşük. Sezonumuz Eylül ayından itibaren ciddi bir siparişimizin olacağını temenni ediyorum. Geçen yıl olan taleple oranla bu yıl olan talep yüzde on artış gösterdi. Örneğin geçen yıl bu dönemde Çin'e gönderdiğimiz sayıyla aldığımız sipariş sayısında yaklaşık yüzde on artış var. Biz sezon başlangıcının artısında eylül döneminde tekrar yoğun bir taleple karşılaşmıştık" diye konuştu.

30 AİLEYE EKMEK KAPISI

Türkiye'de Mersin, İzmir, Antalya'da üretim yaptığını ve bünyesinde 30 ailenin bu işten ekmek yediğini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi: "Gerek Silifke bölgemiz gerekse üreticilerimiz açısından oldukça alternatif bir ürün maliyetleri aslında çok düşük, sadece burada dikkat edilmesi gereken konu ürünün temiz işlenmesi ve temiz sunulabilmesidir. Bölgelerimizde gerek kendi ürettiğimiz gerek tedarikçilerimizle yaklaşık 30 aileyle biz bu işi göğüslemekteyiz. Mersin bölgesi her şekilde verimli bir bölge, palaris cinsi bitki 3 ayda kesime geldi, keten ise yaklaşık 4 ayda. Silifke bölgemiz ormanı olarakta zengin. Havasının alternatifi sayesinde burada turfanda ürün yetiştirme şansına sahip oluyorum. Örneğin Hollanda, İtalya gibi bölgelerde bunlar yapılamazken ben bu yıl ülkemde deneme yaparaktan bunu rahatlıkla gözlemledim. Bu tabi benim gelecek yıllarda yapacağım yatırımlarda yine Silifke bölgesi ağırlıklı olacak. Bu yıl sadece deneme çalışmaydı. Bunları gelecek yıllarda hiçbir yerde yokken üretmeyi hedefliyoruz. Alternatif üründü, maliyetimiz sadece temiz ve titiz bir çalışmadır."

Görüntü Dökümü
-------------------------------
-Bitkinin görüntüsü
-Çalışanlar bitki toplarken
-Toplanan bitki taşınırken
-Çalışanlar bitkileri demetlerken
-Bitkilerin işlemden geçmesi
-Bitkilerin kuruması için asılması
-Bitkilerin boyanması
-Boyadan genel ve detay
-Hüseyin Yılmaz ile röp

(BOYUT:599 MB) (SÜRE:5,20 DK)
Haber-Kamera: Atike CEYLAN KAÇAR/SİLİFKE(Mersin), (DHA)

=======================================================

4)SELCAN, 4 AYDA KAZ SAYISINI 3 KATINA ÇIKARDI

HAKKARİ'nin Yüksekova ilçesinin Demirkonak köyünde yaşayan Selcan Ertuğrul (17), babasının desteği ile kurdukları çiftliğe aldıkları 150 kazın sayısını 4 ayda 500'e yükseltti. Ertuğrul, soğuk ve sert iklime sahip Yüksekova'nın kaz üretimi için elverişli olduğunu belirterek, "Kazları, kış döneminde tanesi 100 liradan satmayı düşünüyorum" dedi.
Yüksekova ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan Demirkonak köyünde ailesi ile birlikte yaşayan ve geçtiğimiz dönem liseyi bitirerek, üniversite sınavlarına giren Selcan Ertuğrul, kaz çiftliği kurmaya karar verdi. Mermer atölyesi işleten baba Serheng Ertuğrul, kuluçka makinası ve 150 kaz alarak, kızına destek oldu. Evinin yan tarafında bulunan ahırın bir bölümünü kazlarına ayıran Selcan, yoğun çalışma içerisine girdi. 4 ayda kaz sayısını 500'e çıkarmayı başardı.
Bir yandan üniversite hayali kuran diğer yandan kazlarına bakan Selcan, kaz çiftliğinin bölgeye örnek olacağını düşünüyor.
Üniversiteye gidememesi halinde para kazanacağı bir işinin olduğunu ve ailesine maddi destekte bulunduğu için büyük mutluluk yaşadığını anlatan Selcan, "Uzun süre düşündüm. Para kazanabileceğim işleri araştırdım. Sonunda da sert ve soğuk bir iklime sahip olan Yüksekova'da kaz çiftliği kurmaya karar verdim. Ailem de destek verince bu işe başladık. Üç kardeşimin desteği ile yaz döneminde beslediğimiz kazları, kış dönemi tanesi 100 liradan satmayı düşünüyorum" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------------------------
-Kazların çiftlikten dışarıya çıkartılması
-Kaz sürüsünü toplayan çocuk
-Kazlara yem bırakılması
-Kazlardan detaylar
-Selcan Ertuğrul ile röp
-Kazların çiftliğe götürülmesi
-Çiftlik içinde detaylar

