Habur'daki tatbikatta zırhlı araçlara ağır silahlar monte edildi
TÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Şırnak'ın Silopi İlçesi ile Habur Sınır Kapısı arasındaki TIR parkı karşısında başlattığı tatbikat 36'ncı gününe girdi. Tatbikat kapsamında manevra yapan zırhlı muharebe araçlarına ağır silahların yerleştirildiği görüldü.
TSK tarafından Kuzey Irak'taki bağımsızlık referandumundan önce ve Türkiye'nin karşı çıktığı referanduma mesaj niteliği taşıyan Habur'daki askeri tatbikatı 18 Eylül'den beri devam ederken, tatbikat merkezinde konuşlu zırhlı muharebe aracılarına (ZMA) uçaksavarlar, taşınabilir tam otomatik makinalı tüfekler ve güdümlü tanksavarların yerleştirildiği görüldü. Irak askerlerinin de katıldığı tatbikatta ZMA'lar tatbikat çevresinde hızlı sürüş ve manevralar yaparak eğitimlerini tamamladı. Tanklarda ise askerlerin bakım yaptıkları görüldü.
Öte yandan, günü birlik midibüslerle tatbikat alanına gelen Irak askerleri, akşam saatlerinde tatbikatın sona ermesiyle midibüslere binerek Silopi'deki askeri birliğe geçiş yapıyor.
Görüntü Dökümü
-Tatbikat alanı
-Zırhlı araçların geçişi
-Zırhlı araç üstündeki askerler
-Zırhlı araçlara monteli silahlar
-ZMA'ların manevraları
-Tanklardan detaylar
-Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN, (SİLOPİ-DHA)
=============================================
Bakan Fakıbaba: Silahın yerini gıda alacak
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin akademik yılı açılış törenine katıldı. İlk dersi veren Fakıbaba, organik tarımın artık dünyanın en önemli gündem maddesi olduğunu belirtti. Silahın yerini gıdanın alacağını belirten Fakıbaba, "Bana sorsanız 'Silah mı gıda mı?' diye; inanın gıdadır. Çünkü bütün Şanlıurfa sizin olsa 10- 15 gün aç kalsanız bir porsiyon yemeğe bütün Şanlıurfa'yı satarsınız. İnsanın aç ve susuz olması kadar başka önemli bir şey olur mu? Onun için gıda" dedi.
Şanlıurfa'da temaslarını sürdüren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin akademik yılı açılışına katıldı. Törende akademisyen ve öğrencilere konuşan Bakan Fakıbaba, ziraat ve gıda mühendisliğinin dünyanın en önemli mühendisliği olduğunu ifade etti. Salonda çiftçilerin olmayışına dikkat çeken Fakıbaba, "Açılışta bu salonda çiftçi kardeşlerimizin olmasını isterdim. Esas irtibat kuracağımız kişiler çiftçilerdir. Onlar olmadan biz olamayız. Onun için çiftçinin bilgiyle buluşmasını sağlayacak, ilk kişiler sizler olacaksınız. Tohumda biz niye bir dünya lideri olmayalım. Elimizde imkanlar var, çok şükür paramız var, bilim adamlarımız var, öğrencilerimiz var. İnsanlar öyle eski lezzetlere susamışlar ki mesela ben eski domatesleri çok özlüyorum. Bunu yemek benim hakkımdır. Bu lezzetleri mutlakla tekrar yeniden kazanmamız lazım. Tohumculukta çok ileri değiliz ama kötü de değiliz. Şayet kontrolsüz aldığımız gıda maddeleri, gerçekten tohumu iyi değilse yediğimiz lezzeti de bulamayız" diye konuştu.
Ziraat mühendislerinin teori ve pratiği bir arada yürütmesi gerektiğini belirten Bakan Fakıbaba, bir ülkenin kendi gıdasını üretmediği müddetçe tam manasıyla özgür olamayacağını vurguladı. Fakıbaba şunları söyledi:
"Harran Üniversitesi'nde okuyan öğrenciler çok şanslılar çünkü teorik ve pratiğin buluştuğu bir yerdir. Bütün üniversiteler çok önemlidir ama Şanlıurfa'da ziraat öğrencisi olmak çok büyük bir şanstır. Sadece kitapların arasında doğularak değil, işi bir de saha da öğrenin. Öyle arkadaşlar var ki ziraattan hiçbir şey öğrenmeden buradan mezun olan arkadaşlarımızın da var olduğunu biliyorum. Benim sizlerden tek isteğim teorik ve pratiğinizi birleştirin. Ben tıp fakültesinde okurken, bazı mezun olan arkadaşlarımız ise en büyük iki kemiğin adını bile öğrenmeden mezun oldular. Bizler detaylara çok önem veriyoruz ama ana bilgiyi vermekten uzaklaşıyoruz. Çoğumuz enjeksiyon yapmadan mezun oluyoruz. Çoğumuz bunu hastanın üzerinde öğreniyoruz. Bunlar çok doğru değil bana göre sahadaki uygulamalar çok önemlidir. Onun için Harran Üniversitesi müthiş bir laboratuvardır. Ziraat mühendisi tarlada olur. Benden önceki arkadaşlarım 10 bin kadar çok değerli ziraat mühendisi ve veteriner hekim arkadaşımızın atamasını yapmışlar. Şimdi piyasada sahada hiç ziraat ve veteriner arkadaşım yok, hepsi masa başlarında; bunların olmaması lazımdır."
