Böbrekler vücudumuzdaki atık maddelerin kandan süzülerek idrarla atılmasından, iç ortamdaki su, mineral ve pH dengesinin sağlanmasından sorumlu bir organ. Düzgün çalışmadığı durumda vücuttaki neredeyse her organ gibi büyük sıkıntılara yol açabilir.
Böbrekler belimizde iki yanda bulunan yumruğumuz büyüklüğünde bir çift organdır. Beslenmemiz sonucunda besinler sindirildiğinde ya da hücrelerdeki atık ürünler kan yoluyla böbreğe gelir ve burada kandan ayrıştırılarak idrarla vücuttan uzaklaştırılır. Bu atık maddeler üre, kreatinin ve ürik asit olarak isimlendirilir. Ayrıca vücuttaki hidrojen iyonu konsantrasyonu yani pH'ı düzenlemekten de sorumludur. Kanınızın pH değeri 7.34-7.45 arasında değişkenlik gösterirken bu değerlerin altında ya da üstünde olması kişiyi ölüme kadar götürebilir. Ayrıca vücudun su ve mineral dengesinin sağlanmasından da böbrekler sorumludur.
Böbreklerin her insanda iki adet bulunduğundan bahsetmiştik. Böbrekler tam kapasite çalışmazlar. İki böbrek ortaklaşa görev yaparlar. Ancak böbreklerden birinin rahatsızlanması durumunda diğeri eksiği kapatmak için daha fazla çalışmaya başlar. Eğer böbrekler görevini yapmazsa vücuttan uzaklaştırılması gereken maddeler vücutta birikmeye başlar. Bunun sonucunda çoğu organ etkilenir. Kusma, bulantı, halsizlik, nefes darlığı gibi belirtiler görülür. Bu belirtiler atık ürünlerin vücutta birikmesinden dolayıdır.
Ayrıca su ve mineraller vücuttan atılamadığı için bunlar vücutta birikmeye başlar. Bacaklarda, yüzde özellikle göz kapaklarında ödem oluşması ve şişmesi, kilo alımı ve tansiyon yüksekliği de su ve minerallerin vücuttan idrarla uzaklaştırılamamasının sonucu olarak ortaya çıkan belirtilerdir. Özellikle potasyum mineralinin vücutta birikmesiyle ileri derecede halsizlik, felç ve hatta kalbin durması sonucu ölüme varan sonuçlar ortaya çıkabilir.
Böbrekler ayrıca eritropoetin adı verilen kemik iliğinin uyarılarak kırmızı kan hücresi üretilmesini sağlayan bir hormonun salgılanmasından da sorumludur. Böbreğin düzgün çalışmaması durumunda kemik iliği kan yapımı için gerekli sinyali alamayacağından kan yapımı sekteye uğrar. Bunun sonucunda da çarpıntı, kolay yorulma, halsizlik, iştahsızlık, baş dönmesi gibi belirtiler ortaya çıkar.
Böbrekler güneşten ve besinlerden alınan D vitamininin etkin forma dönüşümünden sorumludur. D vitamini bağırsaktan kalsiyum emilimini artırır ve kandaki kalsiyum seviyesinin belirli bir aralıkta kalmasını sağlar. Böbreklerdeki hasar sonucu D vitamini yetersizliğinde kemiklerden kana kalsiyum geçişi olur. Kemiklerde kolay kırılma, çocuklarda gelişme geriliği gibi belirtiler böbrek hastalıklarının belirtisi olarak görülebilir.
Elbette bu belirtiler böbrek hastalığınız olduğu anlamına gelmez. Bu teşhisin konulması için ayrıntılı tahlillerin uzman bir hekim tarafından gerçekleştirilmesi gerekir.