BURSA (A.A) - Türkiye'de, gelişmiş ülkelere göre sigorta yaptırma oranlarının çok düşük olduğu, mevcut sigorta pazarının yaklaşık yüzde 60'ını ise araçların trafik ve kasko poliçelerinin oluşturduğu bildirildi.
Aksigorta Pazarlama ve İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zerrin Ekşioğlu, Türkiye'de sigorta sektörünün öneminin tam olarak bilinmediğini söyledi.
Sigorta alanında özellikle bireysel ürünlerde Avrupa'da hedef kitle yüzde 50'lere varırken, Türkiye'de bunun yüzde 10'lar seviyesinde kaldığına işaret eden Ekşioğlu, ülkede bireysel sigortacılıkta kat edilecek çok mesafenin bulunduğunu vurguladı.
Ekşioğlu, başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelerle kıyaslandığı zaman Türkiye'de sigorta yaptırma oranlarının çok düşük seviyelerde kaldığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Amerika ve Avrupa ülkeleri ile Japonya'da, bireysel sigorta için yıllık ortalama kişi başı 500 dolar harcanıyor. Bu rakam Türkiye'de ise ortalama 100 dolar civarında. Bu rakam, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden Polonya'da ise 200 dolar olarak gerçekleşiyor. Sigortaya harcanan para, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde genellikle ülkemizin 3 katı kadar oluyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerle aramızda neden bu kadar büyük bir uçurum var? Çünkü, Türkiye'de sigorta konusunda büyük bir bilinç ve bilgi eksikliği söz konusu.''
Trafik ve kasko sigortalarının, şu anda Türkiye pazarının yüzde 60'a yakınını oluşturduğuna dikkati çeken Ekşioğlu, ''Bu oran, Türk insanı için en değerli eşyasının arabası olduğunu gösteriyor. Özellikle bunu Türk erkekleri için söyleyebiliriz. Çünkü sigorta yaptıranların yüzde 80-85'inin erkekler oluşturuyor'' diye konuştu.
Ekşioğlu, pazarda sağlık sigortalarının da hacim olarak büyük bir yer kapladığını dile getirerek, Türkiye'de yaklaşık 2 milyon sağlık sigortası olan insan bulunduğunu, bunların da yüzde 80'ini kurumların yaptığı kurumsal sağlık sigortalarının oluşturduğunu vurguladı.
Rakamların, Türkiye'de ev, ferdi kaza ya da aile sigortaları gibi ürünlerin önemsemediğini gösterdiğini ifade eden Ekşioğlu, şöyle konuştu:
''Ülkemizde, ekstrem örnekleri dikkate almadığımız zaman insanlar hayatları boyunca ortalama olarak sadece bir ev alabiliyor. Ortalama 200-250 bin lira değerinde bir evin varsa bunun yıllık sigorta primi 150 liradır. Bunu aylığa vurunca 12 lira gibi komik bir rakam ortaya çıkıyor. Aylık 12 lira da harcanamayacak kadar uçuk bir rakam değil. Ama araba için 100 lira veriliyor. Biz sigortacılar, bir insanın en değerli şeyinin arabası olamayacağını düşünüyoruz. Bizce bir insanın en değerli şeyi, sağlığı, ailesi ve evidir. Bu nedenle Türkiye'deki DASK ve ev sigortası konusunda yüzde 10-13'lerde olan hedef kitleyi minimum 2 katına çıkartmak gerekiyor.''
Ekşioğlu, bir konut sigortasının evi deprem, sel, erozyon gibi doğal afetlerin yanı sıra yangın, hırsızlık ve su sızıntısına kadar birçok konuda güvence altına aldığını söyledi.
Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Bursa'da bir ev sigortasının ortalama 190, İstanbul'da ise 200-250 lirayı geçmediğini belirten Ekşioğlu, bu rakamın Karaman ya da Aksaray gibi deprem riski bulunmayan illerde ise 100 lirayı aşmadığını vurguladı.
Zerrin Ekşioğlu, sigorta pazarının geçmiş yıllara oranla büyüdüğünü ancak henüz istenilen seviyeye ulaşmadığını da kaydetti.