Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Epilepsi nedir, belirtileri nelerdir? İleri yaşta yaşanan nöbetler tehlikenin habercisi!

    Toplumda sık görülen bir hastalık olan epilepsi, halk arasında “sara hastalığı” olarak da biliniyor. En çok bilinen türü; şiddetli kasılıp gevşemelerle görülen, bilinç kaybı ve birtakım istemsiz hareketlerin bulunduğu ve genellikle birkaç dakika süren nöbet tipi olmakla beraber, epilepsi hastalığının pek çok tipi bulunuyor. Gelin epilepsi nedir sorusuna detaylı bakalım.

    Epilepsinin her yaşta, farklı şekillerde ve farklı derecelerde ortaya çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “İlk atağın ileri yaşlarda ortaya çıktığı epilepsi nöbetlerinin daima altta yatabilecek birincil bir beyin hastalığını akla getirmeli” uyarısında bulundu. Peki epilepsi nedir, belirtileri ve tedavileri hakkında neleri bilmelisiniz? Bozbuğa, epilepsinin beyin hastalıkları ile olan ilişkisi hakkında önemli bilgiler verdi.

    EPİLEPSİ NEDİR?

    Sara nöbetleri (epilepsi hastalığı) toplumda sık görülen ve antik dönemden beri bilinen bir hastalıktır. Epilepsi, beyin dokusunun ya da bir grup beyin hücresinin - (nöronların) zaman zaman ve düzensiz aralıklarla ortaya çıkan, anormal ve güçlü elektriksel deşarjlarının doğurduğu klinik bir tablodur.

    Toplumda en çok tanınanı ‘grand mal epilepsi’ (bütün vücudu tutan, şiddetli kasılıp gevşemelerle görülen, bilinç kaybı ve bir takım istemsiz - otonom hareketlerin de bulunduğu, genellikle birkaç dakika süren nöbet tipi) olmakla birlikte epilepsi hastalığının pek çok sayıda tipi vardır ve nadir görülen bazı şekillerinde (örneğin; bazı hastalarda tamamen psikokognitif – psikomotor belirtilerle, bazı hastalarda otonom sinir sistemi belirti ve bulgularıyla, bazı hastalarda çok kısa süreli dalmalarla vb. sayısız farklı biçimlerde, bilincin etkilendiği ya da etkilenmediği durumlar) tanı koymak tecrübeli uzmanları bile zorlayabilir. Bunun yanında, bazı durumlar da epilepsi atağını taklit edebilir/benzerlik gösterebilir ki en sık senkop (bayılma) ve psişik durumlar – somatizasyon atakları epilepsi ile karışabilir.

    EPİLEPSİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

    Epilepsi beyindeki anormal aktiviteden kaynaklandığından, nöbetler beyninizin koordinatlarını etkileyebilir. Nöbet belirtileri ve semptomları şunları içerebilir: Geçici karışıklık, kolların ve bacakların kontrol edilemeyen sarsıntı hareketleri, bilinç kaybı, korku, kaygı veya deja vu gibi psişik belirtiler. Semptomlar nöbet tipine bağlı olarak değişir. Çoğu durumda, epilepsisi olan bir kişi her seferinde aynı tipte nöbet geçirme eğiliminde olacaktır, bu nedenle semptomlar benzer olacaktır.

    Doktorlar genellikle nöbetleri anormal beyin aktivitesinin nasıl başladığına bağlı olarak fokal veya genel olarak sınıflandırır.

    Fokal nöbet; Nöbetler beyninizin sadece bir bölgesindeki anormal aktiviteden kaynaklanıyor gibi göründüğünde, bunlara fokal (kısmi) nöbetler denir. Bu nöbetler iki kategoriye ayrılır...

    Bilinç kaybı olmayan nöbetler: Bir zamanlar basit kısmi nöbetler olarak adlandırılan bu nöbetler bilinç kaybına neden olmaz. Duyguları değiştirebilir veya şeylerin görünüşünü, kokusunu, hissini, tadını veya sesini değiştirebilirler. Ayrıca, kol veya bacak gibi bir vücut parçasının istemsiz sarsılmasına ve karıncalanma, baş dönmesi ve yanıp sönen ışıklar gibi kendiliğinden duyusal semptomlara neden olabilirler.
    Bilinç bozukluğu olan nöbetler: Bir zamanlar karmaşık kısmi nöbetler olarak adlandırılan bu nöbetler, bilinç veya bilinç değişikliği veya kaybını içerir. Karmaşık bir kısmi nöbet sırasında, uzaya bakabilir ve ortamınıza normal tepki veremez veya el sürtünmesi, çiğneme, yutma veya çevrelerde yürüme gibi tekrarlayan hareketler gerçekleştiremezsiniz. Fokal nöbet belirtileri migren, narkolepsi veya akıl hastalığı gibi diğer nörolojik bozukluklarla karıştırılabilir. Epilepsiyi diğer bozukluklardan ayırt etmek için kapsamlı bir inceleme ve test gereklidir.

