Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "terör meselesinde maalesef uluslararası işbirliği yok, çifte standart var. El Kaide için gösterilen işbirliği, anlayış, PKK için gösterilmedi, halen de gösterilmiyor" dedi.
Çiçek, 12 Eylül 2010 günü yapılan referandumdan sonra halkın, ''yeni bir anayasa'' mesajı verdiğini söyledi.
Türkiye'nin yaşadığı sorunların temelinde yanlış bir anayasanın yattığını belirten Çiçek, anayasanın aradan geçen süre içerisinde 16-17 defa değişmiş olmasına rağmen ''hala dikiş tutmadığını'' kaydetti.
Bugün dünyada en çok tartışılan ve tartışıldığı halde yürürlükte kalan tek anayasanın 1982 Anayasası olduğunu ifade eden Çiçek, ''Daha yapılırken 1982'de münakaşa edilmeye başlanmış, 2011 halen aynı şeyi konuşuyoruz'' dedi.
Yeni dönemde siyasi partilerin, siyaset kurumunun millete verebileceği en büyük armağanın yeni anayasa olduğunu vurgulayan Çiçek, şiddetle arzu ettikleri yeni anayasa konusunda çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiğini söyledi.
12 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkacak tabloya göre siyasi partilerle birlikte yeni anayasayı yapacaklarını belirten Çiçek, ''Eğer siyasi partilerimiz de bu konuya ilgi duyuyorlarsa ki CHP'nin açık vaadi var. Ümit ederiz ki bu vaadinin arkasında durur. Öbür partilerimizle de bu konuyu öncelikli bir mesele olarak ele alırız, ele almamız da gerekiyor'' dedi.
''Bize kalsa, 12 Haziran'dan sonra yapacağımız ilk işlerden bir tanesi yeni bir anayasa çalışmalarını süratle parlamento bünyesinde başlatmaktır'' diyen Çiçek, ancak anayasa yapmanın hükümetin değil parlamentonun işi olduğunu kaydetti.
Yeni anayasa konusunu öncelikli mesele olarak kabul eden partilerle ortak çaba göstereceklerini ifade eden Çiçek, yeni anayasa için sadece partilerin değil, tüm sivil toplum kuruluşlarının katkılarının önemli olduğunu vurguladı.
Yeni anayasanın yapılmasında uzlaşmanın önemli olduğunu belirten Çiçek, ''Uzlaşmayı da kimse işi yokuşa sürmek olarak anlamasın. Bazen uzlaşma diyor adam, uzlaşma niyetinde yok, geliyor masaya oturuyor, geçmişte yaşadık bunları işi çıkmaza sokuyor. O nedenle samimiyetle yeni bir anayasa yapılmasını önemsiyoruz ve bizim öncelikli konularımız arasında'' diye konuştu.
Mevcut anayasada güvenliğin ağırlıkta olduğunu, özgürlüklerin ikinci planda bulunduğunu dile getiren Çiçek, şöyle devam etti:
''Halbuki bölgede, dünyada yaşanan gelişmelere baktığımızda, Türkiye'deki taleplere baktığımızda hak ve özgürlük talebi öne çıkıyor. Dolayısıyla güvenlik ve özgürlük dengesini iyi kuran, özgürlüğü güvenlik için risk kabul etmeyen bir anlayışla yeni anayasanın hazırlanması lazım. Bu işin felsefesi önemli. Yani temel haklar ve özgürlükler bölümü bu manada yeni baştan gözden geçirilmesi gerekir. İkincisi bu anayasanın yapıldığı tarihteki şartlarla bugün geldiğimiz nokta birbirinden çok farklı.
Devlet birey arasındaki ilişkilerde devleti öne çıkaran, bireyi ikinci plana iten bir anlayış var. Devletin görevi bireylere, millete hizmet etmektir. Dolayısıyla bireyi öne çıkaran bir anlayışla bu anayasanın yeniden tanzim edilmesi gerekmektedir. Çünkü bireyi ikinci plana ittiğinizde devletin de çok fazla anlamı kalmıyor. Bireye hak ve özgürlük vermek, bireyi öne çıkarmak devleti küçümsemek, devleti önemsememek, devleti yok farz etmek anlamına gelmiyor. Tam tersi devleti kendi konumu içerisinde daha da önemser hale getiriyor, bireyi öne çıkarmak suretiyle.''
