HABER

Diyanet'ten kürtaja karşı savaş

Diyanet'ten kürtaja karşı savaş

ANKARA (İHA) - Diyanet İşleri Başkanlığı, kürtaja karşı savaş açtı. "Aile planlaması' öneren Diyanet, istenmeyen hamileliklere karşı baştan tedbir alınmasını istedi.

'İnsanlık suçu' olarak nitelendirdiği kürtajın dinen caiz olmadığını açıklayan Diyanet, "Erkeğin spermi ile kadının yumurtası döllenip rahme yerleştikten sonra anne sağlığı hariç hiçbir gerekçe ile çocuk aldırılamaz" dedi. İsteyerek ve istemeyerek hamilelik gerçekleştikten sonra hiçbir gerekçe ile ceninin hayatına son verilemeyeceğine vurgu yapan Diyanet, Papa 6. Paul'un başkanlık ettiği 2. Konsil'in 'Çocuk düşürme ve evlat katili çok ağır suçtur' kararına da atıfta bulundu. Diyanet, çocuğun özürlü doğma olasılığında da kürtajın 'insanlık suçu' olduğunu bildirdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı sık sık gündeme gelen 'kürtaj' tartışmasına son noktayı koydu. Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Doç. Dr. İsmail Karagöz tarafından kaleme alınan yazıda, kürtajın dinen uygun olmadığı belirtildi. Çocuk düşürme ve kürtajın öteden beri toplumlarda varolan acı bir olgu olduğu dile getirilen yazıda, eski Yunan'da aile fertlerinin sayısını sınırlandırmak için çocuk düşürüldüğü veya doğan çocukların öldürüldüğü hatırlatıldı. Aristo'nun da 'sakat doğma ihtimaline karşı canlı hale gelmeden önce çocuğun düşürülmesini tavsiye ettiği' kaydedilen yazıda, Hz. Muhammed'in peygamber gönderildiği dönemde Hicaz bölgesinde Araplar'ın özellikle kız çocuklarını öldürdükleri ve diri diri toprağa gömdükleri anımsatıldı.

Papa örneği

Kürtajın günümüzde genelikle istenmeyen hamilelikler ile özürlü doğacağı tespit edilen çocuklar için sözkonusu olduğuna işaret edilen Diyanet yazısında şu ifadelere yer verildi:

"Zihinsel veya spastik veya başka bir özür olduğu tespit edilen cenin aldırılabilir mi? Toplumda buna evet de hayır da diyenler var. Özürlü doğacak çocuğun aldırılmasını savunan kimseler 'Özürlüler hayatta sıkıntı çekiyor, topluma yük oluyor, anne-babaları ölünce bakacak kimseleri olmuyor' diyor. Bu yaklaşım anne karnındaki insan ile dünyadaki insan ayrımı yapılmasından kaynaklanmaktadır. İnsanlar doğduktan sonra veya ileri yaşlarda da herhangi bir sebeple özürlü olabiliyorlar. Bu toplumda görülen bir olgudur. Doğum esnasında veya doğum sonrasınad oluşan özürlüleri nasıl öldüremiyorsak, öldürülmesi insanlık suçu ise anne karnındaki insanı da öldüremeyiz. Çünkü anne karnındaki cenin de can taşımaktadır. O canı veren Alah'tır. Allah'ın verdiği canı ancak Allah alabilir. İnsanların bu canı almaya hakları yoktur. Hak ve batıl bütün dinler cana kıymaya, çocuk aldırmaya karşı çıkmış, çocuk düşürmeyi yasaklamıştır. Mesela Yahudilikte çocuk düşürme/aldırma yasaklanmış ve bu eylemi yapana ceza öngörülmüş ancak anne sağlığı tehlikeye girerse çocuğun aldırılmasına müsaade edilmiştir. Hıristiyanlık'ta da çocuk düşürmek büyük günahtır. Papa 6. Paul'un başkanlık ettiği 2. Konsil 'Hayat, hamile kalıştan itibaren azami itina ile korunmalıdır. Çocuk düşürme ve evlat katili çocuk ağır suçlardandır' kararıyla çocuk düşürmeyi yasaklamıştır".

"sperm ile yumurtanın dölenmesini önleyecek her türlü doğum kontrolü mubah"

Diyanet, çocuk aldırmanın ve kasten çocuk düşürmenin çocuk öldürmekle eş değer olduğunu bildirdi. "Cahil bedevilerin çocuklarını diri diri toprağa gömme vahşetini dinlerken tüyleri ürperen çağdaş insanların çocuk düşürme ve kürtaj cinayetini tasvip etmeleri bir çelişkidir" denilen Diyanet yazısında, anne-babalara, yetişkinlere, eğitim-öğretim kurumlarına, toplumu yönetenlere sağlıklı nesilerin yetiştirilmesi konusunda önemli görevler düştüğü kaydedildi. Anne-baba adaylarının bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesinin önemine işaret eden Diyanet, ceninin özürlü olmasına neden olabilecek hususların ortadan kaldırılmasını, hamilelik öncesi ve hamilelik sürecinde tıbbi, ahlaki ve hukuki tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.

İstenmeyen hamileliklerin usulüne uygun olarak doğum kontrolü ile önlenebileceğine dikkat çekilen yazıda, eşlere yönelik şu uyarılara yer verildi: "Peygamberimiz zamanında bu önlem azl yani spermin rahme bırakılmaması şeklinde sağlanıyordu. Fakihlerin çoğunlugu konu ile ilgili hadislere dayanarak bu yöntemle doğum kontrolünün mubah olduğu içtihadında bulunmuşlardır. Sperm ile yumurtanın döllenmesini önleyecek her türlü tedbir azl hükmündedir. Eşler istemedikleri hamileliklere baştan tedbir almalı, herhangi bir şekilde isteyerek veya istemeyerek hamilelik gerçekleştikten sonra, çocuk alınmadığı takdirde hem annenin hem de çocuğun ölmesi sözkonusu olduğunda çocuğu alıp anneyi kurtarma dışında hiçbir gerekçe ile ceninin hayatına son veremezler. Hele özürlü doğacak diye çocuk aldırmanın dini hiçbir dayanağı yoktur. Anne rahminde çocuğu geliştiren ve ona şekil veren Allah'tır. İnsan ister engeli olsun ister sağlıklı Alah'ın en değerli yaratığıdır, saygındır, canı her türlü tecavüzden korunmuştur. İnsan ister cenin olsun ister kötürüm asla öldürülemez. Erkeğin spermi ile kadının yumurtası döllenip rahme yerleştikten sonra anne sağlığı hariç hiçbir gerekçe ile çocuk aldırılamaz. Ceninin özürlü olması onun öldürülmesine gerekçe olamaz.H' diyor. Bu yaklaşım anne karnındaki insan ile düny Dinimiz buna cevaz veremez. Doğan özürlü çocuklar veya sonradan özürlü olanlar nasıl öldürülemezse anne karnındaki yavru da aynı şekilde öldürülemez. Öldürülürse cinayet olur, büyük günah olur. Sağlıklı çocuklar dünyaya getirmek için gereken özen gösterilmeli, her aile bakabileceği kadar çocuk yapmalı, istem dışı hamileliğe imkan verilmemelidir. Hamile olduktan sonra bu çocuk dünyaya getirilmeli, herhangi bir şekilde ceninin hayatına son verilmemelidir. Çünkü bu dinen caiz değildir. Din İşleri Yüksek Kurulu'nun görüşü de bu istikamettedir."

En Çok Aranan Haberler