'ZENGİN TOPRAKLARIN FAKİR İNSANLARIYIZ'
Türkiye'nin tarımsal üretiminde çok ciddi bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Fakıbaba, "Türkiye gelişecek ve kalkınacaksa mutlaka gıda, tarım ve hayvancılıkla kalkınacaktır. İstihdamı biz bununla sağlayacağız. Bizde eğitim ile tarlanın suyla buluşması çok önemli bir olay. Eğer eğitim olur ve tarla suyla buluşursa çok ciddi bir katma değer sağlayabiliriz. Onun için ben hep diyorum; biz zengin toprakların, fakir insanlarıyız. Bu fakirlikte biraz bizden kaynaklanıyor. Bizim daha fazla çalışmamız lazım" dedi.
SİLAH MI, GIDA MI?
Organik tarımın dünyanın en önemli gündem maddesi olacağını da dile getiren Fakıbaba, şöyle konuştu: "Bana sorsanız 'Silah mı gıda mı?' diye; inanın gıdadır. Çünkü bütün Şanlıurfa sizin olsa 10- 15 gün aç kalsanız bir porsiyon yemeğe bütün Şanlıurfa'yı satarsınız. Yok böyle bir şey, insanın aç ve susuz olması kadar başka önemli bir şey olur mu? Onun için gıda. Bana sorsalar '3 önemli şey nedir?' diye. Gıda, gıda üçüncüsü de gıda olmasın diye gençlik derim. Gıda, gıda ve gençlik. Gıdaya ve gençlere gerekli önemi verdiğimiz takdirde bizlerin halledemeyeceği hiçbir şey yoktur."
Bakan Fakıbaba'ya konuşmasının ardından Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın tarafından üniversite bünyesinde üretilen sızma zeytinyağı ve sabun hediye edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
- Fakültedeki törene katılanlar
- Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba'nın konuşması
- Genel ve detay görüntüler
Haber Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)
=====================================
Evde çıkan yangında 5 Suriyeli dumandan etkilendi
ADIYAMAN'da, bir evde çıkan yangında 5 Suriyeli dumandan etkilenerek hastaneye kaldırıldı.
Olay, öğle saatlerinde Bahçelievler Mahallesi'nde meydana geldi. 3 katlı binanın ilk katında oturan Suriye uyruklu Muhammet Hüseyin'in evinde bilinmeyen nedenle yangın çıktı. Evden yükselen dumanları görenlerin ihbarıyla gelen polisler çevrede önlem alırken, itfaiye ekipleri de yangına müdahale etti. İtfaiyenin yarım saatlik çalışmasıyla yangın söndürülürken, içeride bulunan ve dumandan etkilenen Hüseyin ailesinin 5 ferdi, ambulansla hastaneye götürüldü. Suriyelilere hastanede oksijen takviyesi uygulandı. Evde hasara da neden olan yangının çıkış sebebi araştırılıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
- Olay yeri ve duman yükselen ev
- Güvenlik önlemi alınması
- İtfaiye ekiplerinin müdahale etmesi
- Dumandan etkilenenlerin ambulansa konulması
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)
========================================
'Büyükler, çocukları suç makinesine dönüştürüyor'
ERZURUM Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, çocukların hukuki istismara uğradığını söyledi. Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) 31'inci maddenin, hukuki yönden istismara neden olan bir kanun maddesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kök, "Çocuklarımız, bu kanun maddesi öne sürülerek, büyüklerce suça teşvik ediliyorlar. Suça itilmiş çocuklar oluyorlar. Niye? Çünkü bunlar, daha az ceza alıyorlar. Çocuklarımız, bazen bir bakıyorsunuz büyüklerin teşvikiyle bir suç makinesi haline getiriyorlar" dedi.
KADEM il temsilciliğinin organizasyonu ile Erzurum Valiliği, Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve Atatürk Üniversitesi iş birliğiyle 'Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı' düzenlendi. İki gün süren çalıştayda konuşan Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Fakültesi Dekanı ve Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kök, literatüre 'hukuki istismar'ı kendisinin eklediğini söyledi. Çocukların, hukuki yönden istismar edildiğini dile getiren Prof. Dr. Kök, TCK'daki 31'inci maddenin, yaş küçüklüğüyle ilgili cezayı ortadan kaldıran ya da azaltan hallerden biri olduğunu kaydetti. Çocukların, bu kanun maddesiyle suça sürüklendiğini savunan Prof. Dr. Kök, şunları söyledi: "Çocuklarımız, bu kanun maddesi öne sürülerek, büyüklerce suça teşvik ediliyorlar. Suça itilmiş çocuklar oluyorlar. Niye? Çünkü bunlar, daha az ceza alıyorlar. Özellikle çocuk haklarına dair sözleşmeyle Anayasa'mızda, onlara yönelik pozitif ayrımcılığı kullanması gereken çocuklarımız, bazen bir bakıyorsunuz büyüklerin teşvikiyle bir suç makinesi haline getiriyorlar. Neden? Çünkü hukuki yönden istismar ediliyorlar. Bununda en az diğerleri kadar çok önemli bir istismar çeşidi olarak yer almasını isterim. Suça sürüklenen çocuklar açısından Çocuk Koruma Kanunu 31'inci madde, hukuki istismarla ilgili yaş küçüklüğüne bağlı olarak 12 yaşında önce suç işleyen çocuklarımızın ceza sorumluluğu yok.12-15 yaş arasında muayeneler sonucunda azaltılıyor veya ortadan kaldırılıyor. 15-18 yaşında da indirilmiş cezalar uygulanıyor. Bu, işte çocuğun hukuki yönden istismarına neden olan bir kanun maddesidir. Bunu da farklı yorumlamak gerekir. Bir çocuk, ekonomik yönden istismar ediliyorsa hukuki yönden de cinsel yönden de istismar edilir. Yapılması gereken şeylerden en önemlisi, cinsel istismara götürecek sosyolojik kültürel ve ekonomik riskleri ortadan kaldırabilmektir. Tabi ki bu da hiç kuşkusuz ki devletimize düşmektedir. TCK'nın 103'üncü maddesi var; ama şunu söylüyorum. En çok değişikliğe giden maddelerden birisi. Eğer bir kanun maddesi, değişikliğe çok sık aralıklarla gidiyorsa burada bir sıkıntımız var demektir. Toplumsal bir anlaşmamız olmadığı, şeklinde algılanır."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Ahmet Nezih Kök'ün açıklaması
Haber-Kamera: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM, (DHA)
=========================================
Şarkılı, türkülü, halaylı SİT protestosu
MUĞLA'da, doğal SİT alanlarının derecelerinin değiştirilmesi, 'Muğla cennet kalsın' sloganı ile düzenlenen şarkılı, türkülü, halaylı sonbahar şenliği ile protesto edildi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) tarafından Menteşe ilçesinin kırsal Yerkesik Mahallesi'ndeki Akbük Koyu'nda düzenlenen etkinliğe, Muğla merkez başta olmak üzere Marmaris, Fethiye, Bodrum, Milas, Köyceğiz, Ula ve Yatağan ilçelerinden yaklaşık 1000 kişi katıldı. Çevrecilerin şarkılı, türkülü, halaylı eylemine koydaki yerli ve yabancı turistlerind e destek vermesi üzerine ortaya renkli görüntüler çıktı. CHP Muğla Milletvekili Akın Üstündağ, Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz, TEMA Bodrum üyeleri, Menteşe Kent Konseyi Başkanı Bilgi Taşkıran, CHP'li Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcıları Levent Ünver ve Mehmet Güven ile Ula Belediye Başkan Yardımcısı Oruç Özkan'ın da katıldığı şenlikte, yerel sanatçılar Cem Kocabıyık, Ali Onur Dede, Ali Akçay yöresel türküleri seslendirdi.
İNSAN ZİNCİRİ OLUŞTURDULAR
Eyleme katılanlar, 'Cennet Gökova Körfezi tehlike altında', 'Mavi yolculuğu da yat turizmini de yelkenciliği de bitirecekler', 'Muğla cennet kalsın', 'Bir bilimsel rapor varmış gören var mı', 'Cennette talana da ranta da hayır' ve 'Kıyılar halkındır engellenemez' yazılı pankart ve dövizler taşıyıp, 2 kilometrelik Akbük Koyu'nda insan zinciri oluşturdu. Karadaki eylemcilere denizde bulunan tekneler de kornalarını çalarak destek verdi. Etkinlikte konuşan Menteşe Kent Konseyi Başkanı Bilgi Taşkıran, Gökova'nın, Muğla'nın cennet kalabilmesi için uygulamaya konulan doğal SİT alanı derecelerinin mutlaka değişmesi gerektiğini, aksi takdirde yapılaşmanın, beton yığınlarının önünün açılacağını söyledi.
"KOYLARI KORUMAK İÇİN AND İÇTİK"
Çeşitli yarışmaların yapıldığı, şarkı ve türkülerle halayların çekildiği şenliği cennet Gökova'nın en güzel köşelerinden Akbük'te yapmalarının nedeninin, bu güzelliğe dikkat çekmek olduğunu belirten Kent Konseyi Üyesi Mehmet Çilsal, "Cennet Gökova Körfezi tehlike altında. Burada mavi yolculuğu, yat turizmini, yelkenciliği bitirecekler. Bugün Akbük'te kıyımızı, koylarımızı, taşımızı, ağacımızı caretta carettalarımızı, çiçeğimizi, yüreğimizdeki sevgiyi korumak için Akbük'e geldik. Doğal SİT alanlarının derecelendirme değişikliğini bugüne kadar kabul etmedik yine de etmeyeceğiz. Muğla'nın eşsiz doğal güzelliklerine kazanç kapısı olarak bakılmasını, tabiatın mevduat yapılmasına tahammül edemeyiz, göz yumamayız. Doğayı koruma şenliğimizi, yürüyüşlerle, bisikletlerle, yüzerek, teknelerimizle uçurtmalarımızla, balıkçılarla, sörfçülerimizle, arıcılarımızla, meşe tohumlarımızla renklendirdik. Mavi yolculuğu Gökova Körfezi'ni, turizmi, denizciliği, biyolojik türleri, ekosistemi çarpık plansız yapılaşmayı, koylarda otel, tatil köyü siteler yapılmasını kısacası 'Muğla nasıl cennet kalır' sorusuna cevap, aradık. Muğla'yı korumak için topyekün mücadele etmek için and içtik" dedi.
"HALKIN DEĞİL SERMAYEDARLARIN ÖNÜ AÇILIYOR"
MUÇEP Üyesi Rezzan Şebin de platformun kuruluşuyla ilgili bilgi verip, Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından uygulamaya konan Muğla İli Doğal SİT Alanları Derecelendirmeleri'ndeki değişikliklere değindi. Şebin, şunları söyledi: "Muğla Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 11 Kasım 2016'da yaptığı toplantıda, belki de ilk kez iktidar partisi, muhalefet partilerinin meclis üyelerinin tümünün oybirliği ile aldığı bir karar vardı. Bakanlığın bir inşaat/emlak firmasına ihale ettiği Dört Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Rapor'a dayanarak hazırlandığı söylenen 'Muğla İli Doğal SİT Alan Derecelendirmeleri'ndeki değşikliğe Meclis üyeleri oybirliği ile 'Projeye bu hali ile hayır' dedi. Nedeni de açıktı. Proje uygulamaya konulursa, köylülerimizin konut yapma gibi sorunları belki de sadece yüzde bir oranında çözülecekti. Ancak, adrese teslim gibi bazı eşsiz güzellikteki koylarımızda büyük şirketlere, holdinglere arazi tahsis yapılan yerlere tesis yapma imkanı sağlanıyordu. Yani, kıyılarımız, koylarımız inşaata, yapılaşmaya açılıyordu. Halkımızın değil, sermayedarların önü açılıyordu" diye konuştu.
"GÖKOVA PAFTASI İPTAL EDİLSİN"
Gökova'nın Özel Çevre Koruma Bölgesi olduğuna dikkati çeken Şebin, "Uluslararası sözleşmelere imza atan devletimizin, imzasını çiğnememesi gerekir. Askıya bile çıkmadan uygulamaya giren bu pafta için açtığımız davanın takipçisi olacağız. Muğla için hazırlatılan proje iptal edilerek, sürece yöre halkı, yerel yönetimler, üretici kooperatifleri, denizciler, dernekler ve odalar katılarak yeniden düzenlensin. Halktan gizlenen bilimsel rapor açıklansın. Platform olarak, koylarımız, yaşam alanlarımızı, tabiat varlıklarımızı korumaya devam edeceğiz. Yasal haklarımızı kullanarak, şenlikler düzenleyerek yöremize sahip çıkacağız, Gökova paftasının acil iptal edilmesini istiyoruz" dedi.
8 saat süren şenlik, burada düzenlenen yarışmalara katılan ve dereceye girenlere bal ve zeytinyağı hediye edilmesiyle sona erdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Şenlikte, şarkı ve tüdrküler söylenip, halay çekilmesinden görüntü
-Şenliğin yapıldığı Akbük Koyu'ndan görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Yaşar ANTER / BODRUM (Muğla), (DHA)
=============================================
Alanya'da 3 mezar parçalandı
ANTALYA'nın Alanya İlçesi'nde yapım aşamasında olan 3 mezar saldırıya uğradı. Mermer mezarlar parçalanırken, aileler konuyla ilgili şikayette bulunarak, duruma tepki gösterdi
Alanya'ya bağlı Cikcilli Mahallesi'ndeki Cikcilli Mezarlığı'nda bulunan Levent Kurt, Necmettin Öz ve Mikail Kütük'ün mezarları önceki gün kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin saldırısına uğradı. Geçen hafta kendi imkanlarıyla mezarların yapımına başlayan yakınları dün sabah geldiklerinde durumun farkına vardı. Polise şikayette bulunan aileler duruma tepki gösterdi.
"HEPSİ PARAMPARÇA EDİLMİŞ"
Kardeşi Levent Kurt'u geçen yıl 29 Ekim'de kaybettiklerini belirten Bülent Kurt, bir yıl aradan sonra mezarını yaptırma kararı aldıklarını söyledi. Kurt, "Mezar şirketleriyle görüştük fakat yapılan mezarları da görünce 'kendimiz de iyi kötü yaparız' diyerek kendimiz yapalım düşüncesiyle hareket ettik. Bir mermerciyle anlaştık. Hatta benim kardeşimden 20 gün önce vefat eden bir arkadaşımız ve yine Ali ağabey diye bir tanıdığın da vardı. Hep beraber anlaşarak 'kendi mezarlarımızı kendimiz yapalım' dedik. Emek vererek mezarlarımızı yaptık. Artık bazıları bu mezarları yaparak haklarını mı gasp edeceğimizi düşündüler bilemiyorum. Sanıyorsam böyle bir kaygıya kapıldılar ve dün sabah geldiğimizde maalesef mezarlarımızın üçünün beraber parçalandığını gördük. Hepsi paramparça edilmiş" dedi.
"HANGİ VİCDANA SIĞAR"
Yetkililerden yardım isteyen Bülent Kurt, mezarlığın etrafının çevrilmesini, gece güvenlik personeli ya da güvenlik kameraları konulması gerektiğini kaydetti. Mağdur olduklarını aktaran Bülent Kurt, şöyle dedi:
"3 mezar da parçalandı. Buraya emek verdik, bütçe ayırdık. Şimdi hakkımız elimizden gitti. Tekrar yapabiliriz, önemli değil ama bu olayın da tekrarlanmayacağının garantisi yok. Bununla alakalı biz gereken yerlere şikayet başvurusunda da bulunduk. Lütfen bu konuya duyarlı olalım. Bunu yapanlara da seslenmek istiyorum; burada yatanlar mevta. Bu hangi vicdana, hangi insanlığa sığar? Bizim sizin ekmeğinizde gözümüz yok. Biz kendi mezarımızı yapacağız. Bizim kendi işimiz var. Bunlara ayıracak vaktimiz yok. Bu konuyu da husumete götürmeye gerek yok."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------- --------------------
- Parçalanan mezarlardan genel ve detay görüntü
- Bülent Kurt'un konuşması
HABER- KAMERA: Engin ANAK/ALANYA (Antalya), (DHA)
===========================================
Fındık budama kursu ile verim artınca herkes sıraya girdi
TRABZON'un Akçaabat İlçesi'nde, açılan fındık budama, gübreleme ve ilaçlama kursunu tamamlayan üreticilerin bahçelerinde verim yüzde yüzü aşan oranlarda arttı, 80 kilogram fındık alınan bahçede verim ortalama 180 kiloya ulaştı. Bahçelerde verimin arttığını duyan diğer üreticilerde kurslara katılmak için sıraya girdi.
Akçaabat Ziraat Odası tarafından geliştirilen proje ile fındık üretiminde rekoltenin artırılması için budama, gübreleme ve ilaçlama kursu açıldı. 2 yılda 500 dolayında üreticinin katıldığı kurslarda Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü uzmanları tarafından budama, gübreleme ve ilaçlama metotları anlatıldı. Eğitimler sonucunda sertifika verilen üreticiler bahçelerinde fındık üretim tekniklerine uygun olarak tarıma başladı. Ortalama 80 kilogram fındık alınan bahçelerde verilen üretici eğitimlerinden sonra rekolte 180 ile 200 kilograma kadar çıktı. Verimin arttığını duyan diğer üreticilerde eğitim almak için Ziraat Odası'na başvurmaya başladı. Gelen talepler üzerine yeni kurslar açılması için çalışma başlatıldı.
"VERİM 2-2.5 KAT ARTTI"
Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüpoğlu, fındıkta verim ve kaliteyi artırmak için düzenledikleri kurslara yoğun ilginin olduğunu belirterek bunun sevindirici olduğunu söyledi. Eyüpoğlu, "Çiftçimizin bahçesinde yapılan sayımda yapmış olduğu budama , gübrele ve ilaçlama ile fındık veriminin aynı bahçede geçen yıla oranla 2-2,5 kat arttığı rekolte tahmin komisyon üyelerinin de dikkatini çekti. Aynı rakım da ve aynı çeşit bulunan aynı parsel üzerindeki arazide doğru budama gübreleme ve ilaçlama ile verim ve kalite iki katına çıktı. Akçaabat ta 91 bin dekar fındık bahçemiz var. Ortalama verim 75 ila 80 kilogram iken kurslara katılan üreticilerin bahçelerinde yapılan hesaplamada verimin ortalama 180 ila 200 kilograma çıktı. Buda gösteriyor ki bahçelerimize gerekli bakımı yaptığımızda gelirimizi 2 katına çıkarabiliyoruz.ö dedi.
Hedeflerinin düzenleyecekleri kurslar ve eğitimlerle ilçelerini fındık üretimde Trabzon'da birinci sıraya getirmek olduğunu ifade eden Eyüpoüğlu, "Eğitimlerin ardından görülen verim artışı ile üreticilerimiz odamıza kurs talebinde bulunmaya başladı. Yeni bir kurs açıyoruz. Akçaabat Halk Eğitim Müdürlüğü ve İl Gıda Tarım Hayvancılık Müdürlüğü ile ortak kurs düzenleyeceğiz." diyerek kursa katılmak isteyen çiftçilere kayıt için çağrıda buluındu.
Görüntü Dökümü
Ziraat Odası Başkanı konuşma
Fındık Budama eğitim görüntüleri
Fındık bahçesi ve toplama arşiv görüntüleri
Detaylar
HABER KAMERA: FATİH TURAN / TRABZON (DHA)
=======================================
Öztürk Sarıca: Ardıç ağaçları madencilik faaliyetleriyle yok oluyor
BURDUR'da, Lisinia Doğa Proje Sorumlusu Öztürk Sarıca, küresel ısınmadan en son etkilenecek ardıç ağaçlarının madencilik faaliyetleri nedeniyle hızla yok olduğunu belirterek, buna karşı tedbir alınması gerektiğini söyledi.
Burdur'a bağlı Karakent Köyü'ndeki Lisinia Doğa Proje Alanı'nda Burdur Gölü ve Ardıç Ağacı etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Burdur, Isparta, Antalya, Denizli ve Afyonkarahisar'dan doğaseverler katıldı. Burdur Gölü kenarında yürüyüş yapan katılımcılar ardıç meyvesi topladı. Uygulanan projeler hakkında Lisinia Doğa Proje Sorumlusu Öztürk Sarıca katılımcılara bilgi verdi.
Hızla yok olan sulak alanlara ve ardıç ağacının hızlı bir şekilde yok olmasına dikkati çekmek için etkinliği düzenlediklerini söyleyen Öztürk Sarıca, "Türkiye'de pek çok sulak alan kuruma durumunda. Kurumanın önlenmesi ve içme sularına sahip çıkılması için bir an evvel tedbir alınmasını istiyoruz. Diğer taraftan küresel ısınmadan en son etkilenecek ardıç ağaçlarının maalesef madencilik faaliyetleriyle birlikte hızlı yok oluşuna karşı gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Buradaki doğaseverlerin isteği tamamen bu yöndedir" dedi.
Burdur Gölü'nün ilk çekildiği alanlarda çok fazla kanser vakası görüldüğüne dikkat çeken Öztürk Sarıca, "Bunun sebebi de oradaki zararlı kimyasallar insanların üzerine tozla yağmurla savrulduğu için. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde Burdur'u da böyle bir tehlike beklediği için Burdur Gölü'nün çok yavaş şekilde çekilmesi için mücadele veriyoruz. İnsanlara 'Ya tasarruflu su yöntemlerine geçin ya da su tüketmeyen üretimlere geçin' diyoruz. Burdur ve çevresinde büyükbaş hayvancılık çok yaygın. Hayvanları beslemek için mısır ve yonca üretiyoruz. Bunlar da çok fazla su tüketiyor" diye konuştu.
Etkinliğe katılan Burdur Bisiklet Topluluğu Başkanı Ahmet Men, "Yok olan ardıç ağaçları ve suyu çekilen Burdur Gölü'nün sessiz çığlıklarına ses vermek için bisikletlerimizle buraya gelerek etkinliğe destek verdik" dedi.
Burdur Doğa Sporları Kulübü Başkanı Nuri Gök, doğasever olarak küçük bir katkı koymak için etkinliğe katıldıklarını söyledi.
Isparta GÖLDOSK Doğa Sporları Kulübü Başkanı Fikret Yurtaslan da "Burdur Gölü ve ardıç ağacına bir ses de biz vermek istedik" ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Etkinliğe katılanlar
- RÖP 1: Öztürk Sarıca
- RÖP 2: Nuri Gök
- RÖP 3: Ahmet Men
- RÖP 4: Fikret Yurtaslan
- Detay
, HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)
======================================
Munzur ve Pülümür vadisinde Sonbahar'da renk cümbüşü
TUNCELİ'de, Sonbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte Munzur ve Pülümür vadilerinin ormanlık alanlarındaki ağaç ve yeşil bitki örtüsü, kartpostallık doğal görüntüler ortaya çıkardı.
Sonbahar mevsimiyle ile birlikte doğa fotoğrafçılarının akın ettiği Pülümür İlçesi'ne Bağlı Salördek Köyü sakinleri, bu yıl bölgeye gazetecileri davet etti. Yıllardır yaşanan çatışma ve operasyonlar nedeniyle girilmeyen Salördek Köyü ormanlarının, Sonbahar'ın gelmesiyle renk doğadaki bütün renkleri bünyesinde barındırıyor. Bölgeye gazeteciler ile birlikte çok sayıda doğa fotoğrafçısı da giderek, Sonbaharın en güzel renklerinin sergilendiği doğa harikası görüntüleri, ölümsüzleştiriyor.
Salördek Köyü girişinde gazetecilere kısa bir açıklama yapan köy sakinlerinden Hüseyin Aslan, "Köyümüz doğal bir park alanıdır. Yakın zamanda burayı tescillendirmek için girişimlere başlayacağız. İnanılmaz bir doğal güzellik var. Salördek Köyü ormanlık alanı içinde birçok farklı ağaç türü ve meşe ormanları var. Sonbahar ile birlikte havaların soğumasıyla birlikte her gün farklı bir renk ormanlara hakim oluyor. Bu doğa güzelliğini Türkiye'nin başka yerinde bulmak mümkün değil. Biz istiyoruz ki buralar çatışma ve operasyonlar ile anılmasın. Turizmle, doğal güzellikler ile anılsın" dedi.
Köylüler daha sonra bölgeye gelen gazeteciler, doğa fotoğrafçısı ve bölgeyi görmek için İstanbul ve diğer ilerden gelen doğaseverler ile birlikte gezerek hatıra fotoğrafı çekti. Salördek köyülüleri, bugüne kadar keşfedilmeyen bir Şelaleyi de ilk kez gazetecilere göstererek burada fotoğraf çektirdi. Salördek Köyü ormanlık alanı yakınlarında yer alan yaklaşık 20 metre yüksekliğindeki Kadısırtı şelalesini gazeteciler ile birlikte gezen doğasever ve köylüler, ormanda yaptıkları yürüyüşten sonra köye döndü.
Bu arada Sonbahar'da renk değişim ile birlikte özellikle bu aylarda bölgeye birçok doğa fotoğrafçısı gelerek Munzur ve Pülümür vadilerinde Sonbahar manzarası fotoğraflarını çekiyor. Pertek Günboğazı Köyü, Munzur ve Pülümür vadileri, Salördek Köyü, sonbaharda ormanların renk değiştirmesiyle birlikte farklı renklere bürünen ortam, doğa fotoğrafçılarının büyük ilgisini çekiyor.
Görüntü Dökümü
-Pülümür salördek köyünden görüntü
-Salördek kadısırtı şelalesinden görüntü
-İnsanların şelaleyi gezmezi hatıra fotoğraf çektirmesi
-Hüseyin aslanın açıklaması
-Köylülerin kısa röpörtajları
-Muhabir ononsları
-Ormanlık alanda detay görüntüler
-Bölgeden çekilen detay görüntüler
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ, (DHA)-
======================================
Muğla merkezli uyuşturucu operasyonunda zanlılardan 17'si adliyede
MUĞLA merkezli 13 ilde yapılan operasyonda gözaltına alınan 36 zanlıdan, işlemleri tamamlanan 17'si adliyeye sevk edildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı koordinesinde Muğla merkezli olarak ülke genelindeki 13 ilde ve birçok ilçede, uyuşturucu satıcılarına yönelik geçen cumartesi sabahı 264 polisle eş zamanlı operasyon yapıldı. '15 Temmuz Marmaris Şehidi Nedip Cengiz Eker' adlı operasyonda Muğla, İstanbul, Mersin, Aydın, Batman, İzmir, Van, Diyarbakır, Siirt, Niğde, Yalova, Antalya ve Kırklareli illerindeki 25 adresteki 36 kişi yakalanarak gözaltına alındı. 59 kişi hakkında gözaltı kararı bulunan operasyonda, 23 kişinin aranmasına devam edilirken, Muğla'ya getirilen zanlılardan, işlemleri tamamlanan 17'si bugün adliyeye sevk edildi. 19 zanlının ise işlemlerinin sürdüğü bildirildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Şüphelilerin adliyeye getirilişinden görüntü
- Adliyeden görüntü
Haber: Hülya ELTEŞ -Kamera: Yaşar ANTER / BODRUM (Muğla), (DHA)
==========================================
Türkiye- Rusya Medya Forumu başladı
ULUSLARARASI yayın kuruluşu Global Connection tarafından Antalya'da 22-26 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Türkiye-Rusya Medya Forumu başladı.
Belek Turizm Bölgesi'ndeki Rixos Premium Hotel'de düzenlenen ve Ekonomi Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile turizm şirketlerinin de desteklediği Türkiye-Rusya Medya Forumu'nun açılışı programında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Ak Partili Menderes Türel ve Global Connection Genel Koordinatörü Onur Toyuş konuştu. Foruma, Rusya Antalya Başkonsolosu Oleg Rogoza ile Rusya'dan çok sayıda medya mensubu katıldı. İki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi ve geleceğe daha emin adımlarla yürünmesi açısından forumun büyük önem arz ettiğini belirten Başkan Menderes Türel, Türkiye ve Rusya'nın dolayısıyla Antalya ve Rusya'nın arasındaki güçlü ilişkilerin tarihinin çok uzun olduğunu, en zor günlerde bile bu dostluğa gölge düşmediğini söyledi. İki ülke arasındaki ilişkilerde zaman zaman türbülans yaşansa bile araya nifak sokmak isteyenlere rağmen en güçlü şekilde korunacağına inancının tam olduğunu belirten Başkan Türel, şöyle dedi:
"Antalya'da yaşayan Rus vatandaşlarımızın bu sıkıntılara rağmen fevkalade güzel etkinlikler ve açıklamalar yapmak suretiyle toplumsal bağda bu güçlü ilişkilerin zedelenemeyeceğinin en büyük göstergesi oldu. Şu an Rusya ile çok gülü siyasi ve toplumsal bir ilişki yaşıyoruz. Antalyalılar olarak bundan çok memnuniyet duyuyoruz."
Bugün Rus misafirleri Antalya'da en güzel şekilde ağırlıyor olmanın da turizm sektöründeki en önemli referans ve karne notu olduğunu dile getiren Menderes Türel, "Müşteri memnuniyeti yüzde 90- 95'in üzerinde. Bu da gerçekten bizim başka bir onur belgemiz oluyor. O yüzden biz Antalya olarak bu ilişkilerin güçlenmesinde en önemli rolü oynuyoruz" dedi.
KARLOV'UN ADI NOEL BABA KİLİSESİ CADDESİNE VERİLİYOR
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un silahlı saldırı neticesinde öldürüldüğü olayı da hatırlatarak, mekanının cennet olması dileğinde bulunan Menderes Türel, şöyle konuştu:
"Tabii ki öyle bir dostumuzu kaybetmenin bizde derin bir yarası oluştu. Biz de Sayın Karlov'un isminin Antalya'da yaşatılması hususunda bir adım atacağımızı ifade etmiştik. Ve geçen meclis toplantımızda bununla ilgili gereken öneriyi gerçekleştirdik. Demre'de özellikle Rus turistlerin çok yoğun şekilde itibar ettiği St. Nikolaos yani Noel Baba Kilisesi'ne giden anayola Sayın Andrey Karlov'un adının verilmesi hususundaki teklifimizi yaptım. Sayın Karlov Antalya'da özellikle Rus turistlerin en yoğun olduğu bir caddede yaşatılacak olması da bizim ilişkilerimizin bir nişanesi olacak. O yüzden biz Rus dostlarımızı hiçbir zaman unutmayacağız, unutturmayacağız."
Global Connection Genel Koordinatörü Onur Toyuş ise, talihsiz sürecin ardından iki ülke kamuoyunun ısınmasını sağladıklarını ve bundan sonraki süreçte de kamuoyunu doğru bilgilendirmeye yönelik çalışmaların süreceğini kaydetti. Forumun bugünkü bölümünde kültür ve medya ile turizm başlıklı iki panel düzenlendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------
Protokolün görüntüsü
Katılımcıların görüntüsü
Menderes Türel 'in konuşması
Onur Toyuş'un konuşması
Panelden görüntü
Haber: Mehmet ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
====================================
Belediye işçisini öldüren büfeci tutuklandı
MUĞLA'nın Seydikemer İlçesi'ndeki Saklıkent Kanyonu'nun girişinde tartıştığı 40 yaşındaki İbrahim Baltacı'yı tabancayla vurarak öldüren büfe işletmecisi 43 yaşındaki A.K. (Ali Karacan), sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Olay, dün saat 18.30 sıralarında, Kayadibi Mahallesi Saklıkent Kanyonu girişinde meydana geldi. İlçe belediyesi tarafından işletilen kanyonda işçi olarak çalışan 3 çocuk babası İbrahim Baltacı ile kanyon girişinde büfe işleten A.K. arasında alacak meselesi nedeniyle çıkan tartışma, silahlı kavgaya dönüştü. Kavgada A.K., büfeden aldığı tabancayla Baltacı'ya ateş açtı. Vücuduna 5 kurşun isabet eden Baltacı ağır yaralandı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sevk edilen ambulansla Letoon Hastanesi'ne götürülen Baltacı, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Baltacı'nın cesedi, yapılan incelemenin ardından otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Olay sonrası kaçan A.K. ise bir süre sonra Seydikemer Jandarma Karakol Komutanlığı'na gelerek telsim oldu. İfadesinin ardından bu sabah adliyeye sevk edilen A.K., 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Tutuklanan A.K.'nin jandarma tarafından sağlık kontrolünden geçirilmesinden görüntü
- İbrahim Baltacı'nın fotoğrafı
Haber- Kamera: Ergün TOS / SEYDİKEMER (Muğla), (DHA)
=========================================