-''ANAYASANIN İLK 3 MADDESİ ORTAK PAYDAMIZ''-
Devletin kurumları arasındaki görev, yetki ve sorumluluk paylaşımının yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirten Çiçek, bu hususların öne çıkarılmaması durumunda kurumlar arasında çatışmalar çıktığını söyledi. Çiçek, ''Bu da hem devletin işleyişini zorlaştırıyor, hem hizmet anlayışını zora sokuyor'' dedi.
Anayasa'nın yargı bölümünde YSK'nın yer aldığını ancak YSK kararlarına itirazın olmadığını anımsatan Çiçek, yaşanılan bu sıkıntıları anayasal zeminde çözecek derli toplu bir anayasaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Mevcut anayasada çok fazla ekonomik maddenin bulunduğunu, bu maddelerin ekonomik hareketliliği, reformları zora soktuğunu ifade eden Çiçek, ''Türkiye'de bir kısım temel reformlara ihtiyaç var, kamu yönetimi, personel reformu gibi... Bunlar geçmişte Anayasal engellere takıldı. Bu reformların yapılabilmesi için de anayasanın ilgili bölümlerinin yeni bir anlayışla ele alınmasında fayda var'' diye konuştu.
Anayasa'nın değiştirilemez ilk 3 maddesinin toplumun ortak paydası olduğunun altını çizen Çiçek, şöyle devam etti:
''Yani Türk bayrağının anayasa da olmasından kim rahatsız olacak da bunu çıkaracağız, bizim milli marşımız İstiklal Marşımızdır, bunlar bizim iftihar kaynağımızdır, Ankara başkentimizdir. Bunlar anayasaya yük getiren şeyler değildir. Belki çok felsefi bir kısım değerlendirmelerle söylenmiş olabilir ama biz ilk 3 maddedeki değerlerin toplumun ortak paydası olduğuna inanıyoruz. Bunu hep söyledik sayın başbakanımız da birçok yerde tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet... Bunlar bu milletin ortak paydasıdır, siyasi partisi ne olursa olsun. Bunları önemsiyoruz.''
-''TERÖR KONUSUNDA ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ YOK''-
Terör konusunun çok karmaşık olduğunu, Türkiye'nin bu kadar yıl uğraşmış olmasına rağmen terörizmin bazı yönlerinin yeni yeni kavrandığını ifade eden Çiçek, ''Bu algılamalar zaman zaman suçlamalara sebebiyet verdi. Zaman zaman konunun önemini kavramada, tedbir ortaya koymada, alınan tedbirleri anlamamada bir kısım müşkülatlar çıkardı'' dedi.
Türkiye'nin başta terör meselesini, bir güvenlik meselesi olarak kabul ettiğini belirten Çiçek, terörle muhatap olan hemen her ülkenin bu hataya düştüğünü, konuyu güvenlik, asayiş meselesi olarak ele aldığını söyledi.
Meseleye böyle bakılınca alınan tedbirlerin de bununla sınırlı kaldığını kaydeden Çiçek, Türkiye'de güvenlik güçlerinin başarıyla mücadele etmesine rağmen terör meselesinin sona ermediğini, bunun yanında alınması gereken ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel tedbirlerin olduğunu dile getirdi.
Terör örgütlerinin dış bağlantılarının, başka ülkelerin dış politikasının bir parçası olduğuna dikkati çeken Çiçek, şunları kaydetti:
''Terör meselesinde maalesef uluslararası işbirliği yok, çifte standart var. El Kaide için gösterilen işbirliği, anlayış, PKK için gösterilmedi, halen de gösterilmiyor. Üstelik de terörle mücadele ettiğini söyleyen ülkeler tarafından bile bu yakın ilgi maalesef henüz ortada yok. Bu da meselenin ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor. Bu devletin sorunu, her hükümet de bununla mücadele etmeye çalışıyor. 1984'den bu yana çok hükümet geçti. Sağ-sol hükümet, birlikte, ayrı ayrı hükümet, üçlü koalisyon, azınlık hükümeti, çoğunluk hükümeti hepsi bu ülkede terörle mücadele etmeye çalıştı ama halen bu soru soruluyor demek ki bu mesele sanıldığı kadar kolay bir mesele değil.''
Terörün bir devlet sorunu olarak kabul edilip, herkesin, alınan ve alınacak tedbirlerle ilgili bunu iç politika malzemesi yapmadan katkı sağlaması gerektiğini ifade eden Çiçek, ''Katkısı yoksa da alınan tedbirlere engel çıkarmadan, onu istismar konusu yapmadan bu işin götürülmesi gerekmektedir. Türkiye bu konuda kendi imkanlarıyla elinden gelen çabayı gösteriyor, göstermektedir. Bu dinamik bir süreç, eski tedbirler yetmez yeni tedbirler almamız lazım'' dedi.
Terörle mücadelenin kolay olmadığını, dünyada 50'ye yakın terör örgütünün bulunduğunu kaydeden Çiçek, ''Bunları ortadan kaldırmanın yolu uluslararası işbirliğidir, o da maalesef yok'' diye konuştu.
-''ANKARA'YA SAVUNMA SANAYİ ÜSSÜ''-
Ankara'nın kendileri için önemli olduğunu, bunu seçim beyannamesinde de ortaya koyduklarını anlatan Çiçek, gelecek dönemde Ankara metrosunun 2 yıl içerisinde bitirileceğini kaydetti.
Sincan, Keçiören ve Çayyolu metro hatlarının ihalesine yakın zamanda başlanacağını belirten Çiçek, metroların bitirilmesi için Ankara Büyükşehir belediyesi'nin harcadıkları dışında 3 katrilyonun lira harcanacağını söyledi.
Bir sanayi şehri olan Ankara'yı savunma sanayinin merkezi haline getireceklerini ifade eden Çiçek, Türkiye'nin en temel savunma ihtiyaçlarını karşılayacak olan sanayinin Ankara'da kurulmasına karar verdiklerini dile getirdi.
Türkiye'nin helikopter ihalesi yaptığını, bunun üretiminin Ankara'da gerçekleştirileceğini belirten Çiçek, şöyle devam etti:
''Karmaşık savunma sistemlerinin üretimi burada yapılacak. Kazan civarında 3 milyon metrekarelik bir arazi tahsisi yapıldı. Zaten bu sanayinin buraya gelmesi başta organize sanayi bölgeleri ve Ostim olmak üzere burada çok ciddi bir teknoloji transferi ve yüksek teknolojiye dayalı üretime imkan verecektir. Şu an 70'ten fazla firma bu alanda üretim yapıyor. Böylece Ankara Savunma Sanayi'nin merkezi olurken mevcut ürettiklerine ilaveten en az yılda 3 milyar dolarlık bir ihracatı da savunma sanayi alanında gerçekleştirmiş olacağız.''
-''YENİ BİR ANKARA KURULACAK''-
Hükümetin Ankara'yı sağlık üssü haline getireceğini ifade eden Çiçek, ''Şehir hastanesi deyince millet Numune Hastanesi falan gibi bir şey anlıyor. Halbuki böyle bir şey değil, bir sağlık şehri kuruluyor. Bunun kurulacağı yer Etlik'tir. Bu Türkiye'de 16 yerde kurulacak. En gelişmiş olanı Ankara kurulacak olanıdır. Bu aynı zamanda sağlık turizmine çok önemli katkı verecektir'' dedi.
Ankara'da en üst düzeyde sağlık hizmetlerinin verileceğini, aynı zamanda merkezin ihtiyaç duyduğu birçok teknolojik donanımın da Ankara'da üreteceğini belirten Çiçek, böylece sağlık teknolojisindeki gelişmelerin yakından takip edileceğini bildirdi.
Ankara'nın Akyurt ilçesinde bir fuar merkezi kurmak istediklerini de kaydeden Çiçek, fuar merkezi için de Esenboğa Havalimanı'nı merkeze bağlayacak raylı sistemi yapacaklarını söyledi.
Seçim beyannamesindeki hedefler arasında yeni bir Ankara'nın inşasının da söz konusu olduğunu anlatan Çiçek, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği yapılarak müsait olan alanın ekonomik ve siyasi olarak cazibe merkezi haline getirileceğini kaydetti.
Ankara'da şu an 62 merkeze doğrudan uçuşların başladığını belirten Çiçek, ''Eskiden aktarmalıydı. Dolayısıyla Türkiye Ankara bu gelişmeyi göstermese bu bağlantılar nasıl olacak?'' dedi.