    Atonik nöbetler. Düşme nöbetleri olarak da bilinen atonik nöbetler, aniden çökmenize veya düşmenize neden olabilecek kas kontrol kaybına neden olur.

    Klonik nöbetler. Klonik nöbetler tekrarlayan veya ritmik, sarsıntılı kas hareketleriyle ilişkilidir. Bu nöbetler genellikle boynu, yüzü ve kolları etkiler.
    Miyoklonik nöbetler. Miyoklonik nöbetler genellikle kollarınızın ve bacaklarınızın ani kısa sarsıntıları veya seğirmeleri olarak ortaya çıkar.

    İLERİ YAŞTAKİ EPİLEPSİ NÖBETLERİNE DİKKAT!

    Epilepsi her yaşta, farklı şekillerde ve farklı derecelerde ortaya çıkabilir. Çoğu hastada kendi başına bir hastalık olup tedavi doğrudan sara nöbetlerine yönelik olmaktadır. Bu tedaviler genellikle ilaç tedavisi şeklinde yapılmakta ve özellikle günümüzde pek nadiren cerrahi girişimleri gerektirmektedir.

    Ancak, bazı durumlarda sara nöbetleri kendi başına bir hastalık olmayıp, bir takım beyin hastalıklarının belirtisi olarak da görülebilmektedir. Bu hastalarda dikkat çeken en önemli özelliklerden biri, genellikle çocukluk yaşlarında ortaya çıkan primer idiopatik epilepsi hastalığının (kendi başına hastalık olan epilepsi ataklarının) aksine, epilepsi ataklarının geç yaşlarda (erişkin dönemde) ortaya çıkmış olmasıdır. Dolayısıyla, ilk atağın ileri yaşlarda ortaya çıktığı epilepsi nöbetleri daima altta yatabilecek birincil bir beyin hastalığını akla getirmeli ve bu yönden uzmanların değerlendirmesi ve tetkikleri gerektirmektedir.

    EPİLEPSİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

    Epilepsi, ayrıntılı bir biçimde tetkik edilip değerlendirilir; altta yatan nedenler, kolaylaştırıcı faktörler belirlenir ve esas nedene yönelik tedavi düzenlenir. Bu, ya epilepsiyi kendi başına bir hastalık olarak teşhis koyup değerlendirdiysek uygun ilaç tedavisine başlamak, yaşam biçimini düzenlemek şeklindedir ya da epilepsiye neden olan birincil bir beyin hastalığı (beyin tümörü, beyin damarlarının yumağı, beyin apseleri ya da iltihaplanmaları, beyin travması, beynin dejeneratif hastalıkları… ve kolaylaştırıcı faktörler) ortaya konmuşsa nedene yönelik tedavi yapmak ve epilepsinin seyrini izleyerek gerekirse ek tedaviler de uygulamak şeklindedir.

    ERİŞKİN YAŞLARDA GÖRÜLEN EPİLEPSİ , BEYİN TÜMÖRÜNE İŞARET EDİYOR

    Erişkin yaşlarda başlayan epilepsi hastalığında birincil bir beyin hastalığı olarak sıklıkla beyin tümörleri görülmektedir. Beyin tümörlerinin belirtisi olabilen bu nöbetler bütün vücudu tutabildiği gibi bazen sadece belirli bir vücut bölgesinde olabilmekte (fokal motor epilepsi atağı), belirli bir yerden başlamasıyla bedenin diğer bölgelerine dağılabilmekte (motor Jacksoniyen epilepsi atağı) ya da duyusal algılama bozuklukları ve davranış değişiklikleri ya da daha farklı şekillerde kendini gösterebilmektedir.

    Yaygın ya da bölgesel tipte olsun epilepsilerin beyin tümörlerinde görülme sıklığı %25-50 oranındadır ve genellikle yavaş büyüyen tümörlerde ve beyinde korteksin (beyin kabuğunun) uyarılmasının yüksek olduğu bölgelerin tutulduğu/etkilendiği tümörlerde sıklıkla bir belirti olarak ortaya çıkmaktadır. Yavaş ilerleyici tipte klinik tabloya yansıyan baş ağrısı, kişilik ve davranış değişiklikleri gibi sinsi ve çoğu zaman yeterince uyarıcı olmayan beyin tümörü belirtilerinin yanında epilepsi nöbetleri hastalığın tetkiki ve tanınması için uyarıcı olabilmektedir.

    UYKUSUZLUK VE STRES EPİLEPSİ OLUŞUMUNU KOLAYLAŞTIRIYOR

    Beyin tümörleri dışında, Beyin ve Sinir Cerrahisinin çok önemli hastalıklarından biri olan beyin damarlarının yumaklarında da yine epilepsi atakları ortaya çıkabilir.

    Beyin damarlarının arteriyövenöz malformasyonlarında ortaya çıkan epilepsiler genellikle genç ve orta yaş grubunda öne çıkmakta, beraberine baş ağrısı, kol ve bacakta güç kaybı, duyusal bozukluklar, konuşma bozuklukları vb. durumlar ile birlikte olabilmekte ve tanı için önemli bir belirti - bulgu oluşturmaktadır. Epilepsi ataklarının nedeni elbette pek çok hastalıkları kapsamaktadır. Biz beyin cerrahları için çok önemli olan beyin tümörleri ve beyin damar yumaklarının yanında beyin apseleri, metabolik hastalıklar, beyin iltihaplanmaları, kafa travmaları, kullanılan ya da birden kesilen bazı ilaçlar, beynin dejeneratif hastalıkları (MS vb.) gibi hastalıklar da epilepsiye neden olan hastalıklar arasında özellikle belirtilmelidir. Ayrıca, uykusuzluk, emosyonel stres, hormonal değişiklikler/bozukluklar, sıvı – elektrolit dengesi bozuklukları vb. birçok durum da epilepsi oluşumunu kolaylaştırabilmektedir.

    ÇOK GEÇMEDEN UZMANA BAŞVURUN!

    “Epilepsi atağının gözlemlendiği her durum aslında bir ölçüde aciliyet de gösteren bir tıbbi olgudur” diyen Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beyin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, epilepsi atağı olduğunda gecikilmeden bir hekime ve konunun uzmanına başvurulması gerektiğinin altını çizdi.

    TÜMÖR TEDAVİSİ SONRASINDA EPİLEPSİ GEÇER Mİ?

    Epilepsi atağı esasen bir belirti olarak düşünülmeli ve bunun altında yatan sorunun anlaşılmasına çalışılmalıdır. Bu nedenler – hastalıklar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

    Yenidoğan döneminden çok ileri yaşlara kadar, yani her yaşta görülebilen epilepsinin hangi yaşta ortaya çıktığı, nasıl bir epilepsi ve ne sıklıkta olduğu, ne gibi belirti ve bulguların eşlik ettiğine bakılarak birincil hastalığın tanısı sağlanır. Bu süreçte pek çok incelemenin de titizlikle yapılması şarttır. Beynin görüntülenmesi, elektroensefalografi (EEG), çeşitli kan tetkikleri ilk aşamada yapılması gereken tetkiklerdir. Tüm muayene ve tetkiklerden sonra beyin tümörü tanısı konmuş ise (ve epilepsinin bu tümör sonucu ortaya çıktığı düşünülmüşse), beyin tümörünün cerrahi rezeksiyonu/çıkartılması ve gerekiyorsa diğer yardımcı tedaviler sonrasında epilepsinin ortada kalkması beklenir; ama yine de hastalarımızın küçük bir oranında da olsa bazı hastalarımızda epilepsinin devam ettiğini görmekteyiz. Bu aşamada da uygun ilaçlar ile epilepsi kontrol altına alınabilmektedir.

    Risk faktörleri

    Bazı faktörler epilepsi riskinizi artırabilir:

    Yaş. Epilepsinin başlangıcı en çok çocuklarda ve daha büyük yetişkinlerde görülür, ancak durum her yaşta ortaya çıkabilir.
    Aile öyküsü. Ailenizde epilepsi öykünüz varsa, nöbet bozukluğu geliştirme riskiniz yüksek olabilir.
    Kafa yaralanmaları. Kafa yaralanmaları bazı epilepsi vakalarından sorumludur. Araba sürerken emniyet kemeri takarken ve bisiklet, kayak, motosiklet sürerken veya kafa travması riski yüksek olan başka faaliyetlerde bulunurken kask takarak riskinizi azaltabilirsiniz.
    İnme ve diğer vasküler hastalıklar. İnme ve diğer kan damarı (vasküler) hastalıkları, epilepsiyi tetikleyebilecek beyin hasarına yol açabilir. Alkol alımınızı sınırlamak ve sigaradan kaçınmak, sağlıklı bir diyet yemek ve düzenli egzersiz yapmak da dahil olmak üzere bu hastalık riskinizi azaltmak için birkaç adım atabilirsiniz.
    Demans. Demans yaşlı erişkinlerde epilepsi riskini artırabilir.
    Beyin enfeksiyonları. Beyninizde veya omuriliğinizde iltihaplanmaya neden olan menenjit gibi enfeksiyonlar riskinizi artırabilir.
    Çocukluk çağında nöbetler. Çocukluk çağındaki yüksek ateş bazen nöbetlerle ilişkilendirilebilir. Yüksek ateş nedeniyle nöbet geçiren çocuklar genellikle epilepsi geliştirmez. Bir çocuğun uzun bir nöbet geçirmesi, başka bir sinir sistemi durumu veya ailenin epilepsi öyküsü varsa epilepsi riski artar.


    Mynet Youtube


    En Çok Aranan Haberler