İSTANBUL (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Eğitimde değişime ihtiyaç vardır" dedi.
Bakan Çelik, Kabataş Erkek Lisesi'nde düzenlediği basın toplantısında, ilköğretim müfredatını açıkladı. Eğitimin öneminin üzerinde duran Bakan Çelik, "İşimiz zor ama imkansız değil. Gelişmiş ülkeler sanayi toplumları için uygun olan eğitim modellerinin bilgi toplumu için yeterli olmadığını fark etmiştir. Eğitim sistemimiz ne yazık ki ekonomiye, demokrasiye ve bilişim teknolojilerine yeterince duyarlı olmadığı için sanayi toplumuyla sanayi öncesi eğitim modeli arasında sıkışmış vaziyettedir" dedi.
Çelik, bu konuda küresel faktörlerin baskısının olduğunu ifade ederek, "Böyle dönemlerde başarılı olmak toplumun tüm kesimleriyle meseleye yürek koymayı gerektiriyor. Değişim ve dönüşümleri gerçekleştirmek için uygun bir ortamın olması gerekir. Türkiye çok önemli bir siyasi istikrar yakalamıştır. AB standartlarına uyumla ilgili sağladığımız başarılar, ekonomimizin her geçen gün iyiye gitmesi, Kıbrıs konusunda yakaladığımız iyi, olumlu hava Türkiye'nin içeride ve dışarıda itibarını büyütmüştür" diye konuştu.
Bakan Çelik, rotasını doğru tespit etmemiş hiçbir gemiye, hiçbir rüzgarın yardım edemeyeceğini söyledi. "Süleyman da olsan rüzgara güvenme" sözünü hatırlatan Çelik, şunları söyledi:
"Rüzgar tek başına bir anlam ifade etmez. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip, yetişmiş bir insan potansiyeli bulunan bir Türkiye var. Bütün mesele mürettebatı işbaşı yaptırmak ve rotayı doğru düzgün belirlemektir. Türkiye doğru bir rotada yol almaktadır. Hem avantajlarımız, hem dezavantajlarımız vardır. Genç bir nüfusumuzun olması avantajdır ama bu nüfus eğitilmediği zaman tehdit unsuru haline bile gelebilir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa en büyük bütçe Milli Eğitim'e ayrılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesi, en büyük bütçe haline gelmiştir, ancak yeterli değildir. Bu bütçe milyonlarca öğrencinin eğitimi için kullanılmaktadır. 20 yıl sonra dünyanın nereye gideceği ve ülkemizin ihtiyaçlarının neler olabileceğini iyi kestirmek durumundayız."
Bakan Çelik, hükümetin istikbal mücadelesinde yeni bir sayfa açtığını söyledi. Eğitim konusunda Avrupa Birliği'nden (AB) alınan hibeler olduğunu ifade eden Çelik, "İlk defa AB ile temaslarımızın olduğu 1959'dan bu yana eğitim alanında AB'den 177.6 milyon Euro'luk eğitim için hibe alınmıştır. Bütçenin en büyük olması elbette sadece basit bir rakamsal değişim değil, aynı zamanda eğitime verilen önemin psikolojik bir göstergesidir. Müfredatın hazırlanması konusunda Türkiye çapında büyük bir uzlaşma vardır. Çocuklarımızın mevcut sistemi hak etmediği konusunda tüm velilerimiz ve öğretmenlerimiz hem fikirdir. AB vizyonuna ulaşmada eğitim, sihirli kavramlardan birisidir. Sivil toplum kuruluşları sürekli olarak eğitimin öne çıkarılmasını vurguluyor. Eğitim sisteminin değişmesi talep ediliyor. 'Geçekten bir değişime ihtiyaç var mıdır?' sorusunda cevap "Evet değişime kesinlikle ihtiyaç vardır" şeklindedir. Eğitimde değişime ihtiyaç vardır" şeklinde konuştu.
Küreselleşme konusunun altını çizen Hüseyin Çelik, "Küreselleşme artık bütün dünyada en çok konuşulan kavramlardan birisidir. Küreselleşme rüzgarlarının çok sert estiği bir dönemde biz milli olanla küresel olanı nasıl bağdaştıracağız. Küreselleşmenin dışında kalabilir miyiz? Biz bunu ilk ve orta öğretim ve yüksek öğretimde farklı boyutlarda görüyoruz. Eğitim sistemimiz ekonomi ve demokrasiye duyarsızdır. Üretime dayalı olmayan bir eğitim anlayışıyla kalkınmanın sağlanması mümkün değildir. Öğrencilerimize 'veya'cılığı değil, 've'ciliği öğretmeliyiz. Bu da demokratik değerlerin özümsenmesiyle, farklılıklara tahammülle olur" dedi.
Bakan Çelik, değişim konusunda şunları söyledi:
"Değişim olsun ama nasıl bir değişim. Değişimin iyi tanımlanması ve yönetilmesi gerekiyor. Geçmişte yapılan bir çok proje, eski alt yapı üzerine yeni mantık üretildiği için başarı sağlamamıştır. Değişimi bir zaruret olarak görüyoruz. 2005 yılının sonuna kadar internet bağlantısı bulunmayan okul kalmayacak. Bütün okullarımıza internet taşıyacağız ve bu eğitimdeki en büyük fırsat eşitliğinin anlamı demektir. Gelişmiş ülkelerde müfredat 10-15 yılda bir yenilenir. Türkiye, AB'ye tam üyeliği bir devlet politikası olarak benimsemiştir. Bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. AB, eğitimde ortak eğitim çerçevesi oluşturmuştur. Müfredat yenilenirken bazı ilkelerle yola çıkılmıştır. Bunlardan en önemlisi katılımcılık ve paylaşımdır. Önümüzdeki bir yılı pilot çalışma yılı ilan ettik. Belirli okullarda pilot çalışma devam edecek. Müfredat içeriği internetten yayınlanacak ve tüm tarafların eleştirisine sunulacak. Ortaya çıkabilecek değişiklikler yıl sonunda programlara yansıtılacak."
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmenlere hizmetiçi eğitim verileceğini söyledi. Eğitimde temelin sağlamlığının önemini belirten Çelik, "Müfredatla ne değiştiği sorulursa, bu programlarla birlikte katı davranışçı programdan yapılandırıcı bir yaklaşıma geçildi. Öğretim değil, eğitim de vurgulanıyor. En büyük eksikliğimiz öğretilen bilgilerin yaşam biçimine dönüşmemesidir. Bankaları hortumlayanların önemli bir kısmı yüksek tahsillidir. Çifter çifter diploma sahibi olan insanlardır. 8 yıllık kesintisiz eğitime uygun hale getirildi. Eski eğitim müfredatı 5 yıla sıkıştırılmıştı, 8 yıla yayılmıştır. AB standartları dikkate alındı" ifadelerini kullandı.