Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD ile kurulacak ortak mekanizma konusunda, "Komisyon çalışmalarının dışişleri bakanlarının katılımıyla Washington veya Ankara'da başlatılmasının yararlı olabileceği düşünüldü fakat henüz karara bağlanmadı. Bunun zamanlaması konusunda da ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor." dedi.
Aksoy, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği bilgilendirme toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve diplomasi muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin Afrin'e yönelik 20 Ocak'ta başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin Aksoy, "Şu ana kadar hiçbir sivil kaybı yaşanmadı. Buna rağmen bazı çevreler tarafından aleyhimize kara bir propaganda yapılıyor." sözlerine yer verdi.
Aksoy, Suriye konulu Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesinin nisan ayının başında İstanbul'da yapılmasının planlandığını belirterek, ondan önce de muhtemelen 16 Mart'ta 3 ülke dışişleri bakanının Astana'da bir araya geleceği bilgisini paylaştı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) vize serbestisi diyaloğu kapsamında karşılanmayan kriterler konusundaki çalışma planına da değinen Aksoy, çalışmanın şubat ayının başında tamamlanarak Brüksel'e tevdi edildiğini hatırlattı. Aksoy, "Böylece 72 kriter tarafımızdan tamamlanmış oldu. Yani topu AB tarafına attık. Şimdi onlardan bir yanıt gelmesini bekliyoruz. Aynı zamanda biz bu süreci ilişkiler açısından da bir yakınlaştırıcı fırsat olarak değerlendiriyoruz." diye konuştu.
- Tillerson’ın Türkiye ziyareti
Aksoy, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Türkiye ziyaretine ilişkin de değerlendirmede bulundu. Ziyaretin en önemli sonucunun iki ülke stratejik ortaklığı hakkında ortak bir açıklamanın kabul edilmesi olduğuna vurgu yapan Aksoy, buna göre iki ülkenin DEAŞ, PKK, El Kaide ile diğer bütün terör örgütleri ve bunların uzantılarıyla mücadele konusunda kararlılığını yinelendiğini ifade etti. Aksoy, açıklamayla, 3 çalışma grubunun yer aldığı, sonuç odaklı bir mekanizma kurulmasının öngörüldüğünü belirtti.
Aksoy, şöyle devam etti:
"Çalışma gruplarından ilki FETÖ ve konsolosluk konularına ayrılacak. İkincisi Suriye konusunda, yani DEAŞ ve diğer terörist grupların yenilgiye uğratılması için ileriye dönük iş birliği üzerinde durulacak. Bu kapsamda ABD'nin Menbiç'e ilişkin taahhüdünün nasıl yerine getirileceği, DEAŞ'tan kurtarılan bölgelerin nasıl istikrara kavuşturulacağı ve Suriye'de siyasi çözüm konusunda iş birliğinin nasıl
yürütüleceği ele alınacak. 3. çalışma grubunun ana başlığını ise PKK ile ortak mücadele oluşturuyor.
Biz bu çalışma gruplarını kesinlikle bir oyalama olarak görmüyoruz. Belli bir takvim içinde sonuç alınmasını istiyoruz."
- "568 personel ihraç edildi"
Aksoy, Bakanlık çalışmaları hakkında da bilgi vererek, Bakanlığın bu yıl itibariyle 6 bin 235 personeli olduğunu, 15 Temmuz darbe girişiminin Bakanlığı da hedef aldığını hatırlattı. Aksoy, "Yapılan soruşturmalar sonucu 463'ü kariyer memuru olmak üzere 568 personel Bakanlıktan ihraç edildi. Bir personel açığı oluştu. Bunu gidermek için de yeni sınavlar açılıyor." ifadelerini kullandı.
- Sorular
Sözcü Aksoy, Tillerson'ın Türkiye ziyaretinde PKK ile PYD ilişkisini kabul edip etmediğine yönelik soruya, "PKK'nın PYD-YPG bağlantısı sadece Türkiye değil aynı zamanda ABD'de de birçok şekilde belgelenmiş ve dile getirilmiş vaziyette.” yanıtını verdi.
Aksoy, PKK-PYD bağlantısını Amerikalılara ispat ettiklerini, kendilerinin de zaten bunu bildiğini belirtti.
Kurulacak çalışma gruplarına ilişkin de Aksoy, teknik düzeyde faaliyet gösterileceğini, toplantılara her ülkenin ilgili makamlarından heyetlerin katılacağını anlattı. Aksoy, "Komisyon çalışmalarının dışişleri bakanlarının katılımıyla Washington veya Ankara'da başlatılmasının yararlı olabileceği düşünüldü fakat henüz karara bağlanmadı. Bunun zamanlaması konusunda da ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor." dedi.
ABD'den özellikle Menbiç konusunda somut adımlar beklediklerinin altını çizen Aksoy, "Menbiç konusunda kararlılığımızı koruyoruz. PKK/PYD ya çekilecek ya çekilecek. Bunun alternatifi söz konusu değil. Bu çalışma grupları en kısa sürede çalışmaya başlayacak ve en kısa sürede somut adımların atılması sağlanacak." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa parlamentolarında 1915 olaylarının siyasallaştırılmasına ilişkin girişimlere değinen Aksoy, bu konuda Türkiye'nin ortak tarih komisyonu kurulması önerisi bulunduğunu ancak buna henüz yanıt alamadıklarını söyledi. Aksoy, Türkiye'nin arşivlerinin herkese açık olduğunu vurgulayarak, bazı ülkelerin çeşitli nedenlerle bu meseleyi siyasallaştırmak istediğini vurguladı.
Aksoy, şunları söyledi:
"Üzülerek belirteyim ki bazılarının Türkiye'yi rahatsız etmek ve yükselen Türk, Müslüman karşıtlığının da etkisiyle ülkelerinde siyasi kazanç elde etme gayreti var. Bu çerçevede Hollandalı bazı siyasetçilerin önümüzdeki günlerde 1915 olaylarını yeniden gündeme taşıyacaklarını öğrendik. Biz böyle bir adımı Hollanda’nın Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmek isteyip istemediğinin bir göstergesi olarak değerlendireceğiz."
Türkiye ile Suriye rejimi arasında herhangi bir diyalog kurulup kurulmadığına ilişkin de Aksoy, "Siyasi görüşme bulunmuyor, istihbari temas olabilir." ifadesine yer verdi.
"Deniz Yücel'in tahliye edilmesini Almanya bir şart olarak koşuyordu. Bunun ardından Almanya ile ilişkilerde ne gibi bir iyileşme bekliyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Aksoy, "Almanya bize bir şart öne süremez. Deniz Yücel'in serbest bırakılması da mahkemelerin kararıdır. Türk yargısı bağımsızdır. Bazı gazetelerde bunun pazarlık unsuru olarak kullanıldığı yazıyor. Bunlar tamamen gerçek dışıdır. Mahkeme kararını vermiştir ve hala yargılanmasına da devam ediliyor. Almanya'nın bize bir şart koşması söz konusu olamaz." görüşünü dile getirdi.