HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu: (2)

"Onlar bir savaş baronuna yardım ediyor, biz Libya'nın meşru hükümetinin yanında davete icabet ediyoruz. Farkımız bu" - "İnşallah ocak ayının 8'inde, 9'unda Meclisimizden bunu da geçireceğiz ve böylece davete icabet edeceğiz" - "Kanal İstanbul'un proje ve inşa süreciyle ilgili hazırlıklarımız tamamlanmak üzeredir. İnşallah yakında bununla ilgili ihaleye de çıkılacaktır" - "Devlete yük getirmeden yap-işlet-devret modeliyle, oldu ki bulamadık milli bütçeden yapmak suretiyle hayata geçireceğiz"

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya'da bazı ülkelerin bir savaş baronuna yardım ettiğini ancak Türkiye'nin meşru hükümetin yanında yer aldığını belirterek, Libya'ya asker gönderme tezkeresini ocak ayının 8'inde veya 9'unda TBMM'den geçireceklerini bildirdi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, Libya'daki duruma ilişkin "Rusya 2 bin Wagner ile orada. Neymiş, güvenlik güçleriymiş, Sudan 5 bin. Bütün bunlar oluyor. Neyle oluyor, resmi yönetim mi bunlara davet çıkarıyor? Hayır, 'Yaptık oldu' diyorlar. Bununla da oraya şu anda girmiş bulunuyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin ise mutabakat metnini imzaladığını, askeri güvenlik ve iş birliği anlaşmasını yaptığını, 8 ya da 9 Ocak'ta TBMM'den bunu da geçireceklerini ve davete icabet edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Onlar bir savaş baronuna yardım ediyor. Biz ülkenin meşru hükümetinin yanında davete icabet ediyoruz. Farkımız bu. Gerçi bunlar Mısır'da da ülkenin meşru hükümeti yerine darbeciyi desteklemişlerdi, hatırlayın. İnşallah Libya'da aynı ilkesizliği, aynı demokrasi ve hukuk düşmanlığını tekrarlamalarına izin vermeyeceğiz." diye konuştu.

Erdoğan dünkü Tunus ziyaretine değinerek, Cumhurbaşkanı seçilen Kays Said'e bu seviyedeki ilk ziyareti kendisinin yaptığını, baş başa ve heyetler halinde görüşmeler gerçekleştirdiklerini, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Libya meselesini de enine boyuna konuştuklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Libya'nın istikrarı konusunda hemfikir olduğumuz Tunus ile ülkedeki meşru hükümete siyasi destek vermek için iş birliği yapma kararını aldık. 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla Güvenlik Konseyi'nin Geçici Üyeliği'ni üstlenecek Tunus'un tavrı ve kanaatleri bizim için çok değerlidir. Türkiye olarak Tunus'un, Cezayir ve Katar ile Berlin Süreci'ne katılması konusunda ısrar ediyoruz. Sayın Putin, Boris Johnson ve Şansölye Merkel ile bu konuları paylaştım. Dedim ki bu 3 ülkenin Berlin Süreci'ne katılmaları özellikle de Libya'nın sosyopolitik yapısı açısından çok çok önemlidir. Bu üç ülke hem buraya kıyıdaş 2 ülke özellikle Tunus ve Cezayir, Katar'ın ise kültürel noktada ciddi manada ilişkileri var ama bu 3 ülke bu çalışmalara ve sürece katılırsa çok daha etkin olacaklardır dedik.

Şansölye 'Bir değerlendireyim' dedi. Gerek Boris Johnson gerekse Putin'in aynen bizim gibi düşündüklerini gördüm. Sayın Putin 'Katılımcıları öğrenmem, hangi seviyede katılım var, bunları görmem, bilmem lazım' dedi. Dün aldığım habere göre zannediyorum üst düzey noktasında seviyenin biraz düşük olduğunu öğrendiği için herhalde katılmayacak. Boris Johnson'ın da zannediyorum durumu öyle olacak. Biz de duruma göre kararımızı vereceğiz. Aksi takdirde şu ana kadar Sayın Kalın buraya katıldı yine Sayın İbrahim Kalın Bey ile bu süreci devam ettireceğiz."

Tunus'un ülkedeki etkin aşiretleri ve bölge liderlerini bir araya getirerek, siyasi çözümü destekleme gayretini de olumlu bulduklarını, bu konuda da her türlü teşviği, desteği vermeye hazır olduklarını, Said'e ifade ettiklerine değinen Erdoğan, önümüzdeki dönemde Tunus ile her alanda çok daha derinlikli ve geniş iş birliği imkanları bulunacağına olan inancını dile getirdi.

- "Büyük devletlerin alameti farikalarından biri"

Erdoğan, büyük devletlerin alameti farikalarından birinin de yüzlerce, binlerce yıl ayakta kalacak şekilde inşa edip, insanlığın ortak mirasına kazandırdıkları büyük eserler olduğunu vurguladı.

Dünyanın neresine gidilirse gidilsin denizde ve karada hayranlık verici yapılarla, eserlerle karışıldığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin mirasçısı olduğu medeniyetlerden kalan eserlerle bu konuda önemli bir birikiminin bulunduğunu söyledi.

Özelikle İstanbul'un bu bakımdan pırlanta kıymetinde bir şehir niteliği taşıdığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Mimar Sinan başta olmak üzere İstanbul'u abide eserlerle donatan ecdadı hürmetle yad ediyoruz. Biz de Büyükşehir Belediye Başkanlığından başlatırsak 25 yıl yaptığımız hizmetlerle İstanbul'a yeni eserler kazandırmanın hep gayreti içinde olduk. Ardından Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bu hizmetleri 81 vilayetimize yaydık. Geriye dönüp baktığımızda hamdolsun milletimizin hayır duasını alan pek çok hizmeti, eseri, projeyi ülkemize kazandırdığımızı görüyoruz.

Bunun son örneklerinden biri İstanbul Havalimanı'dır. Tam kapasiteyle nisanda hizmete giren havalimanımız şu ana kadar 50 milyonun üzerinde yolcuya en üst standartlarda hizmet verdi. 50 milyonuncu yolcuyu uğurlamak bize nasip oldu. Amerika'ya kendilerini aile olarak yolcu ettiğimiz kardeşlerimize Türk Hava Yollarının hediyelerini de eşimle beraber takdim ettik. Birinci etabın kapasitesine kısa sürede ulaşacağımız anlaşılıyor. Bu durum bize 150 milyonluk ikinci kapasite hedefi için hazırlıklarımızı hızlandırmamız gerektiğini ifade ediyor."

- "Türkiye'ye küçük düşünmek, davranmak yakışmaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıklarını bir kenara bırakıp, yapacaklarına odaklandıklarına dikkati çekerek, Türkiye'ye küçük düşünmenin ve küçük davranmanın yakışmayacağını anlattı.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Kanal İstanbul böyle bir projedir. Öncelikle şu hususu belirtmek istiyorum. Bu öyle akşam yatıp sabah kalktığımızda aklımıza gelen, anlık olarak ortaya çıkmış bir proje değildir. Kanal İstanbul'un neredeyse Başbakanlığımdan öncesine dayanan bir geçmişi vardır. Biz bu projeyi seçim kampanyamızda milletimizin takdirine sunduk ve onayını aldık. Ardından bu proje adeta ilmik ilmik örülerek konuşulmuş, tartışılmış, çalışılmış, hazırlıkları yapılmış ve bugünkü noktaya gelmiştir."

Erdoğan, kanalın uzunluğunun 45 kilometre olacağına işaret ederek, bünyesindeki 2 limanı, bir yat limanı, lojistik merkezi, 7 köprüsü, 2 demir yolu ve 2 hafif raylı geçişiyle Kanal İstanbul'un dünya çapında bir eser olacağını belirtti.

İnşası sırasında 1,1 milyar metreküplük dolgunun yapılacağı, yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edileceği projenin güzergahının belirlendiğini anımsatan Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, projenin 100 binlik planını onayladığını, ÇED Raporu'nun tamamlanıp, askıya çıktığını bildirdi.

- "Oldu ki bulamadık milli bütçeden"

Küçükçekmece Gölü'nden başlayacak projenin Terkos Gölü'nün doğusundan Karadeniz'e ulaşacak bir hat boyunca inşa edileceğini anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Anayasa Mahkemesi bu projenin yap-işlet-devret modeli kapsamına alınmasıyla ilgili düzenlenmenin iptaline ilişkin malum çevrenin başvurusunu reddetmiştir. Bir başka ifadeyle bu projenin kararı verilmiş, süreci başlatılmış ve belirli bir aşamaya da gelinmiştir. Kanal İstanbul'un proje ve inşa süreciyle ilgili hazırlıklarımız tamamlanmak üzeredir. İnşallah yakında bununla ilgili ihaleye de çıkılacaktır. Bu büyük projeyi devletimize ve milletimize herhangi bir yük getirmeden yap-işlet-devlet modeliyle, oldu ki bulamadık milli bütçeden bunu yapmak suretiyle hayata geçireceğiz.

Ana muhalefetin başındaki zat bütün müteahhitleri tehdit ediyor. 'Sakın bu işe girmeyin, bak girerseniz biz geliyoruz, geldiğimizde biz bunu iptal ediceğiz.' Ya sen gelmeyeceksin, zaten sen gelemezsin. Bu ülkede dikili bir ağaçı olmayana benim milletim 'Yürü' demez. Sizin böyle bir gayretiniz yok. Milletimiz hizmet bekliyor. Siz birinci köprüde de aynısını yaptınız. Yaptık mı, yaptılar, Allah rahmet eylesin. İkinci köprüde bunlar yine aynısını yapmadı mı, aynısını yaptılar. Yaptık mı, yapanlardan Allah razı olsun, ölenlerin ruhunu Allah rahmet eylesin."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3'üncü Köprü, Osman Gazi Köprüsü, İstanbul-İzmir Otoyolu, Marmaray, Avrasya Tüneli'nde de ana muhalefetin benzer itirazlarda bulunduğunu hatırlatarak, "Başbakan olduğumuzda Adnan Menderes Havalimanı gibi doğru dürüst bir havalimanı yoktu. Oraya da şu andaki muhteşem havalimanını yaptık, çünkü bize hizmet yakışıyor. Oy verirler vermezler, önemli değil. Bizim karakterimizde şu var, 'At denize balık bilmezse halik bilir.'" diye konuştu.

(Sürecek)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler