Enver Fatih TIKIR/BURSA, (DHA)- ÇOCUKLARIN cinsel istismarını önlemeye yönelik eğitim programları projesi üzerine çalışan Doç. Dr. Gülseren Çıtak Tunç, istismar algısının sevmekten uzaklaştırabileceğini belirterek, "Çocuğun sevilmesinde dokunuşu engellemeyi değil, uygun olan ve uygun olmayan dokunmayı ayırt etmek üzerinde duruyoruz" dedi.
Uludağ Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülseren Çıtak Tunç, çocuk istismarını önlemeye yönelik eğitim programı proje çalışması gerçekleştirdi. 'Kendi Bedenimin Patronuyum' projesi kapsamında binlerce çocuk ve aile ile bir araya gelen Doç. Dr. Gülseren Çıtak Tunç, istismarın önlenmesine yönelik kapsamlı araştırma yaptı. Çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Tunç, Türkiye'de cinsel istismar konusundaki kaotik ortamın iki temel nedenden kaynaklandığını söyledi. "Şu an etrafta herkes bir çocuğun yanında olan bir yetişkin gördüğünde, o yetişkine 'Acaba istismar potansiyeli var mı?' diye bakıyor" diyen Doç. Dr. Tunç, "Torunlarını sevmek isteyen dedelerin, yeğenlerini sevmek isteyen amcaların, dayıların, hatta babaların olduğu, istismarcı damgası yemekten tedirginlik duyan bir grup var" diye konuştu.
'UYGUN OLAN VE OLMAYAN DOKUNUŞU AYIRT ETMEK'
Her iki durumdan dolayı da çocuklara sevgi gösterme konusunda ciddi problemler ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Tunç, şunları kaydetti:
"Temelde çocuk dokunulmadan sevilemez. Geliştirdiğimiz istismarı önlemeye yönelik eğitim programında da temel amaç çocuğun sevilmesinde dokunuşu engellemeyi değil, uygun olan ve uygun olmayan dokunmayı ayırt etmek üzerinde duruyoruz. Doğru olan eğitimler alındığında dokunma ile ilgili durumlarda çocuk bunun uygun olup olmadığını değerlendirecek, uygun olmayan dokunmayı fark edecek ve buna yönelik bir tutum sergileyecek. Bizim yapmamız gereken burada çocukları eğitmektir. Yetişkinlerin bu konudaki endişeleri çok büyük bir sıkıntıya yol açıyor. Sevilmeyen, dokunulmayan bir çocuk gelecekte güvensiz bir toplumun bireyi haline geliyor."
'TEMEL BECERİ KAÇMAK ÜZERİNE OLMALI'
İstismarın gerçekleşmesi durumunda ise mağdurun çığlık atmaya değil kaçmaya eğilim göstermesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Gülseren Çıtak Tunç, "Çocuklara 'Uygun olmayan dokunuşla karşılaşıldığı zaman ne yaparsınız?' diye sorduğumuzda çocuklar 'Çığlık atarım' diyorlar. Bu durumda aslında kazanılması gereken, uzaklaşma becerisidir. Çünkü çığlık, istismar girişiminde bulunanın, çocuğun sesini kesmek için onu öldürmeye kadar varan eylemlere yönelmesine yol açabilir. Bunun için de temel beceri kaçmak üzerine olmalıdır" dedi.
FOTOĞRAFLI