Nikaragua hükümeti, yaptığı bir açıklamayla, “İsrail’le tüm diplomatik ilişkilerini resmen kestiğini” bildirdi.
Bu konudaki açıklama resmen, Devlet Başkanı’nın sözcülüğünü de üstlenen, ülkenin First Lady’si Rosario Murillo’dan geldi. Murillo, Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega’nın İsrail askerlerinin yaptığı saldırının “suç” olduğuna inandığını ve uluslararası hukukun ihlali anlamına gelen bu saldırıda ölen 9 kişi için “yas tuttuğunu” söyledi.
First Lady, “Nikaragua hükümeti, İsrail’in uluslararası sulardaki bu faaliyetinin illegal olduğunu vurgular” dedi ve ekledi; “Nikaragua hükümeti, İsrail’le olan tüm diplomatik ilişkilerini kesmiştir...”
TÜRK BÜYÜKELÇİ “İSTİŞARE İÇİN” GERİ DÖNDÜ
Bu arada, Türkiye’nin İsrail’e yönelik tepkisini göstermek için geri çağırdığı Tel Aviv Büyükelçisi de bugün yurda döndü.
Tel Aviv’deki Türk Büyükelçisi Oğuz Çelikkol, Türkiye’ye gelişinde yaptığı açıklamada, “Hükümetim beni istişareler için çağırdı” dedi.
Ikisi de diplomatik bu ifadeleri açmakta yarar var;
Diplomatik ilişkinin kesilmesi, sivil alanda bir ülkeye yönelik gösterilebilecek en büyük tepki. Diplomatik ilişkinin kesilmesi ile ülke, hem kendisinin karşı ülkedeki Büyükelçiliğini resmen kapatıyor, hem de sorun yaşadığı ülkenin kendi başkentindeki büyükelçisini ve tüm diplomatlarını sınır dışı ediyor.
Bu diplomatik adımın bir sonraki aşaması ise “çatışma” ve “savaş ilanı” olarak yer alıyor.
Oysa Türkiye’nin yaptığı “istişareler için Büyükelçiyi geri çekmek”, çok daha küçük bir tepki. Büyükelçi geri çekildiğinde, diplomatik ilişkiler kesilmiş olmuyor. Sadece “fiilen”, ama “resmen” değil, diplomatik ilişkilerin düzeyi düşürülmüş oluyor.
Türkiye’nin bu adımına karşılık, İsrail’in kendi büyükelçisini geri çağırma zorunluluğu da yok. Yani İsrail ilişkilerini isterse, büyükelçi düzeyinde sürdürebilir.
Türkiye ise, Büyükelçi’yi geri çağırarak, “ilişkileri, fiilen biraz daha alt düzeyde de olsa, sürdürmeye kararlıyım” mesajı vermiş oldu.