Yaşar KAPLAN/YÜKSEKOVA(Hakkari), (DHA)-
====================================================
5)SPORDA ENGEL TANIMIYOR

RİZE'nin Pazar ilçesinde oturan doğuştan görme engelli Ramazan Dursun (48), spor sevgisi ile tanınıyor. Görme engeline rağmen her gün sahilde bastonuyla tempolu yürüyüş ve koşu yapan, mekik çeken Dursun, dinçliğini spora borçlu olduğunu söyledi.
Pazar ilçesinde oturan doğuştan görme engelli Ramazan Dursun, Ankara Görme Engelliler Okulu'nda aldığı eğitimin ardından Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi'ni bitirdi. Çaykur'a ait çay fabrikasında memur olarak çalışan Dursun, çevresinde spor sevgisi ile tanınmaya başladı. Görme engeline rağmen her gün bastonuyla sahilde tempolu yürüyüş ve koşu yapan, mekik çeken Dursun, dinçliğini spora borçlu olduğunu söyledi.
HERGÜN SPOR YAPIYOR
Hergün spor yaptığını anlatan Ramazan Dursun, sporun hayatının bir parçası olduğunu belirterek, "Mesafe uzak olsada yürüyerek sahile ulaşıyorum. Günde yaklaşık 1 veya 1,5 saat spor yapıyorum. Elimden geldiği kadar sporu hayatından eksik etmemeye çalışıyorum. Önce hafif tempolu yürüyüşle başlıyorum. Daha sonra koşu ve spor aletleri ile çalışmamı sonlandırıyorumö dedi.
'ENGELLERE TAKILMADAN YAŞIYORUM'
Sanata merakı olduğunu, kabartma kitaplar bularak bol bol kitap okuduğunu da kaydeden Dursun, "Elimden geldiği kadar hayatın içerisinde kalarak, spor, sanat ve kültürel etkinlikler yapıyorum. Olabildiğince hayatın içerisinde kalmaya çalışıyorum. Her ne kadar insan engelli de olsa engeller takılmak için değil sonuçta aşılmak işin vardır. Ben bunu başarıyorumö diye konuştu.
'HER ŞEYİ KENDİ YAPIYOR'
Ramazan Dursun'un kız kardeşi Dilek Dursun da, ağabeyinin her işin üstesinden gelebildiğini dile getirerek, "Kendi başına hareket edebiliyor, her şeyini kendi yapıyor. Ben sadece bir yere takıldığı zaman onun görme engelli olduğunu hatırlıyorum" ifadesinde bulundu.

Görüntü Dökümü
----------------------------
-Ramazan Dursun'un eve gelmesi
-Evinden detaylar
-Bilgisayar kullanması
-Sahildeki koşudan detaylar
-Spor aletleri ile çalışması
-Kız kardeşi Dilek Dursun ile röportaj
-Ramazan Dursun ile röportaj
-Ramazan Dursun'u izleyenler ile röportaj
-Ramazan Dursun'un sanat müzüğü söylemesi
BOYUT: 358 MB
Haber-Kamera: Arzu ERBAŞ-Mehmet Can PEÇE RİZE-DHA

6)YABANİ HAYVANLAR FOTOKAPANA YAKALANDI

DÜZCE' de ormanlara kurulan fotokapanlara karaca, geyik, tilki, vaşak, boz ayı ve domuz sürüleri yakalandı.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Düzce Şube Müdürlüğü tarafından doğal hayat kayıt altına alınıyor. Düzce'nin çeşitli bölgelerine kurulan fotokapanlar sayesinde doğada yaşayan hayvanların sayıları hemde yaşam alanları belirlenerek kayıt altına alınıyor. Bu sayede raporlar hazırlanırken, geçen ay kurulan fotokapanlara karaca, geyik, tilki, vaşak, boz ayı ve domuz sürüleri yakalandı.

Görüntü Dökümü
----------------------------
-Fotokapana yakalanan yabani canlıların görüntüsü detaylar

(Haber: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)

====================================================

7)BİR BEBEKLE BAŞLADI, SİPARİŞ YETİŞTİREMİYOR

TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesinde yaşayan Canan Kaçar(53), iki yıl önce merakla yünden yaptığı bebekler, büyük ilgi görmesi üzerine seri üretime geçti. Bebekleri internet üzerinden ve kurulan stantlarda yoğun ilgi gören Kaçar, "Yaptığım bebeklerin her biri ayrı ayrı ilgi görüyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Çünkü bu iş sayesinde hem kendim bir şeyler yapmayı öğrendim hem de aile bütçesine katkı sağlıyorum" dedi.
Çorlu'da yaşayan ev kadını Canan Kaçar, yaklaşık 2 yıl önce bir arkadaşının tavsiyesi üzerine yün kullanarak bir bebek yaptı. Yaptığı bebeği görenlerin çok beğenmesi üzerine Kaçar, kendisine parça bezler elyaf ve yünler alarak yeni bebekler yapmaya karar verdi. İntirnet üzerinden araştırma yapan Kaçar, yeni bebekler üretmeye başladı. Sosyal medya üzerinden bebekleri görüp beğenenlerin de siparişler vermesiyle Kaçar, ürünlerini satmaya başladı. Çorlu Belediyesi ve Kent Konseyi'nin işbirliğiyle düzenlediği Hanımeli Günleri'nde stant kuran Kaçar'ın bebeklerine yoğun ilgi gösterildi.
Bir bebekle başladığı el emeklerinin yoğun ilgi gördüğünü ve siparişlere zaman zaman yetişemediğini söyleyen Canan Kaçar, "Şimdi hem siparişlere hem de internet üzerinden satışları ile büyük ilgi görüyor. Bu işe severek başladım. Yapımını araştırdım internetten bulduktan sonra yapmaya başladım. Bir tane kendi evime yaptım, gelenlerin beğenmesiyle sipariş almaya başladım. Yaptığım örgü bebekler çok beğenildi. Sonra baktım ki talep güzel, ilgi güzel yapmaya başladım. İnternet üzerinden talepler geldi. Yaptığım bebeklerin her biri ayrı ayrı ilgi görüyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Çünkü bu iş sayesinde hem kendim bir şeyler yapmayı öğrendim hem de aile bütçesine katkı sağlıyorum" dedi.
Bebeklerin çocukların da beğenisi kazandığını ifade eden Kaçar, "Benim yaptığım bebekler ile çocuklar oynuyor. Bu durum benim de çok hoşuma gidiyor. Severek yapıyorum. Bir bebek ortalama 3 günde yapılıyor. Boyutlarına göre de değişiyor yapım süreci. Emek istiyor örgü bebekler. Son zamanlarda hediyelik olarak satılıyor. Fiyatlarımız oldukça ucuz. Bebeklerimizde her hangi kimyasal malzeme yok. Kullanışlı yıpranma olmaz, yıkanabilinir. Bunun içinde 30 liradan başlıyor, bebeklerin büyüklüklerine göre de fiyatlar değişiyor. En büyük hayalim de marka bir bebek yapıp marka olmak istiyorum. Destek veren herkese çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Bebeklerden detaylar
-Kaçar bebek yapması
-Bebeklere bakanlar
-Nevin Kaçar ile röp.
-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),(DHA)-

=====================================================

8)OTOMOBİL BARİYERE ÇARPTI: SÜRÜCÜ ÖLDÜ, EŞİ YARALANDI

KONYA'nın Seydişehir ilçesinde önce önünde giden otomobile, ardından da bireyerlere çarpan otomobilin sürücüsü Cüneyit Cebenoyan öldü, eşi Ayşegül Cebenoyan (55) ise yaralandı. ?Kaza, saat 08.30 sıralarında Seydişehir- Konya karayolu Karabulak Mahallesi'nde meydana geldi. Cüneyit Cebenoyan yönetimindeki 34 ZE 9553 plakalı otomobil, aynı yöne giden Osman Bardakçı yönetimindeki BA 975 TJ plakalı otomobile arkadan çarptı. Kontrolün kayboldu otomobil, bariyere çarparak durabildi. Bariyerin ok gibi saplandığı otomobilin sürücüsü Cüneyit Cebenoyan öldü, eşi Ayşegül Cebenoyan ise yaralandı.
İhbar üzerine kaza yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ayşegül Cebenoyan ambulansla Seydişehir Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Cüneyit Cebenoyan'ın cansız bedeni, sıkıştığı yerden çıkarılarak morga kondu.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
- Kaza yerinden detaylar
- Bariyerlere saplanan otomobilden detay
- Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Yaşar COŞKUN SEYDİŞEHİR KONYA DHA))
========================================================

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler