Ağız ve diş sağlığı hemen hergün vurgulanan bir konu olmasına rağmen toplumun çoğunda diş kayıplarıyla ile görülen sorunlar hala çok yaygın durumdadır.
Hastalığın hem genel sağlığa etkisi hem de diş kayıplarının yarattığı konuşma, çiğneme ve estetik problemleri insanları oldukça fazla etkilemektedir. Devamlı olarak koruyucu hekimlik yani diş bakımının önemi vurgulanmakta ama buna rağmen diş kayıplarının önüne geçilemediği için sürekli değişik implantlar üretilmektedir. Bütün bunların yanısıra insanların diş tedavilerinden beklentileri de değişmektedir. Hastalar artık hem kendi dişlerinin korunmasını hem de estetiği bir arada istemektedirler .Bu da bio-uyumlu çalışma (yani dokuya en az zarar veren) tedavi şeklini doğurmuştur. Bu tedavilerde süre uzamakla beraber amaç hastanın kendi dişini ağızda tutmak ve dişe en az zararı vermektir. Tedavi seçeneğinde hastanın olaya bakışı önemlidir.
Şöyle ki:
Genç veya orta yaşlı bir hasta, diş eti hastalığı sebebiyle diş eti çekilmesi ve sallanması şikayeti ile hekime başvurduğunda tedavi şekli ve süresi önemlidir. Hasta bir an önce bu sallanmadan kurtulmakta ısrarcı olabilir. Kısa dönemde diş eti tedavileri ile o dişleri yerinde tutmak, dişlerin tekrar sallanmadan fonksiyon görmesini sağlamak mümkün değildir. Bu durumda hasta ona çok uzun yıllar hizmet edecek dişini çektirip yerine köprü ya da implant yaptırarak kısa sürede tedavi olabilir.
Günümüzde organik besinler, doğal yaşam kavramı ve bu kavram içinde de herşeyin organik olması herkesin isteği haline gelmiştir. Diş hekimliğinde de kullanılan malzemelerin, yapılan kaplamaların,implantların dokuyla uyumu hastaların en çok sorguladığı konulardan olmuştur. O zaman düşüncemizi şöyle değiştirmek gereklidir.Dişi kaybedip yerine uyumlu malzemeyi sorgulamak yerine kendi dişimizin tedavisi hedeflemeliyiz Porselen kron yada köprü, implant tedavisini düşünmeden önce özellikle şu durumlarda dişin tedavisine gitmek doğrudur:
1. Dişlerinizde hafif sallanmalar varsa
2. Yaygın ya da birkaç dişde diş eti çekilmesi varsa,
3. Dişlerinizde hafif uzamalar ve yer değiştirmeler varsa,
Bunların hepsi orta ya da ilerlemiş diş eti hastalığının bulgularıdır. Bu noktaya kadar geç kalınmış bile olsa yapılacak diş eti tedavileri dişleriniz ağzınızda sağlıklı olarak kalmasını sağlamaktadır.Bu tedavilerde;
1. Klasik diş eti cerrahi işlemleri
2. Bu işlemlerle birlikte kemik oluşumunu sağlayan maddelerin kullanılması
3. Kendi dokusunun diş eti çekilen bölgelere taşınması ve diş eti oluşturulması şeklindedir.
Bu tedaviler sonucunda sizin biyolojik yapınızın parçası olan kendi dişinizi tekrar sağlıklı olarak kazanmış olursunuz. Burada kullanılan malzemeler organik ya da sentetik kökenli maddelerdir. Kemik oluşturan hücreleri uyarırlar ve kemik erimesinin olduğu yerde tekrar kemik dokusu oluştururlar. Böylece sallanan dişin tedavisi sağlanır.
Dişeti tedavileri aslında son zamanda ortaya çıkan 'Biyo-uyumlu Diş Hekimliği ' kavramının temelidir. Dişin çevresinde hasta olan dokular kazınıp temizlenerek diş etrafında tekrar kemik dokusu oluşur, bu durumda adeta yeni bir diş oluşuyormuş gibi bir süreç başlamaktadır. Bu sırada tedaviye yardımcı olacak pek çok kemik grefti(kemik oluşumunu sağlayan çeşitli malzemeler) mevcuttur.
Dişlerin sallanması yer değiştirmesi noktasına gelene kadar uzun bir hastalık süreci geçmiştir. Dolayısı ile hasta bu noktada kendi dişini çektirmeme bilincine varırsa o zaman tedavi sürecini de kabul edecektir. Bütün bu tedaviler sonrası hasta estetik olarak diş şeklini beğenmese bile yapılacak estetik tedavilerde destek doku kendi dişi olacaktır. Hiçbir protez kendi dişinizin yerini tutamaz
dolayısı ile en son noktaya kadar diş eti tedavisi olmadan diğer tedavi seçeneklerine yönelmek aslında vücudun doğal ritmini bozmaktır.
Günümüzde dişi çektirip yerine protez yada implant uygulamak kişinin ekonomik durumu da uygunsa en kolay tedavi yöntemidir. Oysa kendi dişimizin tedavisi için ayıracağımız şey paradan çok tedaviyi bilmek, istemek ve zaman ayırmaktır.
Soru ve görüşleriniz için: drsibelorsal@mynet.com