CHP'li Enis Berberoğlu ve HDP'li Leyla Güven ile Musa Farisoğluları'nın milletvekilliğinin haklarındaki kesinleşmiş yargı kararının TBMM Genel Kurulu'nda okunarak düşürülmesi, AKP ile CHP arasındaki "dokunulmazlık" tartışmasını yeniden alevlendirdi.
Bir çok AKP sözcüsü, üç milletvekilinin üyeliğinin sonlandırılmasına ilişkin süreci CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2016'da yaptığı "kaldırın dokunulmazlıkları"çağrısının başlattığını savunuyor.
2016'da AKP'nin gündeme gündeme getirdiği ve CHP'nin de desteklediği anayasa değişikliği ile o değişikliğin tarihine kadar parlamentoda fezlekesi bulunan millevtekillerinin dokunulmazlığı kaldırılarak, yargılanmalarının yolu açılmış, bu süreçten en olumsuz etkilenen parti ise çok sayıda milletvekili tutuklanan HDP olmuştu.
2016'daki dokunulmazlıkların kaldırılması ile başlayan ve üç ismin milletvekiliğinin düşürülmesi ile sonuçlanan süreçte yaşananlar şöyle:
Türkiye siyasetinde milletvekilliği dokunulmazlığı sık sık tartışma konusu oldu. Muhalefet partisi öteden beri milletvekili dokunulmazlığının "kürsü dokunulmazlığı" ile sınırlandırılması gerektiğini savunuyor.
Ancak AKP, iktidarının ilk yıllarında, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıktı.
2016'da yapılan Anayasa değişikliğinin yolunu açan süreç, 6-8 Ekim 2014'deki Kobani eylemleri nedeniyle 50'nin üzerindeki yurttaşın yaşamını yitirmesinden HDP ve eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ı sorumlu tutan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan terör olaylarını da gerekçe göstererek parlamentoya yaptığı dokunulmazlıkların kaldırılması çağrısıyla başlattı.
Erdoğan 16 Mart 2016'da, Cumhurbaşkanlığı 'ndaki muhtarlar toplantısında, HDP'lileri işaret ederek şu çağrıyı yaptı:
"Benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökerek 52 kişinin ölümüne yol açan kişiler yargılanmayacak da parlamentoda boy gösterecek. Arkasında PKK'nın, PYD'nin, YPG'nin olduğunu söyleyenler temiz olacak öyle mi? Parlamento gereğini yapmazsa, bu millet tarih, bu parlamentodan hesabını sorar. Dokunulmazlıkları kaldır, gönder yargıya."
Bu açıklamadan bir gün sonra ise dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, dokunulmazlığın sık sık "kürsü dokunulmazlığı" ile sınırlanmasını ve yolsuzluk yapan milletvekillerinin yargılanması gerektiğini savunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "Gelin dokunulmazlıkları hep beraber kaldıralım. Şu anda Meclis'te dosya olarak bekleyen 506 dokunulmazlık fezlekesi var, hepsini birden kaldıralım, hodri meydan" çıkışı yaptı.
Bu çıkışa Demirtaş'ın yanıtı "550 milletvekilinin tamamının dokunulmazlığını kaldıralım" şeklinde olurken, Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların kaldırılmasından yana tavır koydu.
Kılıçdaroğlu, " Bazı çevrelerde endişe var. Deniyor ki 'yargı bağımsız değil.' Dolayısıyla bunlar hemen alıp sizi hapse atacaklar. Biz de diyoruz ki, eğer birisi hapse girecekse önce siyasetçi girsin. Eğer bedel ödenecekse önce bedeli biz ödeyelim" açıklaması yaptı.
Tartışmaların ardından AKP ilk somut adımı atarak, Anayasa'nın 83. maddesine, geçici madde eklenerek, parlamentoda bulunan tüm fezlekelerle ilgili dokunulmazlıkların kaldırılmasını önerdi.
Ancak CHP'nin buna yanıtı, yolsuzluk yapanları da kapsayacak bir düzenleme yapılması ve dokunulmazlıkların "kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması"na dönük kalıcı düzenleme yapılması oldu.
HDP ise, bunu bir "saray darbesi" olarak değerlendirdi ve değişikliğe destek vermeyeceğini açıkladı.
AKP daha sonra önerisin revize ederek, "dokunulmazlıkların kaldırıldığı tarih itibarıyla savcılıkta ya da Başbakanlık'ta olan dosyaların da kapsama alınması" kararlaştırıldı.
CHP'de birçok milletvekili, AKP'nin yargı üzerindeki gücünü de kullanarak dokunulmazlıkları muhalefet aleyhine kullanacağı gerekçesiyle karşı çıktı.
Ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında "içlerine sinmese de Anayasa değişikliğine destek vereceklerini" açıkladı.
Anayasa değişikliğinin TBMM Genel Kurulu'nda yapılan ilk tur oylamasında, HDP'nin yanısıra CHP'den çok sayıda milletvekilinin destek vermemesi nedeniyle Anayasa değişkiliğine verilen oy, "referandum aralığı"nda kaldı.
AKP'nin referandum propagandası sürecinde CHP'yi "terör örgütüne destek veren parti" olarak lanse edeceğinden çekinen CHP yönetimi, kamuoyuna bu durumu anlatmalarının zor olacağı değerlendirmesiyle, Anayasa değişikliğinin "referandumsuz kabulü" için gerekli oy desteğini sağlama kararı aldı.
Yapılan ikinci tur oylamada Anayasa değişikliği, CHP'den bir bölüm milletvekilinin destek vermesiyle 367'nin üzerinde oyla kabul edildi.
Haklarında fezleke bulunan ya da dosyası başbakanlıkta bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasının ardından 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı.
Darbe girişiminin atlatılmasının ardından özellikle HDP'ye yönelik büyük tutuklama operasyonları başlatıldı.
4 Kasım 2016'dan itibaren HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ dahil, çok sayıda HDP milletvekili tutuklanarak cezaevine konuldu.
26. Dönemde, haklarında kesinleşen yargı kararları nedeniyle çok sayıda HDP Milletvekilinin TBMM üyeliği sona erdi.
Dokunulmazlıkların kaldırılması nedeniyle, MİT tırları davasından yargılanmasına devam edilen ve 25 yıl hapis cezasına mahkum edilen CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu 14 Haziran 2017'de tutuklandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, kararı protesto etmek için Ankara'dan İstanbul'a, partililerin de katılımıyla "Adalet Yürüyüşü" başlatma kararı aldı.
Kılıçdaroğlu'nun 420 kilometrelik yolu yürüyerek katettiği yürüyüş 25 gün sonra Berberoğlu'nun tutulduğu Maltepe Cezaevi önünde son buldu.
Enis Berberoğlu, Yargıtay'ın cezasını 5 yıl 10 aya düşürmesi ile 21 Eylül argıtay 16. Ceza Dairesi, durdurulan MİT TIR'ları görüntülerini eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a ilettiği iddiasıyla yargılandığı davada, "gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçundan verilen 5 yıl 10 ay hapis cezasını onadı. Dairenin, milletvekilliği sona erinceye kadar cezasının infazının durdurulmasına ve salıverilmesine yönündeki kararı üzerine Berberoğlu 20 Eylül 2018'de tahliye edildi.
Binali Yıldırım'ın TBMM Başkanlığı döneminde varılan "zımni uzlaşma" doğrultusunda Berberoğlu hakkındaki kesinleşmiş yargı kararı, üyeliğinin düşürüldüğü 4 Haziran'a kadar TBMM Başkanlığı'nda tutuldu.
Bu süreçte, yaklaşık 4,5 ay önce haklarındaki yargı kararı kesinleşen HDP'liler hakkındaki tezkereler de okutulmadı.
Ancak sürpiz bir tavır değişikliği ile TBMM Başkanlığı, 3 millevtekili hakkındaki tezkereyi okutarak milletvekilliklerinin sonlanmasını sağladı.
Haklarındaki kararlarla ilgili 3 milletvekilinin Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurusu bulunuyor. Ancak Anayasa Mahkemesi, "hak ihlali" kararı verse de, 3 ismin yeniden milletvekilliğine dönüşü mümkün olamayacak.