ANKARA (ANKA) -Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, domuz gribine karşı dünyada aşı çalışmalarının sürdüğünü söyleyerek, "Ancak biraz daha zaman gerekiyor. Asgari süre 3-4 ay. 6 aya kadar uzayabilir. Sonbahara kadar bu aşının üretilebileceğini tahmin ediyoruz. Konuyla ilgili üretici firmalarla görüşmelerimiz oldu. Bu aşı ilk çıktığında talip olduğumuzu da belirttik" dedi.
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, ANKA'ya yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'nün son verilerine göre domuz gribinin toplam 39 ülkede 8 bin 480 vakada görüldüğünü söyleyerek, 72 kişinin ise virüs neniyle hayatını kaybettiğini belirtti. Müsteşar Yardımcısı Buzgan, domuz gribine ilişkin aşı çalışmalarının da sürdüğünü belirterek, "Ancak biraz daha zaman gerekiyor. Asgari süre 3-4 ay. 6 aya kadar uzayabilir. Sonbahara kadar bu aşının üretilebileceğini tahmin ediyoruz. Konuyla ilgili üretici firmalarla görüşmelerimiz oldu. Bu aşı ilk çıktığında talip olduğumuzu da belirttik" dedi.
10 KİŞİDEN 9'UNA ULAŞILAMADI
Müsteşar Yardımcısı Buzgan, Irak asıllı ABD Vatandaşı ile annesinde virüsün tespit edildiğini hatırlatarak, "Yani biz de şu anda iki tane pozitif kişi var. İkisi de ABD Vatandaşı" dedi Termal kameraya yüksek ateşle yakalanan 3 yolcunun da tetkiklerinin yapıldığını kaydeden Buzgan, sonuçlarının negatif çıktığını bildirdi. Buzgan, Türkiye'yi transit olarak kullananlar olduğunu da belirterek, "Sağlık deklarasyonu alıyoruz ama sağlık deklarasyonunda bazı kişilerin bilgilerinde eksiklik vardı. Bize turizm amaçlı da gelseler sabit bir yerde durmayabilirler. Gerekli her türlü mecrayı kullanarak duyuruları yaptık. 10 kişiydi, bir tanesine ulaşıldı. Herhangi bir problem yok. Diğerlerine de süreç içinde ulaşmaya çalışıyoruz" dedi. Öte yandan Buzgan, domuz gribi taşıyan yolcularla aynı uçakta gelen ve kendisine ulaşılamayan kişilerin uçakta virüsü taşıyan yakın koltuktaki kişiler olmadığı bunun da bir avantaj olduğunu ifade etti. Buzgan, virüsü taşıyanlarla aynı uçakta olanların 21 Mayıs'a kadar izleneceğini de belirterek, "Sağlık ekiplerimiz her gün ziyaret ediyorlar kendilerini, ilaçları veriliyor" dedi.
ALINAN ÖNLEMLER ZAMAN ZAMAN ABARTIYA KAÇIYOR
Alınan önlemlerin yeterli olup olmadığına da değinen Buzgan şunları söyledi:
Alınan önlemler yeterli. Gerekli eğitimler de yapılıyor. Ancak tabi bu konuda da şahsi bir takım eksiklikler olabilir. Şu ana kadar bize ulaşmış ya da tespit edilen böyle bir şey yok. Ama sonuçta insandır, hata yapabilir. Ambulanslar, hastaneler konusunda baktığımızda bırakın eksikliği hatta biraz abartıyoruz. Bu kadar abartmamak da lazım. Sonuçta enfeksiyon damlacık yoluyla bulaşıyor. Alınacak önlemler belli. Hastalık şüphesi olan şahsın maske takması gerekiyor. Onun bakımını yapan, yaklaşan sağlık personelinin de maske takması, laboratuar personelinin de test yaparken gözlük ve maske takması lazım. Bunlar dışındakiler abartı. Örneğin güvenlikçi maske atmadığı için eleştiriliyor. Ya da hastanenin bahçesinde görüntü almak için bekleyen kameraman, muhabirler maske takıyor. Bunların hiç biri gerekli ve doğru şeyler değil. Hava alanlarında bile orada risk altında olmayan kişilerin böyle tedbirler almasına gerek yok. Aslolan şudur. Termal kamera ile ateş yüksekliği tespit edilen bir kişi elbette şüpheli durumuna girer ve o durumda da sağlık personeli kendisini muayene ederken, tetkik alırken elbette tedbir almalı. Çünkü henüz açık olmamış bir şey var. Onun dışında bu işleri abartmamak gerekiyor."
"VİRÜS SICAK ORTAMA VE GÜNEŞ IŞIĞINA DAYANIKSIZ"
Daha önceki yıllardaki pandemilere bakıldığında genelde hepsinde ikinci dalganın olduğunu kaydeden Buzgan, "Birinci dalgadan ikinci dalgaya geçiş sürecinde mevsimler, insan ilişkileri etkiliyor, ilaç kullanımı gibi bir sürü faktör var" dedi. Güney yarım kürede şu anda kışa, kuzey yarım kürede ise yaza geçiş olduğunu ifade eden Buzgan, "Kuzey yarım kürede yaza geçiş olmasının avantajı var. Çünkü virüs sıcak ortama ve güneş ışığına dayanıksız. Yine yazın insanlar kapalı ortamdan daha çok açık havaya çıkma eğiliminde olduğu için de bu da bir avantaj. Ama virüs bir yerleştikten sonra yaz ayları da dahil olmak üzere küçük küçük vakalar tarzında ülkelerde seyri olabilir. Dikkat etmek lazım" diye konuştu.
"YAKIN TEMASTAN KAÇININ"
Buzgan, hastalığın kuluçka süresinin 2-3 gün olmakla birlikte 1 haftaya kadar çıkabildiğini de söyledi. Müsteşar Yardımcısı Buzgan, korunma yollarına ilişkin ise şunları söyledi:
"Konuyla ilgili gerekli mesajları iki ana başlıkta topladık. Bir tanesi öksürüp hapşırırken ağzın mutlaka kapatılması. Kapatmayı da tek kullanımlık mendille yapmak gerekiyor. Kullanılan mendili mutlaka çöpe atmak lazım. Bu kültüre alışmamız lazım. Eğer herhangi bir mendile ulaşamıyorsak, DSÖ'nün tavsiyesi de böyle, kendi kolumuzun iç kısmını kullanacağız. İkincisi ise el yıkama. Su ve sabunla en az 15-20 saniye iyice ovarak ellerimizi yıkamamız lazım. Henüz ülkemizde hastalık yok. Sonuçta ülkemizi transit olarak kullanmak isteyen kişide bunu tespit ettik. Bizim vatandaşımızda değil. Şu ana kadar bizim vatandaşlarımızda da bir hastalık yok. Ama tüm dünyada olduğu gibi risk bizde de devam ediyor. Bu el yıkama ve hapşırırken alacağımız tedbirler önemli. Gerçekten sıcakkanlı bir milletiz. Eğer ülkemizde vaka çıkarsa kucaklaşma öpüşme tarzındaki yakın temas gibi şeylerden çok gerekmedikçe uzak durmalıyız. Tedbirli davranmakta fayda var. Çünkü bu artık dünyanın bir gerçeği. Domuz gribi mevcut. Ne kadar süreceğini de bilmiyoruz. Bu açıdan sosyal ilişkilerde biraz daha mesafeli davranmakta fayda var. Bir de evlerde ortak kullanılan şeyler konusunda mutlaka dikkat etmemiz gereken noktalar olacak."