HABER

"En geç 1 Mayıs'a kadar çözeceğiz"

BERLİN (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Avrupa Birliği'nin (AB) çıkarlarını, birbirine olan güvenliği, istikrarı ve refahında aradıklarını söyledi.

Almanya'nın başkenti Berlin'deki Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) binasında konuşan Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği-Türkiye ekseninde bölge coğrafyası konusunda görüşlerini aktardı. Avrupa ile Türkiye arasında zaman zaman bazı sıkıntıların olabileceğini, ancak bunların aşılamaz olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Bunları görüşmeler yoluyla aşacağımıza inanıyorum. Yoksa Avrupa Birliği sürecinde harcanan enerjiye yazık olmuş olur. Artık tartışma konuları geçmiştir, ufkumuzu geniş tutmaya mecburuz. Eğer bunu başarırsak Avrupa Birliği belki de genişleme sürecini daha farklı bir şekilde tamamlayacak, buna göre de şu ana kadar kaybettiklerini ve kazanacaklarını çok anlamlı bir şekilde değerlendirecektir. Türkiye-Avrupa'nın çıkarlarını artık birbirlerinin güvenliği, istikrarı ve refahında arıyoruz. Bu eskiden de böyleydi, bundan sonra da böyle olacaktır" dedi.

"OYUNA GELMEYELİM" Dünyanın medeniyetler, kültürler arasında oluşabilecek bir soğuk savaşla karşı karşıya kalabileceğine dikkat çeken Erdoğan, "Bu oyuna gelmememiz lazım. Bunu başarabilirsek büyük oluruz. Bunu başaramazsak başaramadığımız nispette insanlığa zarar vermiş oluruz. Avrupa Birliği'ni medeniyetler buluşmasının bir adresi olarak görmek istiyoruz. Böyle tanımlamak istiyoruz. Bunu başarabildiğimiz takdirde insanlık birbirleriyle farklı bir şekilde biraraya gelecek ve çok farklı bir şekilde yaklaşacaktır. Avrupa Birliği yolunu böyle bir sevgi ve barış yolu olarak görmek istiyorum" diye konuştu.

Barışın küreselleşmesi isteniyorsa Kopenhag kriterlerinin kökünde yatan düşünce ve din - vicdan özgürlüğünün bir kenara konulamayacağına değinen Başbakan Erdoğan, "Onun için bırakın başı örtülü olanı, başı açık olanıyla herkes birarada sevgi ile birbirine baksın. İnsana insan olduğu için değer verelim. İnsanı insan olduğu için sevelim. İnsanı Yaradan'dan ötürü sevelim. İnsanların önünü kesmemeliyiz. Şu anda '3 Y' harfi ile mücadele ediyoruz. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Barışın küreselleşmesi uğruna, insanların insanca yaşamasını sağlamak için bunu yapmak zorundayız. Bu konuda mücadelemiz budur. Kopenhag kriterleri ve Maastricht kriterlerinde bunları görüyorum" diye konuştu.

MODEL ÜLKE Türkiye'nin Avrupa'daki tüm çok taraflı örgütlerin bir kısmının kurucu üyesi, bir kısmının da en eski ortaklarından biri olduğuna işaret eden Recep Tayyip Erdoğan, "Yarım asırdır Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, AGİK ve NATO'da Avrupa değerlerlerinin oluşturulmasında büyük katkı sağladık" dedi. Erdoğan, bu birlikteliği birçok Türk ve Avrupalı işadamının fark ettiğini, yabancı yatırımcıların Türkiye'nin dış ticaretinde yüzde 50'yi aşan pay sahibi olmasını da buna bağladıklarını belirtti. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesinin kendi coğrafyasında olduğu gibi dünyada da fevkalade önemli olduğunu ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye bir modeldir. 1.5 milyarlık İslam dünyasının Avrupa Birliği'ne bakışını, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişi belirleyecek. Biz ne kadar Avrupa Birliği'ne girmeyi arzu ediyorsak AB'nin kendi üzerine düşeni yapacağına inanıyoruz" diye konuştu.

"EN FAZLA BÜYÜYEN ÜLKELER ARASINDAYIZ" Türkiye'nin 2002 yılı sonu itibariyle kişi başına düşen milli gelirinin 2 bin 600 dolar olduğunu, 2003 sonu itibariyle bu rakamın 3 bin 500 dolara yükseldiğini hatırlatan Erdoğan, bileşik faiz oranlarının da aynı dönemde yüzde 69'lardan yüzde 24'lere gerilediğini, Türkiye'nin OECD'de büyüme hızı en yüksek ülkeler arasında bulunduğunu kaydetti.

Bölgelere yönelik uyguladıkları teşvik politikalarıyla hem bölge insanı hem de yabancı sermaye konusunda büyük kolaylıklar getirdiklerine değinen Erdoğan, "36 vilayetimize teşvik uygulaması kapsamında vergi muafiyeti ve enerjide yüzde 50 indirim getiriyoruz. Özellikle doğrudan yabancı sermayenin Türkiye'ye girme noktasında bu önemli uygulamalar olacaktır" dedi.

Kıbrıs meselesinin AB'ye girişte bir engel gibi göründüğünü hatırlatan Erdoğan, 1 Mayıs'a kadar sorunun çözülmeye çalışılacağını, sorunun çözülmesi için tek taraflı iyi niyetin yetmediğini, tarafların iyi niyetli olmasının çözüm sürecini hızlandıracağını söyledi. Erdoğan, "Kıbrıs konusunun en geç 1 Mayıs'a kadar çözülmesi için elimizden geleni yapacağız. Bizler sonuna kadar iyi niyeti destekleyeceğiz. Kıbrıs'taki siyasi parti liderleriyle biraraya geldik. Bu işi çözmek istiyoruz. Bu konuda biraz da karşı tarafın gayret göstermesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

En Çok Aranan Haberler