Suriye konferansında söz alan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Türkiye'yi eleştirdi ve "Erdoğan hükümeti olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı." dedi.
Üç yıldır süregiden Suriye krizine çözüm bulmak amacındaki İsviçre'nin Montrö kentinde bu sabah başlayan barış konferansında konuşan Muallim, Suriye'nin komşusu olan devletleri, iç savaşa silah ve savaşçı göndermek suretiyle ülkeyi ateşe atmakla suçladı.
Suriye Dışişleri Bakanı Muallim, özellikle Türkiye'ye yönelik olarak, şöyle konuştu:
"Eğer komşumuz, ihtiyacımız olduğunda yanımızda olsaydı, size anlattıklarım, Suriye'de olanlar aslında hiç yaşanmazdı. Ama Suriye'nin komşuları ya bizi sırtımızdan bıçakladı, ya da zayıf ve sessiz kaldılar. Suriye'yi yok etmek için uzun yıllardır yapılan planları uygulama emri aldılar. Erdoğan hükümeti olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı. Bu hükümet, kendi topraklarında teröristleri barındırıyor. Onlara, Suriye'ye karşı kullanacakları silah, eğitim veriyor. Ama besledikleri bu teröristlerin bugün kendilerini hedef aldıklarını görüyorlar."
Dışişleri Bakanı Velid Muallim konuşmasında, Suriyeli muhalifleri hain ve İsrail ajanı olmakla da suçladı.
'Zorlu sorunlar'Konferansın bu sabahki açılış konuşmasını BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun yaptı ve barış görüşmelerin zorlu sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Ban, ilk kez yüz yüze gelen Suriye yönetimine ve muhaliflere, bu sorunların üstesinden iyi niyetle müzakere ederek üstesinden gelmeye çalışmaya çağırdı.
Ban'ın ardından söz alan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, konferansın temel görevinin, 'trajik' olarak değerlendirdiği çatışmaların bitmesini sağlamak ve çatışmaların bölgedeki diğer ülkelere yayılmasını önlemek olduğunu söyledi.
Kerry: Esad'la geçiş hükümeti olamaz ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, oluşturulması düşünülen geçiş hükümetinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yerinin olmadığını vurguladı.
"Bir savaşı ve bunun gibi bir mücadeleyi sona erdirmek için barış görüşmeleri zorludur" diyen Kerry, taraflardan birinin karşı çıktığı birinin geçiş hükümeti kuracağını düşünmenin "gerçekçi" olmayacağını belirtti.
Kerry, "Demek oluyor ki Beşar Esad bu geçiş hükümetinin parçası olmayacaktır. Kendi halkına karşı bu gaddarca karşılığa öncülük eden adamın hüküm sürme meşruiyetini yeniden elde etmesinin tahayyülü mümkün değildir. Tek adam ve onu destekleyenler bir ulusu ve bir bölgeyi daha fazla rehin tutamaz. Bir ülkeye liderlik etme hakkı ne işkenceyle, ne fıçı bombasıyla, ne de füzelerle elde edilebilir; bu hak ancak halkın iradesiyle alınabilir ve bu iradenin şu anda nasıl ortaya çıkacağını hayal etmek güç." dedi.
ABD Dışişleri Bakanından sonra söz alan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise, Kerry'ye cevaben, Suriye dışındaki hiç kimsenin cumhurbaşkanını uzaklaştırmaya hakkı olmadığını söyledi.
Suriyeli muhalif Jarba'dan Nazi benzetmesiMuallim'in ardından sözü muhalifler adına Ahmed Jarba aldı.
Jarba Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın Suriye'deki çatışmalarda El Kaide'yi desteklediğini söyledi.
Muhalif lider, Suriye hükümeti delegasyonuna Cenevre-1 sözleşmesini hemen kabul etme ve iktidarı geçici hükümete bırakma çağrısında bulundu.
Jarba, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın ülkesinde insanlığa karşı suç işlediğini belirtti.
Dün medyaya yansıyan ve Suriye'de yetkililerin muhaliflere işkence ettiklerini gösterdiği iddia edilen görüntüleri de hatırlatan Jarba, bu görüntüleri 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi kamplarında gerçekleştirdiği suçlara benzetti.
Arabuluculuk BM'deÜç yıl içerisinde 130 bini aşkın insanın canına mal olan savaşın sona erdirilmesi konusunda arabuluculuğu Birleşmiş Milletler özel elçisi Lahtar Brahimi üstlenmiş durumda.
Cenevre 2 olarak adlandırılan bu konferansın kilit önemdeki anlaşmazlık konusunu Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın görevden inip inmemesi tartışması oluşturuyor.
BBC muhabiri Lyse Doucet, Suriye hükümeti ile isyancılar arasındaki asıl pazarlıklara -şayet barış süreci Montrö'de ilk gününde çökmezse- Cuma günü Cenevre'de başlanacağını aktarıyor.
İsviçre'deki muhabirlerimizden Bridget Kendall da, uluslararası delegelerin Cenevre 2 görüşmelerinden açık ve net bir çözüm çıkması umuduna mesefeli durduklarını, Montrö ve Cenevre'deki görüşmelerin bir sürecin ilk adımları olarak görülmesini yeğledilerini bildiriyor.