HABER

Düzce'deki FETÖ/PDY davasında ara karar

Aralarında eski Düzce il emniyet müdür yardımcılarının da bulunduğu 5'i firari, 5'i tutuklu 22 sanığın yargılanmasına devam edildi - Mahkeme heyeti, 2 sanığın, suç vasfının değişme ihtimali ve tutuklu kaldıkları süre göz önünde bulundurularak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi

Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üye olduğu iddiasıyla, aralarında eski Düzce İl Emniyet Müdür Yardımcıları Osman Tuna ve Ercan Ateş'in de bulunduğu 5'i firari, 5'i tutuklu 22 sanıklı davada, 2 sanığın tahliyesine hükmedildi.

Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla yargılanan Osman Tuna, Ahmet Gül, tutuksuz sanıklar ve avukatları ile yakınları katıldı.

Tutuklu sanıklardan eski Düzce Emniyet Müdür Yardımcısı Ercan Ateş, tutuklu bulunduğu Bolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Ateş, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Örgütün şifreli haberleşme uygulaması ByLock'u kullandığı öne sürülen ve meslekten ihraç edilen Ateş, savunmasında, meslek hayatı boyunca yasaların dışına çıkmadığını savunarak, "Dosyada gizli tanık olan 'Bahtiyar', benim evime gelip sohbet verdiğini söylemiş. İfadesinde benim evimi müstakil olarak belirtmiş, ben 10 yıldan beri apartman dairesinde oturuyorum. Çelişkili ifade vermiş. Hatta Eagle programından beni eklediğini anlatmış. Bu beyanları ilk defa duydum, kabul etmiyorum. Bu kişiden de şikayetçiyim." diye konuştu.

Sanık Ateş, emniyetten gelen raporda kendisinin, "A5-örgüte teslimiyeti tam kişiler" listesinde yer aldığının sorulması üzerine, "Ben polis memuru değil, emniyet müdür yardımcısıyım. Bu raporda polis memurları ifadesi var. Bu sınıflandırmayı kabul etmiyorum. Bu raporu hazırlayan kişilerle karşı karşıya gelmek istiyorum." şeklinde cevap verdi.

Mahkeme heyeti, tanık R.B'nin kendisini teşhis ettiğini belirterek, buna karşı savunmasını yapmasını istedi.

Ateş, kişiyi tanımadığını ve kumpas yolu izlendiğini ileri sürerek, şunları kaydetti:

"Ben bu kişiyi tanımam. Belli ki bu kişiyi emniyetteki arkadaşlar yönlendirmişler. Polis arkadaşlar kendi kinleri dolayısıyla böyle bir şey yaptırmış olabilir. Tespit için bu kişi ile de karşı karşıya gelmek istiyorum. 537 gündür tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum."

Diğer tutuklu sanık İsmail Sayın ise tutuklu bulunduğu Kütahya'dan SEGBİS ile yaptığı savunmasında, 17-25 Aralık olaylarından sonra cemaat ile bağlantısını kestiğini öne sürdü.

Sayın, 614 gündür ağır şartlar altında tutuklu bulunduğunu savunarak, şunları söyledi:

"Ben bir firmada satış müdürüydüm. FETÖ ile bağlantısı olduğu tespit edilerek KHK ile kapatılan Düzceli Sanayici ve İşadamları Derneği'ne (DÜSİAD) kendi isteğim ile üye oldum. Sosyal çevre yapmak için bu derneğe üye oldum. Bu dernekte arada bir toplantı yapılırdı. Derneğin faaliyetlerine eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da katılırdı, bu yüzden bir sakıncası olacağını düşünmedim. Beni buraya kimse yönlendirmedi. Dernek ile 3 kez yurt dışı gezisine gittim. 2009'da Tanzanya'ya gittim, orada eşim, annem ve kendi adıma kurban kesip dağıttım. Daha sonra Filipinler ve Endonezya'ya gittim. İddianamede yazdığı gibi kurban için yardım toplamadım. Sadece gidip kendi adıma kestim, fakirlere dağıttım."

- "Dini duygularım istismar edildi"

Mahkeme başkanı sanığa, "Türkiye ve yurt dışındaki kurban fiyatları arasında fark varmış, bu aradaki paraların ne olduğunu, nereye gittiğini biliyor musun?' diye sordu.

Sanık, soru üzerine "Oradaki kurban kesimi ile Türkiye'deki kurban kesimi arasında yaklaşık 500 lira fark vardı. Fakat benim parayla işim olmadı, gidip ibadetimi yapıyordum. Türkiye'de kurban kesmek daha pahalıydı, orada çok daha azdı ama aradaki para nereye gider bilmiyorum." dedi.

Yurt dışındaki FETÖ okullarını ziyaret ettiklerini anlatan Sayın, "Ziyaretlerde okulları gezdirirlerdi. Okulların başarıları bize anlatılırdı, biz de oradaki çocuklara Türkiye'ye gelme konusunda telkinde bulunurduk. Örgüte hiçbir zaman para vermedim. Dini duygularım istismar edildi. Ben cemaate yakındım, sempati duyuyordum ama daha çok cami cemaati gibiydik. Türkiye'nin önemli iş adamlarının katıldığı toplantılara giderdim, 17-25'ten sonra 'Yaşanan olaylar nedeniyle sıkıntı var, bir daha toplanmayacağız.' dediler. Sonrasında bu toplantılar bitti." ifadelerini kullandı.

Eski Düzce Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Tuna da, örgüt ile bağlantısının olmadığını savundu.

Kanunsuz bir işe karışmadığını dile getiren Tuna, "Trafik Şube Müdürü iken 10 yıldır görüştüğüm arkadaşlarımla birlikte Bosna Hersek'e gittim. Masraflarımın tamamını onlar karşıladı. Örgütle alakalı bir çalışmam olmadı. Kanunsuz bir iş yaptıklarının farkında değildim. Gizli tanığın bahsettiği gibi sohbet yada toplantılara katılmadım." şeklinde savunma yaptı.

Tuna, hakkındaki tutukluluk tedbirinin artık bir ceza olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti.

Diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunmasının ardından mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamını istedi.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Ahmet Gül ve İsmail Sayın'ın, suç vasfının değişme ihtimali ve tutuklu kaldıkları süre göz önünde bulundurularak adli kontrol şartıyla tahliyesine, Osman Tuna, Ercan Ateş ile Adem Topan'ın bu hallerinin devamına karar verdi. Ayrıca, firari sanıkların infazının beklenmesi ve tüm sanıkların mal varlıkları üzerindeki tedbirin kaldırılması karara bağlandı.

Duruşma, 7 Ağustos'a ertelendi.

Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 22 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

En Çok Aranan